Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Erdoğan'dan Hasip Kaplan'a ağır sözler

Erdoğan'dan Hasip Kaplan'a ağır sözler
Partisinin İstanbul İl Kongresi'nde konuşan Başbakan Erdoğan, Uludere olayıyla ilgili BDP'li Hasip Kaplan'ın sözlerine atıfta bulunarak 'Bu emri hangi hayvan verdi diyenler nekrofillerdir, yani ölü sevicilerdir'

RADİKAL - AKP İstanbul İl Kongresi, sabahın erken saatlerden itibaren yoğun güvenlik önemleri altında başladı. Saat 08.00’den itibaren iş başı yapan polise AKP Gençlik İl Örgütü’nün oluşturduğu mavi tişörtlü gençler de stadyum içinde yardımcı oldu. Temizlik işlerini Artem elemanları üstlendi. Tüm stadyumda hizmet veren elemanları saat 07.00’de işbaşı yaptı. Temizlik işçilerine kumanya saat 12.30’da dağıtıldı. Gelen kongre üyelerine de su ve kumanya dağıtıldı.

Sahneye “Bir olduk, birlik olduk… Birlikte Türkiye olduk” yazan bir platform kuruldu. Platformda İstanbul maketi ve o maketin yanında elinde karanfil taşıyan dev bir R. Tayyip Erdoğan maketi var. Stadyumda üzerinde Ak Parti İstanbul 4. Olağan Kongresi yazan bir zeplin uçuruluyor.

Stadyuma aynı zamanda büyük konserlerde kurulan platformdan da kuruldu. Erdoğan’ın, bu platform üzerinden bütün stadyumu gezmesi ve konuşmasını burada yapması bekleniyor. Günler öncesinde AKP bayraklarıyla donatılan stadyum saat 13.00’den itibaren kalabalıklaşmaya başladı. Stadyumda özellikle gençler kalabalığın önemli bir bölümünü oluşturdu.

Engelli vatandaşlar için stat içinde delegelerin de oturacağı yerde ayrı bir bölüm ayrıldı. Aynı zamanda sıcaktan en çok etkilenen bu bölüm saat 14.30’a kadar dolmadı. Oy verme sürecinde delegelerin burada oturması gerekiyor. Fakat sıcak yüzünden insanlar bu alanda durmaktan kaçındığı görüldü.

Stadyum ilçe ilçe ayrıldı. AKP Beyoğlu İlçe teşkilatı, “Beyoğlu seni başka seviyor” pankartı açtı, Maltepe “Büyük usta Maltepe tamam/ Durmak yok yola devam”, Zeytinburnu “Tarih okuyan değil, yazar bir Türkiye için, bugün değil, yarınlar için seninleyiz büyük usta”. Esenler’in pankartı ise “Dünyayı Savunan Adam” oldu. Üsküdar da Erdoğan’ın geçen yıl vefat eden annesiyle fotoğrafını pankart yaptırdı. İstanbul’un fethine iki gün kala Mehter Takımı, “Bu ikinci bir fetihtir” anonsuyla sahne aldı.

GÖVDE GÖSTERİSİ
Adalet ve Kalkınma Partisi İstanbul İl kongresi için TT ARENA Stadı'nda adeta bir gövde gösterisi yapıldı. Bu ay Abdi İpekçi Spor Salonu'nda yapılan CHP İl Kongresi'nin sönük katılımı yanında iktidar partisi kongreyi şova dönüştürdü. İstanbul'un hemen her mahallesinden binlerce otobüs ve araç kaldırılarak stada doğru yola çıkıldı.

Kafileler adeta bir turist topluluğu gibi önlerinde hangi ilçeden geldiklerini gösteren bir levhayla beraber statda daha önce kendilerine ayrılmış olan bölüme geldiler. Yoğun katılım nedeniyle stadın önündeki Fatih Sultan Mehmet Köprüsü yolu ve bağlantı yolları trafiğe kapandı. Partililer bir düzen içerisinde ve kortej halinde stada girdiler. Stat içerisinde kale arkasına platform kuruldu ve buraya Recep Tayyip Erdoğan'ın dev bir maketi konuldu. Aynı şekilde Kızkulesi ve Galata Kulesi maketleri de buraya yerleştirildi. Stadın ortasındaki koltuklar delegelere ayrıldı. Tribünler ile stat arasında bir platform kurularak bir yürüyüş yolu oluşturuldu ve Belediye başkanları ile ilçe başkanları burada yürüyerek partilileri selamladı.

Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can'ın verdiği bilgiye göre sadece bu ilçeden 35 otobüs kalktı. Katılım için Ümraniyelilerden önce isim bildirmeleri istendi. Bildirilen isimlere göre 35 otobüs tahsis edilerek stada gelişler sağlandı. Bu şölenin TT Arena Stadı'nda yapılmasının iki ayrı önemi vardı. İlki şuydu; Başbakan Erdoğan geçen yıl taraftarlar tarafından yuhalandığı bir statda protestolara kitlesel bir yanıt vermiş oldu. Bir diğeri ise kongrenin İstanbul'un fethinin 559. yıldönümüne denk geliyor oluşuydu. Bu nedenle statda Osmanlı mirasını çağrıştıran afişler ve pankartlar da asıldı.

Beylikdüzü İlçe Örgütü Fatih Sultan Mehmet, Sultan Abdulhamit ve Başbakan Erdoğan'ın resimlerini yan yana koyduğu bir afiş astı. Afişte ''Hayaldi gerçek oldu. Ecdadın ruhu sende teselli buldu'' ifadeleri yazıyordu. Bunun yanı sıra oluşturulan platform dışındaki tüm tribünler hınca hınç doluydu. 'Bir olduk, birlik olduk birlikte Türkiye olduk' yazılı dev pankart stadı çevreledi. Ayrıca 2014 seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye ve İlçe Belediye başkanlılığı seçimlerine hazır olunduğu yönünde mesajlar da verildi.

Statda önce mehteran gösterisi yapıldı. Daha sonra AKP'nin seçim marşı çalındı. Şimdi AKP'li Bakanlar ve Milletvekilleri tek tek halkı selamlıyor.

ERDOĞAN'A SEVGİ SELİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın stada gelişiyle beraber büyük bir sevgi gösterisi yapıldı. Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan statda yürüyüş parkurunda yürüyerek bütün partilileri selamdı ve eşiyle birlikte karanfil attı. Buna karşılık partililer slogan atarak çeşitli şekillerde sevgisini ifade ederek karşılık verdi. Bu arada kimi partililer dosya ve mektuplar halinde Başbakan'a dileklerini ilettiler. Erdoğan, 15 dakikalık turundan sonra protokolde kendisine ayrılan yere oturdu. Halen Başbakan halk oyunu gösterisini izliyor. Ön saflarda Erdoğan'la birlikte Bülent Arınç, Abdulkadir Aksu, Ahmet Davutoğlu, Bekir Bozdağ, Ömer Dinçer, Ertuğrul Günay ve Kamu Güvenliği Müsteşarı Muammer Güler var. Son günlerin tartışmalı Bakanı İdris Naim Şahin ise kabineye ayrılan bölümde sondan üçüncü sırada oturuyor.

'SİYASETE İSTANBUL'DA BAŞLADIM'

Başbakan Erdoğan, Türk Telekom Arena Stadı'nda düzenlenen partisinin 4. İstanbul İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, siyasete İstanbul'da başladığını, gençlik kolları başkanlığı'ndan il başkanlığına, oradan büyükşehir belediye başkanlığı görevine kadar, siyaseti, İstanbul'a ve İstanbullu'ya hizmet olarak gördüğünü dile getirdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 9,5 yılda Türkiye'ye çok büyük sevinçler, tarihi nitelikte başarılar, rekorlar yaşattıklarını vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''9,5 yılda Türkiye'yi 3 kat büyüttük. 9,5 yılda Türkiye'yi bölgesel bir güç haline getirdik. Bütün bunları İstanbul'dan aldığımız ilhamla, İstanbul'un bize verdiği güçle yaptık. İstanbul'dan edindiğimiz tecrübeyle, İstanbul'un desteğiyle Türkiye'yi bu seviyelere taşıdık. İçinde bulunduğumuz Seyrantepe Arena bile spor camiası içinde temelini atıp açılışını gerçekleştirdiğimiz Türkiye'nin en büyük en dev stadyumu. Bunlarla şimdi biz gurur duyuyoruz. Bu hareketimizin partimizin küçük beyinlilere karşı ne denli büyük projeleri gerçekleştirdiğimiz noktasında en önemli ispattır. Onun için İstanbul teşkilatımız çok ama çok önemli. Siz, arkamızda durduğunuz müddetçe, siz yanımızda olduğunuz müddetçe, inşallah biz İstanbul'a da, Türkiye'ye de çok daha fazlalarını yaşatacağız. İstanbul bizimle olduğu müddetçe biz, Allah'ın izniyle 21'inci yüzyılı bir Türkiye yüzyılı yapacağız.''

