Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Erdoğan'dan BDP'ye Uludere yanıtı

Erdoğan'dan BDP'ye Uludere yanıtı
 
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Uludere’de "Vur" emrini verdiğini iddia eden BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı sert dille eleştirerek, "İşte bu tarz siyaset, seviyesiz siyasettir, ahlaksız siyasettir. Bu iddianın, bu ithamın içinde cahillik, tecrübesizlik, husumet, şark kurnazlığı, ama çok daha vahimi siyasi ahlaksızlık var" dedi.

Partisinin TBMM’deki grup toplantısında yaptığı konuşmada, siyasetin imanı ahlaktır diyen Erdoğan, bu sözü sadece uygulamakla kalmadıklarını, samimiyet ve kararlılıkla da bu sözün arkasında durduklarını ifade etti. Ahlaki zeminden, edepten, adaptan kopuk bir siyasetin millete hizmet üretemeyeceği gibi, içten içe de kendisini çürüteceğini vurgulayan Erdoğan, AKP’yi kurduklarında Türkiye’deki siyaset arenasının da böyle bir çürümüşlüğün içinde olduğunu kaydetti. Erdoğan, "Biz milletin değerleriyle, ulvi değerlerle siyaset üreterek, sadece milletimize hizmet etmekle kalmadık, siyasete dayalı güven katsayısını da en üst seviyelere çıkarttık" dedi.

Münakaşa, polemik, atışma, muhalefet etme ve eleştirinin siyasetin tabiatında olduğunu belirten Erdoğan, "Ancak yalan ve iftira siyasin bir cüzü, bir unsuru olamaz, hakaret bir cüzü, bir unsuru olamaz. Biz buna en başından itibaren şiddetle karşı çıktık, çıkıyoruz. Elinde belgesi, delili olmayanların, özellikle de çok kritik meselelerde ortaya bir iftira atarak zihinleri bulandırmazsı siyaset değildir. İftira atarak yalan söyleyerek gündemi değiştireceğini zannedenler aldanırlar, kendilerini de aldatırlar. İftira atarak, yalan söyleyerek karşısındakini küçülteceklerini zannedenler, tam tersine kendilerini küçültürler" diye konuştu.

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın kendisiyle ilgili hiçbir mesnedi, dayanağı olmayan, hiçbir belgeye ve bilgiye dayanmayan bir iddia ortaya attığını belirten Erdoğan, şunları söyledi:

"Güya Uludere’de operasyon bana sorulmuş; ’50 kişilik grup var, içlerinde sivil var, ne yapalım’ diye sormuşlar. Ben de BDP Genel Başkanının o çirkin iddiası ile söylüyorum; ’Neye mal olursa olsun vurun’ demişim.

İşte bu tarz siyaset, seviyesiz siyasettir, ahlaksız siyasettir. Bunlar beş tane ellerine ver güdemezler, kaybederler veyahut tenha bir yerde kesip kebap yapma yoluna giderler.

Bu iddianın, bu ithamın içinde cahillik var, tecrübesizlik var, husumet var, şark kurnazlığı var, ama bunlardan çok daha vahimi bu iddianın, bu ithamın içinde maalesef siyasi ahlaksızlık var. Böyle bir hezeyanı gündeme getirmek sadece ve sadece acziyettir. Siyaset üretemeyenler, muhalefet üretemeyenler işte böyle acziyet üretir, ürettikleri acziyetten çare umarlar ve o acziyetin altında kalırlar.

Şunu BDP Genel Başkanına hatırlatmak isterim, Başbakana yönelik bu tür cahilce ithamlar BDP’nin Uludere hadisesini istismar çabasını, Uludere hadisesi için yapılan basın toplantısında kahkaha atma ahlaksızlığını örtmez, örtmeye de yetmez. Bu cahilce ithamlar BDP’nin artık gizlenemez hale gelen kimlik bunalımını da örtmeye yetmez."

Güvenlik güçlerine genel çerçevede yetki verdiklerini ve hükümet etmenin de bu olduğunu vurgulayan Erdoğan, bu genel çerçeve içinde de güvenlik güçlerinin yetkisini kullandığını söyledi. Erdoğan, "Gerekirse yine bazı konularda bize danışabilirler, sorabilirler. Ama bunların tabi bugüne kadar böyle bir şey yapmaları söz konusu olmadığı için, bunlara talimat dağdan geldiği için böyle yapmaları mukadder" diye konuştu.

-"SİZ İMRALI’YA, BİZ HALKA SORARIZ"-

BDP’nin sürekli İmralı’yı adres gösterdiğini, sonra da diyalogdan, siyasette muhatap alınmaktan söz ettiklerini belirten Erdoğan, söyle devam etti:

"Biz sizi siyasette muhatap aldık. Ben de görüştüm, yardımcılarım da görüştü. Ama siz dağa sormadan, İmralı’dan haber gelmeden hiçbir zaman adım atamadınız. Sizin iradeniz yok, sizin karar verme yetkiniz yok. Ancak oralardan müsaade gelirse siz adım atabilirsiniz. Ama biz sadece ve sadece halkımıza sorarız, halkımızdan aldığımız yetkiyi de kullanırız.

Söyledikleri ne? (Efendim BDP’yi kriminalize ediyormuşuz). Açık söylüyorum, kim illegaliteye bulaşırsa, kim terör örgütü ile içli dışlı olursa, kim hak hukuk tanımazsa, yargı da gider gereğini yapar. Kimsenin hukuk karşısında imtiyazı yoktur, kimyese de ayrıcalık yapılamaz."

Başbakan Erdoğan, Uludere istismarı üzerinden devam eden, terörle mücadeleyi akamete uğratacağını sananların büyük bir yanılgı içinde olduklarının altını çizerek, "Askerimizle, polisimizle, jandarmamızla, tüm istihbarat ve güvenlik birimlerimizle yürüttüğümüz başarılı mücadele kesintisiz sürecektir, buna ara vermek yok. Terör olduğu sürece, terörle mücadele de olacaktır. Kimsenin de güvenlik güçlerimizin motivasyonunu kırmasına izin vermeyeceğiz. Yaşananlardan dersler çıkarak daha büyük bir azimle terörle etkin mücadele etmeyi sürdüreceğiz" dedi.

-"BDP LOKOMOTİF, CHP VAGON"-

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da BDP’nin bu ahlak dışı iddiasına, iftirasına sahip çıktığını ve tekrar ettiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, "Sadece BDP değil, ana muhalefet partisi CHP tam bir acziyet içinde. O kadar acziyet içinde ki en başından itibaren Uludere hadisesinde BDP’nin peşine takılıp gitmekten hiç gocunmadı, hiç yüksünmedi. Ben, halk oylaması ve 12 Haziran seçimleri öncesinde ’CHP’nin lokomotif, BDP’nin de onun vagonu olduğu’nu söylemiştim. Sözümü geri alıyorum, meğer lokomotif BDP, vagonu da CHP’ymiş. Bu tren artık nereye gider, hangi istasyona gider, onu da milletin takdirine ve muhayyilesine sevk ediyorum" diye konuştu.

-"MANŞETLE GELEN, MANŞETLE GİDER"-

Erdoğan, "İşte CHP’de şimdi o ah çıkıyor, aheste aheste çıkıyor. CHP Genel Başkanı partisinin içindeki sıkıntıları aşmak için güya gündemi değiştirmek için, akla ziyan açıklamalar yapıyor. Kendi arkadaşlarının kendisiyle ilgili iddiasına çıt çıkarmayan Sayın Kılıçdaroğlu, belki gündemi değiştiririm diye BDP’nin ipine, hezeyanlarına sarılıyor. Kusura bakmayın Sayın Kılıçdaroğlu, biz söyleyeceğimizi zamanında söyledik; ’manşetle gelen, manşetle gider.’ Ayak oyunlarıyla gelen ayak oyunlarıyla gider. İşte bir CD olayı. ’Ben aday değilim’ diye genel başkanını ziyaret et, ertesi gün de hemen aday oluver. Çok dürüst bir insan maşallah. Ama Allah var, biz AK Parti olarak Sayın Kılıçdaroğlu’ndan son derece memnunuz" dedi.

-ASKERLİK ŞUBELERİ MEB’E DEVREDİLİYOR-

Başbakan Erdoğan, ayrıca 6 Temmuz 2009’dan itibaren Milli Savunma bilgi sistemi ile birlikte askerlik işlemlerinin kayıtlı olunan askerlik şubesinden değil, en yakın askerlik şubesinden yapılabilir hale geldiğini hatırlattı. Erdoğan, bu nedenle işlem sayısı azalan küçük ilçelerdeki askerlik şubelerinden 181’inin kapatılacağını bildirdi. Böylece 40 milyon TL tasarruf sağlanacağını da vurgulayan Erdoğan, askerlik şubelerinden uygun olan binaların Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilerek, okul öncesi eğitim maksadıyla kullanılacağını söyledi.

Kadın ve Aile Bireylerinin Şiddetten Korunmasına Yönelik Yasa Tasarısı’nı da dün Bakanlar Kurulu’nda kabul ettiklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu tasarıyla hem kadın ve aile bireylerine yönelik şiddetin önüne geçmeyi hem de şiddete maruz kalan bireylerin çok daha güçlü ve sağlıklı şekilde korunmasını öngörüyoruz. Şiddete maruz kalan ya da kalma ihtimali olan bireyler vali ve kaymakamlar tarafından koruma altına alınabilecek, barınma imkanı sağlanacak, gerektiğinde kendilerine koruma verilecek. Hatta çok daha acil durumlarda bu tedbir kararını kolluk amirleri de verebilecek. Şiddet veya şiddet ihtimaline karşı çok sayıda ve etkili tedbiri bu yasayla uygulamaya geçiriyoruz."

 
Milliyet, 31.01.2012

Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.