Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Kalıcı barışa dönüşebilir

Kalıcı barışa dönüşebilir

Kandil’in bir numarası Murat Karayılan yaşanan son sürecin eskisinden farklı olduğunu söyledi: Kalıcı barışa dönüşebilir 
 

Abdullah Öcalan’ın, İmralı’dan Kandil’deki PKK’lılara yazdığı mektubu götüren BDP milletvekillerinin, Kuzey Irak’taki örgüt yöneticileriyle buluştukları görüşmeye PKK yöneticilerinden Murat Karayılan, milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder, Ahmet Türk, Altan Tan ile KCK Türkiye sorumlusu ve Diyarbakır’da görülen KCK ana davasının bir numaralı sanığı Sabri Ok katıldı. Toplantının fotoğrafları ise, örgütün yayın organı ANF ajansında yer aldı.

Üzerinde düşünmek lazım

BDP heyetinin açıklamasına göre Kandil’de yapılan PKK görüşmesi, 1 Mart günü gerçekleşti. Görüşmeyle ilgili ANF’ye konuşan Karayılan, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın mektubu konusunda önemli oranda bir kanaat oluştuğunu ancak halen üzerinde düşünmeleri gereken noktalar olduğunu kaydederek “Karar almamız kolay değildir” dedi. Süreç konusunda halkın iyimser olması gerektiğini ifade eden PKK’nın Kandil yöneticisi, bu son sürecin daha köklü ve daha kalıcı bir barışı geliştirmeye aday olduğunu, öncekilere benzemediğini vurguladı. Sürecin aynı zamanda her an kırılabilecek ve kapsamlı bir çatışmaya dönüşebilecek bir karakterde olduğunu ifade etti.

Hava saldırısında beklettik

Net bir karar için sadece BDP heyetiyle yapılan görüşmelerin yetmediğini belirten Karayılan, Öcalan ile doğrudan bir ilişkiye ihtiyaç duyulduğunu, her iki taraf için BDP’nin önemli bir rolü olacağını kaydetti. Karayılan, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın “Terör örgütü sadece kendi başına değildir, işin içinde uyuşturucu kaçakçılığı ve milyon dolarlar vardır, bu açıdan karar vermeleri zordur” şeklindeki sözlerinin psikolojik harpten ibaret olduğunu söyledi. Karayılan, rehin tuttukları kamu görevlilerinin bir hafta içinde serbest bırakılacağını açıkladı. BDP heyetinin mektubu götürdüğü gün TSK tarafından hava saldırısı düzenlendiğini belirten Karayılan, hava ve kara operasyonları nedeniyle heyeti Süleymaniye’de beklettiklerini, vekillerin gerekli yerlerle görüştüklerini, hava saldırılarının olmayacağını garanti ettiklerini ve görüşecekleri alanın güvenli olacağını söyledikleri için “gelebilirsiniz” dediklerini söyledi. Karayılan, bu saldırılara cevap verme hakları olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Etki, tepkiyi yaratır. Eğer bir saldırı varsa, saldırıya maruz kalanın kendini savunma ve misilleme hakkı da vardır. Hiçbir biçimde bizim şiddet karşısında boyun eğmemiz söz konusu değildir.”

Erdoğan’ın tespiti doğru

Konuşmasında MHP ve CHP’nin İmralı görüşme notlarının içeriğine dönük sert eleştirilerine de değinen Karayılan, bu partilerin sanki Türkiye parçalanacakmış gibi saldırgan bir dil kullandıklarını ifade ederek “Savaşmak mı istiyorsunuz? Savaşırsanız biz de 50 yıl daha savaşabiliriz. Siz bizi, PKK’yi ve Kürt halkını bitiremezsiniz. Bir arada yaşanacaksa bunun çözüm formülünü bir biçimde bulmak gerekiyor. İşte Önder Apo, herkesin hassasiyetini dikkate alan en makul bir çerçeveyi ortaya koymuş; daha neyi eleştiriyorsunuz!” Türkiye’nin içinden ve dışından süreci sabote etmek isteyen güçlerin olacağını belirten Karayılan, Erdoğan’la hemfikir olduğu bölümleri ise şu sözlerle anlattı: “Bu konuda Başbakan Erdoğan’ın, ‘Biz bu soruna her el attığımızda önümüze engeller çıktı’ biçimindeki söylemi doğru ve yerinde bir tespittir. Biz de bunu hissediyoruz. Çünkü bu engel durumları bize de yansıyor. Fakat her iki tarafın çözüme ve barışa ilişkin kararlı duruşları, bu sabote çabalarını boşa çıkarabilecektir.” Süreci “köklü bir yenilenme” olarak gördüğünü belirten Karayılan, “Bu açıdan biz karar alırken AKP hükümetine veya başka bir çevreye güvenip güvenmeme temelinde almayacağız. Siyaset salt güvene dayalı yürütülen bir şey değildir” diye konuştu.

BDP meseleyi netleştirmeli

“Sızma” konusuna da değinen Karayılan, “Aldığım bilgilerde bunun BDP tarafından sızdırılmadığı görülmektedir. Eğer BDP tarafından yapılmış bir sızdırma durumu söz konusu değilse, o vakit akla gelen şey, bu metnin çalınmış olduğudur. Metnin, sürece bir biçimde çomak sokmak isteyen bazı kesimler tarafından sızdırıldığı ihtimali yüksek. Bu hususu tabii ki başta BDP olmak üzere ilgili kesimler netleştirmeli. Kamuoyunun da onlardan beklentisi budur” dedi.
 

Taraf, 07.03.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.