Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Başbuğ ABD'den "mayın yasası"nı yorumladı

Başbuğ ABD'den "mayın yasası"nı yorumladı

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Washington’daki temaslarını değerlendirdiği basın toplantısında PKK ile mücadelede gelinen fırsatı "örgütün dağılması ve parçalanma süreci" olarak niteledi. Kuzey Irak’taki lider kadronun çökertilmesi gerektiğini belirten Başbuğ, Meclis’ten geçen mayın temizliği yasasını değerlendirirken "Orası ikinci derece askeri bölge olmaya devam edecek" dedi.

ABD Genelkurmay Başkanı Oramiral Michael Mullen’ın davetiyle Washington’a gelen ve bir dizi görüşme yapan Orgeneral İlker Başbuğ, PKK ile mücadelede gelinen fırsatı "örgütün silahlı kanadının çözülme ve dağılma sürecine getirilmesi" olarak değerlendirdi.

"Benim sorumluluğum güvenlik. Ben nerede olsa teröristi gidip almakla yükümlüyüm" diyen Orgeneral Başbuğ, sosyal ve ekonomik tedbirlerin güvenlikten ayrı düşünülemeyeceğini belirtti.

PKK’nın Kuzey Irak’taki yönetim kadrosunun çökertilmesi ve örgütün daha kuvvetli bir biçimde izole edilmesi gerektiğini belirten Başbuğ, "Alınan bazı tedbirler var. Ama yeterli değil. Örgütü orada bitirmek Irak merkezi yönetiminin sorumluluğu" dedi.

Aynı anda dağdaki kadroların çözülmesini sağlayacak tedbirlerin alınmasının gereğine ve kültürel hakların bireysel olarak kullanılmasına da dikkat çeken Başbuğ, "Ama bunu toplumsal talep haline getirirseniz, üniter devletin çivisini oynatırsanız, ortada Yugoslavya örneği var" diye konuştu.

"Kimse TSK'yı yargılayamaz"


Orgeneral Başbuğ, "TSK olarak bizim ana hedefimiz, amacımız, mücadelemizin temel noktası, terörü Türkiye'nin gündeminin en üst sıralarından bu gündemin alt sıralarına çekmek. Herhalde terörle mücadelede hedefi böyle gerçekçi koymakta fayda var. Kimse bu 25 yıllık mücadelede Silahlı Kuvvetlerin başarısını sorgulayamaz. Sorgulayanlar ya bilgisizdir ya önyargılıdır. Rakamlar ortada" dedi.

"Peki o zaman süreç niye uzun veya niye devam ediyor?" diye soran Başbuğ, "Biz de işte diyoruz ki, yalnız güvenlik alanında alacağınız tedbirlerle, ki burada (yalnız) kelimesi çok önemli, terörü istenilen süreler içinde bitiremezsiniz. O zaman ne yapacaksınız? O zaman devlet olarak güvenlik alanında mücadeleyi sürdürürken, aynı zamanda, koordineli olarak ekonomik alanda alacağınız tedbirler var, sosyo-kültürel tedbirler olabilir, alacaksınız. Propaganda alanında almanız gereken tedbirleri alacaksınız. Uluslararası boyutu var bu işin. Bütün alanlarda aynı anda koordineli tedbirler alabilirseniz, Türkiye'yi bu terör belasından daha kısa zamanda kurtarabilirsiniz" dedi.

Başbuğ, "Hatta çok daha ileri gidiliyor, operasyonlar sorgulanıyor. Buna kimsenin hakkı yok. Bu tamamen bu işi bilmemek ve önyargıdır. Bu yanlıştır. Bunu, ATC'deki konuşmamda da ifade ettim. Karşınızda bir terör örgütü var. Silahlı bir kadrosu var. Ekonomik alanda yapılanlar sadece yardımcıdır. Ama yalnız ekonomik, sosyo kültürel alanda alacağınız tedbirlerle terör örgütünü ortadan kaldıramazsınız. Bazıları olayı bu noktaya getirmek istiyorlar. Bu konuda bizim tavrımız çok açık" diye konuştu.

"Terör örgütü tedirgin"


Orgeneral Başbuğ, "Belki de en önemli hususlardan bir tanesi, artık bu terör örgütü Irak'ın kuzeyinde ve daha doğrusu Irak'ın geleceğinde artık kendisine yer bulmakta zorlanacağı düşüncesini yavaş yavaş duymaya başladı. Bu tabii terör örgütünü tedirgin etmeye başladı. Ayrıca verilen zayiatlar var. Bütün bunları genel olarak değerlendirirsek, evet bugün 2009 yılında, biz terör örgütü üzerinde daha kesin sonuçlara ulaşabileceğimiz bir fırsatın elimizde olduğunu değerlendiriyoruz. Nedir bu fırsat? Terör örgütünün, elimine edilmesi deyin, parçalanması, zayıflatılması deyin, elimizde bir fırsat var. Bu fırsatı kullanalım artık diyoruz" dedi.

