Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > AKP'den suç duyurusu

AKP'den suç duyurusu

AKP yöneticileri, Genelkurmay Harekat Başkanlığında hazırlandığı iddia edilen “İrticayla Mücadele Eylem Planı” ile ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.

Hürriyet, 16.09.06

AKP Genel Sekreteri İdris Naim Şahin ve AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Ankara Adalet Sarayı'na gelerek, Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Boyrazoğlu'nun makamına geçti.

Şahin ve Bozdağ, hazırladıkları suç duyurusu dilekçesini, Cumhuriyet Başsavcılığına sundu.

YASA DIŞI ÇALIŞMALAR HUKUK DEVLETİNDE ASLA KABUL EDİLEMEZ

AKP yöneticilerince Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan suç duyurusu dilekçesinde, “Hukukun koruması altında bulunan bir siyasi partinin ve onun kurduğu hükümetin ortadan kaldırılması, görevlerini kısmen veya tamamen yapamaz hale getirilmesine yönelik yasa dışı çalışmalar bir hukuk devletinde asla kabul edilemez ve cezasız bırakılamaz” denildi.

AKP Genel Sekreteri İdris Naim Şahin ve AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ tarafından, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına iletilmek üzere, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan suç duyurusu dilekçesinde, Taraf Gazetesinin 12 Haziran 2009 tarihli nüshasında, çeşitli ifadelerin içerisinde yer aldığı bir belgenin, “AKP ve Gülen'i Bitirme Planı” manşetiyle yayınlandığı kaydedildi.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Cumhuriyetin nitelikleri” kenar başlıklı 2. maddesinde, “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal hukuk Devletidir” denildiği belirtilen dilekçede, “Parti kurma, partilere girme ve partilerden ayrılma” kenar başlıklı 68. maddesinin iki ve üçüncü fıkralarında ise “Siyasi partiler, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlardır. Siyasi partiler önceden izin almadan kurulurlar ve Anayasa ve kanun hükümleri içerisinde faaliyetlerini sürdürürler” hükümlerinin yer aldığı ifade edildi.

Cumhuriyetin önemli niteliklerinden biri olan demokrasinin, siyasi yönetimin meşruiyetini yönetilenlerin rızasına ve temsiline dayandıran bir yönetim biçimi olduğu vurgulanan dilekçede, şunlar kaydedildi:

“(Halkın iktidarı) anlamına gelen demokrasi, eşitlik, özgürlük ve çoğulculuk gibi değerleri öne çıkaran toplumların yegane siyasi tercihidir. Çağdaş demokrasilerin temel ilke ve özellikleri; serbest ve düzenli seçimler, çoğulculuk ve siyasi yarışma, insan hakları, hukuk devleti ve temel politikaları belirleme yetkisine seçilmişlerin sahip olmasıdır. Demokrasiyi diğer yönetim biçimlerinden ayıran temel özellik, yönetilenlerin kendileriyle ilgili karar ve kuralların oluşturulması sürecine katılmalarıdır.

Bu bağlamda, halkın yönetime katılımının başlıca aracı olan siyasi partiler, demokrasilerde merkezi bir role ve öneme sahiptirler. Siyasi partiler, toplumdaki farklı düşünce ve görüşleri siyasi alana taşıyarak, halkın temsili, siyasi iktidarın kullanılması ve muhalefet işlevlerini yerine getirirler. Onun için siyasi partiler demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları olarak kabul edilmektedir.

Bu kabulün bir sonucu olarak modern demokrasiler, aynı zamanda (partiler demokrasisi) olarak da anılmaktadır. Demokrasiyi geliştiren siyasi partilerdir ve siyasi partiler olmadan demokrasi düşünülemez. Bu nedenledir ki siyasi partiler, sahip oldukları vazgeçilmez konumları sebebiyle hukuki güvencelere kavuşturulmuştur.

Mezkur belgede ise hukuk devletinin gereklerine uygun ve demokratik yollarla iktidara gelen ve hükümet etmekte olan Partimize yönelik olarak asılsız, haksız, mesnetsiz, gerçeklerle asla bağdaşmayan hayali suçlamalarda bulunularak, demokratik olmayan yöntemlerle ve hukuka aykırı bir şekilde iktidardan uzaklaştırılmasının planlandığı görülmektedir.”

