Gündem

 

Başbakan Erdoğan, partisinin TBMM’deki grup toplantısında, son grup toplantısından bu yana gerçekleştirdiği ziyaretler ve görüşmeler hakkında bilgi verdi. Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yurt içi ve dışında Türkiye hakkında bir karalama kampanyası yürüttüğünü savunarak, “CHP Genel Başkanı Türkiye’yi dünyaya gazetecilerin hapiste olduğu ülke olarak anlatmaya devam ediyor. O Türkiye hakkında bu karalama kampanyasını bu iftira kampanyasını sürdürmeye devam ettikçe biz de bıkmadan gerçekleri yüzüne çarpmaya devam edeceğiz. CHP Genel Başkanının kendi ülkesini karalamak için istismar ettiği, kullandığı tutuklu ve hükümlü güya bu gazetecilerin 4 tanesi ABD büyükelçiliğine saldırı düzenleyen o malum örgütün üyesi” diye konuştu.

“CHP Genel Başkanı Türkiye’de ‘gazeteciler tutuklu’ diyerek sadece kendi ülkesini karalamıyor, işte o kanlı eylemleri yapan, o terör örgütü de adeta onlara hayat öpücüğü veriyor. Açık açık da söylüyor, her halde sıkılmasa bir müddet sonra; ‘Bu terör örgütü nerede söyleyin gidip ona da üye olayım’ diyecek” ifadelerini kullanan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Eğer DHKP-C’ye Kılıçdaroğlu’nun üye olduğunu duyarsanız hiç şaşmayın. Bunu da yapar. Tabi legal olmadığı için böyle bir sıkıntı yaşıyor olabilir. Bezer bir tavrı hatırlayın bu örgüte yönelik operasyonlar yapıldığında örgüt mensubu avukatlar için yaptığı açıklama ortada. Bunlar nasıl bir avukat ki çelik kapılar ile güvence altına alınmış ve güvenlik güçlerimiz de dışarıdan içeri girdiğinde orada bütün bilgisayarları ve orada acele acele yakılmaya çalışılan evrakları güvenlik güçlerimiz gördü. Kim vardı içeride işte bu avukatlar vardı. Ve bunlar savunuluyor. Yani adı avukat diye, mesleği bu diye bunlara söz söylenmeyecek mi, bunlar cezayı müeyyideye tabi olmayacaklar mı? Suçluysa bedelini ödeyeceklerdir. Açıkça biz CHP Genel Başkanının sempatisinin kaynağını merak ediyoruz. Sözde gazeteciler, avukatlar üzerinden CHP lideri neden bu terör örgütüne, bunun gibi diğer örgütlere avukatlık yapıyor sözcülük yapıyor. İnanın bunun sebebini merak ediyoruz. Son derece de haklı olarak da bu muhabbetin kaynağını öğrenmek istiyoruz.”

 

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun kavramlar konusunda kafasının karışık olduğunu belirten Erdoğan, “CHP Genel Başkanı millet, ulus, ırk, milliyetçilik, ulusçuluk gibi kavramlarda ciddi bir zihin karmaşası yaşıyor. Zihin karmaşası bunlardan ibaret değil. CHP Genel Başkanı hükümet, devlet ve ülke gibi kavramlar arasından da çok ciddi bir bocalama yaşıyor. Yurt dışında hükümeti eleştireceğim derken kendi ülkesine haksızlık yapıyor. Geçtiğimiz Ağustos ayında Güney Afrika’da genel kurulu yapılan sosyalist enternasyonale gittiler, orada ibretlik bir bildiriye imza attılar. Ne var o bildiride, Türkiye’nin terörle mücadelesini, İsrail’in Filistinlilere yaptığı insanlıkdışı saldırılar ile bir tutan ifadeler var. İşte CHP bu bildiriye imza attı. Sonra inkar ediyor. Halbuki imza attığına dair belgeler var. Başka ne var o bildiride CHP’nin var gücüyle savunduğu Suriye diktatörü Beşar Esad’ın artık gayrimeşru olduğuna dair ifadeler var. İmzalıyorlar ama neyi imzaladıklarını bilmiyorlar” şeklinde konuştu.

 

CHP’nin toplantısına katıldıkları, yönetimine seçildikleri örgütün üyelerinden bile haberinin olmadığını savunan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Hem CHP Genel Başkanı hem de yardımcısı Çin Komünist Partisi ile sosyalist enternasyonalde birlikte çalıştıklarını ifade ettiler. Bu arada sosyalist enternasyonalin başkanı olan Yorgo Papandreu İstanbul’a gelince aradım dedim gel bir kahve içelim. Geldi konuştuk, dedim ki; ‘Çin Komünist Partisi Sosyalist Enternasyonal’de var mı?’‘Yok’ dedi. Türkiye’de anamuhalefetin genel başkanı ‘sizinle sosyalist enternasyonalde beraber çalışıyoruz’ diye bir açıklama yaptı dedim. Gülmeye başladı. Yahu üyesi olduğunuz, hatta başkan yardımcısı olduğunuz, bununla gururlandığınız bir örgütün üye listesine hiç bakmadınız mı?”

