Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > 'Zirvede zıtlaşma'nın kısa tarihi

'Zirvede zıtlaşma'nın kısa tarihi
Diyarbakır Emniyet Müdürü Güven'e Bülent Arınç destek verdi ancak Başbakan eleştirdi. Bu Erdoğan ve Arınç'ın ters düştüğü ilk olay da değildi. İşte iktidarın iki önemli isminin ters düştüğü olayların bir özeti...

ANKARA - Diyarbakır’ın yeni Emniyet Müdürü Recep Güven, “Teröriste ağlamayan insan değildir” sözleriyle bir anda siyasetin de gündeminde tartışılan isimler arasına girdi. CHP ve MHP’nin eleştirdiği Güven’e Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç başta olmak üzere AK Parti’nin özellikle Güneydoğu kökenli milletvekilleri destek verdi. Ancak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin grup toplantısında Güven’i sert sözler ile eleştirdi. Böylece Erdoğan yardımcısı Arınç ile ters düştü. Ancak bu Erdoğan ve Arınç’ın ters düştüğü ilk olay da değildi. Son yıllarda Erdoğan ile Arınç’ın karşı karşıya geldiği tartışmalardan bazıları şöyle:

* Kürt sorunu: Başbakan Erdoğan, 13 Haziran seçimleri öncesinde önemli bir çıkış yaparak, Türkiye’de Kürt sorunu olmadığını, terör sorunu ve terör örgütü PKK sorunu olduğunu söyledi. Diyarbakır’da seçim çalışmalarına katılan Başbakan Yardımcısı Arınç, “Kürt meselesi Türkiye’de vardır” dedi. Ancak, Arınç ‘Kürt meselesi vardır’ diye yola çıkmanın bir faydası olmadığını da vurgulayarak, “Bu mesele çözülüyor. Bireysel talepler vatandaşlarımızın toplu talepleri ile beraber hemen hemen ülkenin her yerinde yaşayan insanlarımızın talepleri haline dönüşüyor. Başbakan yanlış söylemedi ama bunu bile istismar etmeye kalkanlar olduğu için söylüyorum” diye konuşarak da ‘Erdoğan ile ters düştü’ yorumlarını önlemeye çalıştı.

* Tutuklu vekiller: Erdoğan ile Arınç’ın ters düştüğü konular arasında ‘tutuklu vekiller’ konusu da bulunuyor. Arınç, sık sık milletvekili seçilmiş ve mazbatasını almış olmasına rağmen, parlamentoya gelerek ant içme fırsatı bulamayanlar için üzüldüğünü, onların içeride tutuklu kalmasının milli iradeye saygısızlık olduğunu dile getirmesine rağmen, Erdoğan da sık sık bu düşünceyi paylaşmadığını ifade ediyor. Erdoğan son olarak 1 Ekim’de Meclis’in açılışında Cumhurbaşkanı’nın da tutuklu vekiller ile ilgili açıklamalarına, “Bizim bu düşünceyi paylaşmadığımız ortada zaten. Çünkü bu insanlar arazide çalışarak milletvekilliğini kazanmış olan insanlar değiller” diyerek benzer düşüncede olanlara yanıt vermişti.

* BDP’lilerin dokunulmazlıkları: BDP milletvekillerinin PKK’lılar ile kucaklaşma görüntülerinin basına yansımasının ardından Başbakan Erdoğan, bu vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılacağı yönünde açık mesajlar verirken yardımcısı Arınç daha temkinli konuşmuş ve “Bugün için kaldırılması yanlış olur. Bugün BDP kendisini kapattırmak istiyor. Vekiller dokunulmazlıklarının kaldırılmasını istiyorlar. Onlar bu suçları bilerek işliyorlar. Ben kanaatimce dokunulmazlıklarının kaldırılmasından yana değilim” demişti.

* Şike davası: Futbolda şike iddiaları ile ilgili soruşturma devam ederken Meclis’e dört partinin imzası ile şike cezalarını azaltan bir yasa teklifi gelmişti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yasayı veto etmesinin ardından Başbakan Yardımcısı Arınç, hiçbir milletvekilinin düzenlemeye sahip çıkmayacağını belirterek, vetolu yasanın Meclis gündemine bir daha gelmeyeceğini söylemişti. Ancak, Başbakan Erdoğan aynı düşüncede değildi. Vetolu yasa Meclis’te değiştirilmeden ikinci kez kabul edilmiş, Arınç da bu durumu “hayatının hatası” olarak nitelemişti.

* Özel Yetkili Mahkemeler: Özel Yetkili Mahkemeler (CMK 250) ile ilgili düzenleme yapılıp yapılmayacağının tartışıldığı günlerde Başbakan Yardımcısı Arınç, bu konuda bir çalışmalarının olmadığını söylemişti. Ancak, Başbakan’ın talimatı ile CMK 250 ile ilgili düzenleme Meclis’ten geçirilmişti.

* Dershanelerin kapatılması: Dershanelerin kapatılması ile ilgili tartışmalar sırasında Başbakan Yardımcısı Arınç, “Dershaneleri kapatmak gibi bir çalışmamız yok” demişti. Ancak Erdoğan, gazetecilerin Arınç’ın bu açıklamasıyla ilgili sorularına, ”Bu bizim arkadaşlarla kendi aramızda yürüttüğümüz bir çalışma. Liderler istikameti verir, alttakiler de gereken çalışmaları yapar” diyerek yanıt vermişti.

* Ucube tartışması: Başbakan Erdoğan Kars gezisinde ‘Ucube’ diyerek İnsanlık anıtı ile ilgili başlattığı tartışmanın ardından Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, “Başbakan heykele değil gecekondulara ucube dedi” demişti. Günay’ın açıklaması sorulduğunda, “Bakan arkadaşımız kendisi açısından doğru olduğunu düşündüğü bir şey yaptı ama Allah bizi o duruma düşürmesin” diyen Arınç, “Size göre de ucube mi?” sorusu üzerine ise Arınç, “Aynı şeyi söylemiş olmayayım ama garip bir şey” yanıtını vermişti. Arınç, sözlerini, “Belediye başkanının yapacağı şey, eğer Anıtlar Kurulu’nun verdiği karar uygulanması gereken bir kararsa bunu kaldıracak. Yoo, Başbakan böyle dedi diye kimse kanundan alınmayan bir yetkiyi kullanamaz. Başbakan kanaatini belirtmiş. Ben de başka bir yere giderim, ‘bu ne kadar garip bir şey’ diyebilirim. Beğenmek zorunda değil insan” diye sürdürmüştü.

* Akreditasyon uygulaması: AK Parti, aralarında Cumhuriyet’in de bulunduğu 6 gazeteyi 4. Olağan Büyük Kongre’ye davet etmedi. Başbakan Erdoğan uygulamalarını basına da yüklenerek sert sözler ile savunmuş, ancak Arınç, bu gazetelerin izlediği politikaları eleştirirken, akreditasyon yasağının yanlış olduğunu da dile getirmişti. Arınç, “Biz basına akreditasyon uygulaması konusunda bu ayrıcalığı yapan her kurumu eleştirdik. Şimdi kendimize saygılı olmamız bakımından onu yaparken, bunu yapmak ne anlama geliyor derseniz her halde yanlış bir davranıştır” demişti. Arınç, bunların arasında Cumhuriyet’in olmasına da şahsen üzüldüğünü belirtmişti.

Radikal, 09.10.2012


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.