Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > İrtica Eylem Planı > Dursun Çiçek’in kızından mektup var

Dursun Çiçek’in kızından mektup var

İRTİCA ile Mücadele Eylem Planı Davası’nda yargılanan Albay Dursun Çiçek’in kızı ve avukatı İrem Çiçek Taraf ’a yazdı

 

Sahte olduğu çok sayıda delil ile ispatlanmış İrtica İle Mücadele Yazısı, bir plan olarak nitelendirilmişse de 4 sayfalık sahte yazının olsa olsa bir kâğıt parçası olarak nitelendirileceğine ilişkin toplanan delilleri kısaca belirtmekte yarar görüyorum,

Üretim İrtica İle Mücadele Yazısı ile ilgili olarak,

Sahte yazının Askerî Yazım tekniklerine uymadığına ilişkin olarak alınan 5 ayrı bilirkişi raporu,

Askerî savcılık tarafından yürütülen soruşturmada alınan 68 tanığın ifadelerinin müvekkil lehine olması,

Özel yetkili Mahkemeniz tarafından yürütülen yargılamada sanık olan kişilerin beyanlarının tamamının müvekkil lehine olması,

Müvekkilime İrtica İle Mücadele Yazısı yazılması konusunda herhangi bir emir verilmediğinin sanıklar tarafından da vurgulanması,

Sahte yazı üzerinde müvekkilimin parmak ve avuç içi izinin olmadığına dair J. Kriminal Raporu,

Müvekkilime ait olmayan ve kime ait olduğu nedense bir türlü bulunamayan 14 adet parmak ve avuç içi izinin sahte yazı üzerinde olduğuna dair Jandarma Kriminal raporu,

Gerek Özel yetkili mahkemenin, gerekse savcılığın bu parmak izlerinin kime ait olduğu konusunda ısrarlı taleplerimize rağmen herhangi bir araştırma yapmayışı, Müvekkilimin kullandığı hiçbir yazıcıda ve bilgisayarda bu belgenin izine rastlanmadığına ilişkin 15 bilirkişi raporunun dosyada mevcut olması, 74 adet bilgisayar ve 24 adet yazıcıda yapılan incelemede planla ilgili hiçbir elektronik ve dijital ize rastlanmaması,

Kamuoyunda bilinenin aksine, Askerî Savcılık tarafından 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin talebi üzerine incelenen bu 74 adet bilgisayarın imajlarının özel yetkili mahkemeye gönderilmesi ve bu imajların incelenmesi için üye hâkim Hüsnü Çalmuk’un naip hakim olarak tam 1 yıl önce atanmasına rağmen halen daha Üye Hâkim Hüsnü Çalmuk tarafından bilgisayarların inceleme sonucunun mahkemeye bildirilmemiş olması,

Müvekkilimin evinin ve bilgisayarlarının aranması sonucu İrtica İle Mücadele Yazısı ile ilgili herhangi bir ize rastlanmadığına ilişkin tutanak,

Müvekkilim hakkındaki iddiaların tamamının kim tarafından gönderildiği belli olmayan, isimsiz, imzasız, ihbar mektuplarına dayanması ve bu kişilerin bulunması konusunda tarafımızdan yapılan taleplerin tamamının reddedilerek soruşturma savcılığı tarafından lehe delillerin kasıtlı olarak karartılması, (Örneğin, sözde ihbar mektubunun Çukurambar Postanesi’nden gönderildiği bilgisi sonucu, kamera kayıtlarının incelenmesi talebimizi kasıtlı olarak yerine getirmeyen savcılığın bu tutumu sonucu kamera kayıtlarının silinmiş olduğu yönünde Çukurambar Postanesi’nden gelen yazılı beyan)

İftira mektubunu yazan sözde ihbarcıların İrtica İle Mücadele Yazısını dosyalandığı klasörden aldım demesine rağmen Jandarma Kriminal Raporu ile dört sayfalık sahte yazı üzerinde dosyalandığını gösteren hiçbir iz, delgeç, zımba, ataç izi bulunmaması,