Başbakan Erdoğan, ''Salı günü, AK Parti'nin grup toplantısında bu meseleye (Uludere)daha ayrıntılı şekilde girecek, neyin ne olduğunu, kimin nerede durduğunu, kimlerin kimlerle iş tuttuğunu daha açık şekilde ortaya koyacağım'' diyerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Ama bugün burada, şu Uludere konusuyla ilgili olarak, samimi duygularımı, samimi düşüncelerimi sizlere aktarmak istiyorum. Bakın ben medyaya konuşmuyorum. Ben, bu konuda, bir siyasetçiden, bir Başbakan'dan öte, bir insan olarak, baba olarak, sizin bir kardeşiniz olarak, sadece ve sadece milletime konuşuyorum. Uludere konusunda, kimin ne yazdığını, ne söylediğini, hangi istismarın peşinde olduğunu, hangi odaklara uşaklık yaptığını zerre kadar önemsemiyorum. Bizi, milletimiz anladı, anlıyor ve anlayacak. Onun için biz milletimizle konuşuyoruz. Biz, milletimizle, milletimizin diliyle, gönül diliyle konuşuyoruz. Bugüne kadar biz, aziz milletimizle birlikte yürüdük, milletimizle yürümeye devam ediyoruz.''

Başbakan Erdoğan, bu ülkede, son 30 yıldır devam eden terör eylemlerinde yaklaşık 40 bin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının hayatını kaybettiğini belirterek, şöyle devam etti:

''Binlerce askerimiz, polisimiz, güvenlik görevlimiz bu kanlı eylemlerde şehit edildi. Maalesef, bu topluma, bu millete, işte bu acı ölümleri sorgulama, bunlarla ilgili soru sorma hakkını, fırsatını, imkanını vermediler.

Medya, doğru soruları sormaktan kaçındı. Bazı partiler, şehitlerimiz üzerinden istismar üretti. Bazı partiler, gözlerini kapatarak, ölümlere sessiz kaldı, tepkisiz kaldı, duyarsız kaldı. Bazı partiler, terörü teşvik ederek, dağdaki gençleri teşvik ederek, tahrik ederek kan üzerinden siyaset üretti ve kanla beslendi. İlk kez AK Parti çıktı, bu istismar siyasetine, bu duyarsız siyasete, bu kanlı siyasete duyarlı olmak suretiyle samimiyetle, gönülden, cesaretle 'dur' dedi. Biz, milletimizden hiçbir şeyi saklamadık, saklamayız. Biz, hiçbir hadisenin üzerini örtmedik, örtmeyiz. Tam tersine, biz, tarihin en karanlık dönemlerini, Dersim'i, 12 Eylül'ü, 28 Şubat'ı, 27 Mayıs'ı faili meçhulleri sorgulayan tek partiyiz, özelliğimiz bu.

Yasakları kaldıran, perdeleri kaldıran, sisleri dağıtan, çetelere, karanlık suç odaklarına, cuntaya karşı millet iradesini cesaretle savunan bir partiyiz. Biz, Cumhuriyet tarihinde ilk kez, ret, inkar ve asimilasyon politikalarını ortadan kaldıran, Kürt kökenli vatandaşlarımızla kucaklaşan, bir helalleşme sürecini başlatan bir partiyiz. Hiç kimse bize vicdan dersi, insanlık dersi vermeye yeltenmesin.

