Gündem

 Deniz Feneri Balyoz Harekat Planı
 Demokratik Açılım İrtica Eylem Planı
 Siyasi Gündem Ergenekon
 Ekonomik Gündem 

 Gündem > Siyasi Gündem > Bahçeli: Yüzde bir ihtimal Mehmetçik zarar görecekse gereği yapılmalı

Bahçeli: Yüzde bir ihtimal Mehmetçik zarar görecekse gereği yapılmalı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Irak'ın Uludere sınırına yakın kesiminde meydana gelen olaya ilişkin, ''Yüzde bir bile ihtimal olsa sınırlarımızdan kanun dışı yollardan girenlerin bir tek Mehmetçiğe, bir tek vatandaşımıza zarar vereceği hesap ediliyorsa ve bu bir tehdit olarak görülüyorsa devlet derhal gereğini yapmalıdır ve bu son olayda da yapmıştır'' dedi.

Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, terörist geçiş güzergahı olarak belirlenen bir sınır noktasında, havadan düzenlenen operasyon neticesinde sivillerin hayatını kaybetmesinin birçok kuşku ve muammayı da gündeme getirdiğini söyledi. Bahçeli, ''Yapılan cenaze törenlerinin PKK şovuna çevrilmesi, örgüt paçavralarının tabutları üzerine serilmesi esasen olayın arkasındaki sisli yanları da kısmen netleştirmiştir'' diye konuştu.

Bugün kadar olaya ilişkin Genelkurmay Başkanlığı dışında doyurucu, resmi bir açıklama yapılmadığını belirten Bahçeli, şöyle devam etti:

''Artık Türkiye'de hiç kimsenin Irak'ın kuzeyinden kaynaklı bir terör tehdidinin bulunmadığını söyleme imkanı kalmamıştır. Elbette ki yıllardan beri süregelen tanımıyla Irak'ın kuzeyi Barzani ve Talabani tarafından yönetilmekte, PKK bunların koruyucu kanatları altında vahşi eylemlerini sürdürmektedir. Barzani ve Talabani, PKK'nın yanında ve himaye edenleridir.

PKK terör örgütünün arkasında Türkiye ve bölge üzerinde oynan küresel projeler vardır. ABD kendisinin Taliban'a, El Kaide'ye yaptığını, Türkiye'nin PKK'ya yapmasına rıza göstermemektedir. ABD'ye rağmen veya ABD'yi ikna ederek, Kandil'e girilmesi ve konuşlanılması mutlak anlamda şarttır. Hükümete, Kandil'e bayrak dikilmesi yönündeki çağrımızın gerisinde bu bariz ve ikamesi olmayan tespit bulunmaktadır.

Türkiye'ye yasadışı yollardan araziyi kullanarak giriş-çıkış yapanlar vardır ve adına 'kaçakçılık' denilen bir hayat tarzını hala sürdürmektedirler. Teröristlerin geçiş ve ilerleyiş güzergahında kaçakçılıkla meşgul olanlar ya PKK provokasyonlarına, istihbarat yanıltmalarına alet edileceklerdir ve bu şekilde canlı hedef haline getirilerek, isyan provalarına mazeret oluşturacaklardır ya da yasadışı kaçakçılıkla hayatlarını sarp kayalıklarda ve dar geçitlerde heba edeceklerdir.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin harekat yaptığı alan, meşru bir sınır kapısı veya gümrük noktası değil teröristlerin sürekli sızıp kanlı eylemlerini yaptığı önemli bir tehdit bölgesidir. Üstelik bu alanda yerleşim yeri olmadığı gibi insan da yaşamamaktadır.''

-''Güvenlik kuşağı oluşturulsun''-

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Uludere sınır bölgesinde ölenlerin, bu kadar büyük grup halinde terör örgütü PKK'nın etkin olduğu alanda güven içerisinde kaçakçılık yapmalarının akıllara iki konuyu getirdiğini belirterek, ''Bunlar kendilerine dokunulmayacağını ihsas eden bir garanti almışlar ya da terör örgütünün yeni bir oyunu dahilinde tuzağa çekilip, öldürülme ihtimaliyle yüz yüze bırakılmışlardır. Yüzde bir bile ihtimal olsa sınırlarımızdan kanun dışı yollardan girenlerin bir tek Mehmetçiğe, bir tek vatandaşımıza zarar vereceği hesap ediliyorsa ve bu bir tehdit olarak görülüyorsa devlet derhal gereğini yapmalıdır ve bu son olayda da yapmıştır'' şeklinde konuştu.

Bahçeli, Türkiye'nin mutlaka kendine avantaj sağlayacak arazi derinliğine sahip olacağı yerden itibaren bir an önce güvenlik kuşağı oluşturması gerektiğini söyledi.

 

***

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''İkinci yıkım sürecinin de kurdelesi kesilmiştir. Yıkım koordinatörü ve Habur zanlısı bakan, 'şiddet içermeyen her düşünce serbest kalacak' diyerek, Başbakanından icazetli olarak yeni bir hamle daha yapmıştır'' dedi.

Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, 2011 yılına ilişkin değerlendirmelerini paylaştı.

Zor ve sıkıntılarla yüklü bir yılın geride bırakıldığını belirten Bahçeli, ''Temenni ederim ki 2012 yılı, barışın, esenliğin ve kardeşliğin hakim olduğu, dargınlıkların ve ihtilafların son bulduğu bir yıl olur'' temennisinde bulundu.

Geçmişin samimi ve dürüst muhasebesinin, geleceğin inşasında önemli katkılar sağlayacağını belirten Bahçeli, ''Başbakan Erdoğan'ın 'kalfalık' ve 'ustalık' olarak isimlendirdiği 'yıkım' ve 'parçalanma' dönemleri 2011 yılında kesişmiş ve tüm acı meyvelerini vermeye başlamıştır'' ifadesini kullandı.

