Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > "Bizim mahalle, CHP, MHP, BDP'nin mahallesi..."

"Bizim mahalle, CHP, MHP, BDP'nin mahallesi..." 
Ötekileştirici bir dil kullanmalarının mümkün olmadığını söyleyen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, "Bizi cemaatle, milletle çatışma içinde göstermek isteyenlerin bizim mahallemizde yeri yok. Onlar CHP, MHP ve BDP'nin mahallelerine gitsin" dedi.
 
AK Parti'nin kimseye özel yasa çıkarmadığını belirten Çelik, "Türkiye'nin bekaasını ve yüksek menfaatlerini düşünerek, etrafımızdaki bu kaos ortamını, istihbarat teşkilatımızın bu kaos ortamını yönetmek üzere, siyasi iktidara danışmanlık hizmeti vermesinde bir aksama ortaya çıkmaması için, bu düzenlemeyi yaptık. Yoksa biz geçmişte birilerinin birine yaptığı gibi kimseye özel yasa çıkarmıyoruz" dedi.

"Başbakanın sağlığında sıkıntı yok"

Adana'da "AK Parti Yerel Yönetimler Şurası"na katılan partinin Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, Başbakan Erdoğan'ın sağlık durumuyla ilgili birinci ağızdan bilgi vermek istediğini söyleyerek, "Sayın Başbakanımızın sağlığı son derece iyi. Medyadaki hiçbir spekülasyona kulak asmayınız. Medyadaki spekülasyonların herhangi bir gerçekliği olsaydı, bunlar sizinle açık şekilde paylaşılırdı. Bu geçirdiği birinci operasyonun devamı bir operasyondur. İyileştikten sonra yapılmıştır. İlk operasyona göre de çok daha az dinlenmiştir. Başbakanımızın sağlığında sıkıntı yoktur" diye konuştu.

Savcıya eleştiri

TBMM'de sabaha karşı kabul edilen MİT yasasındaki değişiklikle ilgili de bilgi veren ve büyük bir performans sergilediklerini anlatan Çelik, şunları söyledi:

"Meclis yasal bir düzenleme yaptı. Bu krizle ilgili olarak etrafta bir sürü spekülasyon çıkıyor. MİT Kanunu'nun 26'ncı maddesine göre, MİT Müsteşarı'nın yargılanması ya da soruşturulması, ancak Başbakanın iznine bağlıdır. Özel Yetkili Savcı, kendisinin çalışma koşullarını düzenleyen yasa maddesine dayanarak, MİT Kanunu'nun 26'ncı maddesini görmezden gelmiştir. Müsteşarımızı soruşturmak üzere davet etmiştir. Bu devlet yönetimi açısından doğru bir yaklaşım olarak değerlendirilmemelidir. Çünkü MİT Müsteşarı gibi hassas bir görev yapan bir müsteşarın şüpheli sıfatıyla soruşturmaya çağrılması, bu hassas görevin aksaması, devletin yüksek menfaatlerini ilgilendiren bir takım bilgilerin dışarıya sızması ve MİT'in kamuoyu önünde hırpalanması ve devletin menfaatlerini korumak için yaptığı bazı faaliyetlerin deşifre olmasına neden olacağı ve sıkıntı yaratacağı için bu yasal düzenleme yapılmıştır."

"Hiç kimse devlet içinde devlet olamaz"

MİT Başkanının ifadeye çağrılmasıyla patlak veren krizin ardından kamuoyundaki "AK Parti-Gülen cemaati çatışması" yorumlarını değerlendiren Çelik, şunları söyledi:

