Gündem
Gündem > Siyasi Gündem > İşte Öcalan'ın mesajıÖcalan'ın tarihi mesajı: Silahı bırakın, sınır dışına çıkınAbdullah Öcalan'ın tarihi açıklaması BDP milletvekili Pervin Buldan tarafından Kürtçe, Sırrı Süreyya Önder tarafından Türkçe okunuyorÖcalan'ın açıklamaları özetle şöyle: Selam her iki halkın kardeşliğine. Yeni günün aydınlığıyla birlikte Nevruz'u kutluyoruz. Dicle ve Fırat nehri Sakarya ve Meriç'in kardeşidir. Cudi ve Gabar Dağı Kaçkar ve Erciyes'in dostudur. Arap Fars Türk ve Kürt halkının birbirini boğazlatmaya çalıştılar. Savaş ve kirli düzene artık yeter diyoruz. Benim başkaldırım çaresizliğe cahilliğe ve köleliğe karşı idi. Bizim savaşımız etnik ya da bir dine karsı değil. Savaşımız adaletsizliğedir. Beni dikkatle dinleyenler, bugün yeni bir dönem başlıyor. Demokratk haklar, özgürlük ve eşitlik dönemi başlıyor. Yeni bir anayasaya gerek yok. 1924 anayasası yeterli. Artık silahlar sussun, fikirler konuşsun safhasına geldik.Türk halkı ve Kürt halkının akan kanı duracak. Silah değil siyaset işleyecek. Silahı olanlar sınır dışına çıksın.Silahlı mücadeleden demokratik mücadeleye geçiş yapıyoruz. Bana güvenenler sürecin hassasiyetini sonuna kadar göz önünde bulundursun.Bu mücadeleden vazgeçmek değil yeni bir mücadelenin başlangıcı. Zaman savaşın ya da çatışmanın zamanı değildir. Zaman ittıfak ve birbirine sarılmanın helal etmenın zamanıdır. Ötekileştirme politikaları karşısında kardeşliği ve halkların birlğini kuracağız. Selam bu sürece destek verenlere ve demokratik cözüm ile barışa destek verenlere... Yaşasın Nevruz yaşasın halkların kardeşliği... Radikal, 21.03.2013 İşte Öcalan'ın mesajıDiyarbakır'daki Nevruz kutlamasında Öcalan'ın 5 sayfalık mesajını BDP'li Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan Türkçe ve Kürtçe okudu. Önce Kürtçe okunan mesajında Öcalan, ''PKK'ya silahları bırakın, sınır dışına çıkın'' çağrısı yaptı. Öcalan'ın dikkat çeken mesajlarından biri de ''Tıpkı yakın tarihte Misak-ı Milli çerçevesinde, Türklerin ve Kürtlerin öncülüğünde gerçekleşen Kurtuluş Savaşı’nın derinleşmiş bir türevini yaşıyoruz'' sözleri oldu. Yüzbinlerce kişinin toplandığı Nevruz alanında Öcalan'ın mesajı önce Kürtçe okundu. Mesajın Kürtçesini BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan okudu. Öcalan’ın açıklamasından öne çıkan satırbaşları şöyle: Binlerce yıllık bu büyük medeniyeti farklı ırklarla dinlerle mezheplerle kardeşçe ve dostça birlikte yaşayan Kürtler için Dicle ve Fırat, Sakarya ve Meriç nehirlerinin kardeşidir. Halay ve delilo, horon ve zeybekle hısım akraba olur. Bu büyük medeniyet kardeş topluluklar siyasi baskılarla, birbirine düşürülmeye çalışılmış, hakkı hukuku ve özgürlüğü esas almayan düzenler inşaa edilmeye çalışılmıştır. Batılı emperyalist müdahaleler baskıcı anlayışlar, Arabı, Türkü, Kürdü... Toplulukları sanal sınırlara, suni problemlere gark etmeye çalışmıştır. MİLYONLAR ARTIK BARIŞ DİYOR Ortadoğu ve Ortaasya halkları artık uyanıyor. Kendine ve aslına dönüyor. Birbirine karşı kışkırtıcı ve köreltici savaşlara artık dur diyor. Nevroz ateşiyle yüreği tutuşan yüz binler milyonlar artık barış diyor, kardeşlik diyor, çözüm istiyor. İçinde doğduğum çaresizliğe, bilgisizliğe, köleliğe karşı bireysel isyanımla başlayan bu mücadele, her türlü dayatmaya karşı bir ruhu oluşturmayı amaçlıyordu. Bugün görüyorum ki bu haykırış bir noktaya ulaşmıştır. Bizim kavgamız hiçbir ırka, dine, mezhebe ve gruba karşı olmamıştır, olamaz. Bizim kavgamız, ezilmişliğe, geri bırakılmışlığa, baskı ve ezilmeye karşı olmuştur, bundan sonra da böyle olacaktır. YENİ BİR TÜRKİYE, YENİ BİR ORTADOĞU Bugün artık yeni bir Türkiye’ye, yeni bir Ortadoğu’ya uyanıyoruz. Çağrımı bağrına basan gençler, yüce kadınlar, söylemlerimi baş göz üstüne diyerek kabul eden dostlar, sesime kulak kesilen insanlar, bugün yeni bir dönem başlıyor. SİLAHLI DİRENİŞTEN DEMOKRATİK SİYASİ SÜRECE KAPI AÇILIYOR Silahlı direniş sürecinden, demokratik siyasi sürece kapı açılıyor. Siyasi sosyal ve ekonomik yanı ağır basan bir süreç başlıyor. Demokratik hakları özgürlüğü eşitliği esas alan bir anlayış gelişiyor. BÜYÜK BEDELLER