Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > '10 şehit olmasa Türk’e randevu verecektim'

'10 şehit olmasa Türk’e randevu verecektim'

Başbakan Erdoğan, DTP lideri Türk’le görüşmeye hazırlanırken Lice’den gelen şehit haberinin kendisini durdurduğunu söyledi. ATV’nin canlı yayınında soruları yanıtlayan Erdoğan, DTP ile diyalogu PKK eylemlerinin zorlaştırdığını anlattı ve cezaevinde serbestçe Kürtçe konuşma dahil bir dizi açılımın haberini verdi. Ergenekon Davası’nı “Yeni bir Susurluk istemiyoruz” diye savunan Başbakan, Büyükanıt’la Dolmabahçe buluşması için “Dönüm noktası değil, siyasi hayatımda safhadır. Benimle ebediyete gider” dedi

Başbakan Tayyip Erdoğan, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’e randevu vermeyi düşündüğü hafta Diyarbakır ve Hakkari’de mayın patlaması sonucu çok sayıda askerin şehit olması üzerine bu kararından vazgeçtiğini açıkladı.
Başbakan Erdoğan, dün ATV’deki “Başbakan’la Gündem” adlı programda Sabah Gazetesi’nden Mehmet Barlas, Hasan Bülent Kahraman ve Okan Müderrisoğlu’nun sorularını yanıtladı.
Mehmet Barlas’ın partisine AKP denmesine neden bu kadar öfke duyduğunu sorması üzerine Erdoğan, bu tartışmayı 2002’de adını vermediği bir köşe yazarının başlattığını söyledi. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kısaltılmış isminin Ak Parti olarak tescillendiğini ve Türk Dil Kurumu’nun da bu yönde açıklama yaptığını hatırlatan  Başbakan’ın “Bir siyasi partinin tescilli adı varken, başka bir ismi kullanmama adab-ı muaşeret gereğidir” dediği sırada kendisinin de partisi için AKP dediği duyuldu.”

Randevu vermekten vazgeçtim

Gazetecilerin, Kürt meselesinin çözümünde çok önemli aşamaya gelindiğine dair açıklamalarını sorması üzerine 2005’te Diyarbakır’daki konuşmasını hatırlatan Erdoğan “Kürt açılımı konusunda, bunlar bizim vatandaşlarımız, ayrımı düşünmemiz mümkün değil”  dedi. Erdoğan, iktidarları döneminde Kürt kimliğinin tanınması, bölgedeki vatandaşların ana dillerini öğrenmesi önündeki engellerin ortadan kaldırıldığını, Kürtçe kurslar açıldığını, TRT Şeş’in kurulduğunu söyledi.  Başbakan, Bakanlar Kurulu’nun cezaevlerinde uygulanan Kürtçe konuşma yasağının kaldırılması konusunda bir değişikliği gündemine aldığını da açıkladı.  
Erdoğan, soru üzerine DTP’nin talep ettiği randevuya da açıklık getirdi. “Türk’e randevu vermeyi düşündüğüm günün ertesinde Diyarbakır’da 10 askerimiz şehit oldu” diyen Başbakan, bir müddet ortamın sakinleşmesini beklediğini ancak Hakkari’nin Çukurca ilçesinde altı erin daha mayın patlaması sonucu şehit düşmesi nedeniyle bu randevuyu verecek fırsatı ve zemini bulamadığının altını çizdi.

Diyalog neden yalnış

Programın katılımcılarından Sabah Gazetesi Başyazarı  Mehmet Barlas, “Filistin sorununun çözümü için Hamas’la diyalog kuruyorsunuz, Lübnan Hizbullahı ile ilişki geliştiriyorsunuz ama PKK’yla aynı zeminden beslenen sosyo-politik bir gerçek var, yani DTP’yle konuşmuyorsunuz, bu doğru mu” diye sorunca Erdoğan “DTP’yle zaman zaman görüşme oluyor. Ben kendimi hazırladığım anda ne olduğunu anlattım, hazırlıyorum ama buna fırsat verilmiyor. Kalksınlar onlar da PKK bir terör örgütüdür desinler, bunu dedikleri an birçok şeyin önü açılacak. Onlar da söylemleriyle sürece destek olmalılar” diye yanıt verdi.
Mehmet Barlas’ın son yerel seçimlerde bölge halkının DTP’yi tercih ettiğini belirtmesi üzerine de Erdoğan, Güneydoğu Anadalu bölgesinde AKP’nin birinci parti olduğunu söyledi. Mayın tartışmalarına da değinen Erdoğan, sertifika ve garanti veren Türk firması da dahil herkesin ihaleye girebileceğini söyledi ve “İhale İsrail’e verilecek” iddialarını yalanladı. Erdoğan şunları söyledi: “Kendi içimizde bu işi yapacak varsa, buna karşı değiliz. Kendi ülkemizin menfaatine göre hareket edeceğiz. İsrail’i ortaya atanlar, mayın temizleme üzerinden partimize gölge düşürmeye çalışıyor.