Uludere olayı üzerinden, Türkiye'de bir istismar siyaseti, bir istismar kampanyası yürütülüyor. Şunu da buradan açık açık söylüyorum. Uludere üzerinden yürütülen kampanya, sadece ulusal değil, uluslararası bir karalama kampanyasıdır. Bu uluslararası karalama, uluslararası istismar kampanyasının içinde, PKK terör örgütü var, BDP var, CHP var, bir de belli medya kuruluşları var. Uludere'de hepimizi üzen bir hata yapılmıştır. Bakın, olay sınırımızın dışında olduğu halde, bu kişiler terör bölgesinde bulundukları ve yasal olmayan bir iş yaptıkları halde, hataen vurulan bu insanlar konusunda devlet yapması gereken neyse hepsini yapmaktadır. Bugüne kadar sıkıntılarına çare olmak üzere girişimler yapıldı, aileler en üst düzeyde ziyaret edildi.''

Ziyarete eşinin, kızının ve ilgili bakanın eşinin de gittiğini anımsatan Başbakan Erdoğan, ''Yasal tazminatın dışında hesaplarına tazminat ödendi. Mesele orada bırakılmadı. Birileri anlamak istemiyor, görmek istemiyor ama Uludere konusunda adli, idari soruşturma başlatıldı, onlar da şu anda devam ediyor. Mesele kapanmış değil, meselenin üzeri örtülmüş değil, vicdansızca, insafsızca, cahilce yazdıkları gibi, söyledikleri gibi tazminat ödenip kapatılmış değil'' şeklinde konuştu.

'JANDARMA O ARACA ATEŞ AÇSAYDI'
''Cuma günü, jandarma, trafik kontrolünden kaçan araca silahlı müdahalede bulunmadı, bulunamadı. Bakın, bu gerilimi, bu dikkati herkes görmeli, herkes anlamalı. CHP Genel Başkanı, dün, 'o araç o kadar mesafeyi nasıl gitti?' diye soruyor. Hadi o Kemal Kılıçdaroğlu, aklına ne gelirse söylüyor. Akşam bir başka söylüyor, sabah bir başka söylüyor. Ama bu ülkede, sorumluluk sahibi olanların, akıl, vicdan, izan sahibi olanların, bin düşünüp, bir söylemesi gerekiyor.

Eğer o gün jandarma, araca silahlı müdahale etse, aracın içinden siviller çıksa bir felaket olacaktı. Ama eğer, jandarma o aracı takip etmese, o aracı kovalamasa, o zaman da belki bir büyük şehrimizde daha büyük bir felaket yaşanacaktı. Araçta siviller öldürülse, istismarcılar ayağa kalkacak, güvenlik güçlerine var güçleriyle saldıracaklardı. Hantepe'de, Gediktepe'de olduğu gibi. Nasıl orada saldırdılar biliyorsunuz. 'Niye katırları vurmadınız?' dediler, 'Niye seyrettiniz?' dediler. Diyenler işte şu anda farklı yazarlar farklı konuşanlardır. Allah korusun, büyük şehirde bir canlı bomba eylemi olsa, herkes susacak, bazı kendini bilmez BDP'liler de çıkacak, 'savaşta böyle şeyler olur' diyeceklerdi.''

'ZİL TAKIP BASIN TOPLANTISI DÜZENLEYEN ARKADAŞLARINA BAK'
Bunu şu anda BDP'li milletvekillerinin dediğini ifade eden Erdoğan, ''Uludere konusunda, kendini bilmez, terbiye yoksunu, edep yoksunu, güya isminin başında da milletvekili sıfatı olan biri çıkıyor, hem de Meclis çatısı altında, çok çok af edersiniz, 'O emri hangi hayvan verdi?' diyor. Sen, eğer insaniyetten sukut etmiş birilerini görmek istiyorsan, Uludere sonrasında zil takıp basın toplantısı düzenleyen, kahkahalar atan arkadaşlarına bak, orada görürsün onları'' şeklinde konuştu.