ÖDEDİK, HELAL OLSUN Biz onlarca yılımızı bu halk için feda ettik, büyük bedeller ödedik, helal olsun. Bu fedakarlıkların bu mücadelelerin hiç biri boşa gitmedi. Kürtler öz benliğini, aslını ve kimliğini yeniden kazandı kutlu olsun. ARTIK SİLAHLAR SUSSUN, FİKİRLER KONUŞSUN Artık silahlar sussun fikirler konuşsun noktasına geldik. Yoksayan inkar eden dışlayan modernist paradigma yerle bir oldu. Akan kan Kürdüne, Türk'üne, Laz'ına, Çerkez'ine bakmadan bu coğrafyanın ta bağrına akıyor. Ben bu çağrıma kulak veren milyonların şahitliğine diyorum ki, artık yeni bir dönem başlıyor. Silah değil, siyaset öne çıkıyor. SİLAHLI UNSURLARIN SINIR DIŞINA ÇEKİLMESİ AŞAMASINA GELİNDİ Yine diyorum ki artık silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilmesi aşamasına gelinmiştir. Yüreğini bana açan bu davaya inanan herkesin sürecin hassasiyetlerini sonuna kadar gözeteceğine inanıyorum. Bu bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Bu mücadeleyi bırakmak değil daha farklı bir mücadeleyi başlatmadır. Kürt halkı ve Anadolu'ya yaraşır şekilde tüm halkların eşit ülkesinin oluşması için herkese hepimize büyük sorumluluklar düşüyor. Bu nevroz münasebetiyle en az Kürtler kadar Ermenileri, Araplar ve diğer halk topluluklarına da özgürlük ve eşitlik ışıklarını, kendi ışıkları olarak görmeye ve yaşamaya çağırıyorum. DEMOKRATİK MODERNİMİZİ İNŞA ETMEYE ÇAĞIRIYORUM Saygıdeğer Türkiye halkı, bugün kadim Anadolu’yu Türkiye olarak yaşayan Türk halkı bilmeli ki, Kürtlerle bin yıla yakın İslam bayrağı altındaki ortak yaşamları, kardeşlik ve dayanışma hukukuna dayanmaktadır. Gerçek anlamında bu kardeşlik hukukunda, fetih inkar red ve imha yoktur, olmamalıdır. Kapitalist moderniteye dayalı son yüzyılın baskı imha ve asimilasyon politikaları halkı bağlamayan iktidar elitinin tüm tarihi ve kardeşlik hukukunu reddeden çabaları reddetmektedir. Bu zulüm cenderesinden ortaklaşa çıkış yapmak için hepimizin ortadoğunun temel iki stratejik gücü olarak, kendi öz kültür ve uygarlıklarına uygun şekilde demokratik modernimizi inşa etmeye çağırıyorum. Bu çağrıma bir cevap yok mu? ZAMAN HELALLEŞME ZAMANIDIR Zaman çatışmanın, birbirlerini horlamanın değil, ittifakın, birlikteliğin ve helalleşmenin zamanıdır. Çanakkale’de omuz omuza şehit düşen Türkler ve Kürtler, 1920 Meclis’ini birlikte açmışlardır. Ortak geçmişimizin ortaya koyduğu gerçek, ortak geleceğimizi de birlikte kurmamız gerektiğidir. TBMM’nin kuruluşundaki ruh bugün de yeni dönemi aydınlatmaktadır. YENİ BİR ARAYIŞ EKMEK KADAR İHTİYAÇ Bütün ezilen halkları, ezilen sınıf olan kadınları, ezilen mezhepleri, tarikatlarını, işçi sınıfın temsilcilerini ve sistemden dışlanan yoksayılan herkesi demokratik modernite sisteminde yer tutmaya, zihniyet ve formunu kazanmaya çağırıyorum. Ortadoğu ve Ortaasya kendine uygun bir demokratik bir düzen aramaktadır. Yeni bir arayış ekmek kadar su kadar ihtiyaç hale gelmiştir. Bu modele, yine Anadolu ve Mezopotamya’nın onu inşa etmesi kaçınılmazdır. MİSAK-I MİLLİ VURGUSU Tıpkı yakın tarihte Misak-ı Milli çerçevesinde, Türklerin ve Kürtlerin öncülüğünde gerçekleşen Kurtuluş Savaşı’nın derinleşmiş bir türevini yaşıyoruz. Tüm bu kesimleri eşitlikçi özgür ve demokratik ifade tarzının örgütlenmesini gerçekleştirmeye çağırıyorum. AYRIŞTIRMAK İSTEYENLERE İNAT BİRLEŞECEĞİZ Bu toprakların tarihselliğinde önemli bir yer tutan, biz kavramının genişliği ve kapsayıcılığı, dar iktidar elitleri eliyle teke indirilmiştir. Biz kavramına, eski ruhunu vermenin zamanıdır. Bizi bölmek ve çatıştırmak isteyenlere karşı bütünleşeceğiz. Ayrıştırmak isteyenlere karşı inat birleşeceğiz. ZAMANIN RUHUNU OKUYAMAYAN TARİHİN ÇÖP SEPETİNE GİDER Zamanın ruhunu okuyamayanlar tarihin çöp sepetine giderler. Suyun akışına direnenler uçuruma sürüklenirler. Ortadoğu halkları kökleri üzerinden yeniden doğmak ve ayağa kalkmak istiyorlar. Bu Nevroz hepimize yeni bir müjdedir. Hz Musa, Hz İsa ve Hz Muhammed’in mesajlarındaki hakikatler bugün yeni müjdelerle harekete geçiyor. İnsanoğlu kaybettiklerini geri kazanmaya çalışıyor. Hürriyet, 21.03.2013 Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız. |