Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Sansürcülere takdimimizdir

Sansürcülere takdimimizdir

Yeni anayasadaki basın özgürlüğü bölümü için AKP’nin yasakçı zihniyetle sunduğu öneriye itirazımız var. Handyside kararı umarız AKP’ye ilham verir
 

İktidar partisinin TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na sunduğu basın özgürlüğünü kısıtlayan öneri muhalefetten tepki gördü. AKP’nin, yeni anayasanın omurgasını oluşturan “Temel Hak ve Özgürlükler” bölümündeki “basın özgürlüğünün sınırlandırılması gereken haller” bölümü için önerdiği metin şöyle: “Basın hürriyeti milli güvenliğin, kamu düzeninin, genel ahlakın, başkalarının haklarının, özel veya aile hayatının korunması, suçların önlenmesi, yargının bağımsızlık ve tarafsızlığının sağlanması, savaş kışkırtıcılığının, her türlü ayrımcılık, düşmanlık veya kin ve nefret savunuculuğunun engellenmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.”

AKP’nin önerisini Taraf ’a yorumlayan komisyonun CHP’li üyesi ve eski Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yargıçlarından Rıza Türmen, rahatsız edici bile olsa haber ve ifadelerin sınırlandırılmaması gerektiğini belirtti. “Demokratik toplumun gereklerini ve basının işlevlerini unutmadan, basın özgürlüğü çok daha sağlam güvencelere bağlanmalı” diyen Rıza Türmen sözlerine şöyle devam etti: “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 10. maddesinden esinlenen bir madde, bu öneri. AİHS’deki sınırlamaları tekrarlarken, bu sözleşmenin 1950’lerde yazıldığını unutuyoruz. Bugüne kadar bu sınırlama maddeleri AİHM’in yorumları sonucunda büyük değişiklikler geçirmiştir. Bizim hâkimin bu sınırlamaları algılama ve uygulamasında fark olduğunu görüyoruz, Türkiye aleyhine verilen kararlardan. Onun için, ‘orada yazıyor, biz de aynısını tekrarlayalım’ diyerek, bunu uygulayacak insanların farklı olduklarını gözden kaçırmamak lazım. Ayrıca, yeni anayasa, 1982 Anayasası’nın tekrarı olacaksa, ya da onun gerisinde kalacaksa yeni bir anayasa yapmaya hiç gerek yok.”

 

Rahatsız edici düşünceler

Toplumun genelini rahatsız eden haber ve düşüncelerin de ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine temas eden Rıza Türmen, şunları söyledi: “AİHM’in Handyside/İngiltere davasında (7.12.1976) ve bunu izleyen pek çok kararında belirttiği gibi, ifade özgürlüğü, toplumun ilerlemesi ve her insanın gelişmesi için esaslı koşullardan biri olan demokratik toplumun ana temellerinden birini oluşturur. İfade özgürlüğü, 10. maddenin sınırları içinde, sadece lehte olduğu kabul edilen veya zararsız veya ilgilenmeye değmez görülen haber ve düşünceler için değil ama ayrıca devletin veya nüfusun bir bölümünün aleyhinde olan, onlara çarpıcı gelen, onları rahatsız eden haber ve düşünceler için de uygulanır. Bunlar, çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gerekleridir; bunlar olmaksızın demokratik toplum olmaz.”

 

“Bu bir taslak metin”

Uzlaşma Komisyonu’nun AKP’li üyesi Mustafa Şentop, önerilerinin henüz taslak niteliğinde olduğunu öne sürdü. Şentop, şöyle konuştu: “Danışmanlarla birlikte hazırladığımız bir taslak metin üzerinden tartışmak doğru değil. Bu öneri son kararımız değil, daha çalışıyoruz. Bu haliyle AİHS ve 1982 Anayasası’ndan daha yeni bir madde olmayan bu öneri, basına sansür uygulamıyor. Ayrıca, genel ahlak, hukukta yer alan hukuki bir terimdir. Toplumun örf-adetini kapsar.”

Şentop, “Öneriyle, yargıçların yorumundan kaynaklanacak sıkıntıların doğabileceğine” yönelik eleştirilere de, “Yargıçlar, kanunlara göre hareket ederler. Anayasa denetimini Anayasa Mahkemesi yapar” cevabını verdi.

AKP’nin “basının sınırlandırılması gereken hallere” ilişkin önerisi 1 ağustosta TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda görüşülecek.

 

Anayasa’ya “Handyside” kararını yazın

AİHM’in 1976’daki “Handyside” kararı ifade özgürlüğü ile ilgili konularda emsal gösteriliyor. Kararın metni şöyle: İfade özgürlüğü, toplumun ilerlemesi ve her insanın gelişmesi için esaslı koşullardan biri olan demokratik toplumun ana temellerinden birini oluşturur. İfade özgürlüğü, 10. maddenin sınırları içinde, sadece lehte olduğu kabul edilen veya zararsız veya ilgilenmeye değmez görülen haber ve ‘düşünceler’ için değil, ama ayrıca Devletin veya nüfusun bir bölümünün aleyhinde olan, onlara çarpıcı gelen, onları rahatsız eden haber ve düşünceler için de uygulanır. Bunlar, çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gerekleridir; bunlar olmaksızın demokratik toplum olmaz. Bu demektir ki, başka şeyler bir yana, bu alanda getirilen her formalite, koşul, yasak ve ceza, izlenen meşru amaçla orantılı olmalıdır.

 

AKP’ye ilham veren madde

AKP’nin öneriyi hazırlarken esinlendiği, AİHS’nin 1950’lerde yazılan 10. maddesi özetle şöyle:

1. Herkes görüşlerini açıklama özgürlüğüne sahiptir. Bu madde, devletlerin radyo, televizyon ve sinema işletmelerini bir izin rejimine bağlı tutmalarına engel değildir.

2. Kullanılması görev ve sorumluluk yükleyen bu özgürlükler ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın, başkalarının şöhret ve haklarının korunması veya yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması için yasayla öngörülen bazı biçim koşullarına, sınırlamalara ve yaptırımlara bağlanabilir.
 

Taraf, 14.07.2012


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.