Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > 'İmralı'dan medet umulması hezeyandır'

'İmralı'dan medet umulması hezeyandır'
MHP Lideri Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın "Gerekirse imralı'yla görüşülebir" açıklamasına sert tepki gösterdi. Bahçeli, "AKP zihniyetinin, İmralı'dan hala medet umması affedilmez bir hezeyandır" diye konuştu.

ANKARA - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, son siyasi gelişmeler üzerine yazılı bir açıklama yaptı.

Türkiye'nin terörden kurtulmasının her geçen gün daha maliyetli hale geldiğini, terör örgütünün cinayetlerinin sabırları zorladığını ve millet vicdanında infiale neden olduğunu belirten Bahçeli, Tunceli'den gelen acı haberlerin terörün zalim yüzünü ve örgütünün vahşiliğini bir kez daha gösterdiğini kaydetti.

Ovacık Cumhuriyet Başsavcısı Murat Uzun'un şehit olmasından kısa süre sonra Tunceli'nin ikinci kez kanlı bir saldırıyla sarsıldığına işaret eden Bahçeli, terör örgütü PKK'nın ''aldığı teşvik ve gördüğü kolaylıklardan dolayı eylemlerini sıklaştırdığını ve yaygınlaştırdığını'' savundu.

Hükümetin sonuçsuz güvenlik toplantılarıyla ve kalıplaşmış tepkisel sözlerle her günü israf ettiğini ileri süren Bahçeli, terörle mücadelede takip edilen yöntemden çok siyasi kararlılık ve inandırıcılığın önemli olduğunu ifade etti. Bahçeli, açıklamasında şu değerlendirmelerde bulundu:

''Görüldüğü kadarıyla 'güvenlikçiler-müzakereciler' arasında yaşanan düello iktidarı tümüyle sarıp hareketsiz bırakırken, PKK terör örgütü bulduğu her fırsatı kana ve şehide tahvil etmektedir.

Bir yanda mütareke ve müzakere çağrıları süfli ağızlarca gündeme taşınıp PKK'ya umut aşılanırken, diğer yanda vatan evlatları hayatlarını kaybetmektedir. Hatta Başbakan Erdoğan kanın ve vahşetin sorumlusu olan İmralı canisiyle yeniden görüleşebileceğini, Adalet Bakanı da bebek katilinin sözde çözüm sürecine dahil edilebileceğini vurgun yemişçesine dile getirmişlerdir.

İstanbul Milletvekilimiz Sayın Engin Alan başta olmak üzere, terörle mücadele eden kahramanları dört duvar arasına hapseden ve hukukun başına çuval geçiren AKP zihniyetinin, İmralı'dan hala medet umması affedilmez bir hezeyandır.

'BALYOZ KARARININ GEREKÇESİ AÇIKLANSIN'
Silivri hapishanesinde mücadeleyi mahkum, İmralı'da müzakereyi meşrulaştıran bu seviyesizlik dünya durdukça nefret ve öfkeyle anılacaktır.

Terör destekçileri ve elebaşları pervasızca zehirlerini kusarken, teröriste haddini bildiren ve darbe heveslileriyle aralarına mesafe koyan milliyetçi-vatanseverlerden intikam alınması kimsenin yanına kalmayacaktır. Ne yaparlarsa yapsınlar, doğuda PKK, batıda AKP, Türk milletinin şeref ve bağımsızlık hakkını savunan değerli isimleri davalarından ve ideallerinden caydıramayacaktır.''

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararın gerekçesinin bir an önce açıklanmasını isteyen Bahçeli, Yargıtay'ın ''tahammül edilemez noktaya ulaşan haksızlığı mutlaka düzeltmesi gerektiğini'' ifade etti.

