Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Kandil'den dönen Demirtaş'tan açıklama

Kandil'den dönen Demirtaş'tan açıklama
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Kandil'de Öcalan'ın gönderdiği son mektubun içeriğine ilişkin fikir alışverişinde bulunduklarını söyledi. Demirtaş, Kandil'de karar alma konusunda çok zorlanıldığını söyledi.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Neçirvan Barzani ile görüştükten sonra Erbil'de basın toplantısı düzenleyen Demirtaş, burada yaptığı konuşmada, Kandil'de Öcalan'ın gönderdiği son mektubun içeriğine ilişkin fikir alışverişinde bulunduklarını söyledi.
Demirtaş, Kandil'de yaptıkları görüşmelerde, hükümetin kullandığı dilden, üsluptan dolayı rahatsız olunduğunu öğrendiklerini ifade etti.
Kandil'de güven konusunda çok büyük tartışmaların yaşandığını, karar alma konusunda çok zorlanıldığını ileten Demirtaş, “Toplantı dizisi sonrasında Öcalan'a bir cevap yazacaklar. Bu cevap da muhtemelen bu hafta içerisinde ya da hafta sonuna doğru İmralı'ya ulaştırılacak” diye konuştu.

IKBY hükümeti destekliyor

Erbil'de birkaç gün daha temaslarda bulunacaklarını ifade eden Demirtaş şunları söyledi:
“Biliyorsunuz Barzani bir hafta önce Ankara'daydı. Parti genel merkezimizi de ziyaret etti. Biz de hem ziyarette bulunmak istedik hem de durumlarla ilgili bilgilendirmek istedik. Kendi gözlemlerimizi paylaştık. Kendileri de 'Hükümet olarak bu süreci baştan beri desteklediklerini ve desteklemeye devam edeceklerini' belirttiler. Kendilerine bir rol düşerse her an almaya hazırlar. Kürdistan hükümetinin resmi olarak süreci destekliyor olması, katkı sunmak için bu kadar cesur bir şekilde sürecin içinde olmalarının, çözümü kolaylaştıracağı şeklindeki düşüncelerimizi paylaştık.”

“Cevap İmralı'ya ulaştıktan sonra Öcalan, son bir değerlendirme yapacak”

Öcalan'ın mektubuna yazılacak cevabı Ankara'ya ve İmralı'ya götüreceklerini kaydeden Demirtaş, ondan sonra son bir değerlendirmenin yapılacağını söyleyerek, "Sürece dair varsa bir çağrısı, bu çağrıyı yapacaktır" dedi.

Demirtaş, şöyle konuştu:
"Özellikle hükümetin, Sayın Başbakanın, Ak Parti hükümetinin süreci biraz kolaylaştıracak, sürecin önünü açacak mesajlar vermesinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Bugünlerde Sayın Başbakanın çözüm sürecine dair vereceği güçlü mesajlar, güven verici mesajlar eminim ki karar almak durumunda olanların da elini rahatlatacaktır. Artık bizler bu sürecin, karşılıklı güven temelinde meşru bir çerçevede ve süreci güvenceye alacak yasal, anayasal tedbirlerle yürümesi gerektiği inancındayız."

“Parlamentoda bir komisyonun kurulması girişimi önemlidir”

Parlamentoda bir komisyon kurulması için kendilerinin de çalışma yaptıklarını anlatan Demirtaş, şöyle devam etti:
“CHP'nin de böyle bir çalışması var tabii. En azından AK Parti, CHP ve BDP olarak bu komisyonun kuruluşu konusunda ortaklaşabilirsek, parlamentonun sürece dahil olması, sürece yön vermesi, katkı sunması mümkün olacaktır. Parlamentoda bir komisyonun kurulması girişimi önemlidir. Bu son derece meşrudur. Bir ülkenin parlamentosu o ülkenin en önemli sorunu konusunda duyarsız kalacaksa veya o ülkenin partileri, ülkenin en önemli sorununa dair fikir ve çözüm üretmeyecekse hangi sorun için çözüm üretecek. Parlamentonun görevi, işi tam olarak nedir? Halk tabii ki bunu sorar. Sormakta da haklıdırlar. Halk hepimizden çözüm bekliyor, akan kanın durmasını bekliyor.”
Muhalefet partileri olarak halkın güven ve taleplerinin yerine getirilmesi konusunda çalışma yapmaları gerektiğini vurgulayan Demirtaş, BDP olarak başından beri bu pozisyonlarını koruduklarını, sürece dair kaygıları gidermeye çalıştıklarını dile getirdi.

“Kürt'ün yararına olan Türk'ün zararına değildir”

Herkesin her kesimin kendine göre bir korkusu olduğuna dikkati çeken Demirtaş, “Herkes şundan emin olmalı ki Türklerin veya Kürtlerin aleyhine olabilecek, zararlı olabilecek bir çözümü biz asla desteklemeyeceğiz. Zaten şu an tartıştığımız şey, hiçbir şekilde Türk'ün, Türkiye'nin, Türkiye'deki Kürtlerin veya buranın, hiç kimsenin aleyhine sonuç doğurabilecek bir tartışma, bir çözüm arayışı değildir" diye konuştu.
Demirtaş, "Kürt'ün yararına olan Türk'ün zararına değildir. Türk'ün yararına olan Kürt'ün zararına değildir” ifadesini kullandı.

