Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > "Valilerimiz plaket yağcılığını bir bırakıverse"

"Valilerimiz plaket yağcılığını bir bırakıverse" 
Afyonkarahisar Valisinin Genelkurmay Başkanına hediye vermesini değerlendiren TBMM Başkanı Cemil Çiçek, "Şu valilerimiz plaket yağcılığını bir bırakıverse. Evde plaket koyacak yer kalmadı. Valilerimiz şu hediye işini tümden bıraksa. Kimin malını kime hediye ediyoruz" dedi.
 
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, NTV'de canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Terör olaylarındaki artışla ilgili soruya Çiçek, Türkiye'nin uzun süreden beri terörün her türüyle mücadele eden, terörün hedefi ülke olduğunu söyleyerek, "Terör konusunu bu kadar zamandır yaşamış olmamıza rağmen terör olgusunu bütün boyutlarıyla değerlendirme yönünde çok fazla bir şeyimiz olmadı. Her defasında meydana gelen olayların güvenlik ve yüreğimizi yakan acıları üzerinde durduk. Terörü sadece güvenlik boyutu ve yüreğimizi yakan acılar kısmıyla değerlendirdiğimizde, işin bu boyutu eksik kaldı" diye konuştu.

Partiler üstü kabul edilmeli

Bir süre önce Meclis Başkanı olarak değil, Cemil Çiçek olarak kamuoyuyla bazı fikirlerini paylaştığını hatırlatan Çiçek, şöyle konuştu:

"Dünyada terör devlet sorunudur. Bunu böyle kabul etmediğimiz takdirde siyasi tartışmalar buradan başlıyor. Devlet sorunu olarak kabul ettiğimizde merkezinde Hükümet olmak üzere herkese düşen görevler var. Bu kadar zaman Türkiye'nin canını yakan olay, bana göre Türkiye'nin en önemli iki milli meselesinden biridir. Kıbrıs meselesi kadar önemli konudur terör. Milli mesele söz konusu olduğunda da partiler üstü algılanması, değerlendirmelerin de ona göre yapılması lazım. Partiler arası bir mesele gibi kabul edildiğinde siyasi tartışmaların konusu oluyor. Konuya benim partimin, sizin partiniz menfaati olarak değil partiler üstü anlayışla, milletin menfaati açısından bakmak lazım."

Afyonkarahisar tartışması suçlama üslubunda yapılıyor

Çiçek, Afyonkarahisar'daki patlamayla ilgili, "İstihbarat zafiyeti, sabotaj iddiaları var. Bunların gündeme getirilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, "Bu tartışmalar yapılabilir; tartışmamız nasıl, hangi üslupta, hangi platformda yaptığımız ve sonuçta bunlardan bir sonuç çıkarıp çıkarmadığımıza bağlı. Türkiye'nin en temel sıkıntılarından biri her konuyu konuşuyoruz ama hiçbirini sonlandırmadan başka gündeme geçiyoruz. Genellikle de bu tartışmalar, suçlama üslubu içinde yapılıyor. Bu tartışmaların sonunda gerekli dersleri çıkararak gerekli çözümleri ortaya koyarak sonuca varmamız gerekir" dedi.

Dış boyutu bugüne kadar yetirince bilinmeyen flu bir konudan bahsedildiğini belirten Çiçek, "Kesinlikle Türkiye'deki terör eylemleri, dış politika ile dış boyutu, içeridekinden çok daha önemlidir. Bugün terörün çözümünde bu boyutu gözardı ederek, bu olguyu, belayı, hastalığı algılamak mümkün değildir" diye konuştu.

"Konuya değil, konuşana bakıyorlar"

Çiçek, çok fedakar, canını dişine takmış bir güvenlik gücü olduğuna işaret ederek, "Sayısı 3-5 binin üstesinden gelemiyor mu? Vatandaşın düz olarak sorduğu soru budur. Eğer siz güvenlik güçlerimizin, silahlı kuvvetlerimizin karşısına 3-5 bin kişilik terör örgütünü koyarsanız, rakamsal büyüklüktür, silah üstünlüğü vesaire nasıl oluyor da bunun üstesinden gelinemiyor diye bir güvensizlik, karamsarlık, endişe ortaya çıkıyor" dedi.

Teröre karşı ortak mutabakat önerisine ilişkin, "Yaptığınızın karşı duruştan ziyade, siyasi partilerle görüşmemeniz, duruşunuzun Cumhurbaşkanlığı adaylığı iddialarıyla değerlendirilmesini nasıl görüyorsunuz?" sorusuna karşılık Çiçek, şu karşılığı verdi:

"Türkiye'nin bir başka eksikliği... Bu bizim alışkanlığımız. Türkiye'nin bir alışkanlığı, konuya değil konuşana bakarlar. Konuşan ile ilgili olumlu olumsuz yargılar varsa, bunun üzerinden bir şey tartışılmış görünür. Ben tartışılırım, tartışılmaz bir insan değilim ama yürek yakan olay olmaya devam ediyor. Beni tartışırsanız elinize ne geçecek? Herkesin söylediklerinde doğrular olabilir ama bundan büyük resmi çıkarmamız lazım. Bu hiçbir hükümeti ve partiyi hedef alan bir şey değil, eleştirel yaklaşım değil. Arka arka cenazeler nedeniyle vatandaş, 'acımızı paylaşıyorsunuz bu sorunu bir araya gelin çözüm bulun' diyor. Bu çağrıların muhatabı siyaset kurumudur. Kim bir, beraber olacak, kim yan yana gelecek? Terör meselesinde kimin ne düşüncesi, katkısı varsa ortaya koysun ki istifade edelim deniliyor. Bir şey ortaya koyana da fikri değil de kendisini tartışırsanız, eski alışkanlığımız nükseder ve bir yere varamayız ve sonuçta da acılar sürmeye devam ediyor."

