Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > 'İmralı adası uzaksa TBMM'de görüşelim!'

'İmralı adası uzaksa TBMM'de görüşelim!'
BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, Kürt sorununda çözüm konusunda son bir ayın heba edildiğini söyleyerek, "İmralı adası görüşmeler için uzaksa Meclis'te BDP ve AKP gruplarının arası bir kaç metre... Biz niye görüşmüyoruz? Bu sorun gazete spekülasyonları ile çözülmez" dedi.

Radikal.com.tr - BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak partisinin grup toplantısında İmralı sürecine ilişkin olarak hükümete yönelik eleştirilerde bulundu. Kışanak, "Hadi İmralı'ya gitmek zor, adaya mesafe çok... TBMM'de AKP Grubu ile BDP Grubu arasında bir kaç metre var. Biz niye hiç görüşmüyoruz?" diye sordu.

Kışanak'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

VİRANŞEHİR'DEKİ KADIN BULUŞMASINDA YAŞANANLAR

- Biz Rojeva'daki halkımızın yalnız kalmasına asla izin vermeyeceğiz. Bir yolunu bulup oraya insani yardım yetiştireceğiz. Biz burada oturup sesimizi çıkartmayacağız, siz dünyanın dört bir tarafından toplanmış çeteleri silahlandırıp oraya gönderip Kürtlerle çatıştıracaksınız. Olmaz. Biz Rojeva'daki halkı desteklemek için her şeyi yapacağız.

- Dışişleri Bakanı çıksın Serakani'deki çatışmalar neden devam ediyor açıklasın. Esad'ın Serakani'de bir tek askeri bile yoktur. Orada Esad'a karşı bir mücadele yoktur. Orada bir Müslümanlık davası var diyerek gelmiş ama böyle olmadığını görünce pişman olup geri dönmüş insanlarla da konuştum. Belki Suriye'nin başka yerlerinde böyle bir kavga vardır ama Serakani'de kesinlikle ve sadece Kürtlere karşı bir hareket var. Bunu da açıkça Türkiye kamuoyu ve inançlı kesimlerin dikkatine sunuyoruz.

- Viranşehir kaymakamı kendisiyle görüşmeye giden yöneticilerimize, 'Biz Suriye'nin bu kadar gündem olmasını istemiyoruz o yüzden bu eylemi yapmayın' dedi... Yahu onlar bizim akrabalarımız, kardeşlerimiz. Niye Kürtlerin talepleri gündem olamıyormuş? Bizim Viranşehir'de yaptığımız kadın bululşmasının içeriği budur ve o gün orada hiçbir gerekçe yokken insanlara pervasızca saldırı yapılmıştır. Küçük bir amfitiyatroda oturmuş insanların üzerine gaz yağdırılmıştır. Ortada ne taş atma ne böyle bir saldırıyı haklı gösterecek bir durum vardır. Neden bu saldırı yapıldı? Provakasyon yapmak isteyenler mi var? Bunu ortaya çıkarmak da hükümetin görevidir.

- Bu saldırının üzerinden yarım saat 45 dakika geçtikten sonra sadece milletvekilleri ve parti yöneticileri bir basın açıklaması yapmak için çıktıklarında bu kez de onlara saldırılmıştır. Biz insanları rica ederek evlerine göndermişiz, sadece milletvekilleri açıklama yapacak dedik ve polis onlara da saldırdı! Bu kasıtlı bir saldırıdır. Hükümet ya bunu açığa çıkaracak ya da sorumluluğuna ortak olacak. Açıkça başımıza hedef alınarak gaz fişeği sıkılmıştır. Yaşamlarımıza kast edilmiştir ve tesadüfen orada hayatta kaldık. Bunun hesabını verecekler, o saldırıyı yapanlar. Bize 'sizi hiçbir şekilde sokağa çıkarmayız, ayağınızı denk alın' deniyorsa bir gün doğduk bir gün de öleceğiz. Ölümden de korkumuz yoktur. Bizi ölüm korkusuyla sindiremezler.

