Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Kemal Kılıçdaroğlu: "Başbakandan özür bekliyoruz"

Kemal Kılıçdaroğlu: "Başbakandan özür bekliyoruz" 
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Sırrı Süreyya Önder'in Sinop Belediye Başkanından özür dilemesini önemsediklerini belirterek, "Sayın Başbakan'dan özür bekliyoruz."
 
Kılıçdaroğlu, SkyTürk 360 televizyonunda canlı yayınlanan "Siyaset Meydanı" programına katılarak gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.

"Ada ile mi görüşülüyor?"

"Çözüm süreci ve İmralı ile görüşmelerin hatırlatılması ve değerlendirmesinin sorulması" üzerine Kılıçdaroğlu, konuya ilişkin "İmralı süreci", "İmralı görüşmeleri" tanımlanmalarının kullanıldığını dile getirerek, bu ifadelere itiraz etti. "Ada ile mi görüşülüyor? Hayır. Orada birisi var. Neden o isim kullanılmıyor? Sayın Başbakan bilinçli olarak o isimi kullanmak istemiyor" diyen Kılıçdaroğlu, "Gidilip, Abdullah Öcalan ile görüşülüyor. Görüşmeyi sağlayan hükümet. Kararı veren de hükümet. Bu gerçeğin altını özenle çizelim" ifadesini kullandı.

"Herkes açık ve samimi olmalı"

Kılıçdaroğlu, herkesin, çözümün nasıl gerçekleşeceğine dair açık ve samimi olmasının gerektiğini bildirdi. Kılıçdaroğlu, sürece ilişkin yeterli bilgileri olmadığını anlatarak, basına yansıyanın, "görüşmelere kimlerin katılacağına Abdullah Öcalan'ın karar verdiği" yönünde olduğunu söyledi.

"Bugün beyaz dediğine yarın siyah diyor"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı samimi bulmadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, "Recep Tayyip Erdoğan kadar, bugün beyaz dediğine ertesi gün siyah diyen başka bir politikacı görmedim. Bir politikacıda olması gereken söylediği sözün arkasında duran bir siyasi iradenin olması lazım. Bu irade yok" dedi.

"Ben başbakan olsaydım, İmralı'ya heyet göndermezdim"

Kılıçdaroğlu, "Siz bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı olsaydınız, bütün bu sorunun bu aşamasında İmralı'ya siz de bir heyet gönderir miydiniz?" sorusuna, "Hayır. Biz sorunun parlamentoda çözülmesini istiyoruz. Bizim görüşümüz belli" karşılığını verdi ve CHP'nin çözüme ilişkin, parlamentoda bir uzlaşma komisyonu ile parlamento dışında da bir akil adamlar komisyonu kurulması ve bu iki komisyonun süreci yönlendirmesi önerisini tekrarladı.

"PKK'lıların Türkiye'yi terk etmesi olumlu bir sonuç olur"

"Çözüm için terör örgütü üyelerinin sınır dışına çıkması" önerisini de bir soru üzerine değerlendiren Kılıçdaroğlu, "PKK'lılar sınır ötesine çıkarsa bir sorunumuz yok, çıksınlar. Sorun, samimi olarak bu sorunu çözecek bir irade ortaya çıktı mı çıkmadı?" dedi. Kılıçdaroğlu, bunun sağlanabilmesi halinde terör örgütü üyelerinin Türkiye'yi terk etmesini olumlu bir sonuç olarak göreceklerini de belirtti.

"CHP bize engel oldu' demesinler"

Kılıçdaroğlu, CHP'nin, sorunun Türkiye'nin çıkarları korunarak çözülmesinden yana olduğuna işaret ederek, "İlerde 'biz bu sorunu çözecektik, CHP bize engel oldu' demesinler diye, buyurun kardeşim çözüyorsanız, çözün. Çözün bakalım nasıl çözüyorsunuz" dedi.