"Meclis açıldığında ilk görüşeceği konu..."

Meclis açıldığında ilk görüşeceği konulardan birinin, hudut ötesi operasyonlara yetki veren tezkerenin olacağını belirterek, "Hükümet yetkinin bir yıl daha uzatılması talepte bulunabilecektir. O türlü bir yetkinin gerekçeleri ortadan kalkmamış görülüyor. 17 Ekim'de doluyor, 17 Ekim'den önce Meclis gündeminde yer alacak. Gönül arzu ediyor ki bu çok önemli bir müzakere olsun" şeklinde konuştu.

"Şu valilerimiz plaket yağcılığını bir bıraksa"

Çiçek, Afyon Valisi'nin Genelkurmay Başkanı'na hediye vermesine ilişkin tartışmayı da "Artık o geride kaldı. Hoş olmadığında herkes müttefik. Onu tekrar tekrar konuşmak acılarımıza bir şey getirmez. Hoş olmadı. İnsanların boş bulunuğu zamanlar oluyor, sıkıntıya düştüğümüz zamanlar olabiliyor. Tasvip edilen olay olmadığını herkes söyledi. Yeniden mazeret üretmeye gerek yok, o geride kaldı. Bundan sonrakiler için ders olsun. Ben biliyorum ki Sayın Başbakan'ın da hassasiyeti var; Şu valilerimiz plaket yağcılığını bir bırakıverse" dedi.

Plaket sektörünün Türkiye'de yüzde 100 kapasiteyle çalıştığını, evinde plaket koyacak yer kalmadığını anlatan Çiçek, şöyle konuştu:

"Çuvallar dolusu plaket. Şu plaket işini bıraksak. Valilerimiz şu hediye işini tümden bıraksa. 'Kimin malını kime hediye ediyoruz' deyip noktayı koysak bu tür sıkıntılar da yaşanmaz. İki konuda geçmişten beri hep sıkıntı yaşanır; bir karşılama ve uğurlamada. Eskiden il sınırında karşılanırdı. Belediye başkanlığı döneminde canım çıkmıştır, Yozgat'ın bir başından bir başı 300 kilometre karşıla. Bu işleri tümüyle kaldırsak da plaketidir, hediyesidir bitse, bu tür sıkıntıları da yaşamasak. Bu olumsuzluktan böyle bir ders çıkaralım. Bana plaket verince ne oluyor. Anı olacak bir yönü de yok. O olumsuzluktan üzücü durumdan böyle bir sonuç çıkaralım da bu plaket faslını valilerimiz kaldırıversin."

Dokunulmazlıkların kaldırılması

Bir soru üzerine, dokunulmazlıkları kaldırılması düşünülen BDP'lilerle görüşmediğini ifade eden Çiçek, Meclis'te bekleyen 770 dokunulmazlık dosyası bulunduğunu söyledi. Dokunulmazlıkların kaldırılmasının hukuki değil siyasi bir konu olduğunu ifade eden Çiçek, genel uygulamanın dönem sonuna bırakılması olduğunu, istisnai olarak kalktığı zamanlar olduğunu kaydetti. "Konumum itibarıyla realiteler üzerinden değerlendirme yapmaya mecburum. Gelecekle ilgili ya da bir makamın yerine kendimi koyarak bir şey söylemem doğru olmaz" diyen Çiçek, şunları kaydetti:

"Dokunulumazlığı kaldıracaksa Meclis kaldıracak. Meclis iradesi yerine, Cemil Çiçek iradesini koyarak açıklama yapmak, üslubuma da uygun düşmüyor. Bu dereyi görmeden paçayı sıvamak ya da doğmamış çocuğa elbise biçmek gibi bir şey. Bu tartışma, belli milletvekillerinin buluşmaları nedeniyle başladı. Bunun doğru olmadığını, milletvekili sorumluluğuyla bağdaşmadığını söyledim. Bizler nerede bulunacağımıza, nerede oturup kalkacağımıza dikkat etmemiz gerekiyor. Uluslararası hukuk açısından da sakıncaları olan bir şey. Ben benzer şeyi 3 yıl önce söylediğimde bana söylenmedik laf kalmadı, şimdi 'günaydın' diyorum. Uluslararası hukukta, AİHM kararları ve bir kısım demokratik ülkelerin kararlarında şu net ve açık; Terörü desteklemek değil, telin etmemeyi bile demokratik ilkelerle, Avrupa insan Hakları Sözleşmesi ile bağdaştırmıyor. Bırakın ilişki kurmak, destek vermek ve övmek. Olumsuz bir durumu bile terör açısından doğru bulmuyor. Bununla ilgili bir sürü karar ve içtihat var. Dosyalar daha bize gelmedi. Geldiği zaman benim yapacağım, ilgili karma komisyona havale etmektir. Orada partiler, gruplar buna karar verecek, Genel Kurul safhası buna bağlı. Şahsi kanaatimi söyleyemem. Çünkü o zaman komisyon ve genel kurulun yerine kendimi koymuş olurum."

"BDP de dahil herkesin özeleştiri yapması lazım"

Çiçek, "Siyasetçiyle müzakerede BDP sizce müzakere alanında mı hala" sorusuna, klasik kalıplarla olan biteni değerlendirmenin zor olduğunu ifade ederek, "Bir özeleştiri de yapmamız lazım. Herkesin yapması lazım, BDP'nin de yapması lazım, ben yapıyorum. Nerede yanlış yaptık, yapıyoruz. Bir ülkede değişik kesimlerin devletinden, devletin politikalarından, bürokrasinin uygulamalarından rahatsızlıkları olabiliyor" diye konuştu.
 
cnnturk.com, 12.09.2012

Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.