Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Başbakan'dan tarihi Suriye kararı

Başbakan'dan tarihi Suriye kararı
Başbakan Erdoğan, bugünkü grup toplantısında Suriye kriziyle ilgili önemli mesajlar verdi. İlginç bir detay ise Erdoğan'ın açıklamalarının Arapça ve İngilizce dillerinde canlı yayınlanması oldu. Başbakan'ın konuşmasını France 24 Kanalı ve El Cezire naklen yayınladı. Erdoğan konuşmasında çok sert mesajlar verirken, "TSK’nın angajman kuralları değişmiştir. Suriye sınırında yapılacak tüm ihlallere karşılık verilecektir" dedi.

 

Başbakan Erdoğan'ın grup konuşması 11.40 itibariyle başladı. 

TBMM'nin resmi ziyaretçisi olan Kuveyt Parlamentosu'ndan bir grup milletvekili de, Başbakan Erdoğan'ın Suriye konulu konuşmasını canlı dinlemek üzere Ak Parti Grup toplantısına katıldı.  

KRİTİK KARARI AÇIKLADI

Başbakan partisinin grup konuşmasında Suriye ile yaşanan krizle ilgili önemli açıklamalar yaptı.
Erdoğan konuşmasında çok sert mesajlar verirken, "TSK’nın angajman kuralları değişmiştir. Suriye sınırında yapılacak tüm ihlallere karşılık verilecektir" dedi. Erdoğan'ın konuşmasında konuyla ilgili bölümden satır başları şöyle:
“Askeri uçağımızın düşürülmesi konusunda bazı hususları kamuoyuna ifade etmek durumundayım. Uçağımızın uluslar arası hava sahasında saldırıya uğradığı kesindir. Uçağımız radarlarımızın testine yönelik önceden planlanmış ve başka hiçbir ülkeye yönelik olmayan bir test görevini tanımlanma sistemi açık olarak yapmaktaydı. Uçağımız Suriye kara sularında yanlışlıkla ve çok kısa süreli girmiştir. Bu bildirilmiştir ve uçağımız hemen çıkmıştır. Kamuoyunda teknik detaylara haiz olmayanlar tarafından uçağımızın Suriye karasularını neden ihlal ettiği sorgulanmaktadır.

SURİYE HELİKOPTERLERİ İHLAL ETTİ
Şu an her ülkede her sınırda böyle kısa süreli ihlaller yaşanmaktadır. 1 Ocak 2012’den bu yana kadar Türkiye hava sahası 114 kez ihlal edilmiştir. Beş kez de Suriye helikopterleri hava sahamızı ihlal etmişlerdir. Bunlar kısa süreli ihlallerdir, gerekli uygulamalar yapılmıştır. Yerleşik uygulamaya göre radarla keşif uçakla irtibat kurulması pilotun uyarılması, gözle tespit uçuşu yapılması gibi yöntemler var. Suriye makamları tarafından bunların hiçbiri yapılmamıştır. Uçağımız yanlışlık sonucu değil, hasmane bir tutumla hedef alınmıştır.

TÜRKİYE İTİDALİ ELDEN BIRAKMADI
Olayın ardından Suriye makamlarıyla yapılan telsiz görüşmeleri, arama kurtarma çalışmaları sırasında, kasa tipi bir uçağımıza yapılan bir taciz ateş yapıldı. Bu da tutumu göstermektedir. Türkiye itidali elden bırakmamış ve sabırla hareket etmiştir. İlk aşamada uluslar arası hukuktan kaynaklanan haklarımızı, bunun altını çiziyorum. Mahfuz tuttuğumuz ve bu menfur saldırı karşısında gerekli gördüğümüz adımları atacağımız, diplomatik nota ile kayda geçirilmiştir. Ankara’daki büyükelçi ve ataşeler bilgilendirilmiştir. NATO toplantıya çağırılmıştır. Olaya ilişkin görüşlerimiz BM nezdinde, eş zamanlı gönderilen mektuplarla kayda geçirilmiştir.

HER İHLALE KARŞILIK VERİLECEK
Bu saldırının Suriye tarafından kasıtlı olarak yapıldığına dair bilgilendirme çalışmalarımız devam etmektedir. Buradan tüm dünyaya açık açık şunu ifade ediyorum. Türkiye yerini zamanını ve yöntemini kendisi tayin ederek, bu haksızlığa karşı uluslar arası hukuka dayalı haklarını kullanacak ve gerekli adımları atacaktır. Biz Suriye yönetiminin kendi halkı için bir tehdit haline geldiğini görüyoruz. Ama bu son olay Esed yönetiminin Türkiye’nin güvenliğine de açık tehdit haline geldiğini ortaya koymuştur. Artık yeni bir aşamaya geçilmiştir.