Habere konu belgede yer alan ve “suç teşkil eden” ifadelerin, “AK Parti'nin Türkiye'de ve dünyada farklı bir konumda gösterilmesine sebebiyet verecek nitelikte olduğu” ifadelerine yer verilen suç duyurusu dilekçesinde, “Partimizin kişilik haklarına saldırının ötesinde, iftira niteliğinde çalışma yapılmasının planlandığı, bu çalışmaların gerçekleştirilmesine yönelik olarak illegal bir yapılanma suretiyle suç örgütlenmesine gidildiği haberin içeriğinden anlaşılmaktadır” denildi.

Dilekçede, “hukukun koruması altında bulunan bir siyasi partinin ve onun kurduğu Hükümetin ortadan kaldırılmasının, görevlerini kısmen veya tamamen yapamaz hale getirilmesine yönelik yasa dışı çalışmaların, bir hukuk devletinde asla kabul edilemeyeceği ve cezasız bırakılamayacağı” vurgulandı.

AKP Genel Sekreteri İdris Naim Şahin'in imzasıyla sunulan suç duyurusu dilekçesinde, “gerekli soruşturmanın yapılarak suç fail veya faillerinin ortaya çıkarılması ve cezalandırılmaları hususunda gereğinin yapılması” talep edildi.

SUÇ DUYURUSU HABERDE İSMİ GEÇEN KİŞİLERE

AKP Genel Sekreteri İdris Naim Şahin, “AK Parti tüzel kişiliği adına” bulundukları suç duyurusunun, “haberde ismi geçen kişilere karşı” olduğunu söyledi.

Şahin, AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ ile suç duyurusu dilekçesini Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına vermelerinin ardından Ankara Adalet Sarayı önünde bekleyen gazetecilere açıklamada bulundu.

“Taraf Gazetesinde 12 Haziran 2009'da yayınlanan bir belge ve ona bağlı habere dayalı olarak, AKP'nin tüzel kişiliğini temsilen” suç duyurusunda bulunduklarını belirten Şahin, bundan sonraki değerlendirmeyi adli makamların yapacağını bildirdi.

Suç duyurusu dilekçesinde şüpheli olarak herhangi bir ismin geçip geçmediğine ilişkin soruya, Şahin “Hayır, sadece haber ve habere konu olan eylem planı ve gazetede yer alan haberin hukuki değerlendirilmesi ifade ediliyor. Dilekçemizde onun dışında bir şey yok” karşılığını verdi.

Bir gazetecinin, “Bu suç duyurusu kime karşı” sorusuna Şahin, “Haberde ismi geçen kişilere karşı” karşılığını verirken, suç duyurusu dilekçesinde isnat edilen suç maddesinin tayininin ve tashihinin savcılığa ve gerektiğinde mahkemeye ait olduğunu ifade etti.

Şahin, bir gazetecinin, “Başsavcı ile görüştünüz. İstanbul'daki davayla dosyanın birleştirilmesi hakkında herhangi bir bilgi verildi mi?” sorusuna, “Hayır. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımızın kendisine göre bir inceleme yaptığını biliyoruz, ama bizim şikayetimiz İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına, görevli başsavcılık aracılığıyla gidecek” yanıtını verdi.

AKP Grup Başkanvekili Bozdağ da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmek üzere suç duyurusu dilekçesini verdiklerini ifade ederek, dilekçenin özetle, habere ilişkin konunun araştırılması, suçun fail veya faillerinin tespiti ve cezalandırılması için gerekli işlemlerin yapılmasını içerdiğini belirtti.

Bir gazetecinin, suç duyurusunda bulunmalarının ardından telefonla yaptığı görüşme üzerine, “Sayın Başbakan ile son değerlendirmeyi de yaptınız herhalde” sözleri üzerine Bozdağ, “Tabii, şu anda bunlarla ilgili görüşmeler yapılmıştır. Bizim dilekçemizin içeriği özetle konuyla ilgili fail veya faillerin tespiti ve tecziyesi hususu talebini içermektedir. Bununla ilgili süreç bundan sonra adli makamlarca yürütülecektir” dedi.


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.