Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Türkiye şamar oğlanı değildir

 Türkiye şamar oğlanı değildir

Başbakan Tayyip Erdoğan, dün ‘Amaç Tüm İstanbul’ temasıyla düzenlenen İstanbul İl Başkanlığı Danışma Meclisi toplantısına katılarak yerel seçim çalışmalarını başlattı.
 
Erdoğan, ABD Büyükelçisi Ricciardone ve AB ülkelerinin teröre desteğiyle ilgili sert mesajlar verdiği konuşmasında, “Türkiye, hiç kimsenin şamar oğlanı değildir. Türkiye, dışarıdan yasama, yargı ve yürütme sistemlerine burun sokulacak bir ülke hiç değildir” dedi. Erdoğan, özetle şunları söyledi:
 
BAŞIMIZ ÖNE EĞİLEMEZ 
Şunu dünya üzerindeki herkes bilsin ki, bu ülke ve bu millet, tarihte nasıl medeniyetlere istikamet çizdiyse, bugün de, yarın da, tarihi şekillendirecek, tarihe istikamet çizecek güç ve kudrete fazlasıyla sahiptir. Biz, 76 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak, başı öne eğilecek bir millet asla değiliz. Hiç kimsenin, hiçbir ülkenin, hiçbir kurumun, hiçbir örgütün üzerimizde ahkam kesmesine, irademize yön vermeye çalışmasına asla müsaade etmeyiz.

MEHMET ÂKİF’LE VURDU 
Biz alçakgönüllüyüz ama alçaklık kompleksiyle hareket etmeyiz. Türkiye’nin gururunu kıracak, milletimizin onurunu incitecek hiçbir harekete, söyleme, tutuma eyvallah etmeyiz. Sevgili gençler, Merhum Mehmet Âkif’in şu 4 dizesini asla aklınızdan çıkarmayın, asla dilinizden düşürmeyin. Diyor ki Âkif: ‘Doğduğumdan beridir aşığım istiklale/ Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale/ Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum/ kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boynum.’
 
Türkiye, hiç kimsenin, üzerinde ameliyat yapmaya yelteneceği bir 
ülke değildir. Türkiye, içişlerine karışılacak, dışarıdan yasama, yürütme, yargı sistemlerine burun sokulacak bir ülke hiç değildir.

ÇOCUK GİBİ OYALAYAMAZLAR 
Türkiye, dış politikada istikametini değiştiren bir ülke değildir. Ama, Türkiye, dış politikada kendisine istikamet çizilecek bir ülke de değildir. Biz, millet olarak, ülke olarak, kendi istikamet tercihimizi yapacak iradeye, güce, mümeyyizlik vasfına ziyadesiyle sahibiz. Türkiye tarihi, Malazgirt’ten, hatta çok daha öncesinden, tabii mecrasında Batı’ya doğru akan bir tarihtir. Ancak, tarih ve istikbal Batı’ya doğru akarken, geldiğimiz yeri, köklerimizi, dost ve kardeşlerimizi unutmamızı, onlara sırt çevirmemizi bizden hiç kimse beklemesin. Ayrıca biz, Batı’ya doğru akan bir istikbal içinde, kalıba sokulacak, zincire vurulacak, hele hele bir çocuk gibi avutulacak, oyalanacak bir ülke de değiliz.
 
TAHAMMÜLÜMÜZ ZAYIFLADI
Biz, sudan bahanelerle, komik gerekçelerle kapıda bekletilecek bir ülke değiliz. Türkiye Temmuz 1959’da AET’ye üye olmak için başvuruyor. 54 yıldır Türkiye oyalanıyor. Diyorlar ki kriterleri yerine getirmiyorsunuz. Kriterleri karşılamadığı halde birçok ülkeyi üye yapıyorsunuz. Ama iş Türkiye’ye gelince kriterleri karşılamıyorsunuz bahanesini öne sürüyorsunuz. Görüştüğümüz Avrupalı her yetkiliye, her lidere, tahammül sınırlarımızın artık son derece zayıfladığını altını çizerek belirteceğiz.
 
TERÖR YASASI GÜÇ KATACAK 
Türkiye’ye ağır bedeller ödeten, ağır bedeller ödettiği için de Türkiye’yi çekemeyenler tarafından sürekli desteklenen, korunan, kollanan bu terör olgusundan tamamen kurtulmak durumundayız. Hafta içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde çıkardığımız bir yasayla, terörün finans kaynaklarına da artık ağır bir darbe vuruyoruz. Terörün dış bağlantılarının da daha güçlü şekilde üzerine giderek, inşallah, milletimizin de desteğiyle biz bu meseleyi bir çözüm yoluna koyacağız.

SİLAH BIRAKIP ÇIKIŞLARINA MÜSAMAHA GÖSTERİRİZ 
Terörle mücadeleden taviz vermeden, silahların bırakılması, silahların susması, fikirlerin ve siyasetin konuşması için kararlı şekilde adımlarımızı atıyoruz ve atacağız. Bölücü terör örgütü silahlarını bırakmadığı sürece güvenlik güçlerimizden kimse operasyonları durdurmasını beklemesin. Bölücü terör örgütü silahları bırakacak, bırakmakla da kalmayacak üçüncü, ikinci ülkeye gidecekse Türkiye sınırları içinde olanlar sınırlarımızı terk ederken, bizler bundan önce düşülen yanlışlara fırsat veremeden, onların yurtdışını çıkışlarını müsamaha ile karşılarız. Yeter ki ülkemizin huzuru, refahı bu noktada güvence altında olsun. Hayırlı bir niyetle çıktığımız bu yolda, milletimizin desteği ve duasıyla, inşallah hayırlı bir netice elde edeceğiz. 
 
Hürriyet, 10.02.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.