Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > İrtica Eylem Planı > Anayasa Mahkemesi de askerî yargıya sınırlama istemiş

Anayasa Mahkemesi de askerî yargıya sınırlama istemiş

Yargı reformunun, Anayasa Mahkemesi'nin içtihatlarına da uygun olduğu ortaya çıktı. Yüksek Mahkeme'nin daha önce verdiği kararlarda 'askerî ve 'askerî olmayan suç' ayrımının yapılması isteniyor. Bir eylemin askerî suç sayılabilmesi için 'askerî nitelikte' olması kıstası getiriliyor.

1994 tarihli kararda şu ifade yer alıyor: "Herhangi bir kişinin işlediği suç, askerî bir yararı ihlal etmediği belirgin ise Askerî Ceza Yasası'nda yer almış olsa bile askerî suç sayılmaz."

"Askerî mahkemelerde yargılamayı gerektiren ilginin kesilmesi" başlıklı 353 sayılı kanunun 17. maddesinin iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne açılan dava sonunda verilen kararda da benzer görüşler dile getiriliyor. 1 Temmuz 1998 tarih ve 1996/74, K. 1998/45 sayılı kararda askerî yargının görev alanının uygulamada genişletildiğinin altı çiziliyor. Askerî mahkemenin talebi üzerine alınan kararda şöyle deniliyor: "Yasanın itiraz konusu 17. maddesinde yapılan değişiklikle askerî mahkemede yargılamayı gerektiren ilginin kesilmesi durumunda da 'sanık hakkında dava açılmamış olması' koşulu getirilerek yargılamanın devam etmesi sağlanmış, böylece askerî mahkemelerin görev alanı Anayasa'nın 145. maddesine aykırı biçimde genişletilmiştir. Sanık hakkında kamu davası açılmış olması koşulunun bir suça 'askerî suç' veya 'benzer askerî suç' niteliği kazandırmayacağı açıktır. Bu nedenle, asker sıfatı sona eren kişinin askerî mahkemede yargılanması sonucunu doğuran itiraz konusu kural, Anayasa'nın 145. maddesine aykırıdır."

ASKERÎ SUÇUN ÇERÇEVESİ BELLİ

Anayasa Mahkemesi'nin 14.2.1978 tarihli E.1977/130, K.1978/13 sayılı kararı da 'askerî suç' kavramına ilişkin net bir tablo çiziyor. Mahkeme, burada bir suçun askerî suç sayılabilmesi için Askerî Ceza Kanunu'nda yer almasını yeterli görmüyor: "Ayrı bir askerî yargının ve askerî mevzuatın var oluş nedenleri, bunların kural olarak asker kişilerle ilgili ve ilişkili olması, asker olmayan kişilerin ayrık durumlarda bu yasalara ve askerî yargıya bağlı kılınmaları zorunluluğu, bir suçun askerî suç sayılabilmesi için sadece Askerî Ceza Kanunu'nda yer almasının yetmemesi, maddi, manevi ve hukuka aykırılık öğeleri yanında askersel yönünün de ağırlık taşımasına kesinlikle gereksinme duyulması, askersel nitelik kazanabilmesi için de suçun, ulusal savunmanın sağlanmasını, askerlik hizmetlerinin sağlıklı biçimde ve aksamadan yürütülmesini ve ordu disiplininin kurulmasını, başka bir deyişle tüm askerî yararların korunmasını amaçlayan yasalara aykırı düşen, kısaca askerî yararları zedeleyen bir eylem olarak ortaya çıkmasında zorunluluk bulunması karşısında devletin askerî kuvvetlerini tahkir ve tezyif suçunu, nitelikçe askerî suç sayma olanağı yoktur."

 

MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI DA TALEP ETMİŞ

Hükümetin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e yasanın gerekli olduğuna ilişkin sunduğu raporda Milli Savunma Bakanlığı'nın Yargı Reformu Stratejisi Taslağı'na ilişkin 19 Mart tarihli yazısı da bulunuyor. Milli Savunma Bakanlığı'nın Adalet Bakanlığı'na gönderdiği yazıda askerî mahkemelerin görev alanlarının belirlenmesi konusunda öneriler dile getiriliyor. Öneriler arasında 'sivillerin askerî mahkemelerde yargılanmasının askerî yargı açısından sorun oluşturabileceği' kaydediliyor. Siviller arasında bir eşitsizliğe yol açacağı tespitinin yer aldığı Savunma Bakanlığı'nın görüşünde AB'nin eleştirileri ve AİHM'nin ihlal kararları göz önüne alınarak 5 Temmuz 2006'da değişikliğe gidildiği hatırlatılıyor. Ancak buna rağmen Armağan Özel ve Özkan Erükçü'nün askerî mahkemede yargılandıkları ve AİHM'nin bu konuda Türkiye'yi mahkûm ettiğine dikkat çekiliyor. Benzer ihlallerin önüne geçmek için mevzuat değişikliğine gidilmesi tavsiye ediliyor.

Zaman, 09.07.09


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.