Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Bahçeli: Açlık grevi AKP'nin tavizleri için payanda oldu

Bahçeli: Açlık grevi AKP'nin tavizleri için payanda oldu
MHP lideri Bahçeli hükümete yüklendi: AKP cezaevlerindeki ölüm diline, mezar siyasetine teslim olmuş, böylelikle PKK zorbalığına meşruluk kazandırmıştır

ANKARA - MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısanda yaptığı konuşmada Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde 5 askerin şehit olduğu saldırı ile ilgili olarak "Adres sormayan kurşunlar, hedef gözetmeyen bombalar, kahpece kurulan pusular, kalleşçe düzenlenen baskınlar anaları evlatlarından, gelinleri sevdiklerinden, çocukları babalarından kopardı, koparmaya devam ediyor. Yeter diyoruz, ama son bulmuyor. Bitsin istiyoruz, ama bataklık kurumuyor. Türk devleti dağları mesken tutmuş eşkiyalar tarafından durmadan eritiliyor" dedi.

"Kendisini Kaf Dağı'nda gören, dev aynasında seyreden Başbakan Erdoğan ve hükümeti kesinkes duvara toslamış haldedir" diyen Bahçeli şunları söyledi: "Cellâda şirinlik yapan iktidar partisi vehametin derecesini görmekten son derece uzaktır. Bölücü teröre karşı dut yemiş bülbül gibi duran Başbakan ve arkadaşları, Türkiye'nin 10 yılda içini boşaltmış, Türk milletinin teslim senedini pervasızca hazırlamıştır. İktidar zihniyeti için şehidin, şühedanın bir anlamı kalmamıştır. Ne hüzün vericidir ki, bu kafa yapısında birisi gider birisi gelir mantığı hâkim hale gelmiştir. Nasıl olsa vatan evlatları doğal şehit adayıdır ve yeri geldiğinde de kaçınılmaz son kendisini gösterecektir. Bölücü terör istediği zaman eylem yapan, istediği zaman geri çekilen, yeri gelince eylem sahasını şehirlere genişleten ve bazen de cezaevlerini üst olarak kullanan kıvraklık ve kurnazlıkla müzakereci AKP'nin açtığı yolda emin adımlarla ilerlemektedir."

AKP'nin terör duvarına başını çarptığını belirten Bahçeli, "İyi şeyler olacak, umutluyum' sözlerinden 'bıçak kemiğe dayandı, günlerini görecekler, bedelini ödeyecekler, siz temizlemezseniz biz temizleriz' sızlanmalarına büyük kayıplar ve şahadetler eşliğinde gelinmiştir. Başbakan Erdoğan'ın Habur'da umut verici gelişme olarak yorumladığı terörist kafilenin karşılama törenleri, bugün onlarca vatan evladının albayrağa sarılı tabutlarıyla yer değiştirmiştir. Analar ağlamasın sözleriyle içine girilen tek taraflı ilişki ağı ve PKK açılımındaki ahlaksızca inat, can çekişen bölücü terörü diriltmiş ve sonunda milletimizin boğazına yapışmasına neden olmuştur. Her şehitten sonra verilen beyanlara bakınız, sonra da bunların sağlamasını yapınız, o zaman acı gerçekleri, aslı astarı olmayan boş avunmaları hiçbir yoruma gerek kalmadan fark etmeniz kaçınılmaz olacaktır" diye konuştu.

"Türkiye'nin karşısındaki bölücü terör tehdidi tüm ağırlığıyla ve acımasızlığıyla sürmektedir" diyen Bahçeli sözlerini söyle sürdürdü: "Örgüt elebaşları ve militanları her vasıtayı kullanarak propaganda zeminini yaygınlaştırmaya, seslerini duyurmaya çalışmaktadır. Amaç PKK tezlerini ve zorlamalarını kabul ettirmek ve istenilen noktaya taşımaktır. Bunun için her çirkeflikten medet umulmakta ve her çirkinliğe kapı aralanmaktadır. AKP hükümeti ise taksit taksit dayatılan hain projeleri cevaplamakta ve bir bahaneyle hayata geçirmektedir. AKP-BDP-PKK-İmralı işbirliği hayalleri gerçekleştirmenin, dün imkânsız olarak görülen konuları elbirliğiyle savunmanın arayış ve çabası içinde var gücüyle devrededir."