 

“Çin Komünist Partisi Sosyalist Enternasyonale üye mi?” diye soran Erdoğan, “Daha bundan haberleri yok. Bitmedi Sosyalist Enternasyonal 4-5 Şubat’ta Portekiz’de toplandı. CHP gitti bu sefer güya uyanıp davranıp bildirideki Suriye ile ilgili ifadeleri değiştirdi. Yaptıkları değişiklik ne; bildiride Beşar Esad ile ilgili ifadeleri yumuşatmışlar, köşeliydi şimdi yuvarlak olmuş. Tebrikler, Suriye’nin eli kanlı diktatörü, 70 bine yakın masumun katili eminim ki CHP’ye minnettar olmuştur. Suriye’nin zalimini kahramanca savunanlar kendi ülkeleri için kendi aynı kahramanlığı göstermiyorlar. Dedim ya hükümet kavramı ile ülke kavramını CHP Genel Başkanı birbirine karıştırıyor, hükümeti eleştireceğim derken, kendi ülkesini yerden yere vuruyor. Bakın biz CHP Genel Başkanının kendi ülkesini karaladığı için değil, bu ülkenin anamuhalefet partisi uluslararası arenada bu hallere düştüğü için rahatsızız. Onu orada dinleyenler eminim ki 'Bir insan kendi ülkesine bu haksızlığı yapar mı?' demiştir. Çünkü uluslararası siyaset terbiyesinde bu anlayış vardır. Hiçbir ülke kalkıp da iktidarda olmasa bile, iktidar için veya ülkesi için bu tür karalamalar içine girmez. Eminim ki Yunanistan’ın, İspanya’nın, Portekiz’in temsilcileri küresel krizde çok büyük başarı kaydeden Türkiye’nin bu kadar karalanmasına bakıp ‘Bu yoldaşın kendi ülkesinden bile haberi yok’ demişlerdir” dedi. 

 

 

Toplu taşımadan ücretsiz ya da indirimli yararlanma konusundaki farklı uygulamalara değinen Erdoğan, dün Bakanlar Kurulu’nda, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in hazırladığı sunumu değerlendirdiklerini, müzakeresini yaptıklarını ve yeni düzenleme için karar aldıklarını anlattı. Buna göre, vazife malullüğü kapsamında şehit olanların çocukları ile anne babaları, asayiş ve güvenlik hizmetlerinin yerine getirilmesi sırasında gazi olanların, harp malullerinin, vazife malullerinin, muharip gazilerin çocukları ile anne ve babalarının da artık toplu taşıma hizmetlerinden ücretsiz yararlanacağını dile getirdi.

Başbakan Erdoğan, konuya yönelik şöyle konuştu:

“Demir Yolları’nın şehir içi ve şehirlerarası, Deniz yollarının şehir içi ve şehirlerarası hatlarından, belediyelerin şehir içi toplu taşıma araçlarından bu vatandaşların ücret ödemeden seyahat edebilecekler. Kapsamı sadece bu vatandaşlarımızla sınırlı tutmuyoruz. Engelli kardeşlerimiz aynı şekilde Demir Yolları'nın şehir içi ve şehirlerarası, deniz yollarının şehir içi ve şehirlerarası hatlarından, belediyelerin şehir içi toplu taşıma araçlarından ücretsiz seyahat edebilecekler. Engelli kardeşlerimiz aynı şekilde, Devlet Demiryolları’nın şehir içi ve şehirlerarası hatlarında, deniz yollarının şehir içi ve şehirler arası hatlarında, belediyelerin şehir içi toplu taşıma araçlarında ücretsiz seyahat edebilecekler. Buraya bir farklılık daha getiriyoruz, ağır engelli kardeşlerimizin yanında bir de refakatçi bu hizmetten istifade edebilecek. 65 yaş üstü vatandaşlarımız, Devlet Demiryolları’nın şehir içi hatlarında deniz yollarının şehir içi hatlarında, belediyelerin şehir içi toplu taşıma hatlarında Türkiye genelinde ücretsiz seyahat edebilecek. Yani belediyeler arasındaki farkı ortadan kaldırıyor, tüm Türkiye’de yaşlılarımıza ücretsiz seyahat imkanı getiriyoruz. Saat uygulaması yok, onu kaldırıyoruz. Dileyen, dilediği saatte bu hizmetten yararlanacak. 65 yaş üzeri vatandaşlarımız, Devlet Demiryolları ve deniz yollarının şehirlerarası hatlarında ise yüzde 50 indirimle seyahat edebilecekler. Bugüne kadar yüzde 20 gibi bir uygulama vardı, bunu yüzde 50’ye çıkardık. Dostlar, kardeşler, akrabalar, dede ve nine ile torun arasında ulaşım engelini artık kaldırıyor, bu şekilde sevenleri birbiriyle buluşturuyoruz. Bu bizim boynumuzu borcu, sosyal devlet olmanın gereğidir. Bu imkanlar şehitlerimizin yakınları, gazilerimiz ve yakınları, engelli kardeşlerimiz, yaşlı amcalarımız, teyzelerimiz için annelerin ak sütü kadar helal bir uygulamadır. Bu imkanlardan yararlanacak kardeşlerimize bu yeni uygulamanın hayırlı olmasını diliyorum. Tabii muhalif anlayışlar, zihniyetler yine konuşacaklardır. Değerli kardeşlerim yolcu yolunda gerek. Hiç kafanıza takmayın, biz işimizi biliyoruz. Dünyada, özellikle de Eurozone bölgesinde sıkıntıların yaşandığı dönemde işte Türkiye’nin uygulamaları bu, onlar bunları yapmıyor. Oralarda bunlar yok. Farkımız burada.”