Müvekkilin uzun zaman dinlenen telefonlarında iddiaya konu sahte planın ve örgüt üyeliğinin doğruluğuna ilişkin tek bir konuşmanın bulunmaması,

Müvekkilimin ihbar mektubunda adı geçen kişilerle HİÇBİR İLETİŞİMİNİN OLMAMASI VE BU KONUDA İDDİANAMEDE EN UFAK BİR DELİLİN BULUNMAMASI,

HİÇBİR SOMUT DELİLE DAYANMAYAN HUKUKA AYKIRI VE KEYFİ BİR KARARLA, bir çoğunun bir araya gelmeleri dahi mümkün olmayacak kişilerin, bırakın bir örgüt çatısı altında faaliyet göstermeyi, birbirlerini tanıdıklarına ve bir amaç bütünlüğü içinde hareket ettiklerine dair iddia makamının herhangi bir somut delili olmamasına karşın Ergenekon denilen kazanın içine atılması,

Yine Ergenekon davası sanıklarının HTS raporları incelendiğinde tüm bu kayıtlarda tek bir Dursun ÇİÇEK isminin geçmemesi,

Sahte Yazı altındaki ‘imzanın müvekkilimin eli ürünü olmadığı’ yönünde Dr. Jale Bafra tarafından hazırlanan ve mahkemenize sunulan rapor.( EKTE GÖNDERİLMİŞTİR.)

Sahte Yazı altındaki ‘imzanın müvekkilimin eli ürünü olmadığı’ yönünde

E.1.Sınıf Emniyet Müdürü, Kriminalistik, Belge İnceleme Uzmanı, Belge İnceleme Uzmanları Derneği “BİUD” Başkanı, Türkiye Emekli Emniyet Müdürleri Derneği “TEMÜDDER” İstanbul şube Başkanı ve “İstanbul Bilirkişiler Derneği” Başkan yardımcısı Yalçın Çakıcı tarafından hazırlanan ve mahkemeye sunulan rapor. (EKTE GÖNDERİLMİŞTİR.)

Aynı doğrultu da Adli Tıp Kurumu raporuna muhalefet şerhi koyan gerçek imza inceleme uzmanlarının görüşleri ile bu görüşe uygun olarak TUBİTAK, Adli Tıp, Emniyet Expertiz tarafından hazırlanan 2009 yılı raporlarında Albay Dursun Çiçek’in imzasının basit, taklidi kolay bir imza olduğuna ilişkin raporları,

Sahte imzanın kalın uçlu siyah keçeli kalemle atıldığı ve bu sebeple baskı izi analizi yapılamadığını tespit eden J. Kriminal Raporu,

Duruşmada imza makinesi yöntemiyle imzanın nasıl kopyalanabileceğine ilişkin uygulama ve imza makinelerinin birebir bir imzayı nasıl taklit edebileceği konusunda Askerî Savcılık tarafından yapılan yazışmalar.

Türkiye sınırları içerisine Gümrükten giriş yapmış imza makinesi olduğu yönünde gelen yazı cevapları,

Sahte Yazı altındaki imzanın müvekkilimin eli ürünü olamayacağına dair duruşmada tarafımızdan yapılan sunum, (EKTE GÖNDERİLDİ)

Sahte planın Erzincan’da uygulandığı iddiaları ile ilgili olarak, mahkemenizce talep edilen bilgiler doğrultusunda gelen cevabi yazılar incelendiğinde,

MİT, İçişleri Bakanlığı, Genelkurmay’dan gelen cevabi yazılarda müvekkilin Erzincan’a gittiği, Planı uyguladığı yönünde herhangi bir bilginin bulunmadığı yönünde gelen cevabi yazılar,

Müvekkilin Erzincan iline gittiği konusunda tek delil olarak gösterilen Mazlum Otel kaydının başka bir Dursun Çiçek’e ait olması,

