Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Eski Türkiye'den kurtulmanın yolu, yeni anayasadan geçiyor

Eski Türkiye'den kurtulmanın yolu, yeni anayasadan geçiyor
HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, yeni ve sivil bir anayasa hazırlamanın Türkiye'nin geleceği için artık şart olduğunu söyledi. Eski Türkiye'den kurtulmadan geleceğe yürümenin mümkün olmadığını aktaran Kurtulmuş, "Türkiye, bütün karanlık işlerden kurtulmak zorundadır. Yeni anayasa 'yeni Türkiye'nin başlangıcının ilk adımı olmalı." ifadelerini kullandı.

Başbakan Tayyip Erdoğan'la yaptığı görüşmeden sonra AK Parti'yle bütünleşme sürecini başlatan HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş önemli açıklamalar yaptı. Ülkenin tarihi bir dönemeçte bulunduğunu kaydeden Kurtulmuş, yeni Türkiye için "Vesayetin ve darbe tehditlerinin olmadığı bir sistemin kurulması gerektiğini' söyledi. Bunun yolunun yeni bir anayasadan geçtiğine dikkat çekerek, "Yeni anayasa yeni Türkiye'nin başlangıcının ilk adımı olmalı. Bu yapılmadan Türkiye birçok meselesini maalesef çözemeyecek." dedi.

Önceki akşam Malatyalı işadamları ile iftarda bir araya gelen HAS Parti Genel Başkanı, Türkiye'nin dışarıda etkili olabilmesi için önce 'kendi bahçesini' düzenlemesi gerektiğini söyledi. "Eski Türkiye'den kurtulmadan ülkenin ileri gitmesi mümkün değil." diyen Kurtulmuş şöyle devam etti: "Nedir eski Türkiye? Eski Türkiye'de 5 ihtilal var. Başbakan asılmış. Başbakanlar silah zoruyla iktidardan uzaklaştırılmış. 12 Mart, 12 Eylül, 27 Mayıs, 27 Nisan, 28 Şubatlar var. Bunların hepsinde millet iradesinin önünün kapatılması söz konusu. Recep Yazıcıoğlu, Muhsin Yazıcıoğlu, Turgut Özal, Bedri İncetahtacı gibi şaibeli ölümler var. Hrant Dink cinayeti var. Bunlar çözülmeden yeni Türkiye'nin yoluna devam etmesi mümkün değil. Bu milletin çocuklarını Alevi-Sünni, sağcı-solcu diye birbirlerine boğazlatmaya çalışan karanlık odaların bir sürü eylemleri var. Daha üç gün önce Malatya'da yaşananlar. Çorum olayları, Sivas olayları, Maraş olayları gibi hâlâ tozlu raflarda ne olduğu belli olmadan kalan bir sürü provokasyonlar var. Daha yeni yaşanmış Gazi olayları var. Türkiye bütün bunları çözmek zorundadır. Ergenekon'u, Balyoz'u, diğer adı unutulmaya çalışılan bütün bu karanlık pis işlerden kurtulmak zorundayız."

Genel sekreteri sivilleşse de MGK'nın hâlâ alternatif bir hükümet gibi çalıştığına vurgu yapan HAS Parti lideri, bu yapının değiştirilmesi gerektiğini vurguladı. Yüksek Askerî Şûra toplantısının bu dönemde sorunsuz geçmesini de yeterli görmeyen Kurtulmuş'a göre, YAŞ, Savunma Bakanlığı'na bağlı bir istişare kurulu haline getirilmeli.

HERKESİN EŞİT OLDUĞU BİR TÜRKİYE

Çevremizdeki ülkelerin çok kanlı bir dönüşüm süreci yaşadığını hatırlatan Kurtulmuş, "Suriye meselesi göz göre göre Türkiye'yi büyük bir badirenin içerisine sürüklemektedir." dedi. Türkiye'nin kendi iç barışını sağlamak zorunda olduğuna dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye, Kürt sorununu adil ve demokratik bir durumda çözme mecburiyetinde. Eğer bu çözülmezse uluslararası terör siyaseti, maalesef PKK gibi hain maşaları kullanarak ülkedeki karışıklıkları sürdürecektir. Dağlıca, Çukurca ve son olarak Geçimli'deki karakol baskınları. Hemen hemen hepsi bir kopya kâğıdıyla kopya çekmiş gibi birbirinin aynısı. Bunlardan kurtulmanın yolu, bu ülkede bütün vatandaşların kendisini birinci sınıf hissettiği bir Türkiye'yi kurmaktır. Dindar insanların, Alevilerin, azınlıkların herkesin sorunları var. Hakkâri Yüksekova'daki çoban kardeşimizle, Ankara Çankaya'daki cumhurbaşkanımızın sadece kâğıt üzerinde değil, gerçekten eşit olduğu bir Türkiye'yi kurmalıyız. Herkes kendisinin hakkını hukukunu bilmeli ve bu ülke benim diye sahip çıkmalı."

"Siyasetin istese de bazı şeyleri yapma gücü olmaz." diyen Numan Kurtulmuş, özellikle Ortadoğu coğrafyasında bölgenin kendi kültürel gücünün (jeokültür) kullanılması gerektiğini vurguladı. Kurtulmuş'un bir başka tespiti ise şöyle oldu: "Bizim hedefimiz, fillerin girip dağıttığı züccaciye dükkânında kalan üç beş tane bardağı, tabağı tekrar raflara dizmek değildir. Bizim vazifemiz filleri kolundan tutup insanlık aleminin dışına atmaktır."

 
Zaman, 08.08.2012

Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.