Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Kemalizm de böyle yapardı

Kemalizm de böyle yapardı

Meclis’te cemevi talebine “İbadet yeri camidir” yanıtı verilmesi laiklik tartışmalarını alevlendirdi. Prof. Baskın Oran “Kemalizm de bunlar gibi Diyanet’i kullanıyordu” dedi
 

CHP Dersim Milletvekili Hüseyin Aygün’ün Meclis’te cemevi açılması talebinin ardından TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in “Diyanet’e göre Alevilik ayrı bir din olmayıp İslam içi oluşumdur. İbadet yeri camidir” şeklindeki açıklaması, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yeniden tartışılmasına yol açtı. Son dönemlerde kürtaj, Ruhban Okulu gibi konularda da görüş açıklayan kurumun laik sistemdeki yerini uzmanlar Taraf ’a değerlendirdi.

» Prof. Dr. Baskın Oran: Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kürtaj ve Meclis’te cemevi konusuna AKP’nin karıştırdı. Daha evvel de Kemalizm aynı şeyi yapıyordu. Diyanet’i kullanarak dindarları kontrol altına almaya çalışıyordu. Diyanet 1 Mart 1924’te Kemalist devrimin amaçlarını devlet eliyle gerçekleştirmek için kuruldu. Şimdi aynı kurumu AKP Sünni Müslüman ve dindar olmayanları yola getirmek için kullanıyor. Bu kadar basittir olay. Diyanet nafile bir kurum, Diyanet diye bir kurumun olmaması lazım. Ancak dinler ve inanışlar arası eşgüdüm kurulu gibi bir şey olabilir.

» TESEV Demokratikleşme Programı Direktörü Dilek Kurban: Hüseyin Aygün’ün talebi karşısında Meclis Başkanı olarak Cemil Çiçek’in, hükümet temsilcisi olarak da Bülent Arınç’ın aldığı tutum, özelde AK Parti’nin genelde Sünni Müslümanları temsil eden İslamcı siyasi hareketin Alevilere karşı ne denli ayrımcı, dışlayıcı ve hor gören bir zihniyete sahip olduğunu bir kez daha gösteren gelişmeler. Devletin Alevilere ilişkin tutumunda, politikalarında ve yaklaşımında Osmanlı’dan bu yana değişen bir şey olmadığını bir kez daha görmüş olduk.

» Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Doç Dr. Ali Murat Yel: Laik bir ülkede Diyanet İşleri gibi bir kurumun olmaması lazım. Laiklik dediğiniz şey devletin din işlerine karışmamasıdır. Tam tersine Diyanet İşleri’yle devlet din işlerini yönetmiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı altında bir daire kurularak Alevilerin tüm problemlerinin çözülebileceği bir yapı oluşturulmalı. Ancak Diyanet İşleri, son zamanda yaptığı işlerle, Din İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanlığı yolunda ilerlemektedir. Diyanet İşleri Başkanı’nın gerçekleştirmiş olduğu son ziyaretler sadece Sünniler için değil, Aleviler için, Ortodokslar için, Ermeniler için başvurulması gereken bir kurum haline gelmeye çalıştığını gösteriyor. Diyanet devlet ile vatandaş arasında bir sivil toplum kuruluna dönüşüyor.

» İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Hüseyin Hatemi: Diyanet gerekli bir kurum. Ancak nasıl Almanya’da Katolik Kilisesi, Protestan Kilisesi dini hizmetler konusunda bir kamu tüzel kişiliği sayılıyorsa, Türkiye’de de Diyanet bu şekilde olmalıdır. Sünni Diyanet İşleri Başkanlığı ayrı bir özerkliğe kavuşturulmalı. Kaldırılması, Türkiye ve İslam için zararlı olur. Ama bu şekliyle laikliğe aykırı oluyor. Devlet dini vesayet altına almış oluyor. Mecliste bir mescit olması doğrudur, cemevine ihtiyaç yoktur. Oraya Şii’si Sünni’si gidip namazını kılabilir. Aleviler eğer bir dede getirip akşam sazlı sözlü ayin yapmak isterlerse o zaman bir de sinagog, bir de Mevlevihane, bir halvethane falan yapılması lazım. Mecliste buna imkân yok, biraz makul olmak lazım.

Taraf, 11.07.2012


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.