Gündem
 Gündem > Siyasi Gündem > Kanadoğlu: "Bunun adı faşist dikta"
Kanadoğlu: "Bunun adı faşist dikta"
Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, hükümetin yargıya yaklaşımını değerlendirirken "Bunun adı faşist diktadır. Eğer dinsel bir kimliğiniz varsa bu rejimin adı dinci diktadır" dedi.
Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, AKP hükümetinin yargıya yaklaşımını değerlendirirken, ``Bunun adı faşizm. Bunun adı diktadır. Eğer dinsel bir kimliğiniz varsa bu rejimin adı dinci diktadır'' dedi.
CHP Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ise fıkralarla süslediği konuşmasında panele katılanları güldürürken düşündürdü.
Balıkesir'in Edremit İlçesi'ne bağlı Altınoluk Beldesi'nde belediyece düzenlenen 15. Altınoluk-Antandros Yaşama Saygı Kültür ve Sanat Festivali'nde ``Yaşama Saygı'' konulu panel, Cumhuriyet Meydanı´nda yapıldı. Panele, Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, CHP İstanbul Milletvekili ve Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu, CHP eski milletvekili ve sinema oyuncusu Berhan Şimşek ile Cumhuriyet Gazetesi İzmir Temsilcisi Serdar Kızık konuşmacı olarak katıldı.
Panelde bir konuşma yapan Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, AKP hükümetinin demokrasi anlayışını eleştirdi, Anayasa´da yazan kuvvetler ayrılığı ilkesinin demokrasinin vazgeçilmez bir unsuru olduğunu vurgulayan Kanadoğlu, hükümetin kuvvetler ayrılığı ilkesini bir tarafa bırakıp, her şeyi kendi yetkisine almaya çalıştığını savundu.
Kanadoğlu, şunları söyledi:
``Demokrasi bir kurallar rejimidir. Demokrasi ancak o kurallara uymak kaydıyla yürüyebilen bir rejimdir. Peki nedir bu? İşte, eğer siz şimdi yapılmak istenen yargıyı da kendine benzetmek istiyorum düşüncesini gerçekleştirebilirseniz o zaman yasama zaten yürütme olarak sizin emrinizdedir. Bir de buna, doğrudan doğruya yargıyı da bağlamayı sağlarsanız; koyacağınız rejimin adı diktadır, faşist bir diktadır. Hele sizin dinsel bir kimliğiniz de varsa, o zaman çok net bir şekilde söyleyeyim bu dinci bir diktadır.
O zaman şunu da ekleyeyim buna. Gerçek güç halktadır. Halk gücünü siyasete ağırlığını verdiği sürece, dinci olsun olmasın dikta teşebbüsünün, düşüncesinin Türkiye´de geçerli olması mümkün olmayacaktır. Çünkü güç sizdedir. Gücünüzün bilincinde olun. Hatta şunu da rahatça ifade edeyim sizler kendinizi azınlık anneden çoğunluksunuz ve bunun farkında değilsiniz. Türkiye´de, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, laik cumhuriyet ilkesine gönül koymuş kişilerin miktarı her zaman çoğunluktadır.
Hiç umudunuz kesilmesin. Siz çoğunluğunuzun değerini ve kıymetini ve adedini lütfen biliniz. Hiçbir zaman şu umutsuzluğa kapılmayın. Dediğim gibi güç sizdedir. Halka gerçekleri anlattığınız sürece kazanırsınız. O halde çok rahat bir daha söyleyelim hep bir ağızdan Atatürk Milliyetçiliğine bağlı laik, demokratik, sosyal, hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır.''
Siyasi partilerin bir genel diktatorya altında bulunduğunu da savunan Kanadoğlu, ``Bir parti başkanı düşünün ki, milletvekillerini kendisi seçer, yerini kendisi tayin eder, sırasını o belirler, başkanı hakkında parti guruplarının aday göstermesi anayasada yasaklanmış olmasına rağmen, onu meclis başkanı adayının, eğer parti başkanı tarafından tek başına seçildiği bir ülkeyseniz, sizin adınız demokratik bir ülke değildir.
Eğer sizin ülkede Cumhurbaşkanı, o parti liderinin, başkanının, o benim arkadaşım olacaktır diyerek Cumhurbaşkanını tayin ettiği bir ülkede yaşıyorsanız, hiç unutmayın, yaşadığınız ülkenin, rejimin adı demokrasi değildir. Bu sözüm bütün partiler için geçerlidir. Hangi parti olursa olsun, eğer bir siyasi parti, parti liderinin bütün üyeler içerisinde, yani eşitler içerisinde birinci olduğunu kabul etmiyorsa, onun sözü geçiyorsa, yaşadığınız ülkenin, rejimin adı asla demokrasi değildir. Eğer Türkiye'de gerçek demokrasi istiyorsanız, her şeyden önce parti içi demokrasiyi sağlamak zorundasınız'' diye konuştu.
cnnturk.com, 02.08.09
Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.
|