İmralı talimatıyla bitirilen cezaevlerindeki açlık grevlerinde manzaranın tümüyle görüldüğünü belirten Bahçeli, "8 Kasım 2009 günü İstanbul'da bir belediye otobüsüne molotofkokteyli atarak 17 yaşındaki lise öğrencisi Serap Eser isimli kızımızı şehit eden PKK'lı katiller açlık greviyle insanlık ve merhamet dilencisi olmuşlardır. 20 Eylül 2011 günü, Ankara Kumrular Sokak'ta 5 kardeşimize kıyan PKK'lı canavar, girdiği açlık greviyle sözüm ona öldürerek yapamadığına kendisini aç bırakarak ulaşacağını sanmıştır. 60 günü geçen bir zaman diliminde, bedenlerini ölüme yatıran PKK'lılar, ölümü göstererek taleplerinin karşılanmasını AKP'ye dayatmışlardır. Bazı BDP'li milletvekilleri de kamuoyuna yansıyan kebap partisi görüntülerinden dolayı zora düşünce açlık grevine iştirak etmek durumunda kalmışlar ve ittifak halinde ölüm tiyatrosunda rol almışlardır. İnsan canına saygı duymayan, insan hayatına değer vermeyen bölücülerin, kendi bedenlerinden yaptıkları tasarrufla sözde hak arayışında bulunmaları asla masum görülemeyecektir" dedi.

"AKP cezaevlerindeki ölüm diline, mezar siyasetine teslim olmuş, böylelikle PKK zorbalığına meşruluk kazandırmıştır" diyen Bahçeli şunları söyledi: "Bu kapsamda İmralı canisi cezaevlerindeki açlık grevlerinin amacına ulaştığı mesajını kardeşi aracılığıyla yollayarak bu eylemin sonlanmasını istemiştir. Ağlamadan sorumlu Başbakan Yardımcısı ise bundan dolayı memnuniyetini dile getirmiş ve telaşla teşekkürlerini sunmuştur. İşin başından beridir kuru bir tehdit olan ve aslında hiçbir inandırıcılığı olmayan açlık grevi AKP'nin tavizleri için de payanda işlevi görmüştür. Her an ölüm olur baskı ve yönlendirmesiyle, cezaevlerinden tabutlar çıkmaya başlarsa bunu kimse kaldıramaz türünden gözdağlarıyla açlık grevinin bitirilmesi konusunda temas ve diyalog kanalları ardına kadar açık tutulmuştur. Mehmetçiğin albayrağa sarılı tabutlarını bir türlü görmeyen haysiyetsizlerin, vatan evlatlarının ardı ardına katledilmesini ağzına bile almayan haramzadelerin mevzu bahis açlık grevi olunca insanlık hatırlatması yapmaları bize göre kabul edilemez vicdansızlık örneğidir.Ömrü hayatlarında bir tek şehidimize Fatiha okumaktan uzak kalmış kalpsizlerin, PKK'lıların eylemine sıra sıra destek açıklaması yapmaları da satılmış zihinlerinin ve rehin bırakılmış ruhlarının eseri olsa gerektir. Bunlar ne kuldan utanırlar, ne de Allah'tan korkarlar. Biz bunları iyi tanırız. Biz bunların cibilliyetini iyi biliriz."

Bahçeli sözlerine şöyle devam etti: "Bu tarihi gerçeği anlamak için önce millet, milliyet, sonra da milliyetçilik bilincinin yerleşmesi ve bunun da samimiyetle sahiplenilmesi gerekmektedir. Görüyoruz ki, Barzani, Talabani, PKK, İmralı ve AKP arasındaki rol paylaşımı gittikçe finale yaklaşmaktadır. Arabulucu Talabani, PKK koruyucusu Barzani ve bunların yoldaşı Başbakan Erdoğan Türkiye'ye İmralı terziliğiyle Kandil kefeni biçmektedir. Ancak buna ne nefesleri yetecek ne de güçleri kâfi gelecektir. Türk milleti tüm oyunları bozacak ve önüne koyulan tuzakları kırıp atacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi her şeyin farkındadır. Ve Türkiye'yi harabeye çevirecek adımların, Türk milletini dağıtacak projelerin önünde dağları eriterek yol açan iradenin aynısıyla kaşı duracak, çözülmeye bir başına kalsa da geçit vermeyecektir."


“İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırıları ne acıdır ki kritik bir seviyeye dayanmış, kayıpların sayısı hızla yükselmiştir" diyen Bahçeli şunları söyledi: "Haksız, mesnetsiz ve insanlıkla bağdaşmayan bu saldırıları kınadığımızı bir kez daha ilan etmek istiyorum. Filistin davasını bastırmak, Gazze'yi füze kuşağına alarak cinayetleri sıradanlaştırmak İsrail'in klasik ve bildik taktikleridir. Genellikle İsrail saldırılarının katalizörü olarak Ocak ayında yapılacak seçimler gösterilmektedir. Siyasi saiklerle mazlum Filistin halkının katledilmesi hiçbir insani değerle izah edilemeyecektir. İsrail devleti vicdansızca etnik temizliğe girişmiş, arkası arkasına ölüm yağdırmaktadır."
Bahçeli, "Yakın zamana kadar Suriye'deki hadiseleri konuşuyorken, birden bire İsrail saldırganlığının gündemin başköşesine oturması, komşu coğrafyalarda yeni bir oyunun sahnelenmeye çalışıldığına işaret etmektedir. Üzülerek söylemek isterim ki uluslararası toplum yine duyarsız ve yine hareketsizdir. Bunun yanında ABD Başkanı'nın İsrail'i savunan, arkasında duran ve cinayetlerini meşrulaştırmaya çalışan yaklaşımı da insanlığın iflas sınırına yaklaştığını resmetmektedir" dedi.

"İsrail tarafından atılan füzeleri savunma hakkı olarak gören Başkan Obama, adaletsizliğin ve insafsızlığın içine gömülmüştür" diyen Bahçeli, " Madem İsrail kendini korumaktadır, peki Gazze ve Gazzeli kardeşlerimiz ne yapmaktadır? Bu kovboy mantığının, vahşi Batı mirasının anlaşılır ve kabul edilebilir hiçbir yanı yoktur. Gelişmeler karşısında Başbakan Erdoğan'ın temelsiz tehditleri, nafile beyanları dün olduğu gibi bugün de hiçbir şeye hizmet etmeyecektir. "One minute" efelenmesinin ve mizanseninin kredisi artık çoktan bitmiş ve tükenmiştir. Mısır ziyaretinde İsrail'i hedef alan değerlendirmeleri, hiçbir şekilde Filistinli kardeşlerimize bir şey kazandırmayacak, olsa olsa Başbakan'ın kişisel tatmininden ibaret kalacaktır. 2012 şartlarının 2008'in ki gibi olmadığını iddia ederek üst perdeden İsrail'e gözdağı veren Başbakan Erdoğan, daha Mavi Marmara'nın hesabını dahi soramamıştır" diye konuştu.

"Üstelik açıkça İsrail yanında yer alan Obama'ya etkili cevap vermekten bile çok uzaktadır" diyen Bahçeli, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu minvalde, Başbakan Erdoğan'ın bugünkü grup toplantısında muhtemel sözleri bizim açımızdan hiçbir sonuç doğurmayacaktır. Beklentimiz Birleşmiş Milletler'in İsrail'in acımasızlığına acilen engel olması ve bu ay sonunda görüşeceği Filistin Devleti'nin üyeliğini kabul etmesidir. Filistin davası adaletli bir şekilde çözülmeden, Filistin halkının talepleri karşılanmadan akan kanlar İsrail'i boğacak ve bölgesel huzur asla gelmeyecektir. Bu vesileyle İsrail saldırganlığını, ona destek sağlayan emperyalist bakışı tekrar kınıyor, mazlumların ahının yerde kalmayacağına yürekten inanıyorum."


 

Radikal, 20.11.2012


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.