Gündem
Gündem > Siyasi Gündem > 4. Yargı Paketi'nin ayrıntıları belli oldu4. Yargı Paketi'nin ayrıntıları belli olduHükümet, uzun süredir beklenen 4. yargı reform paketine ilişkin Bakanlar Kurulu imzalarını tamamlayarak, TBMM'ye gönderdi. Paket, genel itibarıyla Türk yargı sisteminin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) standartlarına uydurulmasını amaçlıyor. Bu çerçevede pakette en çok öne çıkan unsur, daha önceki yasalarda terör örgütünün propagandası olarak suç sayılan bazı eylemlerin, suç olmaktan çıkarılması.Buna ilişkin en somut örnek ise, bundan böyle PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'dan "Sayın Öcalan" diye bahsedilmesinin suç olmaktan çıkarılması.
Yine 4. yargı paketinde öne çıkan diğer unsurlar ise, işkence yapmakla suçlanan kamu görevlisinin dava edilmesi için "zaman aşımının" ortadan kaldırılması ve şüphelinin tutukluluk halinin devamına ilişkin karar verilirken, bizzat şüpheli veya vekiline de söz hakkı tanınmasının önünün açılması. “Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere arttırılabilir ve miktarın arttırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir.” AİHM Türkiye'yi, idari mahkemelerin uzun yargılama süreleri konusunda, davacıya tazminat ödemeye mahkum etmişti (AİHM Okçu kararı- 39515/03). AİHM kararında, yargılamanın uzaması nedeniyle devletin davacıya ödeyeceği tazminata faiz eklenmesine hükmetmişti. 4. yargı paketindeki bu değişiklik ile, Türk yargısındaki ilgili yasalarda davacının uzun yargılama nedeniyle mağdur olmasının önüne geçiliyor. “Terör örgütünün, cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında arttırılır. Ayrıca, basın ve yayın organlarının suçun işlenmesine iştirak etmemiş olan yayın sorumluları hakkında da bin günden beşbin güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Aşağıdaki fiil ve davranışlar da bu fıkra hükümlerine göre cezalandırılır: a) Terör örgütünün propagandasına dönüştürülen toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde, kimliklerin gizlenmesi amacıyla yüzün tamamen veya kısmen kapatılması. b) Toplantı ve gösteri yürüyüşü sırasında gerçekleşmese dahi, terör örgütünün üyesi veya destekçisi olduğunu belli edecek şekilde; 1. Örgüte ait amblem, resim veya işaretlerin asılması ya da taşınması, Daha önceki kanun maddesinde sadece terör örgütünün propagandasının yapılması bile suç sayılıyordu. Oysa yapılan değişiklikle, "cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemler" ifadesi ekleniyor. Böylece, mesela "Sayın Öcalan" diye bahseden yazılar, suç olmaktan çıkarılıyor. Ancak yazıda şiddete teşvik varsa, suç kapsamına alınıyor. Ayrıca, suçun işlendiği yayın organı sorumlularına verilen cezada da indirime gidiliyor.
Değişiklikle, işkence yapmakla suçlanan kamu görevlileri için zaman aşımı uygulanmayacak. BARIŞÇI GÖSTERİDE "BİJİ APO" SLOGANI SERBEST DEĞİŞİKLİĞİN ANLAMI TCK'nın ilgili maddesinde kullanılan ifade "İşlenmiş olan bir suçu veya işlemiş olduğu suçtan dolayı bir kişiyi alenen öven kimse, iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır" idi. Ancak buna "kamu düzeni açısından açık ve yakın tehlike ortaya çıkarması" kavramı getirildi. Yani, yapılan eylemin sonuçlarının "yakın tehlike ortaya çıkarıp çıkarmadığına" bakılması, buna göre ceza verilmesi şartı getirildi. Bu değişikliğe temel olarak ise, AİHM'in verdiği, "nevruz kutlamaları sırasında terör örgütü lideri lehine atılan sloganların suç kabul edilemeyeceği" kararı alındı. DEĞİŞİKLİĞİN ANLAMI Burada da yine AİHM'e yapılan başvurular dikkate alınarak, terör örgütünün propagandasını yapma eylemini suç kabul etmek için, yine "şiddet ve cebire teşvik" şartı getiriliyor. DEĞİŞİKLİĞİN ANLAMI Maddenin orjinal hali "Halkı, askerlik hizmetinden soğutacak etkinlikte teşvik veya telkinde