SINIRA YAKLAŞAN UNSURLAR TEHDİT OLARAK DEĞERLENDİRİLECEK
TSK’nın angajman kuralları artık yeni aşamaya göre değişmiştir. Suriye’den Türkiye sınırına yaklaşan her askeri unsur bir tehdit olarak değerlendirilecek ve askeri hedef olarak görülecektir. Buradan Suriye rejiminin bir hata yapmaması ve Türkiye yönetimini sınamaması yönünde uyarıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti ne yaptığını da ne yapacağını da gayet iyi bilmektedir. Türkiye olarak elbette savaş çığırtkanlarının tuzağına düşmeyiz. Ancak uluslar arası sularda uçağımıza yapılan saldırı karşısında susacak, tepkisiz kalacak bir ülke değiliz. Uluslar arası hukuk çerçevesinde bu hadisenin üzerine kararlılıkla gideceğiz. Suriye halkı bizim kardeşimizdir, Suriye halkı bu eli kanlı diktatörden kurtuluncaya kadar Türkiye onlara her türlü desteği verecektir. Buradan Suriyeli kardeşlerimizi yeniden selamlıyorum, muhakkak ki Allah’ın yardımı yakındır.”

 

Başbakan Erdoğan'IN KONUŞMASINDAN SATIR BAŞLARI:

Son grup toplantısını yaptığımız 12 Haziran’dan buyana yurt içi ve yurt dışında önemli gelişmeler yaşandı. 13 Haziran’da partimizin genişletilmiş il başkanları toplantımıza, 15 Haziran’da Sakarya’da, 16 Haziran’da Mersin’e gittik. Ardından Meksika’ya gittik. İkili görüşmelerimiz oldu.

YÜREĞİMİZ YANDI 

Meksika’dan Brezilya’ya gittik ve Rio+20 Zirvesi’ne katıldık. Görüşlerimizi ifade ettik ve çeşitli ülkelerin liderleriyle görüşme fırsatımız oldu. Biz ülkemizi dünyaya anlatma, geleceğe yönelik projelerimizin alt yapısını oluştururken, 19 Haziran’da maalesef acı haberle yüreğimiz yandı.

Hakkari’de 8 askerimiz şehit oldu, 19 askerimiz yaralandı. Bu vesileyle bir kez daha şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve silah arkadaşlarına başsağlığı diliyorum. Sonrasında icra edilen operasyonlarda 31 terörist etkisiz hale getirildi. Bu vesileyle güvenlik güçlerimize de şahsım ve milletim adına şükranlarımı iletiyorum.

Umutların yeşerdiği her yerde terör örgütü bu tür eylemlere başvuruyor. Sıkışıklık yaşayan terör örgütü bu tür intihar saldırısı türü eylemlerde görüyor. Gençleri ölüme gönderiyor, uçuruma sürüklüyor. Ümit ediyoruz ki Dağlıca saldırısı sonrası terör örgütünün çirkin ve kanlı yüzü görülmüştür.

ALTINI ÇİZEREK SÖYLÜYORUM

Acı bir haber daha aldık. Bildiğiniz gibi 22 Haziran 2012 tarihinde Suriye’nin 13 deniz mili açığında, uluslar arası hava sahasında RF-4 uçağımıza saldırı düzenlendi, uçağımız Suriye karasularına düştü.

 Altını çizerek söylüyorum. Suriye kara sularında uçağımız vurulmamıştır, uluslar arası sularda vurulmuştur. Bunun bilinmesi lazım, bunun saptırma gayreti içinde olan içerde ve dışarıdakiler var. Pilotlarımıza yönelik başlattığımız arama kurtarma çalışmalarını sürdürüyoruz.

TÜM DÜNYAYA HATIRLATMA

Tüm dünyaya bazı önemli hatırlatmakları yapmak istiyorum.

