Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > "Ulusa Sesleniş"te AB'ye sitem

"Ulusa Sesleniş"te AB'ye sitem

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin, AB üyelik müzakerelerinin sonucunda beklentisinin, "tam üyelik" ve "katılım" olduğunu vurguladı.

Erdoğan, televizyonlardan yayımlanan "Ulusa Sesleniş" konuşmasında, Türkiye'nin, sadece ekonomide değil, her alanda değişim hedeflerini kovalamaya kararlılıkla devam ettiğini belirtti.

Başbakan Erdoğan, "Bu hedeflerimizin en önemli olanlarından biri Avrupa Birliği tam üyeliğidir" dedi.

Müzakerelere başlama tarihi alındığı 2004 yılında ve müzakerelere başlanılan 2005 yılında, bu konuda ne kadar arzulu ve istekli iseler, bugün de aynı duygular içerisinde olduklarını anlatan Başbakan Erdoğan,  "Hükümet olarak müzakereleri ilk günden bugüne kararlılıkla yürütmenin gayreti içinde olduk. Avrupa Birliği üyeliği, bugün de milletimizin büyük bir kısmının benimsediği, önemsediği, değer verdiği bir hedeftir. Bu duygu birliğinden aldığımız güçle geçen 4 yıllık zaman zarfında ülkemizde çok önemli reformlar gerçekleştirdik, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği yolunu kısaltacak mesafeler aldık. Bu süreç boyunca insanlarımızın bu hedefe yoğunlaşması ve Avrupa Birliği üyeliği konusundaki toplumsal mutabakatın güçlü kalması için çaba gösterdik" diye konuştu.

"Ülkemizin zorluklar ve sıkıntılar yaşadığı dönemlerde bile bu konuyu gündemimizden eksik etmedik" diyen Erdoğan, "Ancak üzülerek ifade ediyorum ki, aynı özeni, aynı hassasiyeti, aynı düşünceyi Avrupa Birliği üyesi ülkelerden göremediğimiz zamanlar oldu. Bazı Avrupalı liderlerin ve siyasetçilerin Türkiye'ye karşı ortaya koydukları bazı davranış ve söylemler zaman zaman hem milletimizi yaraladı, hem de şevkimizi kırdı. Son olarak Avrupa Parlamentosu seçimlerinde bu olumsuz tavra bir kere daha şahit olduk. Bazı Avrupalı siyasilerin iç politika hesaplarıyla Türkiye'nin AB üyeliği konusunu istismar etmesi bizi üzüyor, ülkelerimiz arasındaki ilişkilere de maalesef zarar veriyor" ifadelerini kullandı.

"Küçük menfaatler"

Bu çerçevede Türkiye'nin büyük bir heyecan ve samimiyetle sahiplendiği AB üyeliği sürecinin, her türlü istismardan, küçük menfaatler elde etmeye yönelik her türlü popülist hesaptan korunması gerektiğine işaret eden Başbakan Erdoğan, "Bu hedef sadece Türkiye'nin değil, Avrupa Birliği'nin de hedefidir, böyle görülmeli, üyelik müzakerelerine bu hassasiyetle yaklaşılmalıdır" diye konuştu.

Erdoğan, "Türk tarafı olarak, bütün bu yadırgadığımız tutum ve davranışlara rağmen, müzakere sürecinin gereklerini behemehal yerine getiriyoruz, getirmeye de devam edeceğiz. AB'nin, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve demokrasi gibi ortak değerler etrafında şekillenen bir medeniyet zemini olduğuna inanmaya devam ediyoruz. Burada önemli olan insanlığın geleceği için yegane umut olarak gördüğümüz bu medeniyet değerlerini canlı tutmaktır. Bunu başarma gayreti içindeyiz; bizi üzen bu yanlışların da zaman içinde ortadan kalkacağına inanmak istiyoruz. Ancak bu iyi niyetli yaklaşımı, bu samimi çabayı Avrupalı dostlarımızdan da bekliyoruz" dedi.

