Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > 3’lü priz 4 sır

3’lü priz 4 sır
O böcek duvar içinde değil portatif prizde. Kaydedici değil, yansıtıcı. Anında dinleniyor. Dışarıda teknik aletlerle dolu bir araç var. TÜBİTAK “hareketlilik hafızasını” inceliyor.

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’ın, özel çalışma ofisinde bulunduğunu bizzat açıkladığı dinleme cihazlarına ilişkin yürüyen soruştuşmada Hürriyet önemli detaylara ulaştı. MİT’in bugüne dek titizlikle yürüttüğü “köstebek harekatında”, ofiste bulunan böcek ile ilgili elde edilen detaylar olayın tam bir profesyonel organizasyon işi olduğunu gösterdi. Hürriyet, dün ilk kez böceğin prizde bulunduğunu yazmıştı. Bugün ise bilinmeyen yeni dört kritik bilgi daha ortaya çıktı.

ŞARJI BİTMİYOR

İlk olarak böcek, duvar içindeki prizde değil, üçlü portatif prizde bulundu. Odaya biri ya da birilerince getirilerek ana prize takılmış. Bu, hem seri şekilde odaya bırakılabilmesi hem de şarjının bitmeden rahatlıkla prizden güç sağlanabilmesi anlamına geliyor. Bunu bırakabilecek kişilerin bulunması için o dönemde içeri giren çıkan servis, tamir, görev ve hizmet elemanları teker teker inceleniyor.

EN AZ 2 KİŞİ

İkinci belki de en önemli detay ise bulunan böcek ile ilgili. Çünkü, böcek kaydedici değil, yansıtıcı. Bu da dinlemenin anında yapıldığını gösteriyor. O nedenle
de aynı anda en az iki kişinin dışarıda gelen sinyalleri izlemiş olabileceği ifade ediliyor.

250 METRE YARI ÇAP

Üçüncü bilgi, dışarıda teknik aletlerle dolu bir dinleme aracının daha bulunduğu tespiti. Çünkü, içeride yansıtma yapan böceğin gönderdiği ses dalgalarını işleyecek, kaydedecek belirli yarıçap mesafesinde bir araç gerekiyor. Bu nedenle 250 metre yarı çapta sürekli dolaşan ve dinlemeyi alan bir aracın olması gerektiğinden hareketle, geçen şubattan bu yana bölgedeki tüm mobese kameraları kayıtları inceleniyor. O bölgede sık sık görünen araçlar araştırılıyor.

NE KADAR DİNLENDİ

Son unsur ise böceğin TÜBİTAK’a gönderilerek, “hareketlilik hafızasının” incelenmesi. Bu da tam olarak böceğin üçlü prizin içine ve prizin de ne zaman odaya bırakıldığının anlaşılması, ne kadar dinleme yaptığının tespiti için teknik bir inceleme anlamına geliyor. TÜBİTAK şimdi bu araştırmayı yapıyor.

ŞİMDİLİK BU ŞEKİLDE

Başbakan’ın ofisinde böcek bulunmasının ardından MİT, kritik gördüğü bazı devlet kurumlarında da aramalar yapmış. Ancak kayda değer bir şey tespit edilememiş. Şu an Türkiye’de herkes birbirini suçluyor ve “Kesin şu yapmıştır” diyor, ama net bilgiler şimdilik bu şekilde.

Böceği devam ettirmeyelim

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, Tunus Başbakanı El-Cibali ile yaptığı ortak basın toplantısında, çalışma ofisinde dinleme cihazı bulunmasıyla ilgili soruları yanıtladı. Derin devleti virüse benzeten Erdoğan şunları söyledi: “Böcek konusunu isterseniz şu anda devam ettirmeyelim. Çünkü 2’den 3’e çıkmış. Herhalde art arda devam edecek bu. Ben sizin kadar etkin takip edemiyorum. Fakat bu tür konularla mücadelemiz devam ediyor, devam edecek. ‘Bunu tamamen sildik, bitirdik, yok ettik’ böyle bir iddianın içinde olmam mümkün değil. Çünkü dünyada hiçbir ülkenin derin devleti kendi bünyesinde bitirdiğine, temizlediğine bir siyasetçi olarak ben inanmıyorum. Her ülkenin kendi içinde derin devleti vardır ve bunu onlar kazıyıp temizlemek gibi bir duruma ulaşamazlar. O bir virüs gibidir. Uygun fırsatı bulduğu anda, zemini bulduğu anda virüs ortaya çıkar ve yapmak istediğini orada yapmaya çalışır.”

Akademisyenler mesleği bıraksın

Erdoğan, ODTÜ’deki olaylarda öğrencilere destek çıkan öğretim üyelerini de sert sözlerle eleştirerek şunları söyledi: “Demokrasilerde eleştirilerin olması en doğal hal. Fakat eleştiri hiçbir zaman gücünü şiddetten almamalıdır. Eğer bir eleştiri gücünü şiddetten alıyorsa onu sahiplenen kim olursa olsun ben bir Başbakan olarak onun karşısına dikilirim. Bu ister rektör ister akademisyen olsun. Bir öğrenci üniversitenin kampusunu bir terör alanına çeviriyorsa sadece o üniversitenin mensupları değil farklı üniversitelerden de oraya gelenlerle böyle bir eylemi gerçekleştiriyorlarsa hiç kimse kalkıp bunları samimi havada bir protesto, bir eylem olarak değerlendiremez. Bunu söyleyen profesörler, doçentler bana göre o mesleği bıraksınlar onlar aynen onlara katılmak suretiyle şiddetten gücünü alan kişiler olarak meydanlara düşsünler. Güvenlik güçlerimiz görevlerini yapmışlardır ve ben de güvenlik güçlerimizi bu görevlerindeki başarıları nedeniyle kutluyorum, tebrik ediyorum. ”

Beni de dinlemişlerdi

ADALET Bakanı Sadullah Ergin, “Ankara Başsavcılığının bir raporu var, 2001 yılında Ak Parti Hatay İl Başkanlığı’nda yaptığım bir mülakat dinlenmişti. İdari ve adli soruşturma sonucu çıkacak tabloya bakacağız” dedi. Canlı yayında NTV’nin sorularını yanıtlayan Ergin, Başbakan Erdoğan’ın ofisinde dinleme cihazı bulunmasıyla ilgili şöyle konuştu: “Başka ülkelerde de yaşanıyor. Bunlarla mücadele başladı. Bunları bitirdik deme imkanı yok, azaltmaya çalışıyoruz. Başbakanlık idari soruşturma yürütüyor. Hem idari, hem adli soruşturma yürütülüyor. Ciddiyetle üzerine gidilmesi gerekiyor. Vatandaş da ben de dinlemeler konusunda endişe duyarım.”

8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümüyle ilgili soruya ise Ergin şu yanıtı verdi: “Değerlendirme süreci devam ediyor. Her insanın vücudunda belli oranda toksik maddeler var. Önemli olan normal değerlerde olup olmadığı. Ölümle bunun bir bağı olup olmadığıdır. Bilimsel rapordan önce basında senaryolar yazıldı. Savcılık, güçlü deliler varsa yargıya götürecek ya da takipsizlik verecektir.” 4. yargı paketinin içeriği ile ilgili, “İşkence suçlarında zaman aşımı kalkacak” diyen Ergin şunları söyledi: “Soruşturma ve kovuşturmalarda tutukluluk halinin devamı için tutukluyla da görüşülecek. Cinsel istismar cezaları ağırlaştırılacak.”

Hürriyet, 26.12.2012


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.