367’yi yaşamış partiyiz

Başbakan Erdoğan, Mehmet Barlas’ın, “Kanunları yapmak sizin elinizde iktidarsınız Youtube ile ilgili neden bir düzenleme yapmıyorsunuz?” sorusuna, “Biz 411 vakasını yaşamış, 367 vakasını yaşamış olan bir partiyiz. Bunun ötesinde daha söyelencek ne olabilir. Bu iş zaman alacak. Herşeyden önce kollektif aklın hakim olacağı bir dönem olması lazım. Bu kollektif aklın ülke millet için çalıştığı zaman sıçrama yaparız” dedi.

Yeni Susurluk istemiyoruz
Başbakan Erdoğan ATV’deki programda Ergenekon ve Deniz Feneri’yle ilgili soruları da yanıtladı. Erdoğan, “Yeni bir Susurluk yaşamak istemiyoruz” dedi.

Ergenekon: Yargı süreci devam ediyor. Bize yürütme olarak düşen yargıya yardım etmektir. Bir talep olursa onun gereklerini yerine getirmek ve sümen altı etmemektir. Geçmişte bunlar sümen altı edildi. Biz bugün bunun sıkıntısını yaşıyoruz. Başka ülkelerde Temiz Eller operasyonu oluyor benim ülkemde niye olmasın. Biz yeni Susurluk yaşamak istemiyoruz.

Deniz Feneri: Biz bir hukuk devletinde yaşıyoruz. Bir şeyi görmemiz lazım. Bu bir yargı sürecidir. Üstelik bir Alman Mahkemesi’nin talebi var. Bu sürecin içine girmemiz doğru değil. Daha önce söylemiştim. Bunu savunmak bana düşmez. Bizzat arkadaşlar kendilerini savunur. Deniz Feneri’yle bir Alman kuruşu bizim kasamız  girmemiştir.

Dolmabahçe görüşmesi: Dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’la yapılan Dolmabahçe görüşmesi Türkiye’nin siyasi hayatında bir dönüm noktasıdır.

IMF ile ilişkiler: Ben ekonomik boyutunun risklerine katılırım, ama bizim idari yapımıza müdahale ederlerse ona müsade edemem. Gelir İdaresi’ni özel kuruluş haline getirmeye kalktılar biz buna karşı çıktık. Sonunda dediğimiz yere geldiler. Belediyelerle ilgili gelir artışı getirdik. Onlar bunu kaldırın diyorlar. Belediyeler bu ülkenin bir gerçeği nasıl gelirlerini keseriz bugün maaşını ödeyemeyen belediyeler var. Vergi SSK ödemesi yapamayan belediyeler var. IMF’ye göre bu vergileri kesmemiz gerek. Bunu yaparsak belediyeler tamamen bizim üstümüze yük haline gelir. Gider azaltıcı ve gelir artırıcı tüm önlemlere varız.

İşsizliğe çare: Bu yaz bir seferberlik ilan edeceğiz. Bütün okulların badana boya işleri yapılacak bedelleri part time, full time olarak çalışanlara ödenecek. Üç ay sonra orda çalışanlar ister devam edebilir ister yeni açılımlarda yer alabilir. Bununla biirlikte 200 bin kişiye sosyal güvcence içinde stajyer olarak çalışma imkanı sağlanacak. Biz işverenlere işveren primini biz ödeyeceğiz. Bu konuda TOBB başta olmak üzere ilgili tüm birimlerle bunu görüştük. Bu konuda en kısa sürede gerekli adımlar atacağız.

Taraf, 09.06.09


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.