"Bu sürecin başında bize verilen sözlerin tutulmasını beklemek bizim hakkımız" diyen Başbakan Erdoğan, müzakerelerin sonunda beklentilerinin tam üyelik olduğunu kaydetti

Erdoğan, "Bizim bu müzakerelerin sonucunda beklentimiz 'tam üyeliktir', 'katılımdır'. Nitekim Türkiye'nin AB ile üyelik sürecinin hedefinde tam üyelik olduğu bütün Avrupa Birliği ülkeleri tarafından oy birliğiyle kabul edilmiştir. Müzakere sürecinin herhangi bir safhasında bu hedefler dışında bir hedefin ortaya konmasını kabul edemeyiz. Müzakereler devam ederken Türkiye'nin statüsünün sürekli tartışma konusu yapılmasını, üyelik statüsünün değiştirilmek istenmesini ahde vefa ile bağdaştıramıyoruz" diye konuştu.

"Atılan adımlar kendi insanımız için"

Türkiye'nin, Avrupa Birliği üyeliğini samimiyetle istediğine işaret eden Başbakan Erdoğan, bunun gereği olan çalışmaları, büyük bir istek ve heyecanla gerçekleştirdiklerini vurguladı.

"Bizim amacımız her şeyden önce Türkiye'nin her alanda çıtasını yükseklere taşımak, toplumumuza her alanda en yüksek standartları kazandırmaktır" diyen Başbakan Erdoğan, "AB yolunda atılan bütün iyileştirme adımlarının, öncelikle kendi ülkemiz ve kendi insanlarımız için atıyoruz" dedi.

Müzakerelerin öncesinden başlamak üzere belirledikleri takvim üzerinde kararlılıkla ilerlediklerine işaret eden Başbakan Erdoğan, "Bu süreçte zaman zaman küçük aksaklıklar da gecikmeler de olabilir, ama asla ilerleme irademizi kaybetmiyoruz. Ülke olarak ortaya koyduğumuz bu tartışılmaz iradenin Avrupa Birliği tarafından iyi değerlendirilmesi, Türkiye'nin hissiyatının iyi anlaşılması gerekir. Biz istisnai olarak gördüğümüz olumsuz tavırları bir yana bırakarak sürecin gereklerini aynı kararlılıkla yerine getirmek için bundan sonra da büyük gayret göstereceğiz. TBMM'nin takvimine bakmak bile bu konuda ne kadar samimi bir gayret içinde olduğumuzu anlamaya yetecektir. Aynı AB'nin de aynı samimiyet çizgisinde birleşmesi zaruret halini almıştır, bunu da altını çizerek sizlerin huzurunda ifade etmek istiyorum" diye konuştu.

"Türkiye'nin yönü rotası belli"

Türkiye'nin yönünün, rotasının, güzergahının belli olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, "AB üyeliği bu yolda bir araçtır, asıl amaç Türkiye'yi muasır medeniyet seviyesinin ötelerine taşımaktır. İnsanlarımızı uzun yıllardır yaşadıkları sıkıntılardan kurtarmak, refaha kavuşturmaktır, demokrasimizin çıtasını tartışılmaz bir seviyeye çıkarmak, adaleti, insan hakları ve özgürlüklerinin güvencesi haline getirmektir" dedi.

Erdoğan, Türkiye'nin son yıllarda gerçekleştirdiği büyük değişim ve atılımını kesin bir kararlılıkla sürdürdüğünü söyledi.

Büyük hedefleri olduğunu vurgulayan Erdoğan,  "Bu hedeflere ulaşmak için de büyük bir dikkat ve kararlılıkla atmamız gereken bütün adımları gecikmeden atıyoruz. Son bir yıl içinde dünyanın içine sürüklendiği son derece olumsuz şartlara rağmen ne hedeflerimizde ne bu hedeflere yönelik icraatlarımızda bir sapma yaşamadık, bir tereddüt yaşamadık. Bugün yola çıktığımız günkü kadar kararlı ve azimliyiz; Ülkemizi, milletimizin fazlasıyla layık olduğu o mutlu ve müreffeh yarınlara ulaştırmak için bu azim ve kararlılıkla çalışmalarımızı sürdürüyoruz" dedi.

Erdoğan, televizyonlardan yayımlanan "Ulusa Sesleniş" konuşmasında, teşvik paketiyle Türkiye'nin önemli sıkıntılarından biri olan işsizliğe çare olacak, istihdamı arttıracak bazı önemli yenilikler de getirdiklerini anımsattı.

