Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Bakaroğlu: Çevik Bir sembol, devamı gelmeli

Bakaroğlu: Çevik Bir sembol, devamı gelmeli

28 Şubat sürecinin siyasi aktörlerinden, eski Refah ve Fazilet Partisi Milletvekili Prof.Dr. Mehmet Bekaroğlu, Çevik Bir'in Ergenekon savcılarına ifade vermesini değerlendirdi: Bütün darbelerin sivil ayağı da vardır; siyasetçiler, medya mensupları. Buraya uzanmadan buradan bir şey çıkmaz.

İSTANBUL - Çevik Bir'in Ergenekon savcılarınca 28 Şubat'la ilglii 'şüphelİ' sıfatıyla ifadesini alınmasını, dönemin siyasi aktörlerinden Mehmet Bakaroğlu yorumladı.

Bekaroğlu, NTV'ye yaptığı açıklamada, sorgulamaya ilişkin çeşitli haberler geldiğini ancak bunun mahiyetini bilmediklerini belirtti. Bekaroğlu, "İddianamede çeşitli yerlerde Çevik Bir’in ismi geçiyor. Mehmet Aydın Akfırat’ın evinde ele geçirilen belgede Çevik Bir ve Özkasnak’ın ismi darbe planlarıyla birlikte anılıyor. Burada bazı sorular akla geliyor: Bu bilgilerle ilgili tanık mı yoksa sanık mı olacak? Bu olay 28 Şubat soruşturmasına doğru mu gidiyor?" dedi.

"28 Şubat ve Çevik Bir ismi çok önemli" diyen Bekaroğlu, "Türkiye’de, hükümetin devrildiği son müdahaledir. Bu müdahalenin nasıl yapıldığı ve Çevik Bir’in almış olduğu roller biliniyor. Birçok masum insanın canının yanmasına, gazetecilerin işlerini kaybetmesine sebep olmuş bir insan. Sincan’da 1996'da yürütülen tanklar da biliniyor. Bu güçlü general 28 Şubat’ın simge ismidir. Eğer gerçekten bu soruşturma 28 Şubat’ı aydınlatacaksa, oraya uzanacaksa, bu Türkiye’de çok önemli bir olaydır. Ergenekon soruşturmasının boyutunu daha da derinleştirecek ve anlamını daha da artıracaktır" dedi.

"İŞBİRLİKÇİLER VAR"
Bekaroğlu, 28 Şubat'ın başka aktörleri de olduğunu belirterek, "Çevik Bir’in sorgulanması olayların aydınlatılması açısındna çok önemli fakat 28 Şubat sürecinde bir tek ismin üzerine gidilmemeli. Uluslararası boyutunun da olduğuna ilişkin bir sürü belge ortaya çıkmıştır. Bu süreçten Çevik Bir bütünüyle tek haşına sorumlu tutuluyorsa o zaman düşündürücü olur. Dönemin cumhurbaşkanı Süleymamn Demirel’den tutun da...

Çevik Bir’in görüşmeleri şu anda Ergenekon soruşturmasında. O dönemin parti başkanları bir sürü önemli kişi işin içine giriyor. Hem 28 Şubat müdahalesinde hem de daha sonra yapılan müdahale girişimlerini askerler tek başlarına yapmıyorlar. Bunlarla işbirliği yapan siyasetçiler, parti genel başkanları var. O dönemin ardından hükümete gelenler var" şeklinde konuştu.

"MECLİS ARAŞTIRMASI YAPILMALI"
Bu olayın Ergenekon savcılarına, İstanbul’daki mahkemelere bırakılmaması gerektiğini söyleyen Bekaroğlu, "Mutlaka ve mutlaka, bunun siyasi ayağı konusunda bir Meclis soruşturması açılıp bütün sorumluların ortaya çıkarılması gerekiyor.

Bütün bunlar bir tarafa, bugün Bir’in başsavcılığa gitmesi de tek başına önemlidir. Ancak bu konuda, çoğu emekli birçok askeri kişi tutuklandı, evleri arandı ama sonra tuhaf bir süreç işledi. Bunlar GATA ve benzeri süreçlerin ardından serbest kaldılar. Bu konuda bir endişe mevcut.

Çevik Bir sembolik bir isim ve 28 Şubat’ın diğer aktörlerine kadar bu iş gidecek mi? buna bakılmalı. Daha sonra Başbakan olan kişileri, dönemin Cumhurbaşkanı... Bu işin Meclis'in açacağı araştırma ya da soruşturma komisyonlarına kadar gitmesi gerekir diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

"O DÖNEM CİDDİ OLARAK SORUŞTURULMALI"
"28 Şubat sürecinde kanuni çizgiler içinde bazı şeyler olmuştur" diyen Bekaroğlu sözlerini şöyle tamamladı:

Milli Güvenlik Kurulu o zaman da anayasal bir kuruluştu. MGK’daki üyelerin ülkedeki rejimle ilgili endişeleri, anayasa gereği hükümete öneri niteliğinde sunulur. Ama bunun ötesinde çok ciddi gelişmeler oldu. 28 Şubat sürecinde desteklemeyen gazetecilerle ilgili andıçlar hazırlandı. Bir çoğu işleridnen oldu. Bunun failinin Çevik Bir olduğunu herkes yazdı, çizdi ancak bugüne kadar bu kendisine sorulmadı.

'Topyekun savaş' diye manşetler atılmıştı ve topyekun savaştı da. Bakkalından manavına, memurundan genel müdürüne kadar birçok insan fişlendi ve işlerinden oldu. Bunların büyük bir çoğunluğu yasadışıydı. Elbette yasal bir kılıfta bulabilirsiniz ama bu ülke vatandaşının düşmana karşı savunma yapsın diye vergi veriyor. Tanklar Sincan’da yürütülmüştür. Çevik Bir o zaman 'tatbikat yaptık' gibi şey demişti; ne zaman sokakta tatbiakat yapılmıştır. Hepsi yasadışıdır ve soruşturulmalıdır.

Sayın Demirel’in yaptığı açıklamalar var. 'Müdahale olacaktı, biz müdahaleleri yasal çerçeve içinde...' '12 Eylül gibi bir ihtilal olacaktı ama biz bir sürü psikolojik savaş yöntemleri kullandık, anayasanın yasaların boşluklarından yararlandık ve hükümeti devirdik' demek istiyor. Gerçekten siyasete bir müdahale ise, bu müdahaleyi yapanlar sadece askerler değildir. İşbirliği yapanlar, bundan sonra görev alanlar, zorlayanlar da vardır.

O dönem ciddi bir şekilde soruşturulmalıdır. Eğer Çevik Bir’le Dalan’ın yaptığı konuşmaları okumuşsanız, orada enteresan şeyler var. Dolayısıyla bu soruşturma büyük bir soruşturma. Bu sorgulama da önemli bir olay ama soruşturmanın daha derinleşebilmesi için mutlaka ve mutlaka bunun siyasi ayağı meclise uzanmalıdır. Siyasi iktidar veya şu an Meclis'teki siyasi partiler 'Ergenekon savcılarına bıraktık şu anda onlar yapıyorlar' deme lüksüne sahip değildir.

Eğer gerçekten samimiyseler, bugün yaptıkları gibi anayasanın geçici 15. Maddesi'nden başlayarak bir çok anayasal ve yasal düzenlemeler yapmalılar. Ama her şeyden önce Meclis araştırması açılmalı ve o dmönemin siyasi sorumluları da ortaya çıkarılıp hesap sorulmalıdır. Bu iş burada kalmamalaı ve derinleşmeli."

ntvmsnbc.com, 25.06.09


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.