Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Ergenekon > Katliamı ordunun gizli örgütü yaptı

Katliamı ordunun gizli örgütü yaptı

Zirve Yayınevi katliamının arkasından TSK içerisinde Hurşit Tolon tarafından 1993’te kurulan TUSHAD adlı gizli bir yapılanma çıktı
 

Malatya Özel Yetkili 3. Ağır Ceza Mahkemesi, Zirve Yayınevi katliamına ilişkin, emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un bir numaralı sanık olduğu, toplam 19 sanıklı, 761 sayfalık ek iddianameyi kabul etti. Ek iddianameye göre, Hurşit Tolon’un 1993’te kurduğu Türkiye Ulusal Stratejiler ve Harekât Dairesi’nin (TUSHAD) Malatya hücresi, Hurşit Tolon’un talimatıyla Zirve yayınevi katliamını planladı. İddianamede JİTEM’in TUSHAD’a bağlı çalıştığı da vurgulandı.

Emekli Orgeneral Hurşit Tolon, eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger ve Binbaşı Haydar Yeşil dışındaki 16 sanığa ilişkin suçlamalara da yer verilen iddianamede, sanıklar Hüseyin Yelki ve Varol Bülent Aral için şu ifadeler kullanıldı: “Ergenekon terör örgütü sanıklarından olan Ahmet Hurşit Tolon tarafından 1993 yılında TSK içerisinde Ergenekon terör örgütünce gizli bir şekilde kurularak faaliyete geçirilen TUSHAD isimli yapılanmada, Ergenekon terör örgütü adına TUSHAD 3. Bölge Malatya ili hücre yapılanması üyesi olduğu, bu hücre yapılanması içerisinde bizzat Mehmet Ülger’in talimatlarıyla hareket ettiği, bu talimatlar doğrultusunda bu hücre yapılanması tarafından Tolon’un talimatıyla 18 Nisan 2007 tarihinde Malatya ilinde meydana gelen ve Necati Aydın, Uğur Yüksel, Tilmann Geske’nin öldürülmeleriyle sonuçlanan, kamuoyunda Zirve Yayınevi cinayeti olarak bilinen eylemin planlanması ve işlenmesinde azmettirici olarak aktif görev aldığı belirlenmiştir.” Ek iddianemede cinayetin azmettiricisi olarak yargılanan Deniz Uygar’ın ifadelerine de yer verildi. Deniz Uygar ifadesinde, eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger’den duyduğu şu sözleri aktardı: “Santoro da, Hrant da, Zirve de bir operasyondu. Bu yaptığımız sahte istihbarat belgeleri ile buradaki Zirve Yayınevi olayını AKP ve Gülen Cemaati üzerine yıkacağız. Zaten Hrant da Ramazan Akyürek’e yıkılacak.”

 

Santoro ve Dink’i aynı örgüt öldürdü

Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı İsmail Aksoy’un hazırladığı iddianamede “terör örgütü yöneticiliği” ile suçlanan Orgeneral Hurşit Tolon, eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger ve Binbaşı Haydar Yeşil için iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Diğer 16 sanık için de “terör örgütü üyesi olmak” suçlamasının bulunduğu ek iddianamede, ayrıca sanıklar için “terör örgütü kurmak ve yönetmek”, “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve “adam öldürmeye azmettirmek” suçlamaları yer alıyor. Ek iddianamede, Rahip Santoro ve Hrant Dink cinayetlerinin de aynı örgütün farklı hücreleri tarafından işlendiği ileri sürüldü. İddianamenin, Hurşit Tolon’un JİTEM bağlantısıyla ilgili bölümü özetle şöyle: “Şüphelinin Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği görevini yürüttüğü 1993’te, TSK içerisinde TUSHAD isimli gizli bir yapılanmayı, Ergenekon terör örgütünün talimatları doğrultusunda bu örgüte bağlı kurarak faaliyete geçirdiği, bu birimin Ergenekon terör örgütü tarafından TSK içerisinde gizli bir şekilde kurulmuş olmasından dolayı Genelkurmay Başkanlığı’nın bu birimden haberinin olmadığı, bu yapılanmada diğer bir Ergenekon terör örgütü sanığı Levent Ersöz’e eğitmen olarak görev verdiği, bu birimin başında görev yaptığı belirlenmiştir. JİTEM’in ise 1990’lı yılların başında özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde faaliyetlerde bulunmak üzere seçilmiş kişilerden oluşan operasyonel bir birim olduğu, TUSHAD’ın JİTEM ile koordinasyon halinde çalıştığı, JİTEM’in ismi her ne kadar istihbarat olarak geçse de, istihbarat yerine daha çok infaz yaptığı saptanmıştır. Şüphelinin TUSHAD içerisinde çeşitli departmanlar oluşturduğu, bu departmanlardan birisinin de misyonerlik olduğu, TUSHAD’ın devamlılığını sağlamak için daha sonra 1995, 1999 ve 2004 yıllarında 3 kez revize ettiği belirlenmiştir.’’

