Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Gül unutulmadı, protokolden çıkarıldı

Gül unutulmadı, protokolden çıkarıldı
ODTÜ’de yapılan törende, Abdullah Gül’ün adının protokol listesinden Başbakanlık’ta çıkartıldığı belirtiliyor

Bir ülkenin önemli bir etkinliğine katılım için protokolün en üst sıralarında yer alan isimler doğal olarak çağrılırken protokolün en tepesindeki isim dolayısıyla devlet büyüğü Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, davet edilmemiş olmasının, kendisinin tanımıyla, “Herhalde bir yanlışlık olmuştur” diye geçiştirilecek bir kriz olmadığı artık netleşiyor. Gül’ün, öğrenciler ile polis arasında şiddetli çatışmalara da sahne olan ODTÜ’de 18 aralıkta düzenlenen Göktürk-2 uydusunun uzaya fırlatılma törenindeki davetliler arasında yer almayışında, törenin evsahibi TÜBİTAK günah keçisi olarak ortaya çıkmakla beraber, Gül’ün isminin, başbakanlıkta protokol listesinden çıkartıldığını destekleyen güçlü bilgiler bulunuyor. Gül’ün, her nasılsa unutulmasıyla! sonuçlanan davet krizinin oluş biçiminin izini süren kaynaklar, olayın TÜBİTAK’a dolayısıyla, daha önce Köşk’te görevli olan protokol müdürünün üstüne atılmak istendiğine dikkat çekiyorlar. Dönemin Köşk protokol sorumlusu şimdinin TÜBİTAK protokol görevlisi kişinin, hatta davet listesi hazırlanırken, Gül ile bir araya gelip törenin ayrıntıları üzerine kendisiyle görüşmüş olduğu da dikkate alındığında devletin tepesindeki bu ismin bu bilimsel kurum tarafından unutulmuş olması mümkün görünmüyor. TÜBİTAK’ın protokol listesinde de zaten Gül’ün isminin yazılmış olduğunu görenler var. Dolayısıyla Köşk, Gül’ün adının TÜBİTAK da unutulmamış olduğunu biliyor.

Göktürk-2 uydusunun, tamamen yerli olanaklarla geliştirildiği iddiasıyla milletin kısmen uyutulmak istendiği konusunu bir kenara bırakırsak, bu uydunun uzaya fırlatılma törenine Gül’ün çağrılmamış olmasını, hükümet ile Köşk arasında 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleri yolunda artık aleni halen gelen siyasi hesaplaşmanın devamı niteliğinde görmek mümkün.

 

Ayrışma 2007’de başladı

Gül ile Erdoğan arasında görüş ayrılıklarının tarihi aslında 2007’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerine uzanıyor. Hatırlanacağı üzere, o tarihte, eşi başörtülü bir ismin Köşk’e çıkmasına askerden sert tepki gelmiş, Erdoğan da, komuta kademesinin tepkilerinden yılıp Gül’ün, Köşk’e çıkmasına sıcak bakmadığını ima eden açıklamalar yapmaya başlamıştı. Vesayetin yargısının tüm engellemelerine rağmen, 2007 Nisan seçimleri sonrası kurulan Meclis’te, Gül, AK Parti ve MHP’nin oylarıyla Köşk’e çıkmıştı.

Erdoğan’a yakın AK Parti kurmaylarının, Anayasa Mahkemesi’nden dönen (Gül’ün ikinci kez adaylığının önünü açtı) Gül’ün, 2014’te yeniden adaylığını önleyici kanunları Meclis’ten geçirmiş olmalarıyla Gül ve Erdoğan arasındaki örtülü gerilim artmıştı. AK Parti’nin, 2011 Haziran seçimleri sonrası ustalık döneminde paradoksal biçimde reformları bir kenara itmesiyle birlikte hükümet ve Köşk arasında demokrasinin geliştirilmesine dair temel konulardaki siyasi beyanları, aralarındaki görüş ayrılıklarını artık kamuoyunda görülür hale getirdi.

AB’ye üyelik, Sayıştay Yasası, Muhteşem Yüzyıl dizisi, Başkanlık sistemi, BDP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması, başkanlık sistemi ve Uludere gibi geniş yelpazede, doğrudan ve dolaylı siyasi etkileri olan konularda Gül, reformcu ve hoşgörü barındıran, ifade özgürlüğünün önünü açan açıklamalar yaparken Erdoğan’ın, özellikle 2011 seçimleri sonrası bu alanlardaki söylemleri, ülkeyi ayrıştırıcı ve muhafazakarlıktan öteye giden dini etkilerin ağır bastığı nitelik kazanageldi. Erdoğan’ın, yapısal reformları yapmadan kimi kısmi iyileştirmelerle adeta askeri vesayetin sona erdiği ve artık siyasi iradenin muktedir hale geldiği şeklindeki söylemleri Gül’ün, tersi görüşleri ile sivil-asker ilişkileri gibi temel bir konuda da ayrışmaları ortaya çıkarttı.

 

Anketlerde Gül önde gidiyor

Köşk’ün, zaman zaman, ülkenin en sevilen liderleri kimler gibisinden ve ülke sorunlarına ilişkin soruları barındıran anketler yaptırdığı ancak sonuçlarını kamuoyu ile paylaşmadığı biliniyor. Bu anketlerde, Gül’ün önde çıktığı belirtilmekle beraber yetkin kaynaklarımız, oranları vermeyi reddediyor.

Başbakan’ın, hem kendisinin hem de Gül’ün yaptırdığı bu anket sonuçlarından rahatsız olduğu ve Köşk için kurulacak referandum sandığından adının çakmayacağı endişesi taşıdığı yorumları Ankara kulislerinde konuşuluyor.

 

Gül parti kurmaz

Refah Partisi döneminde, Recai Kutan’a karşı çok az oy farkıyla başkanlığı kaçıran Gül’ün, yoğurdu üfleyerek yeme gibi temkinli bir yapısı olduğuna işaret ediliyor. Gül’ün, bir süredir kulislerde dolaşan söylentilere göre, AK Parti dışında bir parti kuracağı ve başına geçeceği iddiaları, kendisine yakından tanıyanlarca yalanlanıyor.

Bir kaynak, “Gül, siyasete dönmeye karar verirse, AK Parti’ye karşı bir parti kurmaz, bu partinin başına geçer” diyor. Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan arasında, 2007 yılında başlayan görüş ayrılıklarında makas giderek açılıyor ama nihayetinde, bu iki siyasetçinin geçmişteki ideolojik birliktelikleri de gözönüne alındığında Köşk yarışında zamanı geldiğinde adaylık konusunu bir araya gelip konuşacakları görüşü hakim. Aslında, Gül de Erdoğan da 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine daha zaman varken kartlarını tam olarak açmış değiller hele hele de Gül’ün, bu anlamda son derece temkinli olduğu dikkatlerden kaçmıyor.
 

Taraf, 29.12.2012


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.