Gelişmelere ilişkin muhataplarının ve dolayısıyla bilgi vermesi gerekenin hükümet olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"En hayati konuda 'ben bildiğimi okurum'. 'Buyur bildiğini oku' diyoruz o zaman. Yarın bir şehit cenazesi gelirse herhalde başka bir yerde sorumlu aramayacağız değil mi? Kimi arayacağız sorumlu olarak? Recep Tayyip Erdoğan'ı. Doğrudan görüşmeyi yapan kişidir o. İktidar kendisi. 'Bu işin sorumlusu sensin' diyeceğiz. Bu kadar temel bir sorun konusunda hiçbir zaman bunu iç politikaya alet etmedik, etmeyi de düşünmeyiz, doğru da bulmayız. Bu temel bir sorundur. Bu kişisel hırsları, duygularımızı tatmin edecek bir alan değildir. Ben de sorumluyum, onlar da sorumludurlar. Ben sorumluluğumu üstlendim. Gittim önerimizi verdim, kamuoyuna açıkladım. Bu sorun böyle çözülür ve sağlıklı bir çözüm yoludur. 'Olmaz' dediler. O zaman buyurun siz çözün."

Kılıçdaroğlu, AK Parti'ye terör sorununun çözümüne ilişkin görüşmek üzere yaptıkları ziyaretin hatırlatılması ve "Çözüm için sizin sonuç getirecek somut öneriniz nedir?" sorusunun sorulması üzerine ise "Biz teklifimizi götürürken hiçbir somut öneri götürmedik. Götürmeme nedenimiz de şu; eğer bir öneri ile gidersek 'bize bu görüşü dayatıyorsunuz' anlamı çıkabilir endişesi ile götürmedik" dedi.

"Süreci bekliyoruz"

CHP'nin terör sorununun çözümü için uzlaşma komisyonunun ve akil adamlar komisyonunun sonuç önerileri üretmesinden yana olduğunu belirterek, sonuç için terör örgütüyle de görüşme yapılabileceğini ancak bunu devletin kurumlarının değil, akil adamlar komisyonunun yapmasından yana olduklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, başka bir soruyu yanıtlarken de çözüm için dayatmadan değil, fikirlerin tartışılmasından yana olduklarını vurgulayarak, "Bizim şu anda, 'şu olursa çözülür' diye bir önerimiz yok. Önerilerimiz var ama dile getireceğimiz bir önerimiz yok. Yani dile getirmek istemiyoruz. Bekliyoruz süreci" ifadesini kullandı.

Neden dile getirmedikleri sorusu üzerine ise Kılıçdaroğlu, "İktidar niye dile getirmiyor?" diyerek, yapılan görüşmelerin içeriğine dair değişik kanallardan aldıkları bilgiler olduğunu ancak bu aşamada açıklamalarının doğru olmayacağını söyledi. Terör örgütünün nasıl silah bırakacağına ilişkin bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, devletin hafızasını yoklaması gerektiğini, geçmişin çok iyi bilinmesinin önemli olduğunu belirtti. Görüşmeler başladığından beri bir çatışmasızlık ortamı bulunduğunun hatırlatılması üzerine ise Kılıçdaroğlu, çatışmanın olmadığı her günün olumlu olduğunu belirtti.

Sinop'ta ve Samsun'da yaşanan olaylar

Kılıçdaroğlu, Sinop'ta ve Samsun'da yaşanan olayların hatırlatılarak, "Milletvekillerin gezilerini iptal etmesini" nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, "Birbirimizin düşüncelerine katılmayabiliriz ama olayı çatışma haline getirmek demokrasilerde doğru bir yöntem değildir. Bunu herkesin bilmesi ve kabul etmesi gerekir" dedi.