Başbuğ, "elimizde fırsat var" derken, bunu kimsenin yanlış anlamaması gerektiğini özellikle vurguladı ve "Terör örgütüyle devlet ilişki kurmaz, tartışma yapmaz, diyalog olmaz. Sakın olaki, bazen yanlış anlaşılıyor, terör örgütüyle görüşülecekmiş gibi, öyle bir şey söz konusu değil. Bu terörle mücadelede yapılacak en büyük hatadır. Devlet terör örgütünü ne muhatap alabilir ne ilişkiye girebilir" dedi.

"ABD ile işbirliği yeterli değil"


Amerikan Silahlı Kuvvetleri ile TSK arasında, özellikle istihbaratın elde edilmesi, paylaşılması, operasyonların, özellikle de hava harekatlarının planlanması ve yönetilmesi açısından, 2007 yılından bu yana terör örgütüne karşı iyi bir ilişki yürütüldüğüne dikkati çeken Orgeneral Başbuğ, "Evet, Irak'ın kuzeyinde gerçekten istihbaratın sağlanması yönünden destek veriyorlar. Anında gerekli olan harekatları icra ediyoruz. Bu işbirliği elbette bugün fırsat dedim ya, bu fırsata gelişte bir araç oldu. Bunun için elbette teşekkür ediyoruz. Ama yeterli değil" dedi.

Orgeneral Başbuğ, bunun neden yeterli olmadığını ise şöyle açıkladı: "Bir, bir fırsat yakaladık. Terör örgütü bir karmaşa içinde. O halde bu fırsattan istifade etmemiz lazım. Onun için de elbette her şeyden evvel bu konu merkezi Irak yönetiminin sorunu. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 1370 sayılı kararı çok açık. Irak'ın kuzeyindeki PKK varlığının ortadan kaldırılması merkezi Irak hükümetinin görevi. O yapacak. Yapmak mecburiyetinde. Ben demiyorum. BMGK kararı söylüyor. Elbette bunun diğer boyutları da var. Biz şu anda özellikle ABD'nin bize bu konuda sağladığı desteğe teşekkür borçluyuz ama yeterli görmüyoruz. Bu fırsatın kaçırılmaması lazım" dedi.

ABD'nin istihbarat işbirliğinin ötesinde ne yapabileceğine bir örnek veren Orgeneral Başbuğ, "Irak'ın kuzeyindeki PKK varlığını ortadan kaldırmadan terörle mücadelede istediğimiz noktaya gelemeyiz. Bu en hayati noktalardan birisi. Eğer Irak'ın kuzeyindeki örgüt ne kadar tecrit edilebilirse bu tecrit çok önemli, lojistik desteğinin kesilmesinden tutun, harekat imkan kabiliyetlerinin kısıtlanmasından tutun çok boyutları var. Bugün Irak'ın kuzeyindeki örgütün tecridi çok önemli. Örgütün tecrit edilmesi ciddi boyutta arzu edilen noktada mıdır diye sorarsanız, hayır derim. Yeterli değil. İlk yapılacak işlerden birisi, örgütün, özellikle Irak'ın kuzeyindeki örgütün tecrit edilmesi çok önemli. Diğer tedbirleri de artık bize kalsın" dedi.

"Bireysel özgürlüklere evet"

Bir gazetecinin, Türkiye'de, "PKK sorunu çözülmeden Kürt sorununun nasıl çözüleceği" yönünde bir tartışma yaşandığını söylemesi üzerine Orgeneral Başbuğ, "Bu tartışmalar bizi ilgilendirmez. Bizim güvenlik kuvvetleri olarak görevimiz, teröristi bulup etkisiz hale getirmek. Ne zamana kadar, örgüt etkisiz hale gelinceye kadar. Öbür konuyla ilgili de herhalde terörle mücadele boyutunda alınacak tedbirler olarak fikirlerini en açık ifade edenlerin başında ben geliyorum. TSK olarak bizim tutumumuz çok açık. Kültürel özgürlüklere evet. Bireysel kalmak şartıyla. Devlet kültürel özgürlüklerin önünü açabilir. Bunun dışında, yok toplumsal haklar vesaire gibi düşüncelerin biz yanında değiliz. TSK olarak bizim için önemli olan Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan itibaren var olan iki niteliğidir. Biri ulus devlet, ikincisi üniter devlet" diye konuştu.

