Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Balyoz Harekat Planı > Savcı, ifadelerini böyle değerlendirdi: Tanık beyanları şüphe uyandırıyor

Savcı, ifadelerini böyle değerlendirdi: Tanık beyanları şüphe uyandırıyor
Balyoz davasında duruşma savcılarının verdiği mütalaada, davada dinlenen tanıklarla ilgili önemli tespitlerde bulunuluyor.

Mütalaada aralarında eski Genelkurmay başkanları ile seminerde gözlemcilik yapan görevlilerin ifadelerinin tam metnine de yer verildi. Eski Genelkurmay başkanları Yaşar Büyükanıt ve İlker Başbuğ'un yanı sıra dönemin Genelkurmay Harekat Daire Başkanı Bekir Kalyoncu'nun mahkemede verdiği ifadeler mütalaanın 'Tanık' bölümünde aktarılıyor. Söz konusu isimlerin beyanlarını değerlendiren savcılar, ifadeleri tatmin edici bulmuyor. Şüphe uyandıran birçok hususu sıralıyor. Tanıkların sorulan birçok soruya "Hatırlamıyorum." cevabı verdiğine dikkat çeken savcılar, ayrıca sanıkların hatırladıkları sözleri ve dosyanın eklerinde bulunan DVD'lerdeki sorulara dahi cevap verilemediğini aktarıyor. Tanık değerlendirmelerine öncelikle dönemin Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı İlker Başbuğ ile başlanmış. Savcılar, Başbuğ'un, düzeltilmek için plan seminerini yapan 1. Ordu Komutanlığı'na gönderilen seminer mesajına mahkemede verdiği cevabı da tatmin edici bulmuyor.

İlker Başbuğ, hakimin, "1. Ordu Komutanlığı'nda düzenlenen plan seminerinden önce sizin de imzanızın bulunduğu Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın 1. Ordu'ya gönderdiği bir mesaj formu var. Bunda 'olasılığı en yüksek tehlikeli senaryo'nun (OEYTS) oynanmaması isteniyor. Seminerde ise OEYTS oynandığı anlaşılıyor. Bununla ilgili bir müeyyideniz oldu mu?'' şeklindeki sorusuna, "Mesaj emri, OEYTS'yi reddetmemektedir. Sadece 'OEYTS'yi modifiye edin' deniliyor." karşılığını vermişti. Mütalaada, "Her şeyin ince hesaplandığı, kural ve hiyerarşinin ve emirlerdeki açıklığın temel esas olduğu askerlik sistemi içerisinde anlamlandırılamamıştır. Zira 05-07 Mart 2003 tarihli seminerin en kritik yazışmalarından bir tanesinin yorum yapılarak emir haline getirilmesinin çok da uygun olmadığı değerlendirilmektedir." yorumunu yapıyor. Mütalaada, Kara Kuvvetleri'nin emrine rağmen 1. Ordu'nun semineri oynamasına da değiniliyor. İlker Başbuğ'un bu yöndeki soruya cevap veremediği aktarılıyor. İlker Başbuğ, savcının, "Bu durum emre itaatsizlik değil mi? Doğrudan verdiğiniz emrin tersine hareket edileceği anlaşılmıyor mu?" sorusuna, "Bir yazı daha yazmamız gerekirdi, yazamadık." karşılığını vermişti. Tanıklardan eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadelerine de mütalaada yer verilmiş. Büyükanıt, mahkemedeki ifadesinde "Raporu imzalamak, içeriğinin onaylandığı anlamına gelmiyor. Meclis'in görevini 1. Ordu yüklenemez. Genelkurmay, 1999'dan beri oynanan harp oyunlarında jenerik kullanılmasını istiyor. Jenerik oyunlarda haritalar dahil, ülke isimleri dahil jeneriktir." demişti. Büyükanıt, "Askerlik yaptığınız süre zarfında, bu şekilde bir harp oyunu gördünüz mü?" şeklindeki soruya ise "Hatırlamıyorum." karşılığını vermişti. Savcılar, söz konusu beyanların Büyükanıt'ın seminer içeriğini tasvip etmediğini ortaya koyduğunu aktarıyor.

Tanıkların kurumsal arkadaşlığı ağır bastı

Hava Kuvvetleri'nden gözlemci olarak söz konusu seminere katılan Cevdet Kurnaz'ın seminer kayıtlarında gözlemcilik sıfatından çıkıp sunum yapmasının göreviyle bağdaşmadığı ve işin doğasına aykırılık teşkil ettiği belirtiliyor. Bu kişinin yorum yaparak bir gözlemciden daha ileri pozisyonda bulunduğuna dikkat çekilmiş. Yine tanık Ahmet Nevres Erkin'in ifadesinde, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Gözlemci Heyeti olarak sonuç raporunu düzenlediklerini beyan etmesine rağmen, bir kısım tanıkların sadece sözlü olarak bildirimde bulunup, yazılı rapor düzenlemediklerini beyan etmesinin şüphe uyandırdığı belirtiliyor. Mütalaanın 'Sonuç' kısmında şu ifadeler kullanılıyor: "Huzurda dinlenilen tanıkların büyük çoğunluğunun en dikkatli, uzman kişiler olmasına rağmen sorulan sorulara kurumsal arkadaşlık ve halen aynı sistemin içinde bulunmanın verdiği etki sonucu kanaatlerini ve görgülerini özgürce dile getiremedikleri, böyle bir davanın ilk defa görülmesi ve birçok rütbeli kişinin sanık olması sebebiyle kararsız kaldıkları ve dosyadaki bilgi ve delillere çok da fazla katkı sağlamadıkları değerlendirilmiş, dosyada yeterli bilgi ve belge bulunduğundan başka bir tanık dinlenmesine gerek görülmemiştir."

Zaman, 31.03.2012


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.