Erdoğan, şunları dile getirdi:

''Ben bunlara, bunların kullandığı sıfatla karşılık vermeyeceğim. Ben bunlara, kendilerine çok ama çok yakışan bir sıfatla karşılık vereceğim. Çok da ağır konuşacağım. 'O emri hangi hayvan verdi?' diyenler, Uludere olayında, olayın hemen arkasından zil takıp oynayanlar, 'dağdakiler inmesin' diyenler, 'savaşta olur böyle şeyler' diyenler, bu sıfata dahi layık olmayanlar nekrofillerdir. Yani ölü sevicilerdir. Bu kadar ağır konuşuyorum.

Çünkü bunlar, sadece ve sadece ölüler üzerinden siyaset yürütürler, ölüm olmasa, bunlar siyaset üretemezler. Bakın bir de akbabalar var. Medyada, ölüler üzerinden kampanya yürütenler var. Partiler arasında, acı ölümler üzerinden siyaset yürütenler var.

On yıllardır, demokrasiye müdahale edenlere, kendi alanı dışına çıkanlara çanak tutanlar, bugün kalkmış, bu ülkenin şerefli askerlerine dil uzatıyorlar. Ya siz kimsiniz? Siz, daha düne kadar, birileri karşısında hazırola geçip, selam çakıp, aldığınız emir doğrultusunda köşe yazısı yazıyordunuz. Daha düne kadar, üniformalılar sizi arayıp, yazdıklarınızdan, söylediklerinizden dolayı sizi azarlıyordu. Bunları bu tasmalarından kurtaran biz olduk. Ama bunların boynundaki tasma dün ulusaldı, bugün terfi ettiler, uluslararası tasmaları boyunlarına taktılar.''
Başbakan Erdoğan, salı günü Uludere konusuna tekrar gireceğini hatırlatarak, şunları kaydetti:

''Salı günü inşallah bu Uludere konusuna tekrar girecek, grubumuzla bu meseleyi paylaşacak ve ardından da meseleyi artık yargıya bırakacağız. Ama, bu meseleyi istismar edenlerin, bu meseleden rant devşirmeye çalışanların da maskelerini tek tek düşürmeye devam edeceğiz.

Bakın buradan, Uludereli, Şırnaklı kardeşlerime sesleniyorum. Buradan, bütün Kürt kökenli kardeşlerime sesleniyorum. Buradan, tüm Türkiye'ye, dünyaya sesleniyorum. Biz sizinle, biz milletimizle aracısız konuşuruz. Biz, birbirimizin dilini anlarız. İstismarcılara kulak vermeyin, Uludere üzerinden, ölüm, kan, gözyaşı üzerinden siyaset yapanlara kulak vermeyin.''

9,5 yıldır gönül diliyle konuştuklarını, bundan sonra da gönül diliyle konuşacaklarını, Türkiye'de yaşayanların arasına nifak sokmayacaklarını, yanlarına fitne, fesadı yaklaştırmayacaklarını belirten Başbakan Erdoğan, ''Uludere istismarıyla, kardeşliğimizin yıpratılmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Kardeşliğin, birliğin, beraberliğin düşmanlarına, Türkiye'nin hasımlarına asla ama asla fırsat vermeyeceğiz. Burada tekrar ediyorum. Demokrasiden, demokratikleşmeden, reformlardan, yatırımlardan asla taviz yok. Aynı şekilde, terörle kararlı şekilde mücadeleden asla taviz yok'' diye konuştu.

''Pınarbaşı'nda şehit olan kardeşimizi buradan bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Allah rahmet etsin, mekanı cennet olsun diyorum. Ailesine, milletimize baş sağlığı diliyorum. Yaralılarımıza Rabbımdan şifa diliyorum'' diye konuşan Erdoğan, Uludere'de ölenleri de buradan bir kez daha rahmetle yad ettiğini kaydetti.

Erdoğan, sınırda nöbet tutan, operasyonlarda vatanı için göğsünü siper eden güvenlik güçlerimize Allah'tan sabır, güç, cesaret niyaz ediyorum. Allah onların yar ve yardımcıları olsun diyorum'' dedi.


 

Radikal, 27.05.2012


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.