Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ergenekon > OYAK Güvenlik’teki fişlemelere ‘şirket sırrı’ savunması

OYAK Güvenlik’teki fişlemelere ‘şirket sırrı’ savunması
Danıştay saldırısına ait kamera kayıtlarının silinmesine ilişkin davada dün tutuklu sanık Mustafa Tarık Özyılmaz savunma yaptı. Mahkeme başkanı, Özyılmaz’ın bilgisayarında bulunan “Müdür cemaate bağlı” şeklindeki ifadeleri sordu. Bunun suç teşkil etmeyen yasal faaliyetler olduğunu savunan Özyılmaz, bu içeriklerin “şirket sırrı” niteliği taşıdığını ileri sürdü.

‘Danıştay saldırısına ilişkin kamera kayıtlarının silinerek delillerin karartıldığı’ iddiasına ilişkin davanın 4. duruşmasında, sanıkların savunmaları alınmaya devam edildi. İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada Mahkeme Başkanı Ali Alçık, sanıklara sorular yöneltti. Tutuklu sanık OYAK Savunma ve Güvenlik Sistemleri (SGS) Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Tarık Özyılmaz’ın cevapları ise çarpıcıydı. Alçık, Özyılmaz’ın bilgisayarında bulunan “Müdür cemaate bağlı”, “Geçmişte yurtlarda kaldı”, “Şeriat uzmanı” şeklindeki ifadeleri sordu. Özyılmaz, bu ifadelerin şirket içi risk analizleri ve tehditlerle ilgili olduğunu, İçişleri Bakanlığı’na bağlı olarak yapılan, suç teşkil etmeyen yasal faaliyetler olduğunu, ayrıca bu içeriklerin “şirket sırrı” niteliği taşıdığını iddia etti. Fişleme belgelerinin GBT uygulamalarının güncellenmiş hali olduğunu ileri süren Özyılmaz, bunların kişilerle ilgili internet taraması sonucu bulunabilecek biyografilerden oluştuğunu savundu. Özyılmaz, “Önemli olan, grupların dünya görüşü değil, şirket içinde gruplar yaratılması sonucu oluşan olumsuzluklardır. OYAK enerji şirketlerinde çalışan bazı kişiler hakkında, diğer çalışanlar üzerinde baskı kurduğu ve huzursuzluk oluştuğu yönünde bir dedikodu vardı. Bunlar bir ihtiyacın karşılanması sonucu hazırlanmıştır.” dedi.

Sanık avukatları tarafından mahkemeye sunulan teknik mütalaaya ilişkin mahkeme heyeti, raporu hazırlayan bilirkişi Çağlar Ülküderner’i de tanık sıfatıyla dinledi. Ülküderner, saldırının görüntü kayıtlarına ilişkin “Bir kaydı geri dönüşü olmayacak şekilde silmeniz için onu kazımanız gerekir. Bir görüntüyü o şekilde silmek çok zor ve bunun için çok pahalı cihazların kullanılması gerekiyor. Ben ilk 43 görüntüyü çok çaba sarf etmeden geri getirdim. 466 dosya da geri döndürülebilir. Geri döndürülemeyecek şekilde silindi diye bir şey yok.” ifadelerini kullandı. Alçık’ın, OYAK SGS görevlilerince hard diskteki arızanın çözülmeyip cihazların resetlenmesine ilişkin sorusu üzerine ise Ülküderner, Türkiye’deki imkânlarla ancak bu şekilde anlık çözümler bulunabildiğini söyledi. Alçık da, “Şahsi bilgisayarınız olsa resetlersiniz ama, Danıştay size güvenlik için hatırı sayılır bir para veriyor. Daha köklü çözüm bulmanız gerekmez miydi?” diye sordu. Bu soru üzerine bir sanık avukatı, “11 bin lira hatırı sayılır bir rakam mıdır?” diye karşılık verdi. Alçık da, “2006 yılında 11 bin lira hatırı sayılır bir rakamdır.” cevabını verdi.

Savunması alınan sanık Murat Ünal da, Doğan Boztaş’la yapmış olduğu telefon konuşmasında geçen, “Biz böyle bir salaklık yapmışız.”, “Var mı böyle bir şerefsizlik?” ve OYAK Güvenlik görevlilerine yönelik “Onları tembihlemişlerdir.” sözlerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Ünal, basında kendileri hakkında çıkan ifadelere sinirlendiği için “Var mı böyle bir şerefsizlik?” dediği şeklinde savunmasını yaptı.

Emniyet, saldırıyla ilgili kayıt yapabilen bilgisayarı incelememiş

Bu arada davada dönemin Danıştay genel sekreter yardımcısının odasındaki bilgisayarın emniyet tarafından incelenmediği ortaya çıktı. OYAK Güvenlik’in eski Genel Müdürü Orhan Çoban, önceki duruşmada genel sekreterin odasındaki bilgisayarda kamera görüntülerinin izlenip kayıt yapılabildiğini söylemişti. Bu ifade üzerine mahkeme, Danıştay’a yazı yazarak söz konusu bilgisayarın durumunu sordu. Danıştay tarafından İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen yazıda, saldırının yapıldığı dönemdeki genel sekreter yardımcısı tarafından kullanılan bilgisayarın hâlâ muhafaza edildiğini belirtti. Bu cevap üzerine mahkeme söz konusu bilgisayarın kendilerine gönderilmesini istedi. Mahkeme, Danıştay’ın yanı sıra bir yazı da Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne yazdı. Emniyet’e “Danıştay genel sekreter yardımcısı odasındaki bilgisayar incelendi mi?” diye sordu. Emniyetin cevabı dün mahkemeye ulaştı. Söz konusu soruşturma kapsamında Danıştay’dan kamera kayıtları yapan bilgisayarların hard disklerinin alınarak incelendiğini belirten Ankara Emniyet Müdürlüğü, kayıt yapabilen genel sekreter yardımcısı odasındaki bilgisayarda inceleme yapılmadığını belirtti.

Davanın Ergenekon ile birleştirilmesi için mahkemeden görüş istendi

Danıştay saldırısına ait kamera kayıtlarının silinmesine ilişkin davayı yürüten mahkeme heyeti, dava dosyasının Ergenekon dava dosyasıyla birleştirilmesi konusunda İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nden görüş alınmasına karar verdi. Mahkemenin muvafakat vermesi durumunda iki dava birleştirilecek. Mahkeme, dönemin Danıştay Genel Sekreteri Suna Kurtoğlu, Danıştay genel sekreter yardımcıları Mehmet Engin Çakmak, Kalender Türoğlu ile İbrahim Topuz, Danıştay Bilgi İşlem Sorumlusu Şahinler Eren ve emekli asker Zahit Engin’in tanık olarak dinlenilmesine hükmetti.

Zaman, 12.10.2012


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.