- Ben o gün o ikinci saldırıdan sonra o kaymakamı aradım, 'sorumlusu sensin' dedim. Bu mücadele ölümle sınavını vere vere bugüne geldi. AKP döneminde polis şiddetinden 68 kişi yaşamını yitirmiştir ve hiçbir soruşturma açılmamıştır. Bir kez daha söylüyoruz: Bizim canımız halkımızın canından kıymetli değildir. Miting de yapacaz, eylem de yapacağız.

- O gün orada Serakani'den kaçıp gelen çok zor durumdaki kadınlar da vardı ne yazık ki Esad'ın, çetelerin zulmünden kaçıp gelen kadınlar bu kez burada polisin zulmü ile karşılandı. Esad'a 'halkına saldırdığı için meşruiyeti yoktur' diyenler sizin meşruiyetiniz var mı? Böyle Kürt sorununda çözüm falan olmaz.

İMRALI GÖRÜŞMELERİ


- Tam bir aydır BDP'den İmralı'ya bir heyet gidip gitmeyeceği tartışılıyor. 1 ayı böyle heba ettiler. BDP çözüm önerileri olan bir parti olarak bu sürece katkı sunmak istiyor. Siz 1 aydır medya spekülasyonları ile oyalama yapıyorsunuz. Son bir aydır süreçle ilgili medyada yazılan her şey yalandır. Bunları hükümet yazdırıyorsa da, çıksın bunu söylesin. Ayrıca bizim İmralı'ya gitmemiz oradaki katı tecrit koşullarının değiştiğini de gösterecek bunun için istiyoruz. Umarım partimiz en kısa sürede İmralı'da Kürt halk önderi sayın Öcalan'la görüşerek bu sürece katkı sunar.

- Adada hangi görüşmeler yapılıyor? Bize ve kamuoyuna bilgi verilsin, katkı sunalım ama sürekli spekülasyon bu çözümü geciktirir. Bu kadar büyük bir sorun gazete spekülasyonları ile çözülmez. İnsanların hayatlarında değişimi hissettirmelisiniz. Bunları yapmamak tüm umutları heba edebilir. İki halkın barış ve çözüm beklentileri çok yüksektir ve kimsenin bunun üzerinden siyaset yapma hakkı yoktur. Bir kez daha bunu heba edecek bir tutum içinde olmaya kimsenin hakkı yoktur. Hükümet bu çözüm kararını, BDP ile ilişkilerine, demokratik kurumlara yansıtmalıdır. Hadi İmralı'ya gitmek zor, uzak, AKP grubu ile BDP grubu arasında bir kaç metre var biz niye henüz bir tek görüşme bile yapmadık?

- Siz bu konuda BDP ile görüşseniz size kim ne diyecek? Türkiye kamuoyu bu konuyu çözün demiş size. Kendileri mutfakta pişirip getirecekler sonra hükümetin kararıdır diye geçirecekler. BU kafayla çıkarılan ve 'anadilde savunma hakkı'nı düzenleyen yasa nasıl kadük çıktı görüyoruz.

- Halk bize soruyor, bu süreç nedir? Bir süreç var ama nedir? Askeri operasyonlar sürüyor, son yılların en büyük askeri operasyonu yapılıyor diyorlar. Madem çözmeye çalşıyorsunuz niye bunu yapıyorsunuz? Korucuların sayısı artırılacak deniyor. Bunlar da halk içinde şüphe yaratıyor. Her yerde koruculuk için kadro açmışlar. Bu böyle olmaz. Yapacaksanız bu işi doğru düzgün yapın. Bilmiyorsanız sorun size katkı yapalım. Sorunu çözmek konusunda en hazırlıklı parti BDP'dir.

- Hükümet halkın uluslararası bir komplo ile İmralı'ya kapatılan Abdullah Öcalan için düzenlenecek 15 Şubat'ın yıldönümündeki etkinliklere kesinlikle müdahale etmemelidir, aksine kolaylaştırıcı olmalıdır. 


Radikal, 05.02.2013

Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.