Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > "Öcalan'la yapılan protokolleri açıklayın!"

"Öcalan'la yapılan protokolleri açıklayın!" 
BDP Van Milletvekili Aysel Tuğluk, KCK kapsamında yargılanan avukatların yaptığı her şeyin devletin bilgisi dahilinde olduğunu kaydederek, "Eğer bir yargılama olacaksa buyursun o devlet yetkilileri ve yanındaki görevliler de yargılansınlar" dedi. Tuğluk, devletin Abdullah Öcalan'la yaptığı protokolleri de açıklamasını istedi.
 
KCK soruşturması kapsamında tutuklanan 36 avukatın yargılandığı 2. KCK Davası'nın bugün Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda görülen ilk duruşmasına katılan BDP Van Milletvekili Aysel Tuğluk çıkışta açıklama yaptı. Tuğluk, "Burada bulunan avukatlar sadece Sayın Öcalan'ın avukatlığını yaptıkları için cezalandırılıyorlar. Sayın Abdullah Öcalan'ın avukatlarının yaptığı her şeyden devletin bilgisi vardır. Dolayısıyla eğer bir yargılama olacaksa buyursun o devlet yetkilileri ve yanındaki görevliler de yargılansınlar" dedi.

Protokoller kamuoyuna açıklansın

KCK davasının Kürt sorunuyla doğrudan bağlantılı olduğunu söyleyerek, "Bugünkü duruşmada da diğer KCK duruşmalarında olduğu gibi anadilde savunma yapma hakkı yargılanan avukat arkadaşlarımız tarafından dile getirildi. Fakat mahkeme bu talebi kabul etmedi. Bugün anadilde savunma hakkını reddeden karar ile bir kez daha Türkiye demokrasisi kaybetti. Soruyoruz peki, Sayın Öcalan'la bu sorunun diyalogla çözümü için siz görüşmeler yaptınız, ortaya protokoller çıktı ve bu protokoller çerçevesinde, Sayın Öcalan'ın kendisi de ifade etti, 'Artık bir diyalogtan müzakere sürecine geçtik' dedi. O zaman neden bu protokollerin gereğini yapmıyorsunuz, neden bu protokollerin içeriğini topluma, halka açıklamıyorsunuz? Buradan devlete çağrım şudur; bu protokollerin içeriğini kamuoyuna açıklayın. Kamuoyuna açıklanması gereken bir diğer nokta da görüşmeler bir süre devam ederken, neden, hangi gerekçeyle kesildi, kim kesti? Ben de Sayın Öcalan'ın avukatlığını yaptım. 1999 yılından 2005 yılına kadar kendisini ziyaret ettiğim her görüşmesinde, halkların kardeşliğinden, barıştan, bu sorunun diyalogla çözülmesinden bahsetmiştir. Bunun için çaba harcayacağını ifade etmiştir. Şimdi İmralı'yı tecrite alarak, mahkum edilmek istenen barıştır, çözümdür. Sayın Öcalan, Kürt meselesinde temel aktördür, öznedir ve Kürt sorununun çözümünü Sayın Öcalan'dan ayrı ele almak, PKK'dan ayrı ele almak çok büyük bir yanlıştır. Kiminle savaş yapılıyorsa, barış da onunla yapılır" diye konuştu.

Tuğluk, KCK dosyalarının kendileri açısından hiçbir meşruiyeti olmadığını söyleyerek, "Tamamen siyasi davalardır, Kürtlere yönelik soykırımdır, Kürtleri iradesizleştirme oyunudur, siyaset yapamaz hale getirmektir, Kürtlere diz çöktürme operasyonudur. Dolayısıyla 8 bin kişinin tutuklanmasını başka bir şeyle izah edemeyiz. Kürtlerin kaybedecek bir şeyi yoktur. En çok kaybedecek olan Türkiye olacaktır. Biz bunun böyle olmasını istemiyoruz" dedi.

Duruşmanın ikinci günü

KCK'ya yönelik yürütülen soruşturma kapsamında çoğunluğu avukatlardan oluşan 37'si tutuklu 50 sanık hakkında açılan davanın 2. duruşması başladı. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar Mehmet Nuri Deniz, avukat Doğan Erbaş ve kapatılan DEP'in eski milletvekili Mahmut Alınak'ın da aralarında bulunduğu 37 tutuklu sanık ile bazı tutuksuz sanıklar katıldı.