Bir gazetecinin, "PKK'ya destek veren ülkeler arasında ABD var mı?" sorusuna karşılık Orgeneral Başbuğ, "PKK terör örgütünü, terör örgütü olarak ilk ilan eden, uyuşturucu örgüt olarak ilan eden hangi ülkedir? Bugün PKK mücadelesinde bizim yanımızda en fazla olan kimdir? ABD" yanıtını verdi.

Mayın yasasını yorumladı: "Ateşi elimizle de alırız"

Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi konusundaki sorulara karşılık da Orgeneral Başbuğ, bu konuyu yurt dışındayken konuşmanın kendisine "pek şık gelmediğini" belirtti ve "Madem sordunuz bir iki cümle söyleyeyim. Bir iletişim noksanlığı yaşadık. Belki daha küçük boyuttayken çözülebilecekken çözümsüzlük noktalarına gitti. Bizim de belki eksiğimiz var iletişim noksanlığında. Esasında pek olduğu kanaatinde değilim ama olabilir. Dün kanun meclisten geçti" dedi.

TSK, NATO'da ABD'den sonra ikinci büyük kuvvet olduğu için, bazılarının "mayınları döşedi, nasıl toplamaz" yaklaşımında olduğunu kaydeden Orgeneral Başbuğ, "Bu mayınların toplanması için elinizde bir yığın hareket tarzı var. Önemli olan yöneticilerin en uygun hareket tarzını seçip ortaya koyması. Bir ateş varsa ateşi elle mi almak doğru, maşayla mı almak doğru? Çok zorunluysa elle de alırsınız. Ama her çözüm için birden fazla hareket tarzınız olur. TSK olarak en uygun hareket tarzı iletilmiştir. NAMSA ana yükleyici. Çünkü tecrübeli. Elbette alt yükleyici şirketlerle iş yapacak. Son çıkan kanunun ilgili maddesinde, alt yükleyicilerle yapacağı sözleşmelerde Milli Savunma Bakanlığı oluru şart" diye konuştu.

TSK'nın, "gerekirse bunu da yapacağını" belirten Başbuğ, "Ama gerek var mı? Diyelim bütün çareler denendi, olmuyor. O zaman TSK bunu da yapar. Siz daha uygun çareler varken niçin hemen oraya geliyorsunuz? Sonra bu konuda altını çizdiğimiz önemli bir nokta var. Mayınlı alanı temizlediniz. O alana sertifika vermeniz gerek. Bizim TSK olarak sertifika verme durumumuz yok. Geçerli değil. Bir kuruluşun sertifika vermesi lazım. NAMSA bunu veriyor. Dolayısıyla elbette zaman kaybedilmiştir" dedi.

Orgeneral Başbuğ ayrıca, bu konuyu kullanarak TSK'nın güvenlik konularına bakışını sorgulamaya kimsenin hakkı ve yetkisi olmadığını da söyledi. Konuyla ilgili TSK'nın görüşünü iki hafta önce ilettiğini kaydeden Orgeneral Başbuğ, "Elbette bu alan sınır bölgesi. Temizlediğiniz halde, birinci derecede askeri yasak bölge, kaldıracak mısınız, böyle şey olur mu? İkinci derecede askeri yasak bölge kaldırılacak, böyle şey olur mu? Bunlar biraz bilgisizlik, biraz önyargı. Belki bu konuda iletişim konusunda bazı eksiklikler oldu. Olmamasını temenni ederdik ama oldu. Ateş varken, elinizde de maşa varken, gelin şu ateşi maşayla alalım. Ama maşa yok, bina yanacak, biz elimizi de sokarız. Elimiz yanar. Yanarsa yanar. Binayı mı bırakacağız" diye konuştu.

Pakistan ordusuna yardım

ABD’yle yapılan görüşmelerde gündeme gelen Pakistan Ordusu’na yardım konusuna da değinen Başbuğ, Pakistan’dan talep gelmesi halinde eğitim ve malzeme yardımı vermeye hazır olduklarını belirtti. Başbuğ, "Gerekirse kendi malzememizi toplar göndeririz, hatta geçenlerde gece görüş dürbünü istediler, hemen gönderdik" diye konuştu.

