Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Demirtaş: Süreci AKP'nin merhametine bırakamayız

Demirtaş: Süreci AKP'nin merhametine bırakamayız

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin grup toplantısında konuştu. Kendilerinin barışa hazır olduğunu söyleyen Demirtaş, karşılarında oyun yapmaktan vazgeçmiş bir hükümet görmek istediklerini söyledi. Demirtaş, "Halkımız onurlu bir barışa ve müzakere sürecine hazırdır. Somut adımları gördükçe ilerlemekten ve adım atmaktan çekinmeyeceğiz. Bu süreci tek başına hükümete de bırakmamak lazım; çünkü beceremezler. ’AKP bu sorunu çözer’ rehavetine kapıldığınız anda tıkanma yaşanabilir ve süreç ilerlemez. Süreci AKP’nin merhametine bırakamayız" diye konuştu.

Demirtaş, Van’da seçilmişlerin yargılandığını ve orada bir tiyatro oyununun sahnelendiğini söyledi. Demirtaş, "Seçilmişler dahil olmak üzere 12 yöneticimizin de olduğu BDP Van davası basında geçen adı ile ’KCK’ davası yeni başladı. 7 ayı aşkın süreden sonra ilk defa hakim karşısına çıktılar" dedi. Demirtaş, Van’ın ilk defa Van halkına yakışır hizmet sunmaya başladığını söyleyerek, "Eskiden de belediye bizde olmuştu. Biz bu seçimden sonra o dönemlere karşı da özeleştirimizi vermeye başlamıştık. Van’da belediyemize oy vermeyen Vanlılar dahi Bekir Kaya ve ekibinin çalışmasından büyük bir mutluluk duyuyordu" dedi.

"VAN’DA TRAJİKOMİK TİYATRO SERGİLENİYOR"

"Belediye başkanının depremden sonra tutuklanması Van’ın ikinci depremi olmuştur" diyen Demirtaş, Başbakan Erdoğan’ın "Van Belediyesi’ni ne pahasına olursa olsun alacaksınız" sözünden sonra operasyonun yapıldığını söyledi. Demirtaş, "Belediyeyi bu şekilde kazanabileceğini düşünen siyasi anlayışa ben hayret ediyorum. 2 trilyonluk evde otururken, depremde sokakta yatan belediye başkanının tutuklatan vali bunu bilmeyebilir. Ama biz biliyoruz Van, Diyarbakır, Hakkari belediyeleri böyle kazanılmaz. Sizin doğrudan talimatınız yoksa eğer, sizin talimatınızı yanlış anlayan ya da algılayan çetelere telefon açıp sorun, operasyondan sonra BDP güçlenmiş midir? Yoksa durmuş mudur? Bu halk direnerek büyümeyi öğrenmiş bir halktır. Van’da bu trajikomik davanın ilk duruşması yapılıyor. Bu belediye başkan ı anadilinde konuştuğu için ilk dakikada mikrofonu kapatıldı. Vesayet rejimi bitti diyenler Van’daki fotoğrafa baksın. Bakın Fatma Kurtulan ve Tuncer Bakırhan, 12 aydır neyle suçlandığını bekliyor. Şimdi bu hafta başında iddianame teslim edildi gördük ki İmralı’daki avukat görüşme notlarını okumak bütün suçlarıymış. Bizim partimizde siyaset yapıp İmralı’da görüşme notlarını okumayanlar hakkında biz soruşturma açarız. Çünkü süreci anlayamaz. Sen devlet olarak görüşeceksin ama sorunun en önemli aktörlerinden olan yöneticilerimiz o notları okumaktan suçlanacaklar" diye konuştu.

"SİYASETÇİLERİMİZ SİYASET YAPTIĞI İÇİN YARGILANIYOR"

"Savcınız siyasetçilerimize, siyaset yaptıkları için 22,5 yıl hapis istemektedir" diyen Demirtaş, iddianamenin kopyala-yapıştır yöntemi ile hazırlandığını söyledi. Paris’te 3 Kürt kadın siyasetçinin katledilmesinin en önemli gündem olduğunu yineleyen Demirtaş, cenaze törenlerine katılan yurttaşlara teşekkür etti. Demirtaş, "Bu yeni sürece sunulan desteği ifade ediyor. Umuyoruz ki halkımız ortaya koyduğu bu duruş çok iyi algılanır. Diyarbakır ne zaman savaş mesajı verdi ki cenazede barış mesajı öne çıktı deniliyor. Bugüne kadar o barış çağrılarının duyulmaması eksikliktir. Kürt halkı yıllardır barış için uğraşıyor. Ama buna rağmen Diyarbakır’da o mesaj görülmeyerek yemek programlarının verilmesi Türkiye açısından bir trajedidir. Medya bu trajediyi yaşadı. O saatte yemek programı yayınlayan medya patronları elini vicdanına koysun ve 30 yıldır bu savaşın içinde nasıl yer aldılar bunu sorgulasınlar. Şimdi aynı yöntem uygulanacaksa barışın ve çözümün dili nerede kaldı" dedi.

