Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Kılıçdaroğlu: Dilek, sağlıktaki yalanları gösterdi

Kılıçdaroğlu: Dilek, sağlıktaki yalanları gösterdi
CHP'nin TBMM Grup toplantısında konuşan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu kanser hastası Dilek Özçelik ile Bakan Bayraktar arasında yaşananların sağlık hizmetleri ve sosyal devlet konusunda gelinen noktayı sergilediğini söyledi.

Radikal.com.tr - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmaya sanatçı Fazıl Say'a verilen hapis cezasını eleştirerek başladı. Sanatçısını mahkum eden bir toplumda demokrasinin bulunamayacağını belirtti. Bugüne kadar diğer siyasi partilere oy veren herkesi CHP çatısı altına davet eden Kılıçdaroğlu ayrıca, "Silahlı Kuvvetler benim talimatım olmadan hareket etmez" diyen Başbakan Erdoğan'ın Uludere'nin sorumluluğunu da üstlenmiş olduğunu söyledi.

Edirne'de Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'a derdini anlatırken para teklifi ile karşılaşan kanser hastası öğrenci Dilek Özçelik'e Bayraktar tarafından, "Al bu parayı düşürme" denmesini eleştiren Kılıçdaroğlu, genç kızın, "Ben dilenci değilim" sözünü aktararak bu tablonun 21. yüzyıl Türkiyesi'ne yakışmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından diğer satır başları şöyle:

- Değiştirilmesi bile teklif edilemeyen sosyal devletin içini boşaltıyorsunuz. "Senin görevin bana para vermek değil, sosyal devletin gereği olarak benim bakımımı sağlayacaksın" diyen Dilek Özçelik kim? Birimizin kızı, birimizin gelini olacak, birimizin yeğeni... Dilek'e yapılan muamele toplumun vicdanına atılan bir tokattır. Sağlık sistemi diye diye yapılanlar meydanda. Ne söylemiştim: Yalancıdan Başbakan olmaz. Anayasamızın 60. maddesi var herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Herkes derken sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını değil isterse turist olsun bu sınırlarda bulunan herkesi kast ediyor. Sosyal güvenlik bir haktır ve işçilerin çok söyledikleri bir slogan vardır: Hak verilmez alınır.

- Sayın bakan şimdi 'önemli olan onun tedavisi' diyor. Önemli olan sayın bakışın sayın bakan! Nasıl bakıyorsun? Senin kulun mu o?

- İlaç konusundan kararı doktor verir ve zamanı gelince tüketilmesi gerekir. Hekime gitmek kolaydır, tedavi olmak da kolaydır. Zor olan tedavinin pahalı olmasıdır. Dilek olayı bunu göstermiştir. 18 yaşına kadar çocuklar için sağlık parasız olacaktı. 10 ayrı işlemden para alıyorlar. İlaç katılım,i muayene katılım, reçete ücreti, eşdeğer ücreti, üç ilaçtan sonra kutu başı, özel hastane farkı, tetkik, önceliklikli tetkik ve istisnai hizmet ücreti alınıyor ve üç ayrı yerde alınıyor. Ay başında aynı hastalık için tekrar para alıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilaç karaborsası diye bir şey yoktu ilk kez bu olayla karşılaştık. Sağlıkta ilacın karaborsaya düştüğünü AKP ile gördük. İlaç işvereni ile hükümet bir araya geldi. Fiyat değerlendirme komisyonu oluşturdular. En son 2 Nisan 2009'da toplandı. 4 yıldır toplanmıyor. Üretici firmalar satamayız diyor. Görevini yapmayan kim? Hükümet. Mahkeme karar alıyor, 'toplanacaksınız' diyor ona rağmen toplanmıyor.

- Sağlıklı çalışan bir hükümet şantaj yapmaz. Sayın Bahçeli eleştiri yaptı diye, "Seni inceleteceğiz" diyor. Aklın başına yeni mi geldi? Şantaja izin vermeyeceğiz. Ülkede yolsuzluk varsa üzerine gidersin ama sen gidebilir misin? Yolsuzluktan beslenen yolsuzluğun üzerine gidemez. Sen daha malvarlığının hesabını vermedin. Hesap vermesi gereken adam hesap soracakmış. Önce sen kul hakkını nasıl yediğinin hesabını ver. Şantajmış, tehditmiş bunlara izin veremeyiz. Herkesi hapse atıp siyasi partilere de şantaj yapacaksınız! Sevsinler senin demokrasi anlayışını!

- Bir işçiyi nasıl işten atacağına dair toplantıya devletin bürokratları gidiyor. Sen nasıl demokrat olacaksın?

- Recep Tayyip Erdoğan hangi ülkenin başbakanı? Diyebilir mi Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanıyım diye? T.C'yi silenler birbirine düştü ben silmedim o sildi diyor. O Cumhuriyet Rize'den yırtık ayakkabı ile buraya gelen seni Başbakan, Kayeseri'de küçük bir esnafın oğlu yaptı, bu cumhuriyet Tunceli'de bir memurun oğlu olan Kemal Kılıçdaroğlu'nu CHP Genel Başkanı yaptı. Şimdi kalmış cumhuriyet düşmanlığı yapıyor. Takiye kültürü en yakınındakine ihanet eder. Erbakan'ın elini öpüyorlardı, sırtından bıçakladılar. Şimdi Cumhuriyet'e bunu yapmak istiyorlar ama senin gücün de boyun da buna yetmez.

- Başkanlık sistemi getirecekmiş. Parlamenter sistem Türkiye'nin 150 yıllık tarihinde var. Senin kişisel ihtiyaçların başkanlık sistemini getirmez.

- Bize soruyorlar, 'barış istiyor musunuz' istiyoruz, 'niye destek vermiyorsunuz' neye destek vereceğiz? Senin başkanlık çalışmalarına da mı destek vereceğiz? Ne sen başkan olacaksın, ne Türkiye'ye bir şey olacak! Şakşakçılık yapan köşe yazarları bilmediğiniz bir şeye nasıl destek veriyorsunuz? Korkuyorsan kalemi bırakacaksın!

- Türkiye'yi içinde bulunduğu durumdan kurtarmak için hepimize görev düşüyor. Adres bellidir. Adres Cumhuriyet Halk Partisi'dir.

 

Radikal, 16.04.2013
 

Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.