Başbuğ, "Bir ülkenin güvenliği, o ülkenin kendi sorumluluğudur. Son yaşadığımız, geçen aylar zarfında Pakistan'ın güvenlikle ilgili bazı sorunları var. Şunu açıklıkla ifade etmek isterim ki Pakistan ve Pakistan Silahlı Kuvvetleri, Türkiye için çok önemli. Kardeş iki ülkeyiz. Şu konuda bizim inancımız tam, güvenimiz tam; Pakistan Silahlı Kuvvetleri, Pakistan'daki güvenlik konusunu beklenilen süreler zarfında çözecek, arzu edilen noktaya getirecek güçte ve kabiliyettedir. Her ülkenin zor dönemleri olabilir. Ancak ben Pakistan ve Pakistan Silahlı Kuvvetleri'nin şu anda karşılaşmış olduğu güvenlik sorununun üstesinden geleceğine inanıyorum ve bu konuda en ufak bir endişem de yok" dedi.

Oramiral Mullen'ın, ATC'deki konuşmasında, Pakistan konusunda Türkiye üzerinde çalıştığı yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine Orgeneral Başbuğ, "Bir ülkenin güvenlik sorunu varsa o ülkenin kendi konusudur. Dışarıdan müdahaleyi kimse kabul etmez" dedi.

Pakistan'ın bir süre önce acil olarak Türkiye'den gece görüş dürbünü istediğini belirten Orgeneral Başbuğ, Aselsan'ın ürettiği bu malzemenin hemen verildiğini anlattı. Orgeneral Başbuğ, "Hatta gerekirse ben Silahlı Kuvvetler'in elindekini söker yollarım, eğer oradaki durum acilse. Bu boyutta. Amiral Mullen'ın da tamamen kast ettiği bu. Her ülkenin güvenlik sorunları olabilir zaman zaman. Ama onları çözmek o ülkelerin kendi görevleri, sorumluluğudur. Onurlu ülkeler, güçlü ülkeler zaten böyle davranır ki, Pakistan çok onurlu ve güçlü bir ülke, şu anda karşılaştığı sorunları halledeceğine inanıyorum. Belki zaman alacaktır. Pakistan'ın eğitim, malzeme talepleri olursa çok açık söylüyorum, ki oldu hemen verdik, yine olursa, hiç sorun yok, elimizdeki bütün olanakları kullanırız. Biz kendi TSK'da kullandığımız malzemeyi bile toplar göndeririz, bundan kimsenin şüphesi olmasın" dedi.

Türk -ABD ilişkileri

Orgeneral Başbuğ, Türkiye-ABD ilişkileri konusunda ise "Türk-Amerikan ilişkilerini kapsamlı düşünmek zorundayız. Tek boyutlu değil" derken, ekonomik boyutun ihmal edilmemesi gerektiğine dikkati çekti.

Orgeneral Başbuğ, "Bu kadar kapsamlı ilişkiler olduğu zaman, elbette iki ülkenin alacağı kararlarda milli menfaatleri önde olacaktır. Ama önemli olan iki ülkenin milli menfaatlerinin çakıştığı noktaları iyi bulabilmek ve bu noktalardan ileriye gidebilmek. Olaya askeri boyutuyla baktığımız zaman, bunun elbette siyasi, ekonomik boyutu var, ilgili bakanlarımızın alanı. Güvenlik boyutuna baktığımız zaman, yüksek düzeyli yıllık yapılan askeri toplantılar. Aralık ayında burada yapacağız. Kapsamının genişletilmesi uygun olacaktır. İki ülkeyi de güvenlik boyutuyla ilgilendiren konuların gündeme alınmasının uygun olacağını düşündük ki karşıtlarımız da aynı görüşte" diye konuştu.

Türkiye'nin "yumuşak gücünün" Ortadoğu için çok önemli olduğunu belirten Orgeneral Başbuğ, bu görüşe Amerikalı yetkililerin de katıldığını kaydetti. Orgeneral Başbuğ, "Türkiye halihazırda bulunduğu konum itibariyle sorunun taraflarının hemen hepsiyle diyaloğu var. Tabii ki Türkiye, sorunların çözümünde yardımcı olabilir. Katkılarda bulunabilir" dedi.

Afganistan

Afganistan'ın güvenliğini sağlamanın ABD'nin değil NATO'nun sorumluluğu olduğunu da belirten Orgeneral Başbuğ, NATO ülkesi olarak Türkiye'nin de sorumlulukları bulunduğuna işaret etti.

Kasım ayından itibaren Türkiye'nin, Kabil bölge komutanlığını devralmasının söz konusu olduğunu bildiren Orgeneral Başbuğ, "Kimsenin, NATO ve ABD de dahil olmak üzere bize istek, talebi söz konusu değil. Üzerimize düşen görevleri nasıl yerine getiririz, onun planlaması içindeyiz" dedi.

Bu görevin de ISAF kapsamında olduğunu belirten Orgeneral Başbuğ, ISAF kapsamında terörle mücadele olmadığını vurguladı.

 
cnnturk.com, 05.06.09

Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.