Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Arınç: Askeri mahkemenin kararı tartışılmalı

Arınç: Askeri mahkemenin kararı tartışılmalı

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' hakkında askeri mahkemece konulan yayın yasağının kamuoyunda tartışılması gerektiğini söyledi. Arınç, Ergenekon davasını yürüten sivil mahkemenin böyle bir ihtiyaç duymadığını ifade etti.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Anadolu Ajansı'nı ziyarettinde, askeri mahkemenin 'İrticayla Mücadele Eylem Planı'na koyduğu byayın yasağına değindi.

Arınç, bir gazetecinin, bir basın organında yayımlanan haberde yer alan ve Ergenekon davası sanıklarından Serdar Öztürk'e ait olduğu iddia edilen belgeye ilişkin sorusu üzerine, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesi'nin dün bununla ilgili yayın yasağı getirdiğini ve belgelerden örnek alması haklarının kısıtlanmasına karar verdiğini hatırlattı.

Arınç, ''Şüphesiz anayasamızın amir hükmü basının hür olması ve sansür edilememesidir. Bu konuda bir kısıtlama kararının getirilmesi, doğrusu bizi memnun etmez. Çünkü halkın bilgilenme hakkı bizim için çok önemlidir, özgürlükler önemlidir. Ancak hem anayasamızda, hem de Basın Yasası'nın 3. maddesinde milli güvenlik, kamu düzeni vesaire gibi sebeplerle bu hakkın kısıtlanabileceği de ön görülmüştür. Dolayısıyla gerçekten tehlike ve vahamet arz eden bazı konular olursa bu konuda mahkemelerin kısıtlama kararı getirmesi de görevleri icabıdır'' dedi.

Birkaç günden bu yana bu husus üzerinde yayınlar yapıldığını, Ergenekon davası kapsamında Silivri'de Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan yargılamada sanık durumunda bulunan Serdar Öztürk'ün, ev, iş yeri ya da ofisinde gerçekleştirilen aramada ele geçirilen bir belgeden bahsedildiğini hatırlatan Arınç, dikkat çeken ilk konunun, askeri mahkemenin böyle bir karar verip veremeyeceği olduğunu söyledi.

Arınç, ''Genelde bu tür haberler üzerine sivil mahkemelerin, savcıların talebi üzerine veya bizzat kendisinde dava görülen mahkemelerin talebi üzerine karar verilebildiği görülüyor. Askeri mahkemelerin böyle bir karar vermesi konusunda sadece bir örnekten bahsedilebilir. Aktütün Karakolu'na yapılan baskınla ilgili böyle bir karar geçmişte alınmıştır. Demek ki askeri mahkeme kendisini bu konuda yetkili ve yeterli görmektedir'' dedi.

Kararın içine bakıldığında bazı konuların dikkat çektiğini anlatan Arınç, ''Öncelikli olarak Silivri'de bir dava görülüyor. Bunun bir örgüt davası olduğunu da biliyoruz. Bu davada sanık olarak görünen bir kişinin ofisinde ele geçirilen bir belge varsa davayı gören mahkemenin bu konuda bir yayın yapma yasağı getirmesi ve bunu talep etmesi söz konusu olabilir'' dedi.

"ASKERİ MAHKEMENİN KENDİNİ YETKİLİ GÖRMESİ..."
Arınç, ''Yoksa henüz soruşturma safhasına geçildiğini yeni bildiğimiz bir konu üzerinde askeri savcılığın kendisini yetkili görmesi tartışılır bir konudur. Asıl dava Silivri'de ağır ceza mahkemesi tarafından görülmektedir. Oradaki savcılığın veya mahkemenin bu konuda bir ihtiyaç gördüğünü söylemek durumunda değiliz.

Kaldı ki, bu belgeyle ilgili olarak bu örgüt davasını takip eden savcılar bir inceleme, soruşturma yapacaklarsa bununla ilgili soruşturma safhası devam ediyor demektir. Dolayısıyla yeni bir iddianame hazırlanması, hem bu sanık, hem de bu sanıklarla irtibatlı olduğu bilinen kişiler varsa onlarla ilgili yeni bir dava açılması veya takipsizlik kararı verilmesi mümkündür. Dolayısıyla savcılar tarafından inceleme yapılan bir konuda askeri savcılığın kendini yetkili görmesi ve askeri mahkemeden bir karar çıkartması dikkatimizi çekmektedir'' dedi.

