Gündem
Gündem > Siyasi Gündem > Yolsuzluk yapan da, iftira atan da insanlık suçu işliyorYolsuzluk yapan da, iftira atan da insanlık suçu işliyor
“Bize yolsuzluk iftirası atacak en son kişi CHP Genel Başkanı’dır. Yolsuzluk yapmak, yetim hakkı yemek ne kadar insanlık dışı bir suçsa, mesnedi olmadan ithamda bulunmak da o kadar insanlık dışı bir suçtur.” Başbakan Tayyip Erdoğan, kendisini Nazım Hikmet’in sözlerine atıf yaparak, “Bana yolsuzluğun resmini yapabilir misin?” göndermesinde bulunan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na sert cevap verdi. Dün AK Parti Genel Merkezi’nde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuşan Erdoğan, “AK Parti’ye yolsuzluk ithamında bulunacak en son parti CHP’dir. Bize yolsuzluk iftirası atacak en son kişi geçmişinde SSK’yı batırmaktan başka hiçbir marifeti olmayan CHP Genel Başkanı’dır.” diye seslendi. Kılıçdaroğlu’nun yaptığı yolsuzluk ve kadrolaşmaların belgeleriyle ortada olduğunu söyleyen Erdoğan, CHP’li belediyelerin yolsuzluklarına dikkat çekti. Ardından CHP liderine Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ne ödediği tazminatları hatırlattı: “Yavuz hırsız, ev sahibini bastırır. CHP Genel Başkanı’na açık açık söylüyorum, yolsuzluk yapmak, yetim hakkı yemek ne kadar insanlık dışı bir suçsa delili, belgesi, mesnedi olmadan yolsuzluk ithamında bulunmak da o kadar insanlık dışı bir suçtur. Bugüne kadar bir tek yolsuzluğu ispat edebilmiş, delillendirebilmiş, belgelendirebilmiş değil. ‘Kayseri’de yolsuzluk var’ dedi, kaybettiği tazminatlarla Kayseri, sucuğa doydu. ‘ÖSYM’de yolsuzluk, usulsüzlük var’ dedi, eline tutuşturulan belgenin sahte olduğu ortaya çıktı, rezil oldu. Giydiği gömlek tartışma konusu oldu, rezil oldu. ‘Havuzlu villa’ dedi, kendi havuzlu villası çıkınca gene rezil oldu. CHP’li belediyelerdeki yolsuzlukları görmezden geldi, bize en omurgasız iftiralarda bulundu, bunları yüzüne vurduğumuz zaman da maalesef yüzü kızarmadı.”
AK Parti lideri, konuşmasında BDP’lilerin dokunulmazlığının kaldırılması konusuna da temas etti. Dokunulmazlıkların kaldırılmasının çok daha kötü sonuçlar doğuracağı şeklindeki yaklaşımları tehdit olarak nitelerken, “O halde hukuk niye var?” diye sordu. BDP’ye, “BDP bir siyasi aktör olmak istiyorsa, sorunun çözümüne katkı yapmak istiyorsa meşru siyasetin dilini ve araçlarını kullanmak zorundadır. Aksi halde siyasi muhataplık iddiasında bulunamaz, bulunsa da bu iddia ciddiye alınmaz.” mesajını veren Erdoğan, medyayı, BDP’yi mazlum ve mağdur göstermekle suçladı: “Şu anda dikkat edin, BDP mazlum, mağdur rollerine yatarken aynı şekilde kimi medya mensupları BDP’yi mazlum, mağdur göstermek için ellerinden geleni yapıyorlar. Silahlı mücadeleyi kutsayan BDP’yi görmezden geliyor. Bunu medya mensupları, medya patronları yapıyor. Dağdaki eşkıyayla, eli kanlı teröristle kucaklaşan, öpüşen BDP’yi, onun zavallı milletvekillerini görmezden geliyorsunuz. Ama hukuk devreye girince, demokratik kurallar işletilince, Parlamento yani milli irade sorumluluk üstlenince aynı BDP’yi mazlum olmakla, mağdur olmakla, itilmiş kakılmış olmakla niteleyebiliyorsunuz.” Ey Kürt kardeşim, bölücü örgütün karşısına ne zaman dikileceksin? Başbakan Erdoğan, konuşmasında bölge halkının terör örgütünün gerçek yüzünü görmesini ve desteğini çekmesini de istedi. Erdoğan, “Ey benim Kürt kardeşim, Hakkârili kardeşim, sana hizmet gelmesini engelleyen bir partiye nasıl destek veriyorsun?” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Terör örgütüne kalbinde muhabbet besleyen bilsin ki Selahaddin-i Eyyubi’nin, Ahmed-i Hani’nin hatırasını çiğner. Bizim dini değerlerimizle, dinimizle, Peygamberimiz’le, namazımızla alay eden bir örgüt... Özel çalışmalar var bununla ilgili. Benim dindar, Müslüman Kürt kardeşim bu oyunu ne zaman fark edecek? Artık Selahaddin-i Eyyubi’nin torunu Kürt kardeşlerimin ‘Yeter artık’ demesi gerekiyor. Yahu Kürt kardeşim, sen ne istiyorsun onu söyle. Bırak sen şu bölücü terör örgütünün ağzını, bırak sen onların siyasi temsilcilerinin ağzını. Sana yapılmayan ne var ya? Batıda olup da sende olmayan ne var? İstihdam diyorsan, onun vebali sende. Niye? Çünkü sen girişimcinin, yatırımcının Doğu’ya, Güneydoğu’ya gelmesine katkıda bulunacak insansın değerli kardeşim. Bölücü terör örgütünün karşısına sen dikileceksin. Dimdik duracaksın. Bak o zaman girişimci oraya yatırım yapmaya nasıl geliyor. Biz hükümet olarak üzerimize düşeni yapıyoruz. Teşvikler çıkardık. Biz bu meseleyi çözeriz ve çözeceğiz.” Zaman, 06.12.2012
Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız. |