Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Baykal: Belge niteliğinde olmadığı görüldü

Baykal: Belge niteliğinde olmadığı görüldü

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığının kararının, ortaya atılan kağıdın belge niteliğinde olmadığını gösterdiğini söyledi.

ANKARA - Baykal, parti genel merkezinde, basın mensuplarının, gündemdeki konulara ilişkin sorularını yanıtladı.

Deniz Baykal, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığının, Taraf gazetesinde yayınlanan belgeye ilişkin kararına yönelik soruyu yanıtlarken, emir komuta zinciri içerisinde böyle bir belgenin hazırlanmasının söz konusu olmayacağının kararlı bir dille ifade edilmiş olduğuna işaret etti.

İddiaya ilişkin belgenin, belge niteliği taşımadığının tespit edildiğini vurgulayan Baykal, şunları kaydetti:

''Bunun belge niteliği olmadığı anlaşılmıştır. Bu karar şaşırtıcı da değildir. Çünkü bizim hukuk sistemimizin, mahkemelerimizin, Yargıtayımızın böyle tartışmalar konusunda şimdiye kadar takındığı tavır, Genelkurmay Askeri Savcılığının yaptığı açıklamaya paralel bir tavır olmuştur. Bu bakımdan hukuk sistemimiz açısından bir yadırganıcı taraf olmadığı anlaşılmıştır.

Askeri savcılığın yaptığı açıklama, bu iddianın bir belgeye dayanmadığının, ortaya atılan kağıdın bir belge niteliğinde olmadığının ortaya çıktığını bize göstermektedir. Bu çok önemli bir aşamadır. Bu aşamada şimdi incelenmesi gereken bir olasılık var, o da; bu, kimler tarafından yapılmış bir komplodur? Bu iddianın bir belgeye dayanmadığı ortaya çıkmıştır. Bu kadar kamuoyumuzu derinden etkileyen, devletin bütün kurumlarının heyecanla ayağa kalkmasına neden olan, çok vahim iddialar, ağır suçlamalar içeren öngören böyle bir iddianın niteliğinin komplo olarak değerlendirilmesi kaçınılmaz olmuştur.''

Olayı ''komplo'' olarak niteleyen Baykal, bu komployu ortaya koyanların tespit edilmesi gerektiğini söyledi. ''Bu noktadan sonra bu iddiayı bir belge olarak kabul edip değerlendirme yapanların şimdi ne söyleyecekleri ne düşündükleri önem kazanmaktadır'' görüşünü dile getiren Baykal, şunları kaydetti:

''Bu komployu kimler yapmıştır, niçin yapmıştır, bunu yapanlar, bunu yapma fırsatını nasıl bulabilmişlerdir, bu komployu yapma imkanını onlara kimler hazırlamıştır, onları kimler himaye etmiştir, kimler o etkili noktalara taşımıştır ve bu komplonun bundan önce bundan önce ortaya atılan komplolarla ilişkisi nedir? Aydınlığa kavuşturulmasına ihtiyaç vardır.

Bu bakımdan yeni ve önemli bir aşamaya gelindiği görülüyor. Ortaya atılan iddianın bir belgeye dayanmadığı yapılmış olan bir hukuki ve teknik inceleme sonucunda ortaya konmuştur. Bu iddiayı Başbakan Yardımcısı Sayın Çiçek de paylaştığını ifade etmiştir. Bu, hukuk gerçeğidir, Türkiye'nin, böyle bir belgenin söz konusu olamayacağını o da kabul etmiştir, böylece yeni bir noktaya gelinmiştir. Bu noktadan sonra bu iddiayı bir belge olarak kabul edip değerlendirme yapanların şimdi ne söyleyecekleri ne düşündükleri önem kazanmaktadır.

Öyle anlaşılıyor ki bazıları bunu yeterli, geçerli bir tespit olarak görme eğiliminde olmayacaklardır. 'Bu bir askeri savcılığın incelemesi ile ortaya çıkan durumu yansıtmaktadır, yeterli değildir, geçerli değildir, bunun ötesine yeni incelemelere ihtiyaç vardır' diyeceklerdir. Elbette bunları demek herkesin hakkıdır. Bunu bir belge haline dönüştürecek bir hukuki tespiti kim yapabilecekse, bir an önce yapmalı ve ortaya koymalıdır.''

Baykal, askeri savcılığın kararının yaşanacak bir hukuk sürecin ardından yanlış olduğu ortaya koyulmadığı sürece, herkesin karara saygı göstermesi gerektiğini söyledi.

Konuşmasında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, karardan tatmin olmadığını düşündüğünü ifade eden Baykal, Erdoğan'ın, karara rağmen ''Genelkurmay'da bu belgeyi hazırlayanlar var olabileceği'' düşüncesini eskisi kadar iddialı olmasa da ifade etmeye çalıştığını savundu.

Başbakan Erdoğan'ın, haberden sonraki tavrını da eleştiren Baykal, Erdoğan'ın, muhalefeti bildikleri noktasında katkı vermeye çağırdığını anımsattı ve ''Ne yazık ki Başbakan, bu aşamaya yeni gelmiştir. Keşke Başbakan, Şanlıurfa AKP Kongresi'nde esip gürlerken, bu iddiayı bir belge olarak kabul ederken, muhalefet partisi ile istişare etmek, muhalefet partisinin bu konudaki düşüncelerini dinlemek ihtiyacını hissetmiş olsaydı'' dedi.

Baykal, şöyle devam etti:

''Erdoğan, partisine ve hükümete karşı bir komplonun yapıldığını, demokrasinin hukuk devletinin inkar edilmek istendiğini, milli iradeye meydan okunduğu, bir askeri darbe hazırlıklarının bu belgede açıkça görüldüğünü iddialı bir şekilde söylüyordu. Geldiğimiz aşamada iddiasının desteklenmesi için bizden yardım bekliyor. Geç kalmıştır Sayın Başbakan. Bunu daha önce, iddiayı ortaya atmadan önce istişare etmeliydi.

Geldiğimiz noktada maalesef bir ağır tahribat ortaya çıkmıştır. Başbakan bu kağıdı ciddiye almıştır, bu kağıda dayanarak ağır ithamlar ifade etmiştir, suçlamalar yapmıştır.

Bütün bunlar, bu olayın 'doğru' diye kabul edilerek toplumda bir ağır suçlama kampanyasının dayanağı haline dönüştürülmesi maalesef çok yanlış olmuştur. Bu tablo karşısında başbakan toplumdan özür dilemelidir. Yanlış bir iş yaptığını, haksız olarak geçerli olmayan iddiaları doğruymuş gibi kabul ederek devletin kurumlarına yönelik ağır ithamları, suçlamaları dile getirmiş olduğunun artık görüldüğünü tespit ederek yaptığı yanlış yönlendirme, ağır suçlama için toplumdan Sayın Başbakan özür dilemelidir. Bu bir temel ihtiyaçtır.''

ntvmsnbc.com, 25.06.09


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.