''MHP'siz siyaset ve Meclis arayışlarının, AKP'nin taşeronluk yaptığı mahfiller vasıtasıyla hızlandırıldığını ve arkası arkasına kurulan tuzaklar kutlu davamızı hedef tahtası yaptı'' açıklamasında bulunan Bahçeli, şöyle devam etti:

''Sözüm ona MHP olmazsa veya etkisiz olursa, milli mukavemet ortadan kalkacak, milliyetçi direnç zayıflayacak ve Türk milleti tüm şirret emellerin görüş ve müdahale menziline kolaylıkla girebilecektir. İşte 2011 yılında bize yönelik kara kampanyanın, karanlık kumpasın özünde ve içeriğinde bu beklentiler yer almıştır. Ancak, AKP ve yanlarında hizalanarak işbirliği yaptığı Okyanus ötesi, Kandil, İmralı ve peşmerge kalıntısı MHP'siz Meclis amacına ulaşamamışlar ve Türk milleti, kendisine karşılıksız sevgiyle bağlı olan Üç Hilali yalnız bırakmamıştır.

AKP Hükümeti, deyim yerindeyse ateşle çevrili bir alana, bulaşıcılığı yüksek hadiselerin ortasına ülkemizi gözü kapalı bir biçimde sürüklemiştir. Bunların en başında ise 'Arap Baharı' isimli BOP projesi ve uygulaması gelmiştir. Arap Baharının ya da yutturulmaya çalışılan yeni ismiyle uyanışının hızla dönen ibresi şimdi de Suriye'yi göstermiştir. Yanı başımızdaki kaosun yavaş yavaş sınırlarımıza yaklaştığını, içimizdeki bölücü simaların mazeret arayışlarına dayanak oluşturduğunu, maalesef ne Başbakan Erdoğan ne de siyaseti birlikte adımladığı şahsiyetler henüz tam olarak fark edememiştir. Diyarbakır'ı Tahrir'e çevirme çağrısı ve eğilimi bizim dışımızda hiç kimsede uyarıcı bir etki yapmamıştır. Sınırlarımızın hemen yakınındaki kan, kavga ve barut kokusunun gölgesi üzülerek söylemeliyim ki üzerimize düşmeye başlamıştır.

Türk milletinin değerlerine, kutsallarına ve milli yeminlerine karşı diş bileyen kim varsa emel ve güç ittifakı içine girmiş ve AKP;ye omuz vermiştir. Bu yüzden İmralı mukimi bebek katili AKP'den memnun kalmıştır.''

-''Kabuk değiştirerek...''

''Başbakan Erdoğan çıraklık döneminde yıkımın alt yapı çalışmalarını gerçekleştirmiş, kalfalık döneminde yıkımı demokratik açılım maskesiyle perdelemiş ve ustalık döneminde de kabuk değiştirerek parçalanmaya dönüşmesi için vaatte bulunmuştur'' iddiasında bulunan Bahçeli, 61. Hükümet Programı'nın bunun işaretleri, belirtileri ve izleriyle dolu olduğunu ileri sürdü.

''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, bir tek kişi dahi olsa, herkesin diline, inancına, kültürüne, değerlerine, yaşam tarzına ve tüm farklılıklara saygı duyacaklarını ifade ettiğini'' hatırlatan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Şüpheye yer bırakmayacak şekilde söyleyebiliriz ki AKP'nin bölücülük kodları ve hedefleri bu sözlerde gizlidir. Hükümet Programı üzerinde yaptığım konuşmada, farklılıklara yapılan özel vurgunun, etnik kimliklerin ayrılıkçı eğilimlerinin ve otonom hareket etme taleplerinin önünü açacağını önemle ikaz etmiştim. Farklılıkların özendirilerek millet yapısının güçlenmiş olmayacağını, bilakis var olan derin bağların gevşeyeceğini ve kırılgan bir noktaya gerileyeceğini ifade etmiştim.

Hükümetin bir bakanının, bütçe görüşmelerinin son gününde Meclis Genel Kurulundaki zırvalarıyla, bölücülükten sabıkalı bir milletvekilinin haddi ve sınırı aşan düşüncelerini Başbakan'ın az önce gündeme getirdiğim yaklaşımından ayrı ve bağımsız ele almak doğru değildir. Sorarım sizlere, bundan sonra AKP tek millet anlayışından nasıl bahsedecektir? Tek devlet, tek vatan ve tek bayrak kabullerini nasıl savunacaktır? Tabiidir ki bu sorulara verilecek tutarlı ve namuslu cevaplar yoktur ve bölücülük dehlizinde bilincini kaybeden bozguncular, kötülükleri mayalandırarak millet varlığını akamete uğratmaya var güçleriyle uğraşmaktadır.

Bu sürece paralel olarak parçalanmanın ara duraklarından olan ikinci yıkım sürecinin de kurdelesi kesilmiştir. Yıkım koordinatörü ve Habur zanlısı Bakan, 'şiddet içermeyen her düşünce serbest kalacak' diyerek, Başbakanından icazetli olarak yeni bir hamle daha yapmıştır. Görüldüğü kadarıyla Türk Ceza Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu ve yargının hızlandırılması, bölücülüğün aklanarak millet varlığına yedirilmesi için dozajı artan bir şekilde gündeme getirilecektir. Hala Habur'u savunan yıkım ve parçalanma bakanı, anlaşılan PKK'yı ve İmralı canisini de kapsamına alan bir hukuki düzenleme için şimdiden kolları sıvamıştır.''

Zaman, 03.01.2012


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.