 Ak Parti olarak 2002 yılı sonunda görevi devraldığımızda, Türkiye’nin mevcut sorunlarını bakış açısıyla, koordinasyonla çözebileceğimizi gördük. Ekonominin, demokratikleşmenin, dış politikanın iç içe geçmiş alanlar olduğunu, birbirini doğrudan etkilediğini ifade ettik. Biz 9,5 yıl boyunca hep bu anlayışla hareket ettik. Dış politikada aktif tutum sergiledikçe ekonomimiz büyüdü. Ekonomimiz büyüyünce dış politikada elimiz güçlendi. Bu doğrudan reformlarımıza sosyal kalkınmaya yansıdı. Hiç kimse şunu söyleyemez. Türkiye içine kapansın, yanı başında olup bitenleri seyretsin, Türkiye tribünde kalsın. Bu anlayış bizim yakın tarihimizde zaman zaman iktidara egemen olmuştur. Ama böyle dönemlerde Türkiye hiçbir ilerleme kaydedememiştir. Türkiye merkezinde bulunduğu çok geniş coğrafyada, komşularla aynı gönül dilini konuşan bir ülkedir. Komşularına, akrabalarına, kardeşlerine sırtını dönen bir ülkenin, onların sevincine kederine kayıtsız kalan bir ülkenin, özellikle de Türkiye’nin bu coğrafyada büyümesi kalkınması söz konusu olamaz.

2002 yılında Türkiye’nin dış ticaret hacmi 88 milyar dolar civarındaydı, bugün 376 milyar dolara ulaşmıştır. Dört kattan fazla artış kaydetmiştir.

BİZİM İÇİN ÖNEMLİ OLAN AKRABALIK HUKUKUDUR

Türkiye hiçbir ülkenin içişlerine karışmamıştır, karışmayacaktır. Türkiye’nin dostluğu son derece önemlidir. Arkasına Türkiye’nin dostluğunu alan her ülke bilsin ki sırtı sağlamdır, o güvenlik içindedir, emniyet içindedir. Biz komşularımızın coğrafi konumlarıyla, yer altı yer üstü zenginlikleriyle zaaflarıyla hiçbir zaman ilgilenmeyiz. Bizim için önemli olan dostluk akrabalık hukukudur. Biz tüm halklar için barışı adaleti huzur ve esenliği savunuruz.

Bu ülke yeri gelmiş Saraybosna için, Kosova için yüreğini ortaya koymuştur. Bu millet, Kabil, Bağdat, Erbil, Musul, Halepçe için yüreğini ortaya koymuştur. Bugün Filistin dediğimizde, Ramallah Gazze dediğimizde bir hesabın içinde değiliz. Sadece yüreğimizdekileri söylüyoruz.

ONA GÖRE ADIM ATSINLAR

Türkiye’nin kardeşleriyle kucaklanmasından Türkiye’nin yüz yıllık hasreti sona erdirmesinden rahatsızlık duyanlar var. Bunların terörü desteklediklerini, kukla yönetimleri kışkırttıklarını çok iyi biliyoruz. Büyüyen güçlenen etkinliği artan bir Türkiye bu ülke için bir risk değil bir fırsattır. Güçlü bir Türkiye’den rahatsızlık duyanlarda karşılarında nasıl bir devlet olduğunu iyi anlasınlar ve adımlarını ona göre atsınlar.

Bu coğrafyadaki her oyunu, halklara masum insanlara kast eden her senaryoyu boşa çıkarmak için Türkiye var gücüyle mücadele edecektir. Bölgede kadastro mühendisliği yapılmasına asla müsaade etmeyecektir. Biz kanlı terör örgütüne karşı tek bir geri adım atmadan mücadele edeceğimiz gibi, Türkiye yakıcı bir azap olmaya devam edeceğiz.

MAZERET OLARAK GÖSTEREMEZ

Doğu Akdeniz, Türkiye için hassasiyeti olan bir bölge haline gelmiştir. Burada bizim bir defa çok iyi bilmemiz lazım ki, doğu Akdeniz’in genelinde haklarımız var. Bunun yanında bölgede diğer ülkelerin oluşturduğu sıkıntılar var. Her an burada rutin olarak bu çalışmaların yapılması bizim en tabii hakkımızdır. Bizim bu uçağımızın yaptığı uçuşta budur ve bu aynı zamanda yenilenmiş olan radarlarımızın test edilmesine yönelik bir uçuştur.  Kaldı ki Suriye tarafından en ufak bir ikaz yada nota tarafımıza yapılmamıştır. Yapılmadan bu uygulamaya gidilmiştir. Ondan sonra da utanmadan dost olarak gördüklerini söylüyorlar. Kısa süreli sınır ihlalini, kimse haksız hukuksuz vicdansız bir saldırı için mazeret olarak gösteremez.