Bu belgeyle ilgili henüz bir suçlama ve suç tasnifi yapılmadığını, belgenin hangi suça ve örgüte işaret ettiği, gerçek olup olmadığı konusunda henüz bir soruşturma sonuçlanmadığını, iddianame tanzim edilmediğini veya takipsizlik kararı verilmediğini belirten Arınç, ''Dolayısıyla soruşturmayı yapanlar sivil savcılarsa ve görülmekte olan davayla ilgi ve irtibatı da henüz ortaya çıkmamışsa, bu belge üzerinde bir yayın yapma yasağının askeri mahkeme tarafından kendisini görevli addederek bir karar verilmesini ben doğrusu çok ilginç buluyorum'' diye konuştu.

''SİVİL YARGIYA AİT BİR KURUMDUR''
Mahkeme kararları üzerine itirazın mümkün olduğunu, zaten mahkeme kararının sonunda da ''en yakın askeri mahkemeye itiraz edilebileceğinin'' ön görüldüğünü anımsatan Arınç, ''Ancak, burada tartışma konusu olacak şeylerden bir tanesi, buna sivil savcı ve mahkemelerin mi karar vereceği, yoksa askeri mahkemelerin askeri savcının talebi üzerine karar verip veremeyecekleridir. Benim şahsi düşünceme göre, henüz çok fazla detaylarıyla incelememiş olmakla birlikte, bu belgenin 'Ergenekon Terör Örgütü' ismiyle bilinen ve halen yargılaması devam eden bir davanın sanıklarından birinin evinde veya iş yerinde ele geçirilmiş olması dolayısıyla bu davayla ilgi ve irtibatı bulunmaktadır.

Bu davayı gören Ağır Ceza Mahkemesi'dir. Ağır ceza mahkemesi sivil yargıya ait bir kurumdur. Dolayısıyla onun gerek görmesi halinde bir yayın yasağı getirilmesi veya belgelerden örnek elde etme imkanının kısıtlanması söz konusu olabilir diye düşünüyorum'' şeklinde konuştu.

Bu konuda yeterli inceleme yapılmasını ve özellikle basın kuruluşlarının harekete geçmesini öneren Arınç, ''Benim basından sorumlu veya medya ile ilişkili bir Başbakan Yardımcısı olarak söyleyebileceğim şey, elbette kamu düzeni, milli güvenlik önemlidir. Elbette belgelerin karartılması ve çok kuvvetli şüphe veya delil varsa bunun üzerinde bir yayın yasağı getirilmesi mümkündür. Ancak böyle bir durum var mıdır, böyle bir durum varsa kararı hangi mahkeme almalıdır, bu konuda hukukçularımızın harekete geçmesini ve basın kuruluşlarımızın basının hukukuna sahip çıkmasını temenni ediyorum. Ben de olayı ayrıca kendi açımdan takip etmeye devam edeceğim'' şeklinde konuştu.

Arınç, ziyareti izleyen gazetecilerin, ''Bir kaç ay önce 'Ergenekon kapsamında tutuklanan bazı komutanlarla iyi ki savaşa girmemişiz' demiştiniz. Bu belge de sizi haklı çıkartıyor gibi. Bu konudaki düşünceniz nedir?'' sorusuna, ''Bu konuda ben yorum yapmam. Ama söylediğiniz durumla ilgili bugün önemli bir genel yayın yönetmeninin köşesinde bir yorum yapılmıştır. Ben bunu tüm halkımızın ve kamuoyunun dikkatlerine sunuyorum. Yoksa hükümet içerisinde yer alan bir bakan olarak benim tekrar bu konuşmam üzerinde bir şeyler söylememe gerek yok sanıyorum'' yanıtını verdi.

ntvmsnbc.com, 13.06.09


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.