01.01.2009- 04.06.2009 tarihleri arasında İstanbul’dan Erzincan’a ve Ankara’dan Erzincan’a uçan TÜM YOLCU BİLGİLERİNİN incelenmesi neticesinde müvekkilim Dursun Çiçek’in Erzincan’a hiç gitmediğinin anlaşılması,

Mahkemenizin talebi doğrultusunda, müvekkilin 2009 yılı içinde sadece Erzincan-Erzurum’a değil doğu ve güneydoğudaki hiçbir yere uçakla yada helikopter ile seyahat etmediği ile ilgili olarak gelen cevabi yazılar,

Müvekkilin 2009 yılında Erzincan orduevinde hiç kalmadığı şeklinde gelen cevabi yazı,

Org. Erdal Ceylanoğlu başkanlığındaki heyet tarafından hazırlanan ve dosyaya sunulan İdari Tahkikat Raporu.

Dursun Çiçek’in 3. Orduda yapılan seminere katılmadığı şeklindeki yazı ve iddiaya konu tarihlerde görevinin başında Ankara’da bulunduğuna dair genelkurmay giriş-çıkış kayıtları ile ilgili bilgiler,

Hakkında 20 ayrı olaydan soruşturma açılmış, ‘Ergenekon arabama kene koydu’ diyen bir savcı olan sözde gizli tanık Efe ve Psikolojik sorunları olduğunu, bazı suçlara karıştığını duruşmada kendisi dile getiren sözde gizli tanık Munzur’un müvekkilim hakkında söyledikleri az sayıda yalan konusunda tabiri caizse çuvalladıkları duruşma tutanakları,

Müvekkilin kullandığı tüm kredi kartları ile ilgili olarak bankalardan gelen cevabi yazılar sonucu Erzincan iddialarının, İrtica İle Mücadele Yazısı iddialarının gerçek dışı olduğu ortaya çıkmıştır.

Toplanan çok sayıda lehe delile karşılık, soruşturma savcıları tarafından ‘gizli bir soruşturmada, CMK’ ya aykırı olarak alınan, kimler tarafından hazırlandığı Adalet Bakanı’nca bizzat Mecliste kabul edilmiş,(Rapor hazırlanmadan 1 ay önce kuruma atanan ve 15 gün süren sertifika programları ile imza inceleme uzmanı sayılan ve fakat uzman olamayan kişiler tarafından raporun hazırlandığını belgeleyen Milliyet Gazetesi’nin 06.16.2010 tarihli, ‘İrtica İle Mücadele Eylem Planı Davasında Islak İmzaya 13 Günlük Üç Uzman Karar Vermiş’ başlıklı haberi ve Adli Tıp Kurumu İle Emniyet Expertiz tarafından hazırlanan raporlarla ilgili tarafımızdan yapılan suç duyuruları sonucu rapora imza atan kişilerin savcılığa verdikleri ifadeler) ve siyasetin tam içinde yer alan kurumlar tarafından hazırlanmış, Çok sayıda çelişkiyi içinde barındıran 3 rapor ile, müvekkilim, bu raporlar zaten mevcutken, delil yetersizliği gibi esasa ilişkin gerekçelerle 2 kez tahliye edilmişken 3. kez Özel Yetkili 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanarak iki buçuk yıldır özgürlüğünden alı konulmuştur. Sahteliği az önce hızlıca saydığımız deliller ile ispatlanan İrtica İle Mücadele Yazısı ile ilgili olarak mahkemeniz savcıları tarafından, yazının müvekkilim tarafından yazıldığına dair müvekkilim aleyhine tek bir delil bulunamamıştır. Kovuşturma aşamasında tarafımızdan çok kez talep edilmesine rağmen mahkemenizin ısrarla imza konusunda bilirkişi raporu almaması ve halen daha belgeyi gerçek kabul eden bu beyanları ile savunmanın ne kadar önemsizleştirildiği ve dikkate alınmadığı ortadadır.

Taraf, 18.06.2012


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.