Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Şerafettin Elçi'den "Yüce Divan"a başvuru

Şerafettin Elçi'den "Yüce Divan"a başvuru

1983'te 2 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılan Elçi, avukatı aracılığıyla yargılamanın yenilenmesini talep etti

42. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nde Bayındırlık Bakanı olarak görev yapan ve Anayasa Mahkemesi'nin “Yüce Divan” sıfatıyla yaptığı yargılama sonucunda 1983'te 2 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılan KADEP Diyarbakır Milletvekili Şerafettin Elçi, avukatı aracılığıyla “Yüce Divan”a başvurarak, yargılamanın yenilenmesini talep etti.

Başvuru dilekçesinde, dönemin Başbakanı Bülend Ulusu'nun karar günü Anayasa Mahkemesi'ne gittiği ifade edildi ve dönemin Yargıtay 1. Ceza Dairesi Başkanının Elçi'ye, “Yüce Divan üyelerinin aslında beraatine karar verdiği, ancak karar günü meydana gelen bir gelişme neticesinde kararın değiştirildiğini söylediği” savunuldu.

Elçi'nin avukatı Kemal Vuraldoğan'ın Anayasa Mahkemesi'ne verdiği dilekçede, müvekkilinin, “bazı kamu görevlilerini keyfi tasarruflarla üst görevlere atadığı, bakanlığına işçi alımlarında keyfi hareket ettiği, böylece görevini kötüye kullandığı iddiasıyla” mahkum edildiği bildirildi.

Elçi'nin, dönemin Yargıtay 1. Ceza Dairesi Başkanı Ömer Altay Egesel'i cezaevinden çıkınca ziyarette bulunduğu belirtilen dilekçede, Egesel'in, ziyarette “Yüce Divan üyelerinin aslında Elçi'nin beraatine karar verdiği, ancak karar günü meydana gelen bir gelişme neticesinde kararın değiştirildiğini ifade ettiği” savunuldu.

Dilekçede, Şerafettin Elçi'nin kardeşi merhum İhsan Elçi'nin de karar günü, Yüce Divan Üyesi Yekta Güngör Özden'in dönemin atanmış Başbakanı Bülend Ulusu'yu yukarı götürdüğünü gördüğünü, duruşmanın da öğleden sonraya bırakıldığını anlattığı kaydedilerek, olayın taraflarının, Ulusu'nun karar günü Yüce Divan'ı ziyaret ettiğini doğruladığı bildirildi.

Ulusu'nun, duruşma saatinde Anayasa Mahkemesi'ni ziyaret etmesinin ve bunun basında yer almamasının, “ziyaretin plansız, acil ve gizli olduğunu gösterdiği” kaydedilerek, “Çünkü Yüce Divan'ın, dönemin atanmış başbakanının ziyarete geleceği güne duruşma bırakması veya başbakanın, dönemin en önemli davalarından birinin görüldüğü gün Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı ziyaretin haber yapılmaması hayatın olağan akışına aykırıdır” denildi.

1961 Anayasası'na göre, bir bakan hakkındaki Yüce Divan'a sevk kararının TBMM'ye ait olduğu belirtilen dilekçede, buna rağmen, Elçi'nin, “darbecilerin tasarrufuyla”, Yüce Divan'a sevk edildiği ifade edildi.

Dilekçede, dönemin Yüce Divan üyelerinin, 1961 Anayasası'nın açık hükmüne rağmen, hukuka aykırı bu sevk kararına dayanarak Elçi'yi yargılamalarının, CMK'nın, yargılamanın yenilenmesine ilişkin maddelerine uygun olduğu bildirildi ve bu nedenle, Elçi hakkındaki yargılamanın yenilenmesi gerektiği kaydedildi.

Elçi'nin 765 Sayılı TCK'daki görevi kötüye kullanma suçuna göre mahkum edildiğine, bu kanunun 5237 Sayılı TCK ile yürürlükten kaldırıldığına dikkat çekilen dilekçede, yeni TCK'nın, Elçi'nin lehine olduğu belirtildi. Dilekçede, “Çünkü, 5237 Sayılı TCK, görevi kötüye kullanma suçuna yeni bir unsur eklemiş, kişilerin mağduriyeti, kamu zararı veya kişilere haksız bir kazanç sağlanmadan bu suçun oluşmayacağı düzenleme altına alınmıştır. Ayrıca suçun taban ve tavan cezaları Sayın Elçi lehine olacak şekilde değişmiştir” değerlendirmesine yer verildi.

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun kararlarına göre, bir hüküm kesinleşmiş ve infaz edilmiş olsa bile uyarlama yapılabileceği belirtilen dilekçede, Elçi hakkındaki yargılamanın yenilenmesi ve Yüce Divan'da mahkum edildiği kararın ortadan kaldırılması talep edildi.

Radikal, 19.12.2012


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.