"FRANSA SAVCISI 10 GÜNDÜR BU KADARINA MI ULAŞABİLDİ?"

Paris Cumhuriyet Savcılığı’nın cinayete ilişkin soruşturmayla ilgili yaptığı açıklamaya değinen Demirtaş, "Fransız’da savcının yaptığı açıklamada ortaya çıkan bilgiler tatmin edici olmaktan uzaktır. Gerçek neyse onların arkasındaki irade ve güçle ortaya çıkmasını istiyoruz. Fransa’ya düşen budur. Fransa devleti bu olanaklara sahiptir. Aradan 10 gün geçti. 10 gündür yürütülen çalışma sonucunda ortaya çıkacak olan bu mudur? Bu kadarına mı ulaşıldı? Savcı tutuklanan kişinin oraya girip çıkarken görüntüleri var diyor. Demek ki o büro 24 saat izlenen bir bürodur. Demek ki elde o büronun tüm hafta kayıtları var. 10 gündür bu kadarına mı ulaştınız. Başka bir istihbarata ulaşamadınız mı?" dedi.

’ALMANYA’DA HANGİ KÜRT SİYASETÇİ İNFAZ EDİLECEK’

Cinayetin aydınlatılması için Türkiye’nin de sorumluluklarını yerine getirmesine gerektiğine işaret eden Demirtaş, "AKP Genel Başkan Yardımcısı Almanya’da da olabilir diyor. Neye dayanarak bunu söylüyor. Başbakan bunu açıklasın. Kim kimi nerde infaz edecek. Elinizdeki listeye göre hangi Kürt siyasetçisi infaz edilecek? Bunu açıklamanız lazım. Paris de bilginizde miydi? Nokta atış yaparak Almanya’da olacak diyor" dedi. Demirtaş, "Almanya’da hangi Kürt siyasetçisi infaz edilecekse ya Türkiye bunu söyleyecek ya da önlem alacak; yoksa sorumlu onlar olacaktır. Sürecin selameti açısından Paris suikastının aydınlatılması önemlidir. Bu basit bir olay değildir. O halde samimi isek birlikte çözecek diyorsak hükümetin buradaki tavrı turnosal kağıdı olacaktır. Üstünün kapanmaması için hükümet de elinden geleni yapsın" diye konuştu.

’AVUKATA BU YAPILIYORSA KİMSENİN GÜVENCESİ YOKTUR’

ÇHD’ye yönelik operasyona değinen Demirtaş, ÇHD yöneticilerinin ve avukatlarının halk tarafından bilinen insanlar olduğunu söyledi. "Hükümete karşı muhalif tavırları. Suriye politikasına karşı eleştiren tavırları da gizli saklı değildir" diyen Demirtaş, "Bunlar haftanın 5 günü adliyede işini yapan insanlardır. Sabahın 5’inde evlerinin kapıları kırılarak, kelepçelenip işkence yapılarak gözaltına alınıyor. Avukatın başına bu gelirse o ülkede hiçbir kimsenin güvencesi yoktur. Tıpkı Asrın Hukuk Bürosu’na yapıldığı gibi. Aynı zihniyetin ürünüdür bunlar. Bunları yapan çetelere şaşıyorum. Yüzlerce komplo dosyası hazırladınız bu kadar mı acemice olunur. Bu çetelerin zeka seviyesini de ortaya koyuyor. Bu kadar ucuz tezgah olur mu? Grup Yorum’un bağlama gitarından parmak izi alıyorlar. Gözaltına aldığı avukatın telefonundan mesaj atıyorlar. Tutuklama kararına bir gün öncesinin tarihini atıyorlar. Tamam komplocusunuz ama uzmanlaşın artık" dedi.

’SURİYE’DEKİ KÜRTLER TÜRKİYE DÜŞMANI DEĞİLDİR’

Demirtaş, Suriye’de Esed’in politikalarının kabul edilebilir olmadığını söyleyerek, "Esad gibi diktatöryal rejime karşı yeni uluslararası diktatörlükler kurmak çözüm değildir. Oradaki halkaların inancı, kültürü ve tarihi ile birlikte bir arada yaşayacağı ortamı sağlayabilmektir çözüm. Türkiye’nin düştüğü çıkmaz da budur. Türkiye orada kurulacak yeni düzene yönetim olmak istiyor. Politikası budur. Kimse orada katliamların arkasına sığınarak kendi kirli çıkarlarının hesabını yapmamalıdır. Suriye’de halkların hangisi Türkiye’ye düşmandır. Peki sizin verdiğiniz cevap ne. Ceylanpınar’dan Ser?kaniy?’ye çeteler göndermektir. Bu çeteler ile Suriye Kürdistanı’nda sivilleri katletmek midir sizin politikanız. Bunu nasıl destekleriz biz. Dışişleri Bakanı ve Başbakan’a yüz yüze söyledik. Suriye’deki Kürtler, Türkiye’nin düşmanı değil. Türkiye’nin politikası da düşmanlık üzerine olmamalıdır. Güney Kürdistan hükümeti ile yıllarca kavga ettiniz peki ne kazandınız? Doğru olan ilişkileri geliştirmektir. Suriye’de bu niye yaşanmasın" diye konuştu.

