Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > 28 Şubat soruşturmasına Hükümet ne dedi?

28 Şubat soruşturmasına Hükümet ne dedi?
28 Şubat gözaltılarıyla ilgili hükümetten ve AK Parti milletvekillerinden açıklamalar ardı ardına geldi. Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, ''Türkiye'de artık dizginleri halk, millet, eline aldı. Dolayısıyla bu sürecin içinde aktif aktör olarak rol almış olanların hak ettikleri cezayı görmeleri hukuk devletinin gereğidir'' dedi. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, 28 Şubat soruşturması kapsamında yapılan aramalara ilişkin "Cumhuriyet savcıları hangi saikle bu işi başlattı, bilemiyoruz ama sonuç itibarıyla başlatılmış olması son derece önemlidir." Şeklinde konuştu. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise, 28 Şubat soruşturmasına ilişkin olarak, ''Türkiye, geçmişteki bazı karanlık fasıllarını aydınlatmaya çalışıyor, işin özü bu...'' ifadesini kullandı

Gümrük ve Ticaret Bakanı Yazıcı: Türkiye'de artık dizginleri halk, millet, eline aldı

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, 28 Şubat Soruşturması kapsamında çıkarılan gözaltı kararının son derece önemli gelişme olduğunu söyledi. Yazıcı, ''Türkiye'de artık dizginleri halk, millet, eline aldı. Dolayısıyla bu sürecin içinde aktif aktör olarak rol almış olanların hak ettikleri cezayı görmeleri hukuk devletinin gereğidir'' dedi.

Bakan Yazıcı, ''15. Geleneksel Tüketici Ödül Törenine'' katılmak için geldiği Marriot Otel'de gazetecilerin sorularını cevapladı. 28 Şubat Soruşturması kapsamında alınan gözaltı kararlarıyla ilgili soru üzerine Yazıcı, ''Bunlar son derece önemli gelişmeler. Türkiye'de artık dizginleri halk, millet, eline aldı. Temsilcileri aracığıyla bu süreci daha çok demokrasi, hak ve özgürlük, 'egemenlik bana aittir' diyerek yoluna devam ediyor. Temsilcilerini belirlerken bu ölçütü gözetiyor'' diye konuştu.

-''Kimsenin endişeye kapılmasına gerek yok''

Meclis'te dün darbe süreçlerinin araştırılması için tüm grupların iştirakiyle araştırma komisyonu kurulması kararı alındığını hatırlatan Yazıcı, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Geçen hafta 12 Eylül darbecilerinin duruşması yapıldı. Bugün de 28 Şubatla ilgili daha önce başlatılan soruşturma inceleme kapsamında birtakım yerlerde araştırma yapılıyor. O dönemin bazı simalarının, önde gelenlerinin gözetim altına alındığını izliyoruz. Hükümetimiz, insanımızın yediği içtiğine hassasiyet gösterirken, o alanda temizlik yapıyor... Bu tür operasyonların, sorgulamalar, yargılama süreçleriyle de demokratik alandaki, varolan engelleri ortadan kaldırarak, bir de o alanda temizlik yapmak anlamına geldiğini düşünüyorum.... Bunun hayırlı sonuçlar doğuracağını umuyorum. Türkiye'de gerçekten hak ve özgürlükler alanında demokratik standartlar açısından baktığımızda, trend yükseliyor. Bunlar sevindirici. Hukuk devletinde kimsenin kaygıya, endişeye kapılmasına gerek yok. Çünkü hukuk devleti herkesin, her iş ve işlemi ne hukukun üstünde ne altında olmasını öngörüyor. Hukuk devleti, bütün süreçlerin hukukun içinde ve hukuki ölçütlere göre icra edilmesini gerekli kılar. Yargı süreci bu ölçü içinde sürecek. Hepimiz yargıya güvenmeliyiz.''

Hakimliğin önemli bir meslek olduğuna dikkati çeken Yazıcı, ''Dolayısıyla bu sürecin içinde aktif aktör olarak rol almış olanların hakettikleri cezayı görmeleri hukuk devletinin gereğidir. Bu sürece katılmış gibi gözükenler varsa, onlar da ayıklanacak. Bu ayıklama da insanların hak ve hukuku açısından önemlidir'' ifadesini kullandı.

Bekir Bozdağ: Pek çok mağduriyet yaşandı, sürecin başlamış olması önemli

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, 28 Şubat sürecinde pek çok mağduriyet yaşandığını belirterek, ''Bunlara ilişkin maddi gerçeklerin, bizim gördüğümüz gerçeklerle ne kadar örtüşüp örtüşmediğini herkesin bilme hakkı var'' dedi.

Bozdağ, TBMM'de bir grup gazetecinin, 28 Şubat soruşturması kapsamında yapılan arama ve gözaltı kararına ilişkin sorularını yanıtladı.

