Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > AK Parti'den 'Başkanlık sistemi' kitapçığı: Diktatörlük değil, acil ihtiyaç

AK Parti'den 'Başkanlık sistemi' kitapçığı: Diktatörlük değil, acil ihtiyaç
Yeni Anayasa sürecinde Başkanlık sistemini tartışmaya açan AK Parti, "Türkiye Başkanlık Sistemini Konuşuyor" başlıklı bir de kitapçık hazırladı. Sistemin diktatörlüğe yol açmayacağı savunulan kitapçıkta, sistemin Türkiye için acil bir ihtiyaç olduğu belirtildi.

Radikal.com.tr – AK Parti’li milletvekillerine dağıtılan 22 sayfalık kitapçıkta 20 soru ve cevabı bulunuyor.

“Türkiye’nin hükümet sisteminde bir değişime gitmesi uzun vadede ülkemizin lehine olacaktır. Son dönemde yürütülen tartışmalara bakıldığında başkanlık sisteminin Türkiye’de yeterince tanınmadığı ve kamuoyuna bu konuda yansıyan bilgilerin çoğunun pek çok ülkede başarıyla uygulanan ve etkili sonuçlar üreten başkanlık sisteminin doğru bilinmesi bir zorunluluktur” denilen kitapçıktaki bazı sorular ve cevapları şöyle:

ACİL İHTİYAÇ MI?: Evet, bugün Türkiye’nin en önemli anayasal sorunlarından birisi hükümet sistemine ilişkindir. Parlamenter sistemlerde Meclis aritmetiği nedeniyle hükümet kurulması süreci uzayabilir. Kurulan koalisyon hükümetleri öngördükleri farklı politikalar nedeniyle sağlıklı işlemez. Yine kurulan koalisyonlar zaman zaman az sayıda milletvekili transferleri nedeniyle her an yıkılma tehdidiyle karşı karşıya kaldığından kalıcı politikalar izlemekten uzaktırlar. Türkiye için tedbir alınmaması durumunda önümüzdeki yıllarda benzer bir risk her zaman söz konusudur.

NEDEN TARTIŞMA BUGÜN BAŞLADI?: Aslında bu tartışma bugün başlamadı. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde fiilen başkanlık sistemine yakın bir model uygulandı. Necmettin Erbakan’in öncülüğünde kurulan Milli Nizam Partisi’nin programında yer aldı. Alparslan Türkes’in Dokuz Işık Adlı Kitabında Türkiye için ideal hükümet modelinin başkanlık sistemi olduğu belirtildi. Ardından Özal ve sonrasında Demirel başkanlık sistemini tartışmaya açtı.

BAŞKANLIK SİSTEMİ DEMOKRASİYLE ÇELİŞİR Mİ?: Başkanlık sistemine yöneltilen eleştirilerden biri de bu sistemin tek kişinin diktatörlüğüne yol açma ve demokratik ilkeleri bertaraf etme tehlikesi olduğu yönündeki tamamen yanlış olan algıdır. Demokrasinin en önemli özelikleri arasında olan öngörülebilirlik ve hesap sorulabilirlik ilkeleri başkanlık sistemiyle daha iyi sağlanabilir.

BAŞKANLIK SİSTEMİNDE PARLAMENTONUN ÖNEMİ AZALIR MI?: Başkanlık sistemiyle ilgili bir başka yanlış algı da, başkanın bütün sisteme hâkim olarak parlamentoyu etkisiz bıraktığı yönündeki algıdır. Oysa başkanlık sisteminde yasama organı çok daha etkili ve yetkili olmaktadır.

SİSTEM ÜNİTER DEVLETLERDE DE UYGULANABİLİR Mİ?: Hükümet sistemi olarak başkanlığı seçen bir ülkenin zorunlu olarak devlet sistemi tercihinin federalizm olması gibi bir durum söz konusu değildir. Başka bir ifadeyle, federal yapı başkanlık sisteminin zorunlu bir sonucu değildir. Teklifte devlet sistemine ilişkin olarak, yani üniter devlet konusunda hiçbir değişiklik yer almamaktadır.

DİKTARÖRLÜK DEĞİL Mİ?: Başkanlık sistemi hakkındaki eleştirilerin odak noktasını, bu sistemin tek bir liderin sultasının egemen olduğu, otoriter veya totaliter bir yönetime yol açabileceği yönündeki kanaat oluşturmaktadır. Bu eleştiriyi yapanlar iddialarına delil teşkil etmesi amacıyla Latin Amerika ülkelerindeki başkanlık sistemlerinde vücut bulan kötü uygulamaları göstermekte ve Türkiye’nin de başkanlık sistemine geçmesi durumunda beyle bir tehlikeyle her zaman karşılaşabileceğini dile getirmektedirler. Türkiye’de de diktatörlüğe yol açacağını ileri sürmek milletimize haksızlık olacaktır. Aksine başkanlık sisteminin demokrasinin yerleşmesi ve gelişmesi acısından daha elverişli bir sistem olduğu söylenebilir. Belirtilen bu nedenler dikkate alındığında, başkanlık sisteminin diktatörlükle özdeş olduğu ya da diktatörlüğe yol açacağı yönündeki söylemin hiçbir bilimsel temelinin bulunmadığı ve bunun yanlış bir algıdan kaynaklandığı ortaya çıkmaktadır.

2007 HATIRLATMASI:
Sistemleri otoriter ya da totaliter olarak tanımlamamıza sebep olan şey ona hayat veren bireyler ve millettir ve ülkenin sosyal, ekonomik, siyasi şartlardır. Dolayısıyla otoriter rejimler parlamenter hükümet modeli yürürlükte iken de ortaya çıkabilir. Dünyada başkanlık sistemi ile yönetilip otoriterleşen ülkeler olduğu gibi parlamenter bir hükümet modeline sahip olup otoriterleşen ülkeler de mevcuttur. Türkiye’yi parlamenter sistemle yönetilirken iyi örnek olan İngiltere ile kıyaslayıp, başkanlık sistemi söz konusu olduğunda kötü örneklerle kıyaslamak doğru bir mantık değildir. Türkiye’de seçmen kendisini demokratik teamüllere uygun bir biçimde yönetecek kişileri seçme olgunluğuna sahiptir. AK Parti başkanlık sistemini teklif ederken millete güven duyduğunu da ifade etmiş olmaktadır. Bugün başkanlık sistemine karsı çıkan siyasi partilerin 2007 yılında cumhurbaşkanını halkın seçmesine yönelik referandumda millete olan bu güvensizliklerinden dolayı “Hayır” bloğunu oluşturduklarını unutmamak gerekir.

Radikal, 03.04.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.