DAVETİMİZE İCABET ETTİLER

Biz olayın olduğu ilk andan itibaren sağduyuyla davranarak durumu net olarak anlamaya çalıştık. Fotoğrafı net olarak ortaya koyduk. Dışişleri bakanımız, BM, Arap Ligi, NATO gibi uluslar arası kuruluşlara diplomasi trafiği başlattı. Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerimizin genel başkanlarına davette bulundum. Davetimize icabet ettiler. Böyle ortak hassasiyette hareket etmemiz ulusal bir konuda çağrımıza olumlu cevap verdiler ve geldiler. Ben kendilerine teşekkür ediyorum. Bu tür olaylarda, bu tür günlerde birlik olmak, el birliği yapmak millet olmanın sorumluluk sahibi olmanın gereğidir. Bunu da özellikle kendilerinden bekliyorum. Ben siyasi partilerimizin, STK’ların, medyanın aynı hassasiyeti göstereceğine yürekten inanıyorum.

Yaşadığımız menfur saldırı sonucunda yurt içi ve dışında Suriye politikamızı sorgulayan bu acımasız değerlendirmeler, özellikle değerlendirmeye tabiidir. Yurt içinde böyle bir milli meselede devletin hükümetin, TSK’nın haksız mesnetsiz şekilde hedefe konulması aymazlık olur sorumsuzluk olur. Biz hükümet olarak böyle milli bir meselede, siyasi partilerimizin aynı olgun tavrı sürdürmelerini, siyasi polemik konusunu yapmamalarını rica ediyoruz.

Aziz milletim uluslar arası sularda, Ak Parti’nin değil, aziz milletimizin uçağı hedef alınmıştır. Böyle bir hadise karşısında net tavır takınamayanlar, hatta Suriye’deki zalim yönetime destek verenler, tarih önünde mahçup olacaklardır.

DOĞRU ANALİZ EDEMEZLER

İstanbul ile Şam tıpkı Türkler, Kürtler ve Araplar gibi tarihleri bir iki kardeş şehirdi. Bu coğrafyada Irak İran Mısır Filistin bir elin parmakları kadar birbirimize yakınız. Kendi tarihinden ecdadından bi haber olanlar işte bizim Ak Parti’nin Suriye politikasını doğru analiz edemezler.

Bundan yüz yıl önce altına kendi ruhunu ve Kudüs’ü satan çapulcular, bugün Suriye’deki yönetimde bizim Suriye’deki kardeşlerimizi temsil etmiyor. Baba Hafız Esed otuz bin vatandaşını öldürmüşken, Türkiye’ye karşı hasmane bir tutum sergiledi. Oğlu Esed ise umut verdi. Değişeceğini söyledi, değiştireceğini söyledi. Kendi halkına haklarını temsil edeceğini söyledi. Biz oradaki Kürt vatandaşlarımız içinde  vatandaşlık haklarını ver dediğimde, bana ne demek vereceğim dedi. Ama yapmadı. Cumhurbaşkanımızın, benim kendisiyle yaptığımız 17 yıl, 12 yıl mahkemeye dahi çıkarılmadan orada duranlar vardı. Söylemeler söylemeler neticesinde serbest bıraktı. Bunlar birkaç kişi tabi, ama içerde binlerce kişi yatıyor. Biz de verilen bu sözlerden dolayı memnuniyet duyduk. Umutlandık. Ama gel gör ki umutlarımız hep boşuna çıktı. Çünkü doğru konuşmuyordu.

Suriye’nin değişmesi için refaha ulaşması için hiçbir desteği esirgemedik. Aramızdaki ticaret hacmi stratejik iş birliği adımlarını attık. En önemli projemiz Asi Nehri’yle ilgili attığımız adım, her ikimiz içinde tarihi bir adımdı. Ama süreç içinde oğul Esed’in verdiği sözleri tutmadığını, babasının izinden gitmekte ısrar ettiğini gördük. Uyarılarımızı yaptık, tavsiyelerde bulunduk. Özel temsilcim olarak dışişleri bakanımı gönderdim. Ama değişen bir şey olmadı hep oyaladı.                                                      

Hürriyet, 26.06.2012


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.