"120 bin işsize istihdam imkanı"

Bu kapsamda, 120 bin işsize, çeşitli sosyal programlarda çalışmaları karşılığında istihdam imkanı sağladıklarını hatırlatan Erdoğan, "200 bin işsizimize günde 15 TL ödeme yapılmak üzere meslek eğitimi, 10 bin kişiye girişimcilik eğitimi veriyoruz. Yine günlük 15 TL ödeme yapmak suretiyle 100 bin gencimizi mesleki becerilerini geliştirmeleri amacıyla stajyer olarak istihdam ediyoruz. Nitekim Nisan 2009 sonundaki istihdama ilave istihdam sağlayan işyeri sahiplerine, 6 ay boyunca işveren primi muafiyeti getiriyoruz. Bu açılımlarla, yaklaşık 500 bin işsizimizin istihdam edilmesi, meslek edinmesi, becerilerini geliştirmesi ve en önemlisi bir gelire sahip olması sağlanacak. Bu uygulamaları yaşadığımız şu sıkıntılı dönemde işsizlik derdine belli ölçüde çare olacak çok önemli bir açılım olarak görüyoruz" dedi.

Erdoğan, bu noktada KOBİ'lerin etkinliğinin de çok önemli olduğunu vurgulayarak, "Teşvik paketimizde KOBİ'leri de unutmadık. Yeni uygulamayla yıllık cirosu 25 milyon TL'nin altında olan, en fazla 250 işçi çalıştıran KOBİ'lerimiz, kredi garanti desteğinden yararlanabilecekler. KOBİ'lerimizin alacakları kredinin yüzde 65'ine Hazine desteği ile Kredi Garanti Kurumunca kefalet sağlanacak. İlk etapta Kredi Garanti Kurumu'na 1 milyar TL kaynak aktarılacak ve böylece 10 milyar TL'lik bir kredi hacmine destek verilmiş olacak. Bütün bu teşvik uygulamalarının global krizin getirdiği olumsuz şartların aşılmasında, ülkemize, insanımıza önemli kazanımlar getireceği konusunda umut ve beklentilerimiz büyüktür" ifadesini kullandı.

Kredi kartı düzenlemesi

Başbakan Erdoğan, bu olumlu seyri korumak için çok yönlü olarak gerekli düzenlemeleri yaptıklarını ve vatandaşların her türlü mağduriyetlerine çözüm getirmeye çalıştıklarını vurguladı.

Erdoğan, "Bildiğiniz gibi çok sayıda vatandaşımız kredi kartlarıyla ilgili çeşitli sıkıntılar yaşıyorlardı. Bu sıkıntıları gidermek için Hükümet olarak çok köklü bir düzenleme yapıyoruz. Hazine Müsteşarlığımız, Merkez Bankamız, BDDK ve Bankalar Birliği'nin ortak çalışmasıyla, 874 bin 657 kredi kartı borçlusu vatandaşımızı rahatlatacak çok önemli bir fırsat sunuyoruz. Kredi kartı ödemelerinde sıkıntı yaşayan vatandaşlarımızın bu fırsatı en iyi şekilde değerlendireceklerine inanıyorum, inşallah bu sıkıntılar bu yeni düzenlemeyle giderilecektir" dedi.

Erdoğan, "Ekonomik durgunluğa bir çare olarak bildiğiniz gibi Özel Tüketim Vergisi ve Katma Değer Vergisi'ni 3 ay süreyle indirmiştik. Piyasalardaki canlanmayı teşvik amacıyla otomobil, beyaz eşya, bilgisayar ve mobilyada farklı oranlarda indirimler yaparak, bu süreyi 30 Eylül 2009 tarihine kadar bir kez daha uzattık. Bütün bu tedbirlerin amacına ulaşacağını, ekonomik canlanmanın kısa zamanda her alanda etkisini hissettirmeye başlayacağını tahmin ediyoruz. Burada hepimize düşen görev, Türkiye'nin istikrarını korumak, felaket senaryolarına itibar etmeden bütün enerjimizle yola devam etmektir" diye konuştu.
 

cnnturk.com, 30.06.09


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.