 

 

Engelli vatandaşların istihdamını AK Parti olarak her zaman önemsediklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, “2002 yılında kamuda sadece 5 bin 777 engelli kardeşimiz memur olarak istihdam ediliyordu. Biz bu sayıyı yaklaşık beş kat arttırdık” dedi. Şu anda kamuda 27 bin 224 engelli vatandaşın istihdam edildiğine dikkat çeken Erdoğan, “2011 yılında bir yasa değişikliği yaptık. Dünyada ilk defa engellileri merkezi bir sınava tabi tutarak kamuya almaya başladık. 2012 yılında bu sınav yapıldı ve 7 bin 746 kadroya atama yapıldı. Şimdi 2013 yılında 8 bin 115 engelli kardeşimizi daha kamu da istihdam edeceğiz. Geçen yıl yani 2012 yılında yapılan merkezi sınav esas alınarak, ÖSYM aracılığıyla Mart ayında 8 bin 115 kardeşimizi inşallah işe yerleştireceğiz” dedi.

 

 

Milli Eğitim Bakanlığı ve Aile Soysal Politikalar Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığı’nın işbirliğinde engelli öğretmenler ile ilgili bir çalışma başlatıldığını dile getiren Başbakan Erdoğan, “Öğretmen yetiştiren yüksek öğretim kurumlarından mezun olan ve 2012’deki engelli sınavına giren adaylar arasından engel durumları ve alanları uygun olanların öğretmen olarak atamalarını gerçekleştireceğiz. Engelli de bal gibi, hem de çok iyi öğretmen olur. İnşallah bunun da ilk adımını atıyoruz. Engelli kardeşlerimize ‘Ne yapalım biz kader mahkumuyuz’ ifadesini söyletme hakkına hiç kimse sahip değildir. Çok ciddi bir yanlıştır. Ben bu ülkede tüm vatandaşlarımıza hizmete ortak olmak istiyorum” diye konuştu.

 

 

Erdoğan, engelli vatandaşların eğitimine özel önem verdiklerine de dikkat çekerken, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri tarafından her ay 245 bin engelli vatandaşa özel eğitimi sunulduğunu anlatırken, “Bu eğitimin aylık tutarı 105 milyon Türk Lirasıdır, eski para ile 105 trilyon. Bu rakamın tamamın tarafımızdan karşılanıyor. Bu okullarımızda özel eğitim öğretmeni açığı yaşanıyordu. Şimdi ihtiyacı gidermek amacıyla Milli Eğitim Bakanlığımızca belirli branşlardaki öğretmenlere yönelik olarak sertifika programları başlatıyoruz. Böylece engelli kardeşlerimizin eğitiminde önemli bir engeli daha geride bırakıyoruz” şeklinde konuştu.

 

Okullarda eğitim öğretim yılının ikinci döneminin başlaması dolayısıyla Türkiye genelindeki öğretmen ve öğrencilere başarı dileğinde bulunan Erdoğan, şunları dile getirdi:

“Bu yıl Şubat ayında mazeret atamaları gerçekleşti. 8 bin 286 öğretmenimizin başvurusu değerlendirildi. 7 bin civarında öğretmenimiz tercihlerine yerleştirildi. Dün itibariyle de il içi mazeret atamaları başlatıldı, bu ayının sonuna kadar da il içi atamalar yapılacaktır. Diğer yandan Okul Sütü Programımız bu yıl da kararlı bir şekilde devam edecek. Program çerçevesinde 30 bin 885 okulda ana sınıfı dahil olmak üzere 6 milyon 291 bin öğrencimize 14 Haziran’a kadar haftada 3 gün uzun ömürlü süt dağıtacağız. 14 Haziran’a kadar bu yıl 60 bin ton süt öğrencilerimize ulaşacak.

 

 

Nuri Kantar karakteriyle gönüllerde taht kuran oyuncu Tekin Akmansoy’un tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmesine yönelik olarak da “Bugün çok değerli bir sanatçımızı, adeta televizyonla tanıştığımız andan itibaren tanıdığımız Tekin Akmansoy’u kaybettik. Kendisine Allah’tan rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum” ifadelerini kullandı.

 

Milliyet, 12.02.2013