Bunun bir yargılama süreci olduğunu ifade eden Bozdağ, ''Soruşturmayı yürüten savcılık makamı, soruşturma makamının talebi doğrultusunda gerçekleştirilen adli işlemler var. Bunun sonucunu beklemek lazım. İfade alma, devamında neler olacak, hep beraber göreceğiz'' dedi.

Türkiye'de hukukun işlemesi, demokrasinin güçlenmesinin son derece önemli olduğunu dile getiren Bozdağ, TBMM'de dün darbelerle ilgili araştırma komisyonu kurulduğunu anımsattı. Bozdağ, TBMM'nin darbeleri, muhtıraları millet adına inceleyip, millete ödettiği bedelleri, verdiği zararları ortaya koyacak bir çalışmayı gerçekleştireceğini belirterek, bunun, TBMM için ''tarihi bir adım'' olduğunu kaydetti. Bozdağ, parlamentonun, bugüne kadar böyle bir adım atmadığını, ilk kez 24. Dönem Parlamentosu'nun attığını söyledi.

Bozdağ, 12 Eylül'ün yargılanmasıyla ilgili 4 Nisan'da başlayan duruşmanın, demokrasi ve hukuku güçlendiren son derece önemli bir adım olduğunu ifade etti.

-''Sürecin başlaması önemli''-

28 Şubat'la ilgili başlatılan hukuk sürecinin de önemine işaret eden Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bu süreç içinde Cumhuriyet savcılarının araştıracağı hususlar, ortaya çıkan deliller ve durumlar neyse, ona göre bir sonuç çıkacaktır. İddianame düzenlenirse orada göreceğiz, sağlıklı bir değerlendirme yapma imkanı bulacağız. Herkes birşey de hemfikir; 28 Şubat süreci olağanüstü bir süreç, olağandışı işleyen bir süreç. Bu sürece dahil pek çok mağdurlar var, sıkıntılar yaşandı, olaylar oldu. Bu sürece dahil, bugüne kadar bir hukuki soruşturmanın yapılmaması veya yapılamamış olması, herkes tarafından dile getirdi. Parlamentoda CHP, defalarca 28 Şubat süreciyle ilgili soruşturma yapılmadığını dile getirdi. Yazarlar, başka siyasi partiler de dile getirdi. Toplumun her kesiminden de bu konuyla, adli sürecin başlatılmasıyla ilgili talepler yükseliyor, değerlendirmeler yapılıyor.

Cumhuriyet savcıları hangi saiklerle bu işi başlattığını bilemiyoruz. Ama başlatılmış olması, son derece önemlidir. Türkiye'nin geçmişinde, karanlık olan hususların bırakılmamasını önemsiyorum. Bu süreç, belki 28 Şubat sürecine ilişkin bilmediğimiz maddi gerçekleri ortaya çıkaracak ve bu süreci ayrıntılı şekilde aydınlatma imkanı, fırsatı verecektir. Sonucu beraber göreceğiz, şimdiden, 'şöyle olur, böyle olur' deme imkanımız yok. Savcılar, takipsizlik mi verecek, iddianame mi düzenleyecek, bunları sürecin sonunda göreceğiz. Ama sürecin başlaması son derece önemli.''

-''Kılıçdaroğlu'nu telaşlandıran nedir?''-

Bozdağ'a, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, konuya ilişkin ''Adalet intikam duygusuyla aranırsa, orada adalet olmaz'' değerlendirmesi de soruldu.

Kılıçdaroğlu'nu, çelişki içinde gördüğünü ifade eden Bozdağ, Kılıçdaroğlu, CHP grup başkanvekilleri ve pek çok CHP'linin, 28 Şubat sürecine ilişkin soruşturmayla ilgili sözlerinin bulunduğunu belirtti. Bozdağ, Cumhuriyet savcılarının, böyle bir süreci başlattığında, savcılara intikam duygusuyla hareket ettikleri ithamını içeren bir yaklaşımı, doğru bulmadığını kaydetti.

Yargılama ve soruşturma süreçlerinin, Anayasa ve kanunlar çerçevesinde yapıldığını ifade eden Bozdağ, şöyle konuştu:

''Bunları yapanlara, 'intikam duygusuyla hareket ediyor' diye bakarsanız, o zaman hiçbir adli süreci işletme imkanı bulamazsınız. Sayın Kılıçdaroğlu'nu, burada telaşlandıran nedir bilemiyorum, henüz ortaya çıkan, esasına ilişkin bir şey de yok, yeni başlayan bir süreç var. CHP'nin Genel Başkanı, çok büyük bir telaş içine düşmüş gözüküyor. Hemen yargıyı intikamcılıkla itham edebilecek bir noktaya gelmiş. Fevkalade yanlış bir yaklaşım olarak görüyorum. Yargı süreçleri, intikam süreçleri olarak değerlendirilemez. Hukukun işleyen bir sürecidir bu. Bir yandan parlamentoda 28 Şubat darbe sürecinin araştırılmasına 'evet' deyip, öte yandan adli sürece gelince buna 'intikam' demek, büyük bir çelişkidir.''

