Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Başbakan’a itirazları var

Başbakan’a itirazları var

Başbakan Erdoğan’ın “Kürtçe seçmeli dersi yeterli bulmuyorlar. Neymiş, zorunlu olmalıymış. Kusura bakmayın, o kadar da değil” sözlerini yazarlar değerlendirdi
 

Ukrayna’nın başkenti Kiev’de gazetecilerin sorularını yanıtlarken BDP’ye “Ya Kandil’e ya Meclis’e gideceksin. Bunlar, sine-i PKK’ya dönerler. Çünkü milletin sinesinde bunlara yer yok” diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kürtçe seçmeli dersi için de “Yeterli bulmuyorlar. Neymiş zorunlu olmalıymış. Kusura bakmasın o kadar da değil” ifadesini kullandı. Erdoğan’ın sözlerini değerlendiren Prof. Dr. İhsan Dağı, Prof. Dr. Mehmet Altan ile Etyen Mahçupyan, Başbakan’ın “uzlaşmacı yerine çatışmacı bir dil kullandığına” dikkat çekti. Taraf’a konuşan aydınlar, Başbakan Erdoğan’ın sözlerini şöyle değerlendirdi.

 

AKP Kürtleri kaybedecek

Prof. İhsan Dağı: Kürtçe eğitim talebinin sadece PKK yanlısı Kürtlerden geldiğini sanmak büyük bir yanılgı. Kürtçe eğitim, AK Parti’ye oy verenlerin de talebi. Bence Başbakan, AK Parti’ye oy veren Kürtlere sorsun, Kürtçe eğitim istiyorlar mı, istemiyorlar mı? Görecek ki, Kürtçe eğitim, sadece BDP’lilerin talebi değil, AK Parti’ye oy verenlerin de talebi. Bu konuda, halkın, özellikle Kürt kimliği taşıyanların, nasıl bir talep içinde olduklarını bence AK Parti bilmiyor ve böyle giderse, o Kürtleri kaybedecek... BDP’nin şiddetle ve PKK ile ilişkisi sorunlu, ancak BDP’ye oy verenlerin milletten görülmemesi, bazılarının, bu milletin içine alınmaması gibi dışlayıcı bir milliyetçilik anlayışının yansımasıdır.

 

Çatışmacı bir anlayışta

Prof. Dr. Mehmet Altan: Başbakan’ın, bu yeni seçim döneminde uzlaşmacı değil, çatışmacı bir anlayış benimseyeceği görülüyor. Başbakan bir taraf üzerinden siyaset gütmek istiyor. Bunda da Kürtleri karşısına koyuyor. Bu konuşması da Türkiye’yi daha vahim bir noktaya taşır. Biz daha önce de Genelkurmay’ı eleştiriyorduk, bu yeni bir şey değil. 30 eylüldeki kongreyi önemsemiyorum. Başbakan söylediklerini artık yapmıyor. Onun için ne söyleyecek diye beklemiyorum. 10 yıldır dinliyorum başbakanı, çok iyi şeyler söylüyor olsa da yapmıyor. Bu yüzden başbakan ne söyleyecek diye değil, ne yapacak diye bakmak gerek.

 

Kürtçe eğitim en temel hak

Etyen Mahçupyan: Kürtçenin öğrenilmesinin yasak olması zaten utanç verici, ağza bile alınmaması gereken bir durum. Öte yandan, Kürtçe dersinin zorunlu olması diye bir şey yok. Başbakan’ın neyi kastetmek istediğini anlamak pek mümkün değil. Belki de o, Kürtçe eğitimi kastederek söyledi. Kimse zaten zorunlu olmasını isteyemez ama tercihli olması da yeterli değil. Kürtçe eğitim, insanların en temel haklarından biri... Başbakan’ın söylediği gibi gazeteciler var fakat demokratik bir dünyada yaşıyorsanız bu da bir haktır. Bugün Genelkurmay Başkanı’nı eleştirme hakkı, daha önce onu eleştirmemiş olmalarıyla açıklanabilir bir şey değil. Yüzeysel bir bakışla bunun bir tür şantaj gibi yorumu yapılabilir. Başbakan, şu anda patronlara, medyadaki insanlara, ‘elimizde dosyalar var, ona göre davran’ demiş oluyor. Daha temelinde, şunu da görmek lazım: 28 Şubat sonrası dönemde, gerçekten de herkesin ne yaptığı ortada ve bununla ilgili hükümetin elinde birtakım dosyaların olması benim için şaşırtıcı olmaz. Şu anda bunları niye açıklamıyor diye baktığımız zaman, bir seçim dönemine doğru gidiyor AK Parti ve belirli bir oy oranını korumak istiyor.”
 

Taraf, 15.09.2012


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.