'TERÖRLE MÜCADELE ŞEVKİ YIPRATILIYOR'
Bahçeli açıklamasında, ''Unutulmasın ki Sayın Engin Alan ve arkadaşları, Tunceli Ovacık Cumhuriyet Başsavcısı Murat Uzun'a gencecik yaşta kıyan canilerle gece demeden gündüz demeden mücadele veren, kahramanlığın ve gözüpekliğin sembol isimleridir. Millet evlatlarının canına kasteden alçaklar elini kolunu sallayarak gezerken, yargıç ve savcıların hayatlarını emniyete alan isimlerin, uydurulmuş vesayet ve üretilmiş statüko karşıtlığıyla senelerce hapse mahkum edilmesi vefasızlık olduğu kadar da insafsızlıktır'' değerlendirmesini yaptı.

Her yolla terörle mücadele şevkinin yıpratılmak istendiğini öne süren Bahçeli, ''Nitekim mücadele azmini kırmak ve heyecanını yatıştırmak amacıyla Oslo merceğinden, Kandil odağından ve İmralı ölçeğinden bakarak fitne saçanlar, esasen hangi tarafta durduklarını da belli etmektedirler'' ifadesini kullandı.

Terör örgütünün silah ve şiddetle sonuç alınacağını, isteklerinin eninde sonunda karşılanacağını anladığını ileri süren Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü:

''Muhteviyatında ihanetin tüm dozlarını barındıran çözüm reçeteleri yazarak terör silahla durmaz diyenler; aslında Türkiye'yi temelinden çözmek için alçakça yarış içine girmişlerdir. Şişli Belediye Başkanı'nın 'Türkiye Birleşik Devletleri' adıyla gündeme taşıdığı büyürken yok olmayı sağlayacak tehlikeli önerisi ve ek olarak yıkımda rol kapmak maksadıyla malum mihraklara şirinliğe kalkışması bunlar arasında yer almıştır.

Ülkemizin bugünkü kafa karışıklığının ve içler acısı görüntüsünün hazırlayıcısı ve uygulayıcısı elbette AKP hükümetidir. İktidarın açtığı bölücülük tüneli Türkiye'nin yıkımına ve Türk milletinin dağılmasına direk açılmakta ve doğrudan doğruya ulaşmaktadır. Kurulan müzakere masalarında Türk milletinin canı ve kanı vaat edilmekte bunun da adına demokratikleşme, özgürleşme ve çözüm denmektedir. Ülkemiz bu ağır yükü daha fazla kaldıramayacaktır.''

Sınır ötesi terör kamplarının imha edilemediğini belirten Bahçeli, açıklamasını şu değerlendirmelerle sonlandırdı:

''Üstelik AKP, bu hafta sonunda yapılacak büyük kongresinde terörün azmettiricisi ve besleyicisi peşmergeyi, Türk milletine nankörlük yaparcasına ağırlamayı planlamaktadır. Irak'ın kuzeyinde katilleri barındıran, palazlandıran ve üzerimize kışkırtan Barzani, Başbakan Erdoğan'la kucaklaşacak ve alkışlanacaktır. Bu hem AKP'ye oy verenlere hem de aziz milletimize büyük bir hakaret ve yüzsüzlük örneğidir.

Geçmişte kendilerini milliyetçi-ülkücü camianın bir mensubu olarak tanımlayarak 3 Kasım 2002'de yüzde 7, 12 Haziran 2012'de yüzde 12 oranında AKP'ye oy verenler Barzani'yi nasıl karşılayacak, nasıl onaylayacak ve bu cinayet failini nasıl kabulleneceklerdir Bu açıdan karar aşaması gelmiş, taraflar netleşmiş ve yolun sonu görünmüştür. Bundan böyle AKP hükümeti nerede durduğunu ve niyetinin ne olduğunu ahlaken açıklığa kavuşturmalıdır.

Bir gece Kandil'de görünmek ve Kandil'in bağrına şerefli Türk bayrağını dikmek için ne gerekiyorsa yapmalıdır. Terörle mücadeleye direnen diyalogcu taifesi ayıklanmalı, müzakereyle bir yere varılamayacağı anlaşılmalı, yeni Oslo girişimlerinin ağır sonuçlara neden olacağı bilinmeli ve yıkım koordinatörü başbakan yardımcısı görevinden azledilmelidir.''

ntvmsnbc.com, 27.09.2012


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.