Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > ‘Tahliyelerden sadece memnuniyet duyulur’

‘Tahliyelerden sadece memnuniyet duyulur’
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener’in tahliyelerini, "Tahliyelerden sadece memnuniyet duyulur. 375 gündür içeride bulunmaları üzüntü vericidir" diyerek değerlendirdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan Bakanlar Kurulu toplantısı sona erdi. yaklaşık 6 buçuk saat süren toplantı sonrası Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç açıklamalarda bulundu. Gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener'in tahliyelerini değerlendiren Arınç: "Tahliyelerden sadece memnuniyet duyulur. Özellikle gazeteci kimlikleri olan arkadaşlarımızın 375 gündür yani bir yıldan daha fazla içeride tutuklu kalmış olmaları üzüntüye muciptir" dedi.

Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası kameralar karşısına geçen Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık, Sait Çakır ve Coşkun Musluk'un tahliyesiyle ilgili olarak, tahliyelerden memnuniyet duyduklarını belirtirken, "Tabii tahliyelerden sadece memnuniyet duyulur. Özellikle gazeteci kimlikleri olan arkadaşlarımızın 375 gündür yani bir yıldan daha fazla içeride tutuklu kalmış olmaları üzüntüye muciptir. Ben daha evvel bazı televizyon programlarında ve yaptığım konuşmalarda uzun tutukluluk sürelerinin mağduriyete yol açabileceğini söylemiştim. İddianame ile haklarında yargılama yapılan bu kişilerin, iddianamede kendilerine isnat olunan suçlar ağır cezalık suçlardı, bu suçlardan yargılanıyorlardı. Ancak bugün mahkemenin verdiği tahliye kararına çok dikkat etmemiz lazım. Bir hukukçu olarak, hayatının büyük bir kısmını avukat olarak geçirmiş bir arkadaşınız olarak bu tahliye kararındaki gerekçe fevkalade önemlidir. Doğru olan budur. Bugüne kadar bunun uygulanmamış olmasını aslında sorgulamak gerekir. Kişisel düşüncem olarak söyleyeyim, suç vasfının değişme ihtimali ceza hukukunda çok önemlidir. Tutukluluk süresinin bir hayli uzun olması ceza hukukunda çok önemlidir. Toplanan deliller ve diğer sebeplerle de bir şüphelinin sanığın tahliyesine karar veriliyorsa bunun çok önemli bir karar olduğunu söylemek isterim. Çünkü uzun tutukluluk bir cezaya dönüşmemelidir. Delillerin toplanmış olması, kaçma ihtimalinin olmaması gibi sebeplerle derhal tahliye kararı vermek gerekir. Yargıyı etkilemek veya verdiği kararı tahlil etmek durumunda değilim ama bizim bildiğiniz gibi yargının hızlandırılmasıyla ilgili bir kanun tasarımız TBMM'ye sevk edilmişti. Sayın Adalet Bakanımız tarafından yapılan sunumda da bundan sonra mahkemelerin tahliye taleplerini ret kararlarının gerekçeli olması gerektiği hüküm altına alınmıştı. Demek ki Meclise sevk ettiğimiz ve bugünlerde görüşülmesi muhtemel olan bu tasarı çok haklı bir noktaya temas ediyor. Umuyorum ki bu gerekçelere dayanarak mahkemeler ellerindeki dosya ve ilgili sanıklar hakkında belki daha farklı kararlar verebilecektir. Yani tahliye taleplerinin basma kalıp bir takım sözlerle reddedilmiş olması ceza hukukunda sürekli eleştirilirdi. Hem tutuklamaların hem tahliyelerin gerekçeli olması asıldır. Mahkemenin buna uymuş olmasını ben doğrusu olumlu bir gelişme olarak görüyorum."

"ÇAPKIN'IN GÖREV YERİNİN DEĞİŞTİRİLMESİYLE İLGİLİ BİR DURUM SÖZ KONUSU DEĞİL"

İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın merkeze alındığı iddiaları hatırlatılan Bülent Arınç, "İstanbul Emniyeti'nde yapılması muhtemel veya gerçekleştirilmiş değişiklikler konusunda hiçbir bilgimiz yok. Aslında bu konuyla ilgili size iletebileceğim bir bilgi de yok, çünkü böyle bir şeyin olmadığı ifade edildi. İstanbul Emniyet Müdürü sayın Çapkın bildiğiniz gibi vali statüsünde görev yapıyor. Kendisinin görevden alınması veya görev yerinin değiştirilmesiyle ilgili ne hükümetimizin ne de bakanlığın bir tasarrufu olmadı. Sayın Hüseyin Çapkın'ın görev yerinin değiştirilmesiyle ilgili bir tasarruf söz konusu değildir" diye konuştu.

SİZ ÖYLE YAPARSINIZ, Ak Parti'Lİ MİLLETVEKİLLERİ GELİRLER, SÖZ HAKKINI ALIRLAR

4+4+4 yıllık eğitim sistemi yasa teklifinin görüşüldüğü komisyonda çıkan arbedeyi değerlendiren Arınç şöyle konuştu:

"Bu tatsız görüntüler hepimizi üzmektedir. Ama bu tatsız görüntülere, kavgalara, münakaşalara ne TBMM müstehaktır ne de Türk milleti bunları görmekten memnundur. Suçluyu arayabilirsiniz, bazı görüntülere bakarak. Ben Nabi Avcı'nın dün yaptığı açıklamaya dikkatinizi çekmek istiyorum. 11 gündür bu münakaşalar devam ediyor. Peki bu 11 günde ana muhalefet partisi olarak CHP kaç saat konuşmuştur? 90 küsür saat. İktidar partisinin üye sayısı fazla olmasına rağmen takriben 3-4 saat konuşmuştur. 12 saat konuşarak rekor kırdığını söyleyen milletvekili 4+4+4 adını verdiğimiz tasarı ile ilgili ne konuşmuştur? Hiçbirşey konuşmamıştır. Sadece 12 saat önündeki kitapları okuyarak zaman doldurmaya çalışmıştır. Kanun teklifi üzerine ne bir eleştirisi, ne bir önerisi vardır. Kabadayı, külhanbeyi edasıyla bağırarak, çağırarak Milli Eğitim Komisyonunu hatta yerini bile değiştirerek, komisyon üyesi olmayanları getirerek. 'Ben de 12 saat konuşacağım, 24 saat konuşacağım' iddialarıyla komisyon çalışmalarını kilitlemeye çalışan görüntülere de, zabıtlara da bakın, Cumhuriyet Halk Partisidir. Bundan sadece üzüntü duyduğumu ifade etmek istiyorum. Daha önce CHP milletvekilleri komisyon üyesi olmayan milletvekillerini oraya doldurarak AK Partili üyelere yer bırakmıyordu. Men dakka dukka diye birşey söylenmişti geçmişte. Siz öyle yaparsınız, bu komisyonun çalışması için de AK Partili milletvekilleri gelirler, sıraları doldururlar, söz hakkını alırlar. Hiç şikayet etme durumunda değilsiniz."

Hürriyet, 12.03.2012


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.