Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Demirtaş: İki vekil arkadaşımız bedenini ölüme yatırdı

Demirtaş: İki vekil arkadaşımız bedenini ölüme yatırdı
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, yardımcısı Gültan Kışanak ile birlikte Diyarbakır E Tipi Cezaevi'nde açlık grevinde bulunan tutuklu Milletvekili Selma Irmak'ı ziyaret etti

DİYARBAKIR - Demirtaş, Irmak ile açlık grevine başlayan tutuklu vekillerden Faysal Sarıyıldız’ın, bir halkın üzerindeki baskıları protesto etmek için kendi imkanları ölçüsünde bedenlerini ölüme yatırdıklarını söyledi. Demirtaş, "Bu gerçekten çok ağır bir eylemdir. Sonuçları da çok ağır olabilecek bir eylemdir. Şu anda iki arkadaşımız süresiz, dönüşümsüz açlık greviyle bedenlerini ölüme yatırmış durumdadır" dedi.
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak ile birlikte KCK/TM ana davasında tutuklu bulunan ve açlık grevine başlayan Şırnak Milletvekili Selma Irmak’ı Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde ziyaret etti. Cezaevine girişte gazetecilere açıklamalarda bulunan Demirtaş, Irmak’ın yanı sıra Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız’ın da Mardin Cezaevi’nde açlık grevine başladığını belirtti.


’ZULME KARŞI TEPKİ’


Milletvekillerinin süresiz, dönüşümsüz, açlık grevi başlatarak bir zulme karşı tepkilerini ortaya koyduklarını kaydeden Demirtaş, şunları söyledi:
"Bugün tutuklu milletvekili arkadaşımız Selma Irmak’ı ziyaret edeceğiz. Fakat bir seçilmiş milletvekili cezaevinde bedenini ölüme yatırıyorsa, demek ki zulüm had safhaya ulaşmıştır. Buna karşı direniş ve dik duruş da çıkmak sergilenmek zorundadır. Arkadaşlarımızın tutumu budur. Cezaevlerindeki dramı, yaşanan zulüm ve işkenceleri dışarıya anlatmak ve sesini duyurmak gibi kaygılardan hareketle yapmıyorlar bunu. Sadece bir halkın özgürlüğü, halkın üzerindeki baskıları protesto etmek için, bir temsilci seçilmiş olarak kendi imkanları ölçüsünde bedenlerini ölüme yatırıyorlar. Bu gerçekten çok ağır bir eylemdir. Sonuçları da çok ağır olabilecek bir eylemdir. Şu anda BDP’li 2 milletvekili arkadaşımız süresiz, dönüşümsüz açlık grevi ile bedenlerini ölüme yatırmış durumda. Halk da elbette duyarlıdır. Halkımıza da duyarlılığından dolayı teşekkür ediyoruz. Ve bu sahiplenmenin artarak devam etmesini istiyoruz. Faşizan gidişi durdurmanın başka bir yolu yoktur."
Demirtaş ve Kışanak, tutuklu milletvekili Selma Irmak ile birlikte açlık grevine başlayan 7 tutukluyu ziyaret etmek için cezaevine girdi. Cezaevine daha sonra Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk da saat 15.00 sıralarında girdi.

 

’MİLLETVEKİLLERİ, SİYASETÇİLER CEZAEVİNDE OLMAMALI’

Cezaevinde açlık grevinde bulunan tutuklu Milletvekili Selma Irmak’ı ziyaret eden ve içeride yaklaşık 2.5 saat kalan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, çıkışta gazetecilere açıklamalarda bulundu. Demirtaş, Türkiye kamuoyunun böylesi bir durumla ne kadar ilgili olup olmadığını bilmediklerini belirterek, şöyle dedi: "Ama, Türkiye’de iki milletvekili bedenini ölüme yatırmış duramda. Hafif, basit geçiştirilecek bir durum değil. Nedeni, siyasetçilere demokratik siyaset kanallarının kapatılmış olmasıdır, siyaset yapmalarına izin verilmemesidir. KCK adı altında insanlar zulümle baskı ile karşı karşıya kalıyor, zindanlara dolduruluyorlar. Milletvekili seçiliyorlar yine serbest kalamıyorlar. Arkadaşlarımızın bedenlerini ölüme yatırmaları bir çığlıktır. Bu çığlığı kamuoyuna, Türk analarına, Kürt analarına ulaştırmak istiyorlar. ’Kan dökülmeden, gençlerin canı, kanı zarar görmeden, analar acı çekmeden sorunlarımızı çözmek mümkündür’ diye çığlık halindedirler. Siyaset yapmak istiylorlar, sorunları siyasetle çözmek istiyorlar. Bizler de dışarda aynı mesajı veriyoruz. Bunun doğru anlaşılması lazımdır."


’BAZILARI RANT, BAZILARI DEMOKRASİ PEŞİNDE’


Demirtaş, bazı milletvekillerinin şu anda ’hangi ihaleden ne kadar kazanırım, hangi atamayı nasıl yapabilirim’ diye rant peşindeyken bazı milletvekillerinin de barış, özgürlük ve demokrasi için bedenlerini zindanlarla ölüme yatırdığını söyledi. Demirtaş şöyle devam etti:
"Bunun Türkiye kamuoyunda iyi görülmesi iyi anlaşılması lazımdır. Özellikle hükümetin bu mesajı net anlaması lazımdır. Milletvekilleri, siyasetçiler artık cezaevinde olmamalıdır. Nasil ki MİT mensuplarını cezaevine göndermeyi kabul etmiyorsan, sorgulanmalarını kabul etmiyorsun, bu halkın seçilmiş temsilcilerinin, belediye başkanlarının, siyasetçilerin, milletvekillerinin cezaevinde olması da hükümeti artık rahatsız etmelidir." Cezaevi koşullarının olumsuzluğuna da değinen Demirtaş, 12 kişilik koğuşta 36 kişinin kaldığını belirterek şöyle konuştu:
"İki arkadaş ile görüştük. 10 kişi ile görüşmek için izin aldık. Ama, burada öğrendik ki açlık grevine girdikleri için arkadaşlarımıza görüş cezası verilmiş. Zaten cezaevindeler, mesaj vermek istiyorlar, içinde bulundukları durumu ve bedenlerini ölüme yatırmalarından dolayı bir kez daha cezalandırılıyorlar. Telefon ve mektup cezası alıyorlar. Kaldıkları koğuş normalde 12 kişilik ama koğuşta 36 kişi kalıyor. Kapasitenin tam üç katı. E Tipi Cezaevi’nin kapasitesi iki katını aşmış durumda. Tutuklular yerlerde, kapı aralarında yatıyorlar, nefes alamadıklarını söylüyorlar. İşkence içinde işkence, zulüm içinde zulüm uygulanıyor. Bunların derhal çözülmesi gerekiyor. Çözüm de siyasi tutukluların serbest bırakılmasıdır. Bu haksız tutuklamaların son bulması, bunun dışında başka çözüm yoktur. Biz bu açlık gerevinin çok tahlikeli boyutlara gelmeden bir an önce Hükümet ve Adalet Bakanlığı tarafından ciddiyete alınması gerekir. Meclis’e bunları aktarma çabası içinde olacağız."

Radikal, 17.02.2012


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.