Herkesin gelecekte ortak vizyonla sahip çıkabileceği çözümün birlikte yaratılabileceğini, öncelikle herkesin buna ilk başta inanması gerektiğine dikkati çeken Demirtaş, şöyle devam etti:
“Kürt halkının kendi özgürlüklerine, haklarına kavuşması Türk'ün zararına olmaz, Türkiye'nin zararına olmaz. Bu Türk'ü de güçlendirir, Türkiye demokrasisini de güçlendirir. Türkiye'nin daha demokratik özgürlükçü bir devlet olmasını sağlar. Toplumun da bütün bu hak ve özgürlüklerden daha fazla yararlanmasını sağlar. Kışkırtanlar olacaktır, bazı ırkçı, milliyetçi çevreler bu süreçten rahatsız olabilir, fakat bütün bunlara kulak tıkamak lazım."

Herkesin çözüm sürecini demokrasiyle buluşturmak için daha fazla çaba sarf etmesi gerektiğini anlatan Demirtaş, bu sürece desteğin AK Parti'ye destek anlamına gelmediğini anlattı.
Demirtaş, "Biz herhangi bir partiye ya da hükümete destek vermek için bu sürecin içinde değiliz. Bu sürece destek veren kesimler BDP'ye destek vermiş olmuyorlar. Barışa, kardeşliğe destek vermiş oluyorlar” ifadesini kullandı.

“Halkların zarar görmeyeceği bir çözümü birlikte yaratabilmeliyiz”

Ortadoğu'nun özellikle son zamanlarda karıştığını, büyük değişikliklerin yaşandığını dile getiren Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Halkların zarar görmeyeceği halkların kaybetmeyeceği bir çözümü birlikte yaratabilmeliyiz. Mesele AK Parti'ye veya politikalarına güvenmek değildir. Kendine güvenmeyenler, öz gücüne güvenmeyenler, mücadele etmeyi bilmeyenler, mücadele edecek gücü kendinde görmeyenler, ağzını açıp AK Parti'ye bakabilirler. Beklenti içine girebilirler. Ama kendinize güveniyorsanız, öz gücünüze, mücadelenize güveniyorsanız AK Parti'nin politikası yetersiz de olsa, güven vermezse de bu süreci ilerletmek mümkündür. Yeter ki biz kendimize güvenelim. Birçoğu kendine güvenmediği için AK Parti'ye güven olmaz diyor, devlete güven olmaz diyor. Devletten özgürlük beklemek zaten hatanın kendisidir. Hangi devlet bugüne kadar topluma özgürlük vermiş, hangi devlet bugüne kadar altın tepside topluma demokrasi hediye etmiş. Böyle bir örnek yok. Kendinize, mücadelenize güvenmeniz lazım. Halk mücadele etmezse, halk örgütlenip taleplerini ortaya koymazsa hükümetlere, devletlere güvenerek zaten özgürlük barış kazanılmaz.”

“Geri çekilmenin nasıl olacağı konusunda bir karar yok”

Bir basın mensubunun çekilmenin nasıl olacağı yönündeki sorusunu cevaplayan Demirtaş şunları kaydetti:
“Geri çekilmenin ne şekilde olacağına ilişkin henüz bir karar alınmadı. Şu an için ateşkes ilan edildi, geri çekilme ve geri çekilmenin ne şekilde olması gerektiği konusunda henüz bir karar yok. Onların sürece dair kaygılarını anlamaya çalışıyoruz. Sonuçta bütün o askeri güçlerini, militanları nasıl konumlandırılacaklarına kendileri karar verecek, bizim çok anladığımız, bildiğimiz bir iş değil. Hükümetin özellikle bu meseleye basit yaklaşmış olmasından, güvence sağlanması konusunda tereddütlü yaklaşmaları nedeniyle kendileri kaygılıdır. Geri çekilme kararının kolay olmayacağını, kararı alırlarsa uygulamanın da kolay olmayacağını düşünüyorlar. Biz bütün bu kaygıları anlıyor ve kaygıları giderecek çözümler üretmeye çalışıyoruz. Yaptığımız açıklamalarla, girişimlerle bütün bunları olgunlaştırmaya çalışıyoruz. Ama bu bizimle bitmiyor. Sayın Başbakanın bu kritik süreçte vereceği mesajlar atacağı adımların çok çok önemli olduğunu belirtmek istiyorum. Biz bir iki gün daha buradayız dolayısıyla Ankara'dan gelecek mesajlar sürecin selameti açısından çok kritiktir. Umut ediyorum ki herkes katkı sunacak bir pozisyon içerisinde olacaktır.”

Demirtaş, bir gazetecinin “Geri çekilme sürecinde PKK üyelerinin Erbil, Duhok ve Süleymaniye'de hayata adapte olacakları söyleniyor. Bu konuda siz neler söyleyeceksiniz?” sorusuna, “Bunu konuşmak için daha çok erkendir. Geri çekilme ile ilgili kesinleşmiş bir karar yokken sonrası için tartışmak çok erken" yanıtını verdi.

Hürriyet, 07.04.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.