 

Dink ve Zirve cinayetini cemaate yıkacağız

Ek iddianamede çarpıcı sanık-tanık anlatımlarına da yer verildi. Bu ifadelerden biri de cinayetin azmettiricilerinden biri olarak yargılanan Deniz Uygar’a ait. Uygar’ın iddianameye giren ifadesi şöyle: “Malatya’da yine Malatya Jandarma Alay Komutanlığı’nın eski binasında, aynı toplantı salonunda ben, Mehmet Ülger, Ruhi Abat, Haydar Yeşil toplantıya geçtik. Burada bana planlanan eylemin umdukları gibi olmadığını, bu safhada geleceğini tahmin etmediklerini, fakat bunu aşacaklarını söylediler. Ancak benim cinayete gösterdiğim tepki sonrası Mehmet Ülger bana tehditvari sözler söyledi. Ayrıca, ‘Bu bir operasyondu. Santoro da, Hrant da, Zirve de bir operasyondu. Bu yaptığımız sahte istihbarat belgeleri ile buradaki Zirve Yayınevi olayını AKP ve Gülen Cemaati üzerine yıkacağız. Zaten Hrant da Ramazan Akyürek’e yıkılacak’ şeklinde beyanları bana bizzat Mehmet Ülger kendinden emin ve mağrur bir şekilde söyledi. Hatta bu sözleri söylerken elinde kalın bir tespih vardı. Bu tespihi sallarken, ‘Hrant, Ramaz Akyürek’in üzerine yıkılacak, yıkılmazsa gereken de kendisine yapılacak’ şeklinde sözler söylemişti

 

Suzanne Geske’yi cinayetten sonra 16 ay boyunca dinlemişler

Diyarbakır Protestan Kiliseleri Birliği Başkanı Ahmet Güvener, Zirve Yayınevi’nde öldürülen Tilmann Geske’nin eşi Susanne Geske, yayınevi çalışanı Gökhan Talas, sanıklardan Hüseyin Yelki ve İlker Çınar’ın telefonları Zirve katliamından sonra dinlemeye alınmış. Suzanne Geske, katliamdan sonra 16 ay dinlenirken, Zirve Yayınevi’nde öldürülen Necati Aydın’ın telefonu cinayetten önce uzun süre dinlendi. Malatya İl Jandarma Komutanlığı, dinlemek istediği kişi hakkında, onun terör örgütü üyesi olduğuna ilişkin sahte bir mektup hazırlıyor ve bunu hâkime sunarak dinleme kararı çıkartıyordu. Malatya İl Jandarma Komutanlığı’nca teknik takibi yapılan 725 telefon numarası saptandı.”

 

Ülger’in yöntemleri ders oldu

İddianamede, yasadışı dinlemeler yapan Malatya İl Jandarma Komutanlığı’nın yöntemlerinin askerlere ders olarak okutulduğu bilgisi de yer aldı. Gölcük’teki askerî tesislerde yapılan aramada oda zeminine gizlenmiş vaziyette bulunan dijitaller içerisindeki “ÖZEL ASAF KURSU” isimli belgede Malatya İl Jandarma Komutanlığı’nın dinleme kararında nasıl bir yol izlediği iddianamede örneklerle anlatıldı. İddianameye göre, ASAF birimlerinin katıldığı kursta katılımcılara Mehmet Ülger’in yöntemleri ders olarak öğretildi.
 

Taraf, 24.06.2012


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.