Gündem
Gündem > Siyasi Gündem > 4. Yargı Paketi komisyondan geçti4. Yargı Paketi komisyondan geçti4. Yargı Paketi tutuklu vekiller sorunu ve çözüm sürecine ilişkin sert tartışmalar yaşandığı iki günlük görüşme maratonu sonunda kabul edildi. 4. Yargı Paketi tutuklu vekiller sorunu ve çözüm sürecine ilişkin sert tartışmalar yaşandığı iki günlük görüşme maratonu sonunda kabul edildi. CHP 'nin, sekiz tutuklu vekilin tahliyesini sağlayacak önergesi reddedildi. CHP'li Ömer Suha Aldan'ın önergesi üzerine TCK'nın 235. maddesindeki "ihaleye fesat karıştırma suçunun 5-12 yıl olan cezası 3-7 yıla indirildi. KOMİSYONDA NELER OLDU? TBMM Adalet Komisyonu, dün tümü üzerindeki görüşmeleri tamamlanan, kamuoyunda "4. Yargı Paketi" olarak bilinen İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısını maddeleri üzerinden görüşmeye başladı. Milletvekillerinin eleştirilerini yanıtlayan Ergin, tasarının, 2011'de başlayan ve 2012'de 2 kez Bakanlar Kurulu'na arz edilen bir tasarı olduğunu söyledi. Ergin, bu tasarıda, ilk sundukları tasarının dışında hiçbir şey olmadığını, sadece birkaç maddenin çıkarıldığını belirtti. AİHM'in vicdani retle ilgili Türkiye aleyhine ihlal kararları verdiğini ifade eden Ergin, bunun, Türkiye'de profesyonel askerlik tam olarak yerleştikten sonra uygulanabileceğini bildirdi. Ergin, tasarının maalesef bazı güncel gelişmelerle irtibatlandırılarak değerlendirildiğini de sözlerine ekledi. Türkiye'nin son 30 yıldır terörle mücadele ettiğini ifade eden Ergin, bu hadiselerin 1983'te başlayan hadiseler olmadığını, daha da geçmişe gittiğini söyledi. Ergin, bu sorunun 1925'den beri masaya yatırılarak tartışıldığını, tedbir önerileri getirildiğini kaydetti. Bakan Ergin, CHP, MHP , SHP, BDP ve RP'nin bu konuyla ilgili raporları olduğunu anımsatarak, 88 yıldır bu raporlarda önerilen tedbirler ile ilgili yolda yüründüğünü söyledi. Ergin, 88 yıldır soruna ilişkin teşhisler yapıldığını ve tedaviler önerildiğini ancak teşhis ve tedavi uygulandığında hastalığın daha müzmin hale geldiğini ifade etti. Abdullah Öcalan ile yakalandığı ve Türkiye'ye getirildiği günden bugüne kadar, devletin istihbarat birimlerin ihtiyaç duyulan her zeminde görüştüğünü kaydeden Ergin, "1999 yılında terör örgütünün yurt dışına çıkmasına dair bir adım atıldı ancak o süreçte öngörüsü dar olan bir grup sürecin tamamlanmasını engellemiştir. Bu süreç o tarihte tamamlansaydı, Türkiye büyük ihtimalle bugün bu sorunlarla boğuşuyor olmayacaktı. İmralı'daki hükümlü ile görüşülmesinin ötesinde, ne görüşüldüğünün önemi vardır. Son 30 yıldır ülkemizin kaybettiklerine bir bakalım. 30 yılda, Türk'ün de Kürt'ün de Arap'ın da 75 milyonun üzüldüğü, anasının ağladığı ve gözyaşı akıttığı bir süreç yaşadık. Bu süreç 75 milyona keder, üzüntü, gözyaşı getirmiştir" diye konuştu. Ergin, bu süreçten; Türkiye'nin bölgesinde gelişmesini istemeyenlerin, bölgesel ve küresel güç olmasını arzu etmeyenlerin, milleti sevmeyenlerin sevindiğini söyledi. Sadullah Ergin, ikinci aşamada Türkiye'nin AİHM kararları doğrultusunda atması gereken adımlar olduğunu, üçüncü aşamanın ise silahların bırakılması, normalleşme ve ebediyen silahların gün yüzüne çıkmaması aşaması olduğunu belirtti. Bunların varılmak istenen hedefler olduğunu ifade eden Ergin, "Böylesi bir neticeye kan akıtılmadan, gözyaşı dökülmeden buna ulaşabileceksek, niçin rahatsızlık verici olsun?" diye konuştu. "MİLLETE RAĞMEN ADIM ATMAYIZ" CHP'nin bu konuyla ilgili çok sayıda raporu olduğunu hatırlatan Ergin, "AK Parti bu büyük milleti kandırmaya çalışmıyor, buna gücü de yetmez. Milletimiz kandırılması mümkün olan bir çocuk falan değil, her şey onun gözlerini önünde cereyan ediyor" diye konuştu. Bakan Ergin, muhalefetin, "Eğer bunlar suçsa ben suçu işliyorum" sözlerine yönelik eleştirilerine de yanıt verdi. Programda, "Çok canlar yandı, çok kanlar aktı, her insanın yüreğine ateş düşüren bir süreç yaşadık. Büyük resmi görelim" dediğini, yapımcının da, "Endişeler var, bir savcı çıkar da dava açarsa çok zor durumda kalabiliriz" şeklinde kaygılar olduğunu hatırlattığını ifade eden Ergin, "Bir savcı çıktığında, 'siz niye Türkiye'ye barışı getirmeye çalışıyorsunuz diye hesap mı soracaktır? Akan kanın, gözyaşının dindirilmesi için niçin gayret sarf ediyorsunuz diye mi soracaktır? Bunları yapmaya çalışmak suçsa evet şu anda yaptığımız budur, ben bu işi yapıyorum" dediğini anlattı. Ergin, bunların suç olmadığını, çünkü istismar edilen sorunları çözmeye çalışmanın suç olarak görülmemesi gerektiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
Abdullah Öcalan'ın bugün marksist ve leninist söylemleri bıraktığı ve Hz. Muhammed'i ağzına alacak kadar kimlik değişikliğine uğradığını söyleyen Bal, "Kendisini AKP 'yi iktidara getiren güç olarak görüyor, Türkiye'yi hallettikten sonra Mezopotamya ve federal yapılardan bahsediyor. Bu, BOP projesidir. Başbakan Türkiye üzerinde oynanan oyunu BOP'un eşbaşkanı olarak bilmiyorsa, niçin Türkiye'nin Başbakanlığını yapmaktadır?" dedi. Bal, PKK'nın, Suriye'nin kuzeyinde Barzani benzeri bir oluşumun oluşturulması için silahlarıyla birlikte yurt dışına gönderildiğini iddia ederek, bu oluşumun daha sonra da İran'da kurulacağını savundu. Bal, "Barzani'yi Irak'ta kurdurtan ve musallat eden AK Parti iktidarıdır. Barzani, AK Parti'den önce aşiret lideriydi, şimdi önemli birisi oldu" diye konuştu. Bal, AK Parti'li milletvekillerinin itiraz etmesi üzerine, "Bu maddeye bu gözle de bakılsın" dedi. Bal, PKK adının şiddet ve cebir ile eşdeğer olduğunu söyledi. Radikal, 29.03.2013 Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız. |