"ORADAKİ KÜRTLER ÖZ GÜÇLERİ İLE ÇETELERE KARŞI DİRENİYORLAR"

"İçerde barış söylemi yapılırken oraya çeteleri göndermek kimi inandırır" diyen Demirtaş, Serekaniye’de atan kalbin Diyarbakır’da atan kalp ile aynı olduğunu söyledi. Demirtaş, "Oraya yönelim Diyarbakır’a yönelimdir. Oradaki Kürtler öz güçleri ile çetelere karşı direniyorlar. Direnenlerin önünde saygı ile eğiliyoruz. Bir halkın kendi geleceğini çizmek isteğinden daha meşru bir şey olabilir mi? Rojava halkının yalnız olmadığını söyledik. Halen o söylemin ardındayız. Türkiye’de Kürt sorununun çözümü ile Suriye’de çözüm doğrudan bağlantılıdır" dedi. Demirtaş, yurttaşların haftasonu Nusaybin’de yapılacak mitinge de katılmasını istedi. Suriye Kürtlerine ilişkin yardım kampanyalarının merkezileşmesi gerektiğine işaret eden Demirtaş, "Önümüzdeki günlerde merkezileşecek olan bu kampanyaya ilişkin biz parti olarak elimizden geleni yapacağız. Rojava halkının içi rahat olsun özgürlük onların yanındadır" dedi.

Başbakan Erdoğan’ın grup toplantısında yaptığı konuşmaya ve Kürt sorununda ’yeni süreç’ olarak lanse edilen sürece değinen Demirtaş şunları kaydetti: "Bir hükümet bu kadar güçlü iken ve halkın neredeyse tamamına yakını barışa bu kadar destek sunarken hükümetin fırsatı kaçırması ciddi bir suç olur. Ortam ve koşullar çözüm ve tartışma için bu kadar uygun iken. Her mikrofondan bize ayar vermeye çalışan Başbakan’a soruyorum: ’Siz Kürtleri bir halk olarak görüyor musunuz? Halk olarak görmeyi düşünüyor musunuz? Bu sorunun cevabı sürecin ve yaklaşım hakkında bize net cevap verecek. Kardeş olalım, gelin-damat olalım tamam bunlar güzel. Halk olacak mıyız peki? ’Kürt sorunu yoktur’ diyorsunuz. Tamam katılıyorum evet devlet faşizmi vardır. İnkarcı ve asimilasyoncu devlet faşizmi. Ama her halde onla aynı şeyi kast etmiyoruz."

’KÜRT HALKI KENDİ DİLİNİ KULLANAMIYOR’

"Asimilasyon bitti demek güzeldir. Yaradanı yaratandan ötürü sevmek de güzeldir" diyen Demirtaş, Kayapınar Belediyesi’nin yaptığı "Beybun" parkının fotoğrafını göstererek, "Senin seçtiğin vali ile yaradanın yarattığının yaptığı parka nasıl karşı çıkıyorsunuz. Türkçeye olimpiyat yapacaksınız Kürtçeyi park ismine koyamayacaksınız. Haşa Kürtleri kim yarattı. Kürt halkı kendi dilini kullanamıyor. Daha asimilasyon bitti diyorsunuz. Yaradan bütün kavimleri ve halkları eşit yarattım diyor. Türkler, Kürtlerin parklarının adını yasaklama hakkına sahiptir demiyor. Söyledikleriniz güzel; ama pratik öyle değil. Bize ayar vermeye çalışacağınıza buyurun yarattıklarınıza bakın. Biz sizden lütuf veya sadaka beklemiyoruz. Bir halkın gasp edilmiş haklarının iadesini bekliyoruz. Eğer bu süreç ilerleyecekse bu sorulara cevap verin. Şu 10 gün içinde Başbakan’ın yaptığı açıklamaları biz yapsaydık medya dar ağacını kurmuştu. Nusaybin’de öldürülen polis de candır, onun anası da ciğerdir; ama Malatya’da ailelerine bile vermediğiniz Çukurca’da operasyon bölgesinde beklettiğiniz gerilla da candır, onun annesi de ciğerdir. Zorlu bir süreç olacak; ama biz halkımıza ve kendimize güveniyoruz" diye konuştu.

"SÜRECİ AKP’NİN MERHAMETİNE BIRAKAMAYIZ"

Kendilerinin barışa hazır olduğunu söyleyen Demirtaş, karşılarında oyun yapmaktan vazgeçmiş bir hükümet görmek istediklerini söyledi. Demirtaş, "Halkımız onurlu bir barışa ve müzakere sürecine hazırdır. Somut adımları gördükçe ilerlemekten ve adım atmaktan çekinmeyeceğiz. Bu süreci tek başına hükümete de bırakmamak lazım; çünkü beceremezler. ’AKP bu sorunu çözer’ rehavetine kapıldığınız anda tıkanma yaşanabilir ve süreç ilerlemez. Süreci AKP’nin merhametine bırakamayız" dedi.

Hürriyet, 22.01.2013


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.