Gündem

GERÇEKLERİ KARARTMA KOMİSYONU

“Bir devlet düşünün; 34 yurttaşımızı öldürüyoruz. Uludere sıradan bir olay değildir. 14 günde aydınlanması gereken sorun 14 aydır çözülemiyor. Herkes ne olduğunu biliyor, ama çıkıp kamuoyunun önünde söylemiyor. Meclis komisyonu gerçekleri aydınlatmak değil, gerçekleri karartmak gibi bir işlevi üslenmiş vaziyette. İşin ucu Recep Tayyip Erdoğan’a dayanınca orada akan sular duruyor. Oslo görüşmelerinde de savcı soruşturma açtı, alelacele yasayla korudular. Neden? Ucu Başbakan’a dokunuyor diye.

SAYIN ÇİÇEK’E SESLENİYORUM

34 yurttaşımızı bilerek ve isteyerek birilerinin talimatıyla gidip öldürdük. O ailelerin dramını anlamamız gerekiyor. Mademki adaleti arıyoruz, kimliği, oturduğu yer, inancı, rengi ne olursa olsun herkese eşit yaklaşmalıyız. Rapor alt komisyona geliyor, komisyon başkanı da raporu ilk kez görüyor. Devlet adına utançtır. Sayın Cemil Çiçek’e sesleniyorum. Politikada duayen noktasında olan bir kişidir, bir komisyon başkanı nasıl olur da hazırlanan raporu üyelere ‘Alın okuyun’ der, sonra ellerinden zorla alır. Olayı kapatmak istiyorlar. Ankara’nın derin dehlizlerini bırakın, TBMM’de kayboluyorsunuz. Siz 34 kişinin annesine hesap veremezsiniz. İnsanlık adına utanç vericidir. Devlet gayrimeşru alana sapmaz. Gayrimeşru bir sürecin içine sokuyorsunuz incelemeyi. Böyle bir rezalet olabilir mi? Bu dosyayı da kapatmak istiyorlar.

MUSTAFA MUĞLALI YARGILANDI

Adalet yüce, soylu bir kavramdır. Adalet milletin vicdanıdır, dönemsel eğilip bükülmez, kişiden kişiye değişmez. Adaletin olmadığı yerde devlet olmaz. Adalet istiyor bu anneler. Dünyanın en zor şeyini istiyorlar. Neden? Adaletsizliği kural yapmış bir iktidardan istedikleri için. Bakın diğer 
partilerin hiçbirinden ses seda yok. İnsan haklarının ne olduğunu bilmiyor onlar. Biz arkadaşlarımızı hasta mahkumlara gönderirken onların siyasi düşüncelerine, inançlarına bakmadık. Beyefendiye bakın; Mustafa Muğlalı olayını hatırlar, bu olayı görmezlikten gelir. Mustafa Muğlalı olayında 
33 kaçakçı öldürüldü. Mustafa Muğlalı yargılanmıştır, hapse atılmıştır. Burada kapatılmak isteniyor. ‘Para verdik sesini kes’ diyorlar.

12 MART’A ECEVİT KARŞI ÇIKTI

Bugün 12 Mart. 12 Mart Muhtırası CHP tarihi açısından çok önemli. O dönem partimizin genel sekreteri Bülent Ecevit muhtıraya çok açık karşı çıkmıştır. Ecevit askerlerin ülkeyi yönetmesine karşı çıkmanın yanı sıra demokrasiye de sahip çıkmıştır. Darbelerin en çok CHP’yi mağdur ettiğini gösteren en tipik örnek 12 Mart’tır. CHP’nin iktidara en yakın olduğu zamanlarda darbeler, müdahaleler olmuştur.”