-''Mağduriyetler yaşandı''-

Bozdağ, 28 Şubat sürecinde yapılan her şeyin hukuki, MGK kararları çerçevesinde yapıldığına yönelik değerlendirmelerin anımsatılması üzerine, ''MGK kararları, Batı Çalışma Grubu, başka şeylerle ilgili, bunların hukuksal boyutuyla ilgili, kanuna aykırı işler mi değil mi, bu noktada bir değerlendirme, inceleme yapmadım, yapacak değilim de böyle bir yetkim de yok. Cumhuriyet savcılarının adli makamların yapacağı iştir. 28 Şubat sürecinde çok büyük mağduriyetler yaşandı, sıkıntılar oldu, pek çok kişi işinden, kamu görevinden oldu, başka sorunlar oldu, Hükümet düştü, yeni hükümetler kuruldu, bir sürü olaylar oldu. Bu hadiselerle ilişkin maddi gerçeklerin, bizim gördüğümüz gerçeklerle ne kadar örtüşüp örtüşmediğini herkesin bilme hakkı var. Şu aşamada bunlara dair detaylı değerlendirme yapmak, devam eden sürece ilişkin doğru olmaz. Hukuki bir süreç var. Onu yargı sürecinin sonunda göreceğiz'' diye konuştu.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek: Türkiye, geçmişteki bazı karanlık fasıllarını aydınlatmaya çalışıyor, işin özü bu

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 28 Şubat soruşturmasına ilişkin olarak, ''Türkiye, geçmişteki bazı karanlık fasıllarını aydınlatmaya çalışıyor, işin özü bu...'' dedi.

15. Avrasya Ekonomi Zirvesi'ne katılmak üzere geldiği İzmir'de, partisinin il başkanlığını ziyaret eden Şimşek, soruları yanıtlarken 28 Şubat sürecine ilişkin başlatılan soruşturmayı değerlendirdi.

Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu ifade eden Şimşek, ''Türkiye, geçmişteki bazı karanlık fasıllarını aydınlatmaya çalışıyor, işin özü bu... Türkiye bir hukuk devletidir ve son yıllarda gerek demokratikleşme, gerek temel hak özgürlükler anlamında çok önemli mesafeler katetti. Bunu milletin desteğiyle yapabildik. Milletin iradesini üstün kılma çabasının bir sonucu tüm bu geldiğimiz nokta. Bugünkü operasyonları da o çerçevede görmek lazım. Yargının aldığı bir karar, bu çerçevede değerlendirmek lazım'' diye konuştu.

''28 Şubat süreciyle ilgili dava açılması halinde AK Parti müdahil olacak mı?'' sorusuna Şimşek, şu yanıtı verdi:

''Tabii ki. 28 Şubat gibi, 12 Eylül gibi, bu türden fasılların bir daha yaşanmaması, bu tür müdahalelerinin tahayyül bile edilememesi için tabii ki bizim taraf olmamız lazım, vatandaş olarak, millet olarak... Sadece parti olarak değil, herkesin burada taraf olduğu çok açık. Ben hükümetimiz adına bir şey söylemiyorum, yanlış tarafa çekilmesin ama genel anlamda tabii ki, hükümet olarak vatandaş olarak hepimiz tarafız, ileri demokrasinin temel hak ve özgürlüklerin, milletin iradesinin en güçlü şekilde, en üst düzeyde hissedilmesi anlamında biz hepimiz tarafız.''

-Suriye'deki gelişmeler-

Şimşek, bir gazetecinin, ''Türkiye'nin Suriye'ye müdahale edeceği yönünde söylentilerin bulunduğunu'' hatırlatarak, ''Türkiye ekonomisinin böyle bir operasyonu kaldırabilecek bir güçte olup olmadığı yönündeki sorusuna ise varsayımlara dayanan sorulara cevap vermek istemediği karşılığını verdi.

Bununla birlikte, Türkiye ekonomisinin çok sağlam temellere sahip olduğunu, son 60 yılın en büyük krizinden başarıyla çıktığını, makro ekonomik performansta ilk üçte olduğunu belirten Şimşek, ''Biz hiçbir şekilde, hiçbir komşumuzla bir sıkıntı yaşanmasını arzulamayız. Suriye'de yapılan zulümde de tarafsız kalamayız. Bu konuda, ülke olarak değerlendirmeler yapılıyor'' dedi.

Şimşek, Suriye konusunda yapılan doğrudan harcamalardan çok, bunun Türkiye ekonomisine dolaylı etkilerinin düşünülmesi gerektiğini, petrol fiyatlarındaki 10 dolarlık artışın 4-4,5 milyar dolar fatura çıkardığını kaydetti.

 

Zaman, 12.04.2012


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.