Tutuklu sanıklar salona alındıktan sonra avukatlar, basın mensupları ve izleyiciler de içeri alındı. Duruşma salonuna çok sayıda avukatın girmek istemesi üzerine zaman zaman görevlilerle avukatlar arasında tartışma yaşandı. Duruşma başladığı sırada sanık avukatlarından birinin cep telefonuyla fotoğraf çekmesi üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Mehmet Ekinci, avukatın cep telefonunun tutanak ile teslim alınması için görevlilere talimat verdi. Başkan Ekinci, herkesin kurallara uymak zorunda olduğunu hatırlatarak, "Fotoğraf çekilmesine izin verilmeyecektir. Ayrıca söz vermeden kimse konuşmasın" dedi.

Duruşma, Ekinci'nin iddianameyi özetleyerek okumasıyla devam ediyor. Bu arada, adliye içinde alınan güvenlik önlemleri kapsamında duruşma salonuna, sadece ana bloktan giriş sağlanabiliyor. Salona geçiş yapılan diğer koridor ve geçişler güvenlik gerekçesiyle kapatılırken, asansörlerin de bu katta durması engellendi. Adliye dışında ise çok sayıda Çevik Kuvvet ekibi görev yapıyor.

Öte yandan, sanık avukatları, değişik illerin baro temsilcileri ve yurt dışından gelen bazı avukatlar, yargılanan avukatlara destek amaçlı adliye önünde basın açıklaması yaptı.

"Dikkat kaygan zemin"

BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir çıkışta açıklama yaptı. Baydemir, "Hukukçu kimliğimle, bir savunma avukatı kimliğimle ifade etmek isterim ki, adalet bir toplumu oluşturan bütün fertler arasında bir maya, barış işlemini görür. Maalesef yargı eğer iktidarların sopası olursa, adalete güven kalmaz. Çağlayan Adliyesi'ndeki gözlemim, maalesef bu ülkede adalete olan güven her gün derin bir şekilde sarsılıyor. Bugün bu adalet sarayında mahkemeler savunmayı yargılıyorlar. Eğer mahkeme savunmayı yargılarsa orada mülkün temeli adalet riske girmiş demektir. Bugün ülkemde adaletin can çekişiyor, adalete olan güvenin sıfıra inmiş olmasından bir hukukçu olarak büyük bir üzüntü duyduğumu ifade etmek istiyorum. Bütün meslektaşlarıma bir an önce özgürlük temennisinde bulunuyorum. Bu ülkenin neredeyse hiç bir muhalifi artık dışarıda nefes alamaz hale getirilmiş durumda. Böylesi bir ülke içerisinde adaletten, özgürlüklerden, haktan maaalesef söz edemez haldeyiz. Umuyor ve diliyorum ki, bu bir an önce görülür. Eğer bu görülmezse, benim inancım o ki, bugün yargılayanlar, adaleti, yargıyı, mahkemeleri kendi sopası haline dönüştürenler, bir gün yine bu mahkemelerde yargılanacaklardır. Tarih bu örneklerle doludur. Adalet Sarayı çok muhteşem inşa edilmiş. İçeride iki tane de sembol var. O terazi bize işlemiyor, sadece kılıç işliyor. Tesadüftür, her iki heykelin altında da 'Dikkat kaygan zemin' işareti var. Gerçekten de kaygan zemin" diye konuştu.

Balık istifinin çok daha ötesinde

Gültan Kışanak ise, duruşmadaki durumu aktararak, duruşmanın yapıldığı salonun küçük olduğunu kaydetti. Kışanak, "İçerideki koşullara kelimenin tam anlamıyla bugün katlandık. Sağlıklı koşullarda yargılama yapmanın da ötesinde insani olarak nefes alabilecek koşullara bile sahip olunmayan bir salonda duruşma yapılıyor. Bu konuda gerekli tedbirlerin alınmamış olması çok büyük bir eksikliktir. Ancak biz bunu da iyiye yormak istiyoruz. Bir an öne bu davayı bitireceklerini düşünerek böyle bir daha geniş bir salon ve duruşmanın aleniyetini temin edecek bir yaklaşım içinde olmamalarını da iyiye yormak istiyoruz. İçeride balık istifi kelimesinin çok daha ötesinde bir durum var" dedi.
 
cnnturk.com, 17.07.2012

Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.