Sinop'ta yaşanan olaylar sonrası partilerinin Sinop milletvekilinden bilgi aldığını bildiren Kılıçdaroğlu, "Ama bizim ağırımıza giden, CHP'nin çok acımasızca eleştirilmesi. Bizim belediye başkanımızın eleştirilmesi, 'olayları çıkardı' diye hem söylem hem demeç hem de haber yapılması" diye konuştu.

"Başbakandan özür bekliyoruz"

Sırrı Süreyya Önder'in özür dilemesini önemsediğini ve özrün Önder'in olgunluğunu gösterdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Çünkü hepimiz hata yapabiliriz, o da hata yaptığını kabul etti ve özür diledi. Ama Sayın Başbakan da ertesi gün grup toplantısında acımasızca, 'bunları CHP çıkardı' diye suçladı bizi. Şimdi aynı olgunluğu, aynı erdemi Sayın Başbakan'dan da bekliyoruz. CHP'den ve Sinop Belediye Başkanımızdan özür dilemesi gerekir. Olayları kimin çıkardığını, sözcümüz çıktı açıkladı belgeleriyle. Biz bu ülkeye demokrasiyi getirdiğimiz için övünen partiyiz. Niye şiddete bulaşalım? Bir ülkenin Başbakanı, vali kendi emrinde, emniyet müdürü kendi emrinde, onların dahi bilgisini almadan siz hangi gerekçeyle CHP'yi suçlayabilirsiniz. Bir Başbakan'a yakışır mı bu? Bunlar Çorum'a gidiyor önce, olay çıkmadı, Sinop'ta olay çıktı. Samsun'da olay çıktı. Suçlanan kim? CHP. Bu klasik, CHP'ye Sayın Başbakan'ın bakış açısını gösteriyor. 'Bütün olumsuzlukların kaynağını nasıl CHP'ye yüklerim.' Bu belleğine yerleşmiş. Sayın Başbakan'ın bundan kurtulması lazım. Bu bir hastalık aslında, belli bir yere takılıyorsunuz ve bütün olumsuzlukları oraya yığıyorsunuz. Sayın Başbakan'dan özür bekliyoruz."

"Protesto da alkışlanmak kadar doğal"

Başbakana dönük eleştirilerini sürdüren Kılıçdaroğlu, "Siyasetçinin alkışlanması ne kadar olağansa, protesto da şiddete dönüşmemek kaydıyla  protesto da edilebilir. Herkes beni sevmek zorunda değil. Ama ben herkesi sevmek zorundayım" diye konuştu.

"Anayasada Türk milletinin yer almasını isteriz"

Yeni anayasa hazırlanması çalışmalarına da değinen Kılıçdaroğlu, Türk vatandaşlığı tanımının cinsiyet, etnik kimlik vs. hiçbir ayrım olmaksızın Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı sayılabileceğine dair bir  tanımlama yaptıklarını belirterek, "Biz anayasanın başlangıç bölümünde de Türk milletinin yer almasını isteriz. Çünkü biz yemin ederken de diyoruz, 'Büyük Türk milleti önünde' diye. Bu pek çok ülkenin anayasasında var. Çünkü bu kavram, bir devleti yücelten kavramdır, bireyi küçülten değil" şeklinde konuştu.
 
"Başbakana espri yaptım anlamadı"

Siyasetçilerin eleştiriye ve mizaha tahammülü olması ve espri yapmayı bilmesi gerektiğini söyleyerek, Başbakan Erdoğan'a yaptığı bir espriyi anlattı. Kılıçdaroğlu, "Sayın Başbakan'a bir espri yaptım ama anlamadı, ne yapalım. Ben ziyarete gitmiştim, ciddi bir ameliyat geçirmişti. Anlatırken boğazdan aşağıya, solunum açısından bir sorun yaşamasın diye bir hortum takıldığını, o nedenle seste biraz pürüzlenmeler olduğunu söylemişti bana. Sesim o nedenle iyi çıkmıyor demişti. Ben de 'Hortumu takan mutlaka CHP'li bir doktordur' demiştim. O 'gerçekten CHP'li mi' diye sormuştu ama ben hayır, sesi kısıldığı için, sesini kıstığı için CHP'lidir diye bir espri yapmıştım. Sonra söyledim bunun espri olduğunu" dedi.

