Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Erdoğan: ‘Başkanlık’ta kararı halk verir

Erdoğan: ‘Başkanlık’ta kararı halk verir
Başbakan Erdoğan İtalya ziyareti dönüşü Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilern sorularını yanıtladı. Erdoğan Başkanlık sistemiyle ilgili olarak "Bu konuyla ilgili demokrasinin bir tartışma rejimi olduğunu kavramamız lazım. Nihayetinde bunun kararını halk verir." diye konuştu.

GENELKURMAY BAŞKANININ ABD ZİYARETİ

- Öncelikle Genelkurmay Başkanımızın yaptığı ziyaret, Genelkurmay Başkanımıza oradan yapılan bir davettir. Genelkurmay Başkanımızın ABD'ye ziyaretinden daha tabi bir konu olamaz.

KILIÇDAROĞLU'NA YANIT

-  Sayın Kılıçdaroğlu siyasetin adap yönünü iyi anlayamadı. Önce eleştiri ve hakaret kelimelerini iyi anlaması lazım. Bu tür hakaretlere de herkesin aynı şekilde katlanması gerektiğini ifade ediyor. Bir defa kimsenin kimseye hakaret yetkisi yoktur. Böyle bir hakkı da yoktur. Eleştiri yapabilirsin bu eleştirileri zaten herkes her zaman yapıyor. Ama kalkıp da Türkiye’de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin başında bulunan paşa ki bu olayı sadece genelkurmay başkanı olarak değerlendirmek yanlış olur. Genelkurmay başkanından al diğer paşalara, geçmişte ölmüş olan ki Gazi Mustafa Kemal’e kadar... Çünkü orada bir isim verilmiyor zaten paşa deniliyor. Paşa denildiği zaman ta oraya kadar bu yaslanır. Orada yapılan benzetme talihsiz bir benzetmedir. Ama bu zat ne yazık ki bütün kaleminden hep pislik akan bir zat olduğu için bu tür şeyleri yapıyor. Burada Sayın Kılıçdaroğlu önce o makamlarda bulunan silahlı kuvvetlerimizin mensuplarına sahip çıkması gerekirken ‘niye cevap verdi’ diyor, ne yapacaktı?”

- Bugüne kadar genelkurmay başkanımızın sitesinde birkaç cevap vardır. Ama bundan önce gün geçmiyordu, hafta geçmiyordu ki cevaplar oluyordu o zaman Kılıçdaroğlu neredeydi, niye onlara kalkıp da bu noktada en ufak bir değerlendirme yapmamışlardı? O zaman hep sustular, neden? Bunun da cevabını vermeleri lazım. Bence şu anda paşaların bu işin hukuki yönünde de haklarını aramaları lazım. Bakın daha önce bir başka gazete, bu denli bir hakaret söz konusu değildi. Böyle bir yazı orada yazılmıştı, kalktılar bütün paşalar dava açtılar, davayı da kazandılar. Burada hakaret var. Orada onbaşılık, generallik gibi bir şey söz konusuydu. Ama burada bir köpekle benzetme yapılıyor. Sayın Kılıçdaroğlu muhalefet etsin. Ben şu anda hem Başbakan sıfatıyla konuşuyorum, hem Ak Parti Genel Başkanı olarak konuşuyorum, bu tür bir hakarete o makamın ve o makamda bulunanların eyvallah etmemeleri gerekir.

BAŞKANLIK SİSTEMİ

- Demokrasinin bir tartışma rejimi olduğunu kavramamız öğrenmemiz lazım. Her şeyi tartışmalıyız, konuşmalıyız ve bundan da çekinmemeliyiz. Nihayetinde bunun kararını kim verir? Halkımız. Şu anda bir yeni anayasa yapılacak, yapılmasına çalışıyoruz. Bu yeni anayasa çalışmaları içerisinde başkanlık veya yarı başkanlık o da tartışılır. Yeni anayasada bu yerini alır veya almaz bu ayrı bir konu.

TEK DİN DİL SÜRÇMESİ

- O gün orada 'tek vatan' yerine tek dini söylemiş oldum. Bu bir dil sürçmesidir. Bunu farklı yere çekmelerine gerek yok, çünkü bunların bu şekilde bizim bunu nasıl söylediğimiz zaten partinin kuruluşundan bu yana bellidir ve onu ben böylece düzeltmiş olayım.

28 ŞUBAT SORUŞTURMASI

- 28 Şubat'la ilgili bir süreç işliyor. Böyle tek dalga, ikinci dalga... Böyle dalgalar arka arkaya geldikçe bu dalgalarda ülke boğulur. Bu kadar bu iş uzatılmamalı. Bu ülkede o dönemin sıkıntısını yaşamış olanlar bu süreç başladığında hakkını arayacaktır. Ben de hakkımı arayıp aramama kararını bu süreç başladığı zaman veririm.

Hürriyet, 08.05.2012

PFDK kararı hakkında konuştu
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'nun (PFDK) aldığı kararlarla ilgili konuştu.

Bir basın mensubunun, "PFDK'nın kararları sonrası kulüpler ceza almadı ve kişisel cezalar aldı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki sorusuna Başbakan Erdoğan, şu yanıtı verdi;

"Fenerbahçe'nin kongre üyesiyim. Taraftar olmanın ötesindeyim ama ben bu konuda konuşamam. Konuştuğum zaman yanlış olur. Ama benim ilkeler üzerinden, bildiğiniz gibi Sayın Platini'ye de söylediğim, UEFA'nın buradaki kongresinde yaptığım konuma var. Orada da söyledim. Söylediğim şey şu; Bize göre, ki ben demokrasilerde de bunu savunurum. Siyasi partiler açısından da bunu savunuyorum. Tüzel kişiler cezalandırılmamalı. Gerçek kişiler cezalandırılmalı. Siz tüzel kişileri cezalandırdığınız zaman, o tüzel kişiliğe gönül veren binlerce, onbinlerce, milyonlarca insanı cezalandırıyorsunuz. O tüzel kişilikte yetkiyi almış, suçu işleyenler varsa, onlar cezalandırılsın. Niye kalkıp da o tüzel kişilik cezalandırılıyor. Şimdi futbol kulüplerinde böyle kulüp kapatma başlamadı, yarın bir de onlar başlarsa, bu iş nerelere gider, neler getirir, neler götürür bilemem ama siyasi partilerde biliyorsunuz artık bu işten gına getirdik. 4 kere 5 kere kapatılan partiler var. Ne oldu yani kapattınız partileri de o partiler yok oldu mu? Hatta bazıları güçlenerek geldi. Ama bazıları içinden partiler çıkardı. Onlar da bu ülkede çok daha güçlü bir şekilde hizmet ediyorlar. Bunları da artık birilerinin görmesi lazım."

Hürriyet, 08.05.2012


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.