Gündem

Açlık grevleri sonrası BDP'lilerin 'ılımlı iklim' olarak tanımladıkları dönem, dokunulmazlık dosyalarının Meclis'e gönderilmesiyle birlikte değişti.

Açlık grevleri sonrası hükümet ile BDP arasında yaşanan ılımlı süreç, dokunulmazlık dosyalarının gündeme gelmesi ile sona erdi. BDP yöneticilerinin ılımlı açıklamaları yeniden sertleşti. Bir grup gazeteciyle TBMM’de sohbet eden BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, BDP blok milletvekillerinin tamamının geçmişte dokunulmazlığı olmadan da siyaset yapmış, yazısını yazmış ve bunun bedelini de ağır şekilde ödemiş kişiler olduğunu söyledi. Kışanak, şöyle konuştu: “İnsanlar bu bedelden çekinerek yola girmemiş. Bu, çok büyük bir sorunu çözme konusunda bir iddia ortaya koymaktır. Bu iddiaya sahip olmayan kişiler zaten milletvekili olmazlar. Küçük hesaplarla ‘Maaş alayım, koltukta oturayım, akrabamın da tayinini yaptırayım’ diye milletvekili olanlar başkadır. Onlar biat edebilir, el kaldırabilirler. Bu partide, bu gelenekten milletvekili olmayı kabullenmek demek büyük bedeller göze alınarak, büyük sorumluluğu omuzlamak demektir. Herkes bilerek bu yola çıkıyor.
Sorumluluk onlarda
 Kışanak, AK Parti milletvekillerine de seslenerek, “Başbakan böyle bir süreç yönetmek istiyorsa, birileri de buna biat edecekse, bütün tarihsel sorumluluk onların sırtındadır.” Yapsınlar, tarihe karşı, halka karşı, Kürtlere ve Türkiye’ye karşı hesabı verecek onlardır. BDP’nin bu konuda bir şey yapması gerekmiyor. BDP’nin yapacağı şeyler vardır; bütünlüklü durmak, siyasi bir tutum almak, onurunu korumak, mücadeleye devam etmek” dedi.
Çözüm niyetli değil 
Öcalan’ın ‘avukatlarla görüşmeyi istemediği’ yönündeki açıklamaları spekülatif bulduğunu belirten Kışanak, “Hükümet, tecrit konusunda bu kadar yoğun tartışmalar yaşanırken, Öcalan’ın ‘Avukatları kendim istemiyorum’ dediğinin bir kanıt olsa açıklardı” dedi. Kışanak, Öcalan’la görüşülüp görüşülmediği konusunda da şunları söyledi: “Görüşme yapıyorsa neden söylemiyor? İmralı’ya birileri gidiyor geliyor olabilir ama çözüm niyetli değildir. Çözüm niyetli olsa niye bu kadar sokağı gersin? Kamuoyu korkunç şeyleri tartışmaya başladı.”