bulunanlara veya propaganda yapanlara altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir" şeklindeydi. Burada da, suçun içeriğine kısıtlama getiriliyor. Suç kapsamı, "tüm halkı teşvik etmekten", "halen askerde olan ya da askere gidecekleri teşvik etmek" kavramına daraltılıyor. Burada da, yine "şiddet, cebir içermediği sürece" ya da "nefret söylemi olmadığı sürece" askerlik hizmeti konusundaki eleştirilerin ifade özgürlüğüne girdiğine ilişkin AİHM kararlarına atıf yapılıyor. DEĞİŞİKLİĞİN ANLAMI Orjinal maddede, savcının kararı verirken, müdafi ya da vekilinin görüşünün alınması ifadesi var. Bu değiştirilmiyor. Ancak şu şekilde bir düzeltme yapılıyor. Savcının "duruşma sırasında" görüş alması aynen korunurken, "duruşma dışında görüş almasına" ise gerek olmadığı ibaresi ekleniyor. Böylece AİHM'e yapılacak "usül hatası" başvurularının önüne geçilmesi amaçlanıyor. MADDE 12- 5271 sayılı Kanunun 108 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “bulundurularak” ibaresinden sonra gelmek üzere “, şüpheli veya müdafii dinlenilmek suretiyle” ibaresi eklenmiştir. DEĞİŞİKLİĞİN ANLAMI Tutukluluk halinin devamı konusunu belirleyen bu maddede yapılan değişiklik ile, mahkemenin "dosya üzerinden karar vermek" yerine, kararını verirken şüpheli ya da avukatının görüşünü alması da bir şart haline getiriliyor. Böylece AİHM'in tutukluluk konusundaki her karar öncesinde "şüphelilerin makul sürelerde dinlenilmesi" konusunda verdiği cezaların önüne geçilmesi amaçlanıyor. DEĞİŞİKLİĞİN ANLAMI Burada da şüpheli lehine bir hüküm eklenerek, şüphelinin kanuni haklarının tutukluluk kararı alınırken tam kullandırılmaması halinde tazminat almasının yolu açıldı. DEĞİŞİKLİĞİN ANLAMI Maddede yapılan değişiklikle, tazminat isteyemeyecek kişiler arasında sayılan gözaltı ve tutukluluk süresi başka bir hükümlülüğünden indirilen kişilerin tazminat isteyebilmelerine imkânı sağlanıyor. DEĞİŞİKLİĞİN ANLAMI AİHM'in aldığı kararların da, ilgili mahkeme tarafından dikkate alınmasını ve AİHM'in "ihlal" kararı vermesi halinde, yeniden soruşturma açılmasına imkan sağlaması için yapılan düzenleme. Bu düzenlemeye, AİHM'in kötü muamele, işkence ve etkin soruşturma yokluğu nedeniyle, Türk mahkemelerinin aldığı kararları "usül" yönünden hatalı bulup, ihlale hükmetmesi neden oldu. AİHM, Türkiye hakkında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin işkence ve kötü muameleyi yasaklayan 3. maddesi uyarınca, işkence yasağından 29, kötü muamele yasağından 243 ve etkin soruşturma yokluğu nedeniyle usulden ise 135 kez ihlal kararı verdi. DEĞİŞİKLİĞİN ANLAMI Yine yapılan değişiklikle, tutuklama kararları zorlaştırılıyor, şüphelilere "tutuklama kararına karşı" söz hakkı genişletiliyor. DEĞİŞİKLİĞİN ANLAMI AİHM'in verdiği yeniden yargılama kararları, Türk kanunlarındaki bazı maddeler uyarınca, belli zaman diliminde alınmış Türk yargı kararları için yerine getirilemiyordu. Yapılan bu değişiklik ile, AİHM'in "yeniden yargılama" kararlarının tümünün uygulanmasının önü açıldı. DEĞİŞİKLİĞİN ANLAMI Adli yardım için başvuranlardan, bu yardıma ihtiyaçları olduğunu kanıtlamaları isteniyordu. ancak yapılan değişiklikle, aleyhlerinde bir kanıt bulunmadığı sürece, yargılanan kişilerin adli yardımdan yararlanmalarının yolu açıldı. DEĞİŞİKLİĞİN ANLAMI Adli yardım talebinde bulunan kişinin, talebinin reddedilmesi olasılığına karşı söz hakkı sahibi olması sağlanıyor. DEĞİŞİKLİĞİN ANLAMI Mevcut kanunda, adli yardımdan yararlanan kişinin, haksız çıkması halinde, bu yardımın geri alınması öngörülüyordu. Ancak yapılan değişiklikle, kişinin haksız olması halinde bile, mali olarak mağdur olma ihtimaline karşı, kendisinden adli yardımların geri alınmamasının yolu açıldı. Hürriyet, 07.03.2013 Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız. |