"Geçmişte insanları çeşitli nedenlerle dışlama dönemi AK Parti döneminde bitti. AK Parti kendisine yakın değerlere sahip sosyal grupların çağdaş demokratik standartlardan faydalanması için çaba gösteriyor. Biz bu ülkeyi, bütün insanlar için sevilebilir kılmak için yola çıktık. Dolayısıyla bırakın kendi değerlerimize yakın bazı gruplarla çatışma içinde olmayı, onlara karşı dışlayıcı bir tavır içinde olmayı, kendi değerlerimize en uzak gruplarla bile demokrasi ve hukuk devleti anlayışımız bakımından, bu iktidarın ötekileştirici bir dil kullanması mümkün değildir. İktidarın Türkiye'de bazı cemaatlerle çatıştığı şeklinde spekülasyonlar yapıldı. Daha sonra Türkiye'de terörle müzakere ile terörle mücadele şeklindeki iki kanadın kavgası olduğu söylendi. Ardından Suriye'ye müdahale etmek isteyen devlet içindeki kanatla, Suriye'ye müdahaleye karşı olan kanat arasında çatışma olduğu söylendi. Bu spekülasyonların hepsi muhalefet çevrelerinin ürettiği spekülasyonlardır, gerçekle ilgisi yoktur. AK Parti döneminde devlet krizleri bitmiştir. Hiç kimsenin devlet içinde devlet olması gibi birşey söz konusu değildir. Devletin hiçbir kurumunun çatışma içinde olması gibi bir durum söz konusu değildir."

Düzenlemenin nedenlerini paylaştı

Çelik, MİT yasasındaki değişikliğin nedenlerini ise şöyle açıkladı: "Türkiye'nin bekaasını ve yüksek menfaatlerini düşünerek, etrafımızdaki bu kaos ortamını, istihbarat teşkilatımızın bu kaos ortamını yönetmek üzere siyasi iktidara danışmanlık hizmeti vermesinde bir aksama ortaya çıkmaması için bu düzenlemeyi yaptık. Yoksa biz geçmişte birilerinin birine yaptığı gibi kimseye özel yasa çıkarmıyoruz. Bizi daha önceki gibi bir takım çetelerin önünü açmakla suçluyorlar. Türkiye tarihi boyunca devlet görevlisi sıfatını taşıyan kişilerin kurduğu çeteler de dahi olmak üzere, en büyük hesaplaşmayı gerçekleştiren Başbakanımızdır."

"Bizim mahalle, CHP, MHP ve BDP'nin mahallesi..."

"Terörle mücadele, siyasetle müzakere" politikasının hala arkasında olduklarını ifade eden Çelik,

"Bugün Oslo Görüşmeleri denilen görüşmeleri mahkum etmeye çalışanların, kendi dönemlerinde nasıl karanlık işlere imza attıkları dün görüldü. İstihbarat teşkilatları kendi hedef gruplarını manüple eder, yönlendirir, kandırır, içine eleman sokar. Ama bu şekilde devletin emniyet birimleri, askeri, istihbarat teşkilatı, entegre bir stratejinin parçalarıdır. Her biri diğerinin işini yapacak olsa ayrı ayrı kurumlara gerek yoktur. Ama hangi yapı içinde olursa olsun, yanlış yapandan hesap sorarız. Biz Türkiye'de darbelerle, cuntalarla, ölüm tehditleriyle 27 Nisan muhtıralarıyla, Başbakana suikast girişimleriyle hesaplaşmış bir iktidarız. Dört çeteden mi korkacağız? Herkes şunu bilsin, bu iktidar hiç bir zaman milletine karşı olmaz. Bizi cemaatle, milletle çatışma içinde göstermek isteyenlerin bizim mahallemizde yeri yok. Onlara bu mahallede kiralık ev yok. Onlar CHP, MHP ve BDP'nin mahallelerine gitsin."

CHP süngülere sarılmasaydı ayakta olmazdı

Konuşmasında CHP, MHP ve BDP'ye yönelik eleştiriler yönelten Çelik, "CHP daha önce süngülere, darbelere sarılmasıydı bugün ayakta olmazdı. AK Parti ise etrafındaki ateş çemberine rağmen ayakta" dedi.

cnnturk.com, 18.02.2012


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.