Kılıçdaroğlu, sosyal demokrat bir parti olduklarını, kendilerine oy veren kitleler içinde sosyal demokratların ağırlıkta bulunduğunu dile getirdi.

"Sarıgül, CHP'nin adayı olacak mı?"

Kılıçdaroğlu, "Mustafa Sarıgül, CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı olacak mı?" sorusuna, "Sayın Sarıgül'ün İstanbul adayı olması için önce Cumhuriyet Halk Partili olması lazım" yanıtını verdi.

Kemal Kılıçdaroğlu, "Sarıgül'ün CHP'ye geçmesi durumunda olabilir mi?" sorusu üzerine de nüfusu 100 bini geçen belediyelerde anket yaptıklarını ve burada mevcut belediye başkanından menun olup olmadıklarını, kimi belediye başkanı olarak görmek istediklerini sorduklarını anlattı. Kendilerinin yanıtlayanlara bir isim vermedikleri bu anketlerden değişik isimler geldiğini, bunlar arasında Sarıgül'ün adının bulunduğunu da anlattı. Bu sürecin sonunda eğilim yoklaması yaparak, bu anketlerden çıkan isimleri partililere de soracaklarını belirten Kılıçdaroğlu, belediye başkan adaylarını böyle belirleyeceklerini anlattı. Kılıçdaroğlu, anketlerden Sarıgül'ün adının çıkması ve partide de eğilimin bu yönde olması durumuna ilişkin, "Çıkarsa neden olmasın" yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu, Mustafa Sarıgül ile bir görüşmelerinin olmadığını da kaydetti.

"Aleviler cemevlerinin tanınmasını istiyor"

Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın "Cemevleri ibadet yeri değildir, kültürel mekanlardır" açıklamasına ilişkin de, "Tanınmalarını istiyorlar. Yani cami için öngörülen, kilise için öngörülen avantajlar varsa, yasal olanaklar da varsa cemevi için de olsun" dedi. Bu konuda kanun teklifi de verdiklerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, teklifin AK Parti oylarıyla reddedildiğini söyledi.

"Esad'ın halkına yaptıklarını doğru bulmuyoruz"

Hükümetin Suriye konusunda çok büyük bir yanlışın içine girdiği eleştirisini tekrarlayan Kılıçdaroğlu, "Dışarıdan getirdiği adamın cebine parayı koydu, eline verdi silahı, 'git Suriye'de kardeşini öldür' dedi. Türkiye Cumhuriyeti'ne bu yakışmaz, Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihine yakışmaz bu. Ama bunu bu hükümet yaptı" dedi.

Suriye'de Esad muhaliflerinin yönetimle görüşmek istediklerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, buna dünyada sadece Türkiye'nin karşı çıktığını kaydetti.

Kılıçdaroğlu, Beşar Esad'ın siyasi niteliğine ilişkin yöneltilen bir soruya da, "Esad'ın halkına yaptıklarını doğru bulmuyoruz. Bunu söyledik, defalarca söyledik. Bir yönetim halkına zulmetmemeli. Özgürlük talepleri varsa bunu yerine getirmeli. Demokrasi açısından, insan hakları açısından, yerine getirmesi gereken kurallar varsa bunları getirmeli. Getirmiyorsa BM var, alır kararı gereği yapılır. Evrensel hukuku çalıştıracaksınız. Dayatmayla olmaz" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, "İktidarda olsaydık biz bu sorunu çözerdik şimdi. Çoktan çözmüştük. Tarafları bir araya getirirdik, uzlaştırırdık. Esad'ın yapması gereken reformları da yaptırırdık" diye konuştu.
 
cnnturk.com, 22.02.2013

Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.