Gündem

Mehmet Ali Birand ve Rıdvan Akar'ın hazırlayıp sundukları 32. Gün haber programına konuk olan Ahmet Türk, Kürt sorununun çözümüyle ilgili açıklamalarda bulundu.

DTP lideri, “Yarın böyle bir şey (barış diyalogu) olursa ben Kandil'e bile gidip bazı şeyleri tartışmaya hazırım" dedi.

Türk, Kürt sorununun çözümünde siyasi sürecin işleyebilmesi için askeri operasyonların durması gerektiği söylemini yineledi ve PKK'nın da, çatışmasızlık kararına tam olarak uyması gerektiğini ifade etti.

Türk, bu süreçte sık sık operasyonların yapılıyor olmasının bir "etki-tepki" durumu ortaya çıkardığını ve insanları farklı bir atmosfere götürdüğünü kaydetti.

Başbakan Erdoğan'ın kendisine bir randevu verip vermediği sorusunu da yanıtlayan Türk, basının bazı şeyleri abarttığını söyledi ve Başbakan'ın sadece elini tutmak için görüşme isteğinde bulunmadıklarını ama herkese vicdani sorumluluk düştüğünü belirtip, böyle bir süreçte oturup tartışmak gerektiğine vurgu yaptı.

Türk, "İkna etmek lazım. Bizim ikna edebileceğimiz bir yöntem varsa, icranın başı olan bir insanın, 'Evet arkadaş, Demokratik Toplum Partisi'nden beklentimiz şu, bu konuda şu çalışmaları yapması...' Kendisinin, demokratik yöntemlerle sorunun çözümü konusunda en azından başta bir niyetini ortaya koyması gerekir. İşte biz, bütün bunları konuşmak, tartışmak için randevu istedik" dedi.

Barış için risk almaya hazır olduklarını, kendilerine düşen rolü oynamaya da hazır olduklarını belirten DTP lideri, “Yeter ki bu kanı durduralım" diye konuştu.

Türk, "Görüşmeler yapmaya hazırız, hatta gidip tartışmaya hazırız, bu konuda çok rahatız. Yarın böyle bir ortam olursa ben Kandil'e bile gidip bazı şeyleri tartışmaya hazırım. Yeter ki barışçıl bir sürecin önünü açalım" ifadesini kullandı.

Rıdvan Akar'ın programda Ahmet Türk'e "Diyarbakır Cezaevi'nde kaldınız ve oradaki işkencelerden nasibinizi aldınız, hiç isyan edip, 'ben de bir gün dağa mı çıksam' diye düşündüğünüz oldu mu?" sorusuna, Türk " “İnanın ki böyle bir düşünceye sahip olmadım ama tabii ki bizi zorlayan bir süreçti. Yani çoğu zaman kalkıp 'Yarabbi, bizim canımızı al, bizi bu işkenceden kurtar' diyorduk, bunu